Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/809 E. 2022/997 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/809 Esas – 2022/997
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/809
KARAR NO : 2022/997

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 29.10.2020 tarihinde maliki olduğu 16 … 990 plakalı Yamaha marka, 2017 Xmax İron ABS model, SG26 tip motosikleti ile Yeniceköy’e doğru seyir halinde iken davalı …’ın işleteni olduğu ve davalı … kontrolündeki 16 JLC 45 plakalı Ford Transit marka minibüsün hızlı bir şekllde kendisine doğru gelmekte olduğunu fark ettiğini, kendisini korumak gayreti ile matosikleti yolun sağına doğru kırarak durabilmiştir. Davalı …, Müvekkilin savrulmasına neden olmasına rağmen aracı durdurarak Müvekkili tahkir edici hakaret içerikli davranışlarda bulunmuş, taraflar kısa bir süre tartıştıktan sonra Davalı … sürmekte olduğu aracı önce geri vitese alarak hızlı bir şekilde geri gitmiş, ardından müvekkilin koluna ayna ile vurmak suretiyle süratle olay yerinden kaçtığını, müvekkili kendisine saldırıp kaçan davalıyı durdurmak amacıyla İnegöl Edebeyköy Maheallesi yolunda davalı …’ı kısa bir süre takip etmiş, bu esnada davalı … camı açarak Müvekkile sinkaf içeren hakaretler etmiş ve nihayetinde davalı … sürmekte olduğu aracı yolun solunda durdurmüş ve Müvekkil de motosiklet ile davalırın sürdüğü aracın arkasında durduğunu, kısa bir süre durduktan sonra Davalı Şefer Özcan, aniden aşırı süratli bir biçimde 8 metce kadar ileri gitmiş ve hızla Müvekkilin üzerinde bulunduğu motosiklete doğru E€eri gelmeye başlamış, Müvekkil can havli ile kendisini şavurmuşsa da yukarıda bilgileri verilen Müvekkile ait motosiklet, davalı …’ın hâkimiyetindeki aracın altında kaldığını, davalı Şefer Özcan, buna rağmen eylemini sona erdirmemiş ve Müvekkile ait motosiklet aracın altında ikengaza basmaya devam ettiğini, bu nedenle Müvekkile ait motosiklet ağır derecede hasar gördüğünü, davalı … ardından bir bıçakla birlikte arabadan inerek Müvekkile saldırmış ve Müvekkili darp etmek ve bıçaklamak suretiyle yaraladığını, olay daha vahim bir noktaya gelmeden eşrafın ayırması ite olay yerine kolluk kuvvetleri intikal ettiğini, bu olay üzerine T.C. İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2020/11165 soruşturma numaralı dosya kapsamında soruşturma başlatıldığını, soruşturma kapsamında; İnegöl Yamaha Bayüi Kaplan Motorlu Araçlar’dan alınan görüş doğrultusunda davalı …’ın eylemi nedeniyle Müvekkile ait 16 … 930 plakalı Yamaha marka, 2017 Xmax Iron ABS model, 5626 tip motosikletin 20.000 ile 25.000,00-TL olacağı tespit edildiğini, net hasarın tespit edilebilmesi için aracınsökülmesi gerektiği şerhi düşüldüğünü, soruşturma nihayetinde T.C. İnegöl 2. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde görülen kovuşturma neticesinde davalı …, Müvekkili yaralamak ve Müvekkile ait 16 … 990 plakalı motosiklete zarar vermesi dolayısıyla İnegöl Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/106 Esas, 2021/233 Karar ve 06.04.2021 tarihli gerekçeli karar uyarınca üzerine atılı yaralama ve mala zarar verme suçlarının sübut bulması nedeniyle cezalandırılmış ve karar kesinleştiğini, müvekkilinin 06.10.2020 tarihinde edindiği motosiklet, henüz kullanılamadan davalı …’ın haksız eylemi neticesinde büyük bir zarara uğramış ve kullanılamaz hale gelmiştir. Müvekkil, oluşan maddi zararın ve değer kaybının tazmini amacıyla öncelikle 312777820 Poliçe Numarası İle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası tarafı davalı Türkiye Sigorta A.Ş’ye başvuruda bulunduğunu, yapılan başvuruya on beş gün içinde cevap verilmemesi üzerine tarafımızca İnegöl Arabuluculuk Bürosu’nun 20201/138 Büro, 2021/72342 Arabuluculuk numarası ile sürücü davalı …, 16 JLC 45 plakalı aracınişletenidayalı … ve 16 JLC 45 plakalı aracın olay tarihi olan 29.10.2020 tarihinde 312777820 Poliçe Numarası İle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Sözleşmesi tarafı davalı Türkiye Sigorta A.Ş. taraf gösterilerek dava şartı arabuluculuk başvurusu yapılmış, yapılan görüşmeler olumsuz sonuçlandığını, yaşanan olay nedeniyle Müvekkile ait motosiklet büyük bir maddi hasar görmüş olup, olay Müvekkil olay tarihinden bu yana maddi imkânsızlıklardan dolayı motosikleti tamir ettirememiş ve kullanamadığını, bu nedenle, davalı …’ın kusurlu eylemi ite neden olduğu maddi zararın giderilmesi için işbu davayı açma mecburiyeti hâsıl olduğunu, müvekkile ait motosikletin keşif marifetiyle dış ve iç aksamının incelenerek hasar tespitinin yapılmasına, tespite istinaden KDV dâhil onarıma ilişkin onarım, yedek parça, işçilik ücreti dâhil onarım masrafı hakkında Yamaha Yetkili Servisinden fiyat teklifi de alınmak suretiyle bilirkişi incelemesi yapılarak tazminata hükmedilmesini talep ettiğini, öte yandan olay tarihine kadar hiçbir TRAMER kaydı bulunmayan Müvekkile ait motosiklet, yaşanan haksız fiil nedeniyle değer kaybına uğradığını, Müvekkile ait Yamaha marka, 2017 Xmax Iron ABS model, 5626 tip ve 10.000 km olan motosikleti yaşanan olay nedeniyle kullanılamaz hale gelmiş ve hasarın giderilmesi halinde dahi emsalleri değerinde satılması mümkün olamayacağını, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihti iptal kararı ve yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince motosiklette oluşan gerçek değer kaybının, yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde, hasar boyutu dikkate alınarak, hasarsız aynı kilometrede aynı donanıma sahip ve hasar geçmişi yönünden emsal nitelikteki araçların 2. el rayiç piyasa değeri gözetilerek tespit editmesini ve değer kaybı tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilinin aracının davalı … tarafından kullanılamaz hale getirilmesi nedeniyle büyük bir sarsıntı geçirmiş, olay tarihi itibariyle motosikletini kullanamadığını, müvekkilinin motosikleti 06.10.2020 tarihinde edinmiş, davaya konu haksız fiil ise 29 10.2020 tarihinde gerçekleştiğini, müvekkilinin motosikleti sadece 23 gün kullanabildiğini ve ardından davalı …’ın haksız fiili nedeniyle işbu tarihe kadar motosikleti kullanamadığını, müvekkilinin başkaca bir aracı da bulunmadığı için gerek yaşanan olay nedeniyle gerekse aracı kullanamamış olması nedeniyle büyük bir üzüntü yaşadığını, yaşanan haksız fiilin müvekkilinin nezdinde büyük bir elem ve ızdıraba sebep olması nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararın davalılar … ve işleten sıfatıyla davalı … tarafından tazmin edilmesini talep ettiklerini, davalı …’ın işleteni olduğu ve davalı … kontrolündeki 16 JLC 45 plakalı Ford Transit marka minibüs, mahiyeti itibariyle ticari kullanıma özgü bir araç olması nedeniyle; hükmedilecek maddi ve manevi tazminatlar yönünden Karayolları Matorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Sözleşmesinin tarafı olan davalı sigorta firmasının yanı sıra davalılar aleyhine de avans faizine hükmedilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin hasara uğramış motosikleti mali durumunun elvermemesi nedeniyle tamir ettirememiş olup, araç atıl halde durduğunu, müvekkilinin bahse konu motosiklet dışında başkaca bir aracı bulunmadığını, müvekkilinin geçirdiği iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik ödeneği almakta olup, bu ödenek haricinde başkaca bir gelir bulunmamakta ve adına kayıtlı davaya konu motosiklet haricinde de herhangi bir taşıt bulunmadığını, aracın davalı …’ın haksız fiili nedeniyle zarara uğradığı ekte ibraz edilen İnegöl 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/106 Esas, 2021/233 Karar sayılı ve 06.04.2021 tarihli gerekçeli kararı ile sabit olup, İlgili karar kesinleştiğini, davalı … işleten sıfatıyla 2918 sayılt Karayolları Trafik Kanunu’nun 85.maddesi gereğince davalı …’ın haksız fiilinin sonuçlarından işleten sıfatı ile sorumlu olduğunu, diğer davalı Türkiye Sigorta A.Ş., karayolu üzerinde hareket halinde olan davalı …’ın işleteni olduğu 16 JLC 45 plakalı aracın hareketi nedeniyle müvekkiline ait matosiklette zararın doğmuş olması hasebiyle tarafı olduğu 312777820 Poliçe Numarası İle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Sözleşmesi gereğince 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun mali sorumluluk sigortası hükümleri ve Karayalları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 hükmü ve ilgili hükümleri uyarınca poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla Müvekkil nezdinde doğmuş olan maddi zarardan sorumlu olduğunu, aracın kullanılabilir hale gelmesi için tamirinin yapılması amacıyla davalı Türkiye Sigorta A.Ş.’ye yapmış olduğumuz başvuru cevapsız bırakılmış, arabuluculuk süreci de anlaşmama ile sona erdiğini, davanın sonuçlanmasına dek araç kullanılamaz halde ve atıl vaziyette kalacak olup, müvekkilin aracı kullanılabilecek hale getirecek tamiratı sağlamaya elverişli maddi geliri bulunmadığını, dava sonucu, Müvekkil nezdinde beklenen faydayı sağlayamayacağını, müvekkilinin hâlihazırda başka bir aracı bulunmadığını, Zarar gören, iddiasının haklılığımı gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekanomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebileceğini, davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verilebileceğini, açıklanan nedenler ve ekte ibraz edilen deliller nazara alınarak T.C. İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/11165 soruşturma numaralı dosyası Zarar Tutanağı ve Yedek Parça Fiyat Listesi ile tespit edilen 18.193-TL yedek parça bedelinin ve 1.500,00-TL işçilik ücreti olmak üzere toplam 19.693,00-TL’nin 6098 sayılı Türk Barçlar Kanunu’nun 76.maddesi uyarınca davalılar tarafından Müvekkile geçici ödeme yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle geçici ödeme talebimiz değerlendirilmesi talebiyle; T.C. İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/11165 soruşturma numaralı dösyası Zarar Tutanağı ve Yedek Parça Fiyat Listesi ile tespit edilen 18.193-7L yedek parça bedelinin ve 1.500,00-Ti, işçilik ücreti olmak üzere toplam 19.693,00-TL’nin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 76.maddesi uyarınca davalılar tarafından Müvekkile geçici ödeme yapılmasına, belirsiz alacak davamızın kabulüyle bilirkişi incelemesi şanrasında artırım hakkımız saklı kalmak kaydıyla; 18,693,00-TL hasar bedeli ve 500,00-TL değer kaybının kaza tarihi olan 29.10.2020 tarihinden itibaren işlemiş olan avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, 10.000,00-TL manevi tazminatın 29.10.2020 tarihinden itibaren işlemiş olan avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalı … ve davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu olay davacının ilk olarak yapmış olduğu trafik ihlali nedeniyle gerçekleştiği sabit olduğunu, bunun yanısıra yine ilk haksız fiil eyleminin davacı tarafından kask ile müvekkilimize vurmak suretiyle gerçekleştirildiği de sabit olduğunu, müvekkiline zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan aracın, davacının trafik kurullarını hiçe sayarak olay günü 16 JLC 45 plaka sayılı aracı ile köy girişine geldiği esnada davacının 16 … 990 plaka sayılı motosikleti ile önüne geçmesi sebebiyle ani fren yapmak zorunda kalmış olup, aralarında sözlü tartışma yaşandığı esnada, davacının, müvekkilimizin aracı seyir halinde iken sağ kapısını açtığını, müvekkilimizin buna rağmen kapısını kapatarak İnegöl’e bağlı Edebey mahallesi güzergahında yoluna devam ettiği, davacının müvekkilimizi ısrarlı bir şekilde takip ettiğini, olayı konuşarak çözmek isteyen müvekkilimiz aracını yolun sol tarafına yanaştırarak durdurduğunu, o anda aracın yol üzerinde durduğunu fark eden müvekkilimiz geri manevra yapmak suretiyle aracı yol kenarına çekmek istediğinde davacının motorsikletini müvekkilimizin aracının hemen arkasına mesafe bırakmaksızın durması neticesinde kör noktada kalan motosikle hafifçe çarpmış, motosiklet aracın arka kısmının altında kaldığını, sesi duyan müvekkilimiz derhal aracını durdurmuş ne olup bittiğine bakmak üzere araçtan indiğinde davacının kasklı saldırısına maruz kaldığını, söz konusu olaya ilişkin İnegöl 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/106 E. Sayılı dosyasında söz konusu olayın detayları da mevcut olduğunu, tüm bunların yanı sıra davacıya ait motorsiklette meydana gelen hasarın kabulü mümkün olmadığını, konu ile ilgili öncelikle belirtmek isteriz ki, müvekkilinin sebep olduğu hasarın bu denli yüksek olmadığı kanaatinde olduklarını, sonuç olarak motorsikletin kaza öncesi nasıl bir durumda olduğu davacı tarafından belgelendirilemediğini, biz bu hususta davacı şahsın kötü niyetli olarak bu şekilde bir zarar beyanı verdiği kanaatinde olduğunu, davacının kaza öncesi motosikletinin kusursuz olduğunu ispat etmesi gerektiğini, aksi halde tüm tamirat ve tadilat işlemlerinden müvekkilimizin sorumlu tutulması hukuka aykırılık teşkil edeceğini, davacının aracının emsallerini araştırdığımızda 2017 model Yamaha Xmax Iron ABS model bir aracın değerinin 19.500 TL olduğu tarafımızca tespit edildiğini, durum böyle iken aracın hasar bedelinin satış bedeli ile benzer seviyede olması hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, emsal araca ilişkin emsal ilan da da görüleceği üzere; aracın ikinci el fiyatı ile davacının hasar tespiti neredeyse eş değer olduğunu, söz konusu geriye dönük hasarlarında müvekkilimizin eylemi bahane edilerek kendisinden tahsil edilmeye çalışıldığı kanaatinde olduğunu, yapıldığı iddia olunan tamirat işleminin yüksek değerler üzerinden gösterildiği aşikar olduğunu, kaldı ki duran bir aracın hemen arkasına park edilen motosikletin yaklaşık 30-40 cm. Arkasında iken aracın geri gidiş hızına bakıldığında böylesine büyük bir hasara yol açması da fiziken mümkün olmadığını, davacının manevi tazminat talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğu kanaatinde olduğunu, davacının motosikletini kullanamaması sebep gösterilerek talep edilen manevi tazminatın hakkın kötüye kullanılmasından öteye gitmediğini, manevi tazminat sayın mahkemenizce de takdir edileceği üzere zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, manevi tazminat, kişinin uğramış olduğu haksız fiil nedeniyle üzüntü, elem duyması, kişilik haklarının zedelenmesi sonucu belli bir meblağ ödenmesinin talebi olduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nun 56. ve 58. maddesinde düzenlendiğini, ilgili maddelerde; bedensel bütünlüğün zedelenmesi halinde olayın özellikleriyle zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat altında ödenebileceği belirtildiğini, ancak mevcut dosya kapsamında davacının bırakın böyle bir elem duymasını, olayın hemen ardından müvekkilimize fiziksel saldırı gerçekleştirerek müvekkilimizi yaraladığı ceza dosyası ile de sabit olduğunu, davacının geçici ödeme talebinin de reddedilmesi gerektiğini, söz konusu dosya kapsamında hasar bedeli anlamında büyük çelişkiler mevcut olduğundan ileride telafisi mümkün olmayacak zararların önüne geçebilmek adına davacı vekili tarafından yapılan geçici ödeme talebinin reddedilmesi talep ettiklerini, tüm bunların yanı sıra davacı tarafından müvekkilimizin vücut dokunulmazlığına karşı yapılan haksız fiil eylemine karşı dava açma hakkımızı da saklı tuttuklarını, bu nedenlerle haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türkiye Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı taraf HMK madde 107 uyarınca davasını cismani zarardan kaynaklı belirsiz alacak davası davası olarak ikame ettirdiğini, HMK madde 107 uyarınca “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” denildiğini, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2015 tarihli 2014/1565 Esas 2015/12947 Karar nolu kararında “Bu noktada şu da açıklığa kavuşturulmalıdır ki, şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir. Zira, burada talep açıktır, bu sebeple 6100 sayılı Kanun’un 119/1-ğ. maddesinin uygulanarak süre verilmesi mümkün değildir; aslında açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir. Buradaki hukuki yarar, sonradan tamamlanacak nitelikte bir hukuki yarar değildir. Çünkü, dava açıldığında o sırada mevcut olmayan hukuki yarar, bunun da açıkça mahkemece bilindiği bir durumda, tamamlanacak bir hukuki yarar değildir. Aksinin kabulü, aslında açık olan talep sonucunun süre verilerek davacı tarafından değiştirilmesi ve bulunmayan hukuki yararın sağlanması için davacıya ek imkan sağlanması anlamına gelecektir ki, buna usûl bakımından imkan yoktur, böyle bir durum taraflar arasındaki eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır (H. Pekcanıtez/O. Atalay/M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 14. Bası, Ankara 2013, s. 454)…..” Yargıtay kararları ve kanun doğrultusunda alacağın belirlenebilir olduğu durumlarda davanın reddi gerektiği belirtildiğini, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaatinin bulunmaması sebebiyle, huzurdaki davanın usul yönünden reddi gerektiğini, öncelikle KTK madde 97 uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denildiğini, ilgili maddenin açık hükmünden anlaşılacağı üzere dava şartı olarak öncelikle sigorta şirketine başvuru yapılması gerektiğini, davacılar tarafından sigorta şirketine herhangi bir yazılı başvuru yapılmaması sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini talep ettiklerini, davalı taraf ile müvekkil şirket arasında 312777820 poliçe nolu 39.000,00 TL teminat bedelli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi akdedildiğini, davacı elinde ve dosyada bulunan belgeler HMK gereği tarafımıza tebliğ edilmediğinden, bu belgeler ve taraflarca ileri sürülecek iddialar hakkında cevap verme, delil ve tanık bildirme hakkımız saklı tuttuklarını, öte yandan dava dilekçesindeki alacak taleplerinin poliçe genel şartlarınca teminat dahilinde bulunup bulunmadığı hususu ancak tüm dosya delillerinin tarafımıza tebliği ile mümkün olabileceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, İnegöl 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/106 E. 2021/233 K. Sayılı ve 06.04.2021 tarihli gerekçeli kararında, davalı …’ın , davacıya ve söz konusu motosikletine kasti şekilde zarar verdiği tespit olunduğunu, buna istinaden cezalandırılmış ve karar kesinleştiğini, mezkur karar neticesinde davalı …’ın kasti şekilde davacının motosikletine hasar verdiği anlaşıldığını, davalı …’ın kasten maddi zarar vermesi halinde, bundan kaynaklanan hasar bedelinin ilgili poliçe kapsamında talep edilmesi mümkün olmadığını, bu sebeple müvekkil sigorta şirketinin poliçe kapsamında bir sorumluluğu bulunmadığını, bunun yanı sıra, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Ek-1 Değer Kaybı Hesaplaması 2.Teminat Dışı Kalan Haller uyarınca “Mini onarım ile giderilebilen basit kaporta, plastik tampon/parça onarımları, cam, radyo/teyp, lastik, hava yastığı, jant, mekanik, elektrik, elektronik ve döşeme aksamı hasarları” teminat dışı kalan haller kapsamında olduğunu, mahkemece yapılacak incelemeden sonra söz konusu kazadan kaynaklı meydana gelen hasarın teminat dışı haller kapsamında olduğu ve ilgili madde uyarınca sigortaya konu değer kaybının mevcut olmadığı anlaşılacağını, bahse konu araçta meydana gelen hasarın teminat dışı haller kapsamında olması sebebiyle müvekkil şirketin talep edilen alacak kalemlerinden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, manevi tazminat miktarı haksız ve fahiş olduğunu, davacı tarafından talep edilen manevi tazminat tutarı çok yüksek ve zenginleşme gayesine yönelik olduğunu, kaldı ki müvekkil şirket ile davalı taraf arasında akdedilen poliçe uyarınca manevi tazminat talepleri sigorta kapsamı dışında tutulduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilin manevi tazminat sorumluluğu bulunmadığını, bununla birlikte, davayı kabul etmemek kaydıyla sigortacı yönünden temerrüde düşme hali ancak sigortacıya tazminat ödemesi için gerekli ihbar yapılıp, belgelerin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde ödeme yapmaması halinde doğduğunu, davacı tarafından müvekkil şirkete yapılmış herhangi bir müracaat bulunmadığından, müvekkil şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, bu sebeple de faiz sorumluluğu ancak usulüne uygun yapılan ihbar tarihinden itibaren söz konusu olabileceğini, bu nedenlerle her ne kadar bu aşamada müvekkil şirketin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığı belli değilse de sigortalıya yöneltilen kusur iddiasına, fahiş tazminat taleplerine, faiz ve fer’ilerine ve başlangıç tarihlerine müvekkil şirketin haklarını teminat altına almak maksadıyla şimdiden itiraz etme ve aksi kanaat oluşması durumunda müvekkilin yalnızca teminat bedeli oranında sorumlu tutulacağını, bu nedenlerle öncelikle dava şartı olan başvuru şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, 16 … 990 plakalı motosiklet ruhsatı, ehliyet, 16 JLC 45 plakalı minibüs ruhsatı, İnegöl CBS 2020/11165 soruşturma nolu dosyası, İnegöl 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2020/106 esas sayılı dosyası, ZMMS poliçesi, bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Mahkememiz yargılaması sırasında davacının maliki olduğu motosikletin bulunduğu yerde bir makine mühendisi, bir trafik bilirkişisi eşliğinde keşif yapılmış, dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 Sayılı K.T.K. nın ” Trafik Kazalarında Sürücü Kusurlarının Tespiti ve Asli Kusur Sayılan Haller ” başlıklı 84/d ” Arkadan Çarpma ” maddesini ihlal ettiğinden % 100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, 16 … 990 Plaka Sayılı Motosiklet Sürücüsü Muhsin GİTMEZ’ in: Dava konusu trafik kazasının oluşumunda herhangi bir trafik kural ihlali yapmadığından (Atfı Kabil Kusuru) olmadığına, Dava konusu davacı Muhsin GİTMEZ’in sahibi olduğu, 16 … 990 Plaka Nolu, *VG5SG266000100277* Şase nolu YAMAHA YP250RASP XMAKX DNMS Marka, 2017 Model Motosikletin, (Taktiri Mahkemenizin olmak üzere Mala Zarar Verme kanaatinde olduğumuz) detayları yukarıda açıklandığı üzere; Onarım Hasar Toplam Bedelinin: 43.577,04 TL, Değer kaybının: 11.542,50 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde; 43.577,04-TL onarım hasar bedelinin haksız fiil tarihi olan 29.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve mütelsilen tahsiline (Davalı Türkiye Sigorta A.Ş. Yönünden poliçe teminat limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla), 11.542,50-TL değer kaybı bedelinin haksız fiil tarihi olan 29.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve mütelsilen tahsiline (Davalı Türkiye Sigorta A.Ş. Yönünden poliçe teminat limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla), Haksız fiil nedeniyle talep edilen 10.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 29.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava ; davacının maliki olduğu motosiklet ile davalı …’ın sürücüsü, davalı …’ın maliki olduğu aracın 29/10/2020 tarihinde meydana gelen haksız fiil neticesinde davacının motosikletinde oluşan hasar bedeli-değer kaybı bedelinin tazminine ve davacının motosikletinin (23 günlük) yeni olduğu, motosikletin kullanılamaz hale gelmesi neticesinde, davacınının başka bir aracının da olmadığı, hem yaşanan olay hem de haksız fiilin meydana geliş şeklinde dayalı olarak manevi tazminat talebine ilişkindir. Makine mühendisi ve trafik bilirkişisi tarafından tanzim edilen 11/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı …’ın % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğunun tespit edildiği, davacının motosikletinde oluşan hasar bedelinin 43.577,04 TL , değer kaybının 11.542,50 TL olduğunun belirtildiği, bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporda davaya konu hususlar gerekçeli ayrıntılı olarak açıklanmış, raporun mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak 29/10/2020 tarihinde meydana gelen haksız fiil neticesinde davacının motosikletinde oluşan hasar/onarım bedelinden ve değer kaybından davalıların sorumlu olduğu tespit edilerek davacının maddi tazminat taleplerinin kabulüne(davacının motosikletinin hususi olması nedeniyle yasal faize hükmedilerek) dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden ise bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesinde ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür” hükmü yer almaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesinde ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü yer almaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. Maddesinde ”Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” hükmü yer almaktadır.
Her ne kadar davacı tarafça, davacının maliki olduğu motosiklet ile davalı …’ın sürücüsü, davalı …’ın maliki olduğu aracın 29/10/2020 tarihinde meydana gelen haksız fiil neticesinde davacının motosikletinde oluşan hasar bedeli-değer kaybı bedelinin tazminine ve davacının motosikletinin (23 günlük) yeni olduğu, motosikletin kullanılamaz hale gelmesi neticesinde, davacının başka bir aracının da olmadığı, hem yaşanan olay hem de haksız fiilin meydana geliş şeklinde dayalı olarak manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de ilgili Asliye Ceza Mahkemesi (davacı ve davalı …’ın tutum/davranışları) dosyası, olayın meydana geliş şekli(ilgili ceza dosyasında ilk haksız hareketin hangi taraftan kaynaklandığının belirlenemediği hususu dikkate alınarak) ve davacının motosikletinin yeni olmasından kaynaklı olarak manevi tazminat talebinde bulunulması da manevi tazminata hükmedilme koşullarını sağlamayacağından yukarıda belirtilen ilgili TBK’nın maddeleri göz önünde bulundurularak davacının manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacının maddi tazminat taleplerinin KABULÜNE,
-Buna göre 43.577,04 TL (hasar bedeli) maddi tazminatının davalı … ve davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 29/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle,davalı Türkiye Sigorta A.Ş. yönünden temerrüde düşürülme tarihi olan 19/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte( davalı Türkiye Sigorta A.Ş.‘nin maddi tazminattan sorumluluğunun poliçedeki miktar ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Buna göre 11.542,50 TL (değer kaybı bedeli) maddi tazminatının davalı … ve davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 29/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle,davalı Türkiye Sigorta A.Ş. yönünden temerrüde düşürülme tarihi olan 19/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte( davalı Türkiye Sigorta A.Ş.‘nin maddi tazminattan sorumluluğunun poliçedeki miktar ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.765,22 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 515,63 TL, ıslah(tamamlama) harcı 597,00 TL olmak üzere toplam 1.112,63 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.652,59 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 1.500,00 TL, keşif harcı 571,90 TL, keşif araç ücreti 425,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 245,30 TL olmak üzere toplam 2.742,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 2.321,10 TL yargılama gideri ve peşin alınan 515,63 TL, başvurma harcı 59,30 TL ve ıslah harcı 597,00 TL olmak üzere toplam 3.493,03 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden,kabul edilen maddi tazminat yönünden; AAÜT’nin 13. Maddesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; davalılar … ve …. ….. vekil ile temsil edildiğinden A.A.Ü.T’nin 10. Maddesine göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMK’nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/09/2022

Katip 182779
¸e-imzalıdır.

Hakim 194065
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 182779
¸E-imzalıdır.