Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E. 2021/467 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına ” Karar”

ESAS NO : 2021/8
KARAR NO : 2021/467

HAKİM : Eda DURNA…
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2017
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Gıda sektöründe faaliyet gösteren müvekkil şirket ile davalı şirket arasında faturalardan kaynaklı ticari ilişki mevcut olduğunu, dava konusu ürünlerin davalıya iade faturalarıyla teslim edildiğini, davalı şirketin ödeme yapmaması üzerine faturalar üzerinden 44.387,17 TL asıl alacak üzerinden Bursa 18. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. Sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı şirket vekilinin icra takibine itiraz ettiğini, geçerli bir ödeme belgesi sunmayan davalının kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, bu nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, 44.387,17 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazlarının bulunduğunu, borçlu davalı şirketin ikametgahı mahkemesi olan Tosya Asliye Ticaret mahkemesinde davanın açılması gerektiğini, bu nedenle haksız ve mesnetsiz açılmış olan davanın öncelikle yetki itirazı sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Bursa 18. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. Sayılı icra dosyasında borçlu davalının borca itiraz neticesinde takibin durması sonucunda itirazın iptali ve icra inkar istemine ilişkindir.
Mahkememizce Bursa 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; İtirazın iptaline konu icra takibine karşı itirazda bulunan borçlu yetki itirazında bulunmamış olsa dahi, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edebilir.
Borçlar, sözleşmeden, haksız fiilden ya da sebepsiz zenginleşmeden doğar. Bu üç borcun kaynağına göre yetkili mahkeme ayrı ayrı düzenlenmiş olup, genel yetkili mahkeme ise HMK.nın 6. maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesidir. Yetkiye ilişkin diğer düzenlemeler, bu düzenlemenin yanında özel düzenlemeler olup, genel düzenlemeyi ortadan kaldırıcı nitelikte değildir.Taraflar arasında ticari nitelikte mal alım-satımı olduğundan bahisle bu dava açılmıştır.Taraflar arasında usulüne uygun düzenlenmiş bir yetki sözleşmesi de yoktur.Bu durumda HMK 10.maddesinde düzenlenen sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.Borcun İfa yeri TBK 89.maddesine göre belirlenecektir.TBK.nun 89 maddesinde para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmektedir.
Türk Borçlar Kanununun 89.maddesinde yer alan düzenleme ile para borçlarının ifa yerine göre yetkili mahkemeyi belirleme esası getirilmiştir. Dava mal satışından kaynaklı fatura alacağı istemi olup, alacağın varlığı öncelikle sözleşmenin mevcudiyeti, daha sonra da davacının edimini yerine getirilip getirilmediğinin tespitinden sonra belirlenecektir. Bir başka ifade ile davanın konusu münhasıran para borcuna ilişkin değildir. Sözleşmenin mevcudiyeti tartışıldıktan ve davacının edimini yerine getirildiğinin tespitinden sonra nihayetinde bir paraya hükmedilecek olması uyuşmazlığın esasının para borcu olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Aslında tüm borç kaynaklarına göre değerlendirme yapıldığında dahi, neticede bir para ödeme kararına hükmedildiği için, tüm borçların para borcu olduğu gibi bir sonuca ulaşılır. Haksız fiilden kaynaklanan bir borçta sonuçta haksız fiilin varlığının tespiti halinde para borcuna dönüşeceği gibi sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir borçta, sebepsiz zenginleşme koşulların varlığı kabul edildiğinde bir tazmin hükmüne varıldığı için neticede bir para borcuna dönüşecektir. Tüm bu borç ilişkilerinden doğan borçların para borcu olduğu kabul edildiğinde. HMK.nun yetkiye ilişkin genel hükmü olan 6.madde hükmü neredeyse uygulanamaz hale gelecek, özel hüküm olan 10.madde genel hüküm halini alacaktır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17 HD.nin 07.12.2017 tarihli, 2017/1241 Esas- 2017/1939 Kara sayılı kararı).
Para borçlarında ifa yerine ilişkin kuralın, konusu alacaklının, borçluya verdiği bir miktar paranın iadesi talebini içeren karz sözleşmesinden doğan borçlarla sınırlı olduğu kabul edilmiştir.Somut olaydaki uyuşmazlık karz aktinden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmayıp, ticari nitelikte mal alım-satımından kaynaklanan alacağa ilişkin bulunduğundan ve davalının ikametgahının Tosya olması nedeniyle davalının Mahkememizin yetkisine yönelik itirazın kabulü ile Tosya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili mahkeme olması nedeniyle mahkememizin yetkisizliğine dair hüküm kurulmuştur.
Mahkememiz bu kararı davacı vekilinin 26/09/2018 tarihli dilekçesi ile istinaf edilmiş, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince incelenen mahkememiz kararı 2018/2083 E. 2020/1165 K. Sayılı 06/11/2020 tarihli kararı ve ” Yerel Mahkemece taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığının incelenmesi ve sonucuna göre ticari ilişkinin varlığının tespiti halinde TBK’nun 89. Maddesi uyarınca alacaklının ikametgahının bulunduğu mahkemenin de yetkili olduğu gözetilerek tarafların yetkiye ilişkin itirazlarına yönelik delilleri toplamak ve ticari defterler ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak sonucuna göre karar vermek yerine yazılı şekilde eksik inceleme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmammıştır. Sonuç olarak davacı vekilinin istinaf istemi yerinde görülmüş Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememiz esasına yeniden kaydedilen dava dosyasında yargılamaya devam edilmiş, davalı tarafın Ba&Bs formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Yargılama devam ederken davacı vekili 23/03/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirmiş, duruşmada bu beyanını tekrar etmiş, davalı vekili tarafından feragat beyanından sonra sunulması sebebiyle vekalet ücretinin ve yargılama gideri konusunda bu hususun dikkate alınmasını talep etmiştir.
Dava açıldıktan sonra davadan feragat edilebilir. Davadan feragat, iki taraftan birinin (davacının) talep sonucundan vazgeçmesidir.
Davadan feragat kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğurur.
Davacının davasından (tamamen) feragat etmesi üzerine, mahkeme, davanın feragat nedeniyle reddine kararını verir.
Açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak, davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunun 22. Maddesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının feragatın ilk celseden sonra vuku bulması sebebiyle 2/3′ ü olan 39,53 TL’sinin peşin alınan 758,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 718,50 TL fazla harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Yargıtay 3. HD’nin 2016/19798 Esas sayılı ilamı dikkate alınarak davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.