Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/799 E. 2022/634 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/799
KARAR NO : 2022/634

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16577-75581-91727] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16711-17587-08608] UETS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Borçlunun borcuna karşılık itirazı hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, davalıya; müvekkil şirkete ait ekte belgelerini sunduğumuz ürünler teslim edilmiş olup, faturası da kendilerine gönderilmiştir. Sevk işlemlerine ve faturanın iletildiğine ilişkin tebliğ belgeleri mevcut olduğunu, borçlu şirket ile müvekkil şirket uzun süredir ticaret yaptığını, müvekkili şirket ticari faaliyetlerini sözleşmenin gereğince yeri getirdiğini, bunlara rağmen davalı taraf teslim aldığı ürünlerin ödemesini yapmaktan sürekli kaçındığını, davalı borçlu; müvekkil şirketin muhasebe sorumlularınca borçların tahsili için arandığında sürekli ek mühlet istediklerini, borç tutarı üzerinden indirim talep ettiklerini, müvekkilce kabul edilen mühlet ve indirim taleplerine rağmen başka bahanelere sığınarak borçlarını ödemediklerini, davalı borçlunun amacının borcu ödemeyi geciktirme maksadıyla her türlü yola başvurup, müvekkilin alacağının tahsilini ertelememek olduğu açık olduğunu, davalıya yapılan tüm ihtarlara rağmen davalı borcunu ifa etmekten imtina etmesinden dolayı borçlu aleyhine Konya 9. İcra Dairesi 2021/158E. Dosya numarasıyla icra takibi yapıldığını, davalı yetki itirazında bulunduğunu ve yetki itirazının kabulüyle Bursa 9. İcra Dairesi 2021/… E. Dosyası üzerinden tekrar takibe geçilmiş olup; defaten davalı tarafından ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı tarafından müvekkil şirkete iade faturası kesilen ürünlerin ödemesi düşüldükten sonra ortaya çıkan borç icra takibine konu edildiğini, icra takibi yapılan 129.430,74 TL davalının müvekkil şirketten satın almış olduğu ve ödemesini yapmadığı miktarı içerdiğini, alacağımızın tahsili ve takibimizin devamı için ticari dava şartı zorunlu arabuluculuk için; öncelikle Konya Arabuluculuk Bürosuna 2021/354 dosya numarasıyla ( davalı tarafından yetki itirazında bulunuldu ve Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/287E. 2021/477 K. Sayılı dosya ile yetkili büronun Bursa Arabuluculuk Bürosu olduğuna karar verildi.) akabinde Bursa Arabuluculuk Bürosuna başvurulmuş olup, herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalı-borçlunun itirazının iptali ile takibin devamı ve %20 oranından az olmamak şartıyla icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasındaki süreçte, ilk etapta, ayıplı olan malların müvekkilimiz tarafından iade edilmesi üzerine davacı tarafından hatalı, ayıplı ve yanlış gönderilen malların sipariş edildiği şekliyle telafi edilerek tam ve eksiksiz gönderileceği belirtildiğini, bunun üzerine müvekkilimiz tarafından davacının bu beyanına istinaden daha fazla vakit kaybetmemek adına siparişe uygun gelen malların işlenmesine başlandığını, fakat davacı, müvekkilimizin siparişi doğrultusunda malları teslim edeceğini söylemiş olmasına rağmen bu edimini yerine getirmediğini, bunun üzerine eksik, hatalı ve yanlış gelen malların yerine yenisinin geleceği kendisine belirtilen müvekkilimiz malları deposunda saklayamayacağından artık işlemek zorunda kaldığını, bu aşamadan sonra müvekkilimiz siparişinin tamamlanmasını, ayıp ve hataların giderilmesini beklerken davacı tarafından edimi yerine getirilmediğini, bunun üzerine müvekkilimizin işleyerek ürettiği malların serisi tamamlanmadığı için değerinde satılma imkanı bulunamadığından mallar; spot mal statüsüne geldiğini, bu hususlar Bursa 16. Noterliği’ nin 31.12.2020 tarih ve 50782 yevmiye numarasıyla davacı tarafa ihtar edildiğini, davacının siparişte belirtilen ürünleri tam ve eksiksiz olarak yerine getireceği yönündeki beyanına itimat eden müvekkilimiz davacının edimini yerine getirmemesiyle zarara uğradığını, bu sebeple; Bursa 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/17 Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti yoluna başvurulduğunu, anılan tespit dosyası ile üretilen halıların hangi renk ve desenden, hangi en ölçüsünden kaçar adet olduğu, üretilen halıların seri olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı, seri olabilecek durumda ise kaç adet seri oluştuğunun tespiti istendiğini, nitekim, alınmış olan bilirkişi raporu ile, ürünlerin seri olarak kullanımın mümkün olmadığı, bazı ürünlerde ton ve desen farklılıkları bazı ürünlerde silik görüntü şeklinde ayıpların mevcut olduğu, bir miktar halının siparişi karşılamadığı ve sonuç itibariyle ürünlerin seri ürünlerden daha düşük fiyata satılacağı gibi tüm hususlar açıkça tespit edilmiş ve bilirkişi raporuna konu edildiğini, dolayısıyla davacı tarafından gönderilen malların müvekkilimizin siparişi doğrultusunda olmadığından hukuka aykırı olarak yapılan icra takibine müvekkilimiz tarafından itiraz edildiğini, müvekkilnin davacıdan sipariş ettiği mallar; eksik, hatalı ve ayıplı geldiğini, ayıplı gelen malların bir kısmı davacıya iade edilmiş, bir kısmındaki ayıp ise Davacı tarafından kabul edilmemiştir ancak ayıplı oldukları delil tespiti ile alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davacı tarafından sipariş doğrutusunda ürünlerin tam ve eksiksiz teslim edileceğinin belirtilmesi üzerine siparişinin tamamlanmasını bekleyen ve davacının bu beyanına itimat eden müvekkilimiz ürünleri daha fazla saklayamayacağından işlemek zorunda kaldığını, bu aşamadan sonra sipariş edilen ürünlerin davacı tarafından karşılanamayacağı anlaşılmış ve yukarıda beyan ettiğimiz anılan ihtarname ile bu hususlar ihtar edildiğini, davacının dürüstlük kuralına, ticari teamüller ile sözleşme ve hukuka aykırı eylemleri nedeniyle müvekkilimiz de kazanç kaybına uğradığını, müvekkili tarafından işlenen mallar serinin tamamlanamaması sebebiyle oldukça düşük fiyatlı olarak asıl alıcısından başkasına satılmak zorunda kaldığını, seri bozulduğundan ve kısa sürede satılamadığından ayrıca saklama maliyetlerine katlanmak zorunda kaldığını, dolayısıyla müvekkilimiz kazanç kaybına uğradığı gibi satmakta zorlanacağı malların işleme bedellerini de yüklenmediğini, edimini yerine getirmeyen davacı müvekkilimizi zarara uğrattığını, bugün itibariyle serisi tamamlanamayan ve spot olan mallar zor da olsa satılmış ve müvekkilimiz bir kısım zararını giderdiğini, netice itibariyle fatura bedellerinin ödenmemesinin sebebi davacının edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmemesi ve bu husustaki seçimlik haklarımızı kullanmamızı engellemesi olduğunu, davacı tarafından; müvekkilimizin siparişi doğrultusunda mal gönderilmiş ve bunun üzerine düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği yönündeki beyanlarını içerir dava dilekçesi gerçeği yansıtmadığını, bu sebeple görülmekte olan itirazın iptali davasının reddi ile haksız ve kötü niyetli icra takibi sebebiyle %20’den az olmamak üzere davacının haksız icra tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı icra takip dosyası, cari hesap ekstresi, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 07/01/2021 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 20/01/2021 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememizin yargılaması sırasında davacının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla Konya Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin,davacı tarafın icra takibine konu cari alacağa dayalı olarak alacaklı olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması yönünden inceleme yapılmak üzere dosya SMMM bilirkişiye tevdi edilmesi talep edilmiştir.
SMMM Bilirkişinin talimat mahkemesine sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Davacı Mink Tekstil A.Ş.ne ait incelen 2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defterlerin kayıtlarının sürelerinde oluşturularak beratlarının alındığı, ticari defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun şekilde tutulduğu ve ticari defterlerin kendi içerisinde birbirini teyit eder nitelikte olduğu,sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, dava tarihi itibari ile davalının davacıya 127.070,72 TL tutarında borcu olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla mahkememizce inceleme günü verilmiş olup, taraflar arasındaki alacak borç ilişkinin açıklığa kavuşturulması yönünden, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar olan dönemi kapsayan, davalı tarafa ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde inceleme yapılması ve davacı tarafça davalı tarafa gönderilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise gizli ya da açık ayıp olup olmadığı, ayıp var ise beklenen faydaları azaltan ya da ortadan kaldıran nitelikte olup olmadığı ,ayıplı ise satışı yapılan ürünlerin değerlerinde düşme olup olmayacağı, ayıplı ürünlerinin bedelinin tespiti hususunda rapor düzenlenmek üzere dosya 1 SMMM bilirkişi ve 1 tekstil mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Dosyada bulunan mevcut tüm bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve davaya konu ürünler üzerinde yapılan incelemeler ile yukarıda etraflıca izah edilen inceleme – değerlendirme ve tespitler ışığında; Davaya konu halıların parlak-mat, tüylü-tüysüz/uzun tüylü-kısa tüylü ve Gofre baskıların ise derin-belirsiz ve zemin dokusundaki izler olduğu, bahse konu hataların ayıp olduğu ve bu ayıpların ise Açık Ayıp olduğu; Davaya konu olan ayıpların halıdan beklenen konfor ve kaliteyi etkileyerek beklenen faydayı azalttığı; bununla birlikte ürünlerin satış performansını birebir etkileyerek düşürdüğü, talep miktarlarını azaltacağı; Davaya konu ayıplı halılar ile ilgili; Davalının Talep Ettiği Miktarı 123.752,00 m, Davacının Gönderdiği Miktar 118.254,88 m, Davalının Davacıya İade Ettiği Miktar — : 8.829,04 m, Davalının Elinde Kalan Miktar 19.425,84 m, Davalının Sattığı Miktar 11041161 m Fazladan Satılan Miktar 1985,77 m olduğu, davalı tarafın davacı taraftan almış olduğu 18.254,88m2lik hatalı olan ürünlerin 8.829,04m2 sini iade edince elinde 9.425,84m2 kalmış olması gerekirken yurt dışına 10.411,61m? satış yapmış olduğu; bir başka değiş ile 985,77m2 lik miktarın giriş belgesi olmadan satış yapıldığı; Davalı tarafın uhdesinde davaya konu olan hatalı halılardan hiç kalmadığı ayrıca 30.07.2021 tarihinde 2. Kalite açıklaması ile yurtdışına satış gerçekleştirerek davaya konu ürünlerden 154.369,90-TL gelir elde ettiği; Davalı taraf …’nin 2020 yılı ve 2021 yılı 6.ayına kadar olan yasal defter bilgilerine göre icra takip tarihi ve dava tarihi itibari ile davalı tarafın davacı tarafa 127.070,74TL borçlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacı tarafça cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine dayalı itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça ise cevap dilekçesinde özetle; davacıdan satılan alınan malların ilk aşamada ayıplı olması nedeniyle iade edildiği, davacı tarafça hatalı, ayıplı ve yanlış gönderilen malların sipariş edildiği şekliyle telafi edilerek tam ve eksiksiz gönderileceğinin belirtildiği ancak davalının vakit kaybetmemek amacıyla siparişe uygun olarak gelen malların işlendiği,davacının sipariş doğrultusunda malları teslim edeceğini söylemiş olmasına rağmen bu edimini yerine getirmediğini, eksik, hatalı ve yanlış gelen malların yerine yenisinin geleceği kendisine belirtilen davalının malları deposunda saklayamayacağından artık işlemek zorunda kaldığını, davacı tarafından edimlerin yerine getirilmediğini, bunun üzerine davalının işleyerek ürettiği malların serisi tamamlanmadığı için değerinde satılma imkanı bulunamadığından malların spot mal statüsüne geldiğini, Bursa 16. Noterliği’ nin 31.12.2020 tarih ve 50782 yevmiye numarasıyla davacı tarafa ihtar edildiğini, davacının siparişte belirtilen ürünleri tam ve eksiksiz olarak yerine getireceği yönündeki beyanına itimat eden müvekkilimiz davacının edimini yerine getirmemesiyle zarara uğradığı, Bursa 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/17 Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti yoluna başvurulduğunu, anılan tespit dosyası ile üretilen halıların hangi renk ve desenden, hangi en ölçüsünden kaçar adet olduğu, üretilen halıların seri olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı, seri olabilecek durumda ise kaç adet seri oluştuğunun tespiti istendiğini,alınmış olan bilirkişi raporu ile, ürünlerin seri olarak kullanımın mümkün olmadığı, bazı ürünlerde ton ve desen farklılıkları bazı ürünlerde silik görüntü şeklinde ayıpların mevcut olduğu, bir miktar halının siparişi karşılamadığı veürünlerin seri ürünlerden daha düşük fiyata satılacağı gibi tüm hususlar açıkça tespit edildiği, davacı tarafından gönderilen malların davalının siparişi doğrultusunda olmadığından icra takibine davalı tarafından itiraz edildiği, davalının davacıdan sipariş ettiği malların; eksik, hatalı ve ayıplı olduğunu, ayıplı gelen malların bir kısmı davacıya iade edildiğini, bir kısmındaki ayıbın davacı tarafından kabul edilmediğini, ayıplı olduklarının delil tespiti ile alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davacı tarafından sipariş doğrutusunda ürünlerin tam ve eksiksiz teslim edileceğinin belirtilmesi üzerine siparişinin tamamlanmasını bekleyen ve davacının bu beyanına itimat eden davalının ürünleri daha fazla saklayamayacağından işlemek zorunda kaldığını, bu aşamadan sonra sipariş edilen ürünlerin davacı tarafından karşılanamayacağı anlaşıldığını ve ihtarname ile bu hususların ihtar edildiğini, davalının kazanç kaybına uğradığını, davalı tarafından işlenen malların serinin tamamlanamaması sebebiyle oldukça düşük fiyatlı olarak asıl alıcısından başkasına satılmak zorunda kalındığını, seri bozulduğundan ve kısa sürede satılamadığından saklama maliyetlerine katlanmak zorunda kalındığı, davalının kazanç kaybına uğradığı gibi satmakta zorlanacağı malların işleme bedellerini de yüklenmediğini, edimini yerine getirmeyen davacının zarara uğrattığını,serisi tamamlanamayan ve spot olan malların zor da olsa satıldığını, davacının bir kısım zararını giderdiğini, fatura bedellerinin ödenmemesinin sebebinin davacının edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmemesi seçimlik haklarını kullanmanın engellenmesi olduğu belirtilerek ayıp iddiasında bulunulmuştur.
Bu kapsamda, yasal hükümler değerlendirildiğinde 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinde kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide,iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini ispatlamak zorundadır.
Ayıp, imal edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imal edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa iş sahibinin sözleşmeden dönebileceği, bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, aynı maddenin II. fıkrasında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin ayıbı oranında bedelden indirim ve eğer aşırı bir masrafı gerektirmez ise bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarımını isteyebileceği hükmü getirilmiştir. Bunlar eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin haiz olduğu haklardır.
O halde yukarıdaki açıklamalardan, toplanan delillerden somut olayda, davacı tarafça cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine dayalı itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi talep edildiği ve davalı tarafça, sipariş verilen malların bir kısmının eksik gönderildiği bir kısmının hiç gönderilmediği, bir kısmının da ayıplı gönderildiği iddia edilerek , icra takibine konu cari hesap alacağının bu nedenle ödenmediği hususu belirtilmiştir.

Davalı tarafından ayıp savunmasında bulunulduğu anlaşılmakla birlikte uyuşmazlığın, davacı tarafça gönderilen mallarda ayıp olup olmadığına ilişkin olduğu, ayıbın varlığını 4721 sayılı TMK’nın 6. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 190. Maddesine göre “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. “, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/15-1976 Esas ve 2015/1184 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere ispat yükü lehine hak iddia eden davalıdadır.
Ayıbın varlığı ve niteliğinin belirlenmesi teknik incelemeyi ve bu nedenle bilirkişi raporu alınması gerektirdiğinden iş sahibi ayıbın varlığını ve niteliğini kanıtlama yükümlülüğü nedeniyle kendisine teslim edilen esere ilişkin bilirkişi inceleme yapılabilmesini mümkün kılacak şekilde davranmalıdır. Aynı zamanda ayıbın varlığı, niteliği konusunda algı kişiden kişiye değişebildiğinden, objektif bir bakış açısının yapılması gerekli olup bu değerlendirmeyi de ancak teknik bilirkişinin incelemesi ile ortaya çıkabileceğinden tanık beyanı ile ispatın güç olup ayıbın varlığı halinde davadan önce delil tespiti yaptırılması ispat kolaylığı sağlamaktadır.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/15-1976 Esas 2015/1184 Karar sayılı ilamı)SMMM bilirkişi ve tekstil mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen müşterek raporda özetle;davaya konu halıların parlak-mat, tüylü-tüysüz/uzun tüylü-kısa tüylü ve Gofre baskıların ise derin-belirsiz ve zemin dokusundaki izler olduğu, bahse konu hataların ayıp olduğu ve bu ayıpların ise açık ayıp olduğu; davaya konu olan ayıpların halıdan beklenen konfor ve kaliteyi etkileyerek beklenen faydayı azalttığı; bununla birlikte ürünlerin satış performansını birebir etkileyerek düşürdüğü, talep miktarlarını azaltacağı; Davaya konu ayıplı halılar ile ilgili; davalının talep ettiği miktarın 123.752,00 m, davacının gönderdiği miktarın 118.254,88 m, davalının davacıya iade ettiği miktar — : 8.829,04 m, davalının elinde kalan miktar 19.425,84 m, davalının sattığı miktar 11041161 m fazladan satılan miktar 1985,77 m olduğu, davalı tarafın davacı taraftan almış olduğu 18.254,88m2lik hatalı olan ürünlerin 8.829,04m2 sini iade edince elinde 9.425,84m2 kalmış olması gerekirken yurt dışına 10.411,61m satış yapmış olduğu; bir başka deyişle 985,77m2 lik miktarın giriş belgesi olmadan satış yapıldığı; davalı tarafın uhdesinde davaya konu olan hatalı halılardan hiç kalmadığı ayrıca 30.07.2021 tarihinde 2. kalite açıklaması ile yurtdışına satış gerçekleştirerek davaya konu ürünlerden 154.369,90-TL gelir elde ettiği; davalı tarafın 2020 yılı ve 2021 yılı 6.ayına kadar olan yasal defter bilgilerine göre icra takip tarihi ve dava tarihi itibari ile davalı tarafın davacı tarafa 127.070,74TL borçlu olduğununu bildirildiği, her ne kadar davalı tarafça , ilgili icra dosyasına konu cari hesap alacağının, davacı tarafça gönderilen malların ayıplı olduğu, eksik gönderildiği, hiç gönderilmediği savunması yapılarak ödenmediği belirtilmiş ise de davacı tarafça gönderilen mallarda açık ayıp olduğunun bilirkişi tarafından belirtildiği, TTK’nın 23. Maddesinin (C) bendinde , ” Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmünün belirtildiği, davalı tarafça davacıdan satın alınan malların, eksik olduğu, ayıplı gönderildiği ya da hiç gönderilmediği hususunun bilinmesine rağmen davacıya süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı kanaatine varıldığı,davalı tarafça malların mevcut halleriyle kabul edildiği çünkü davalı tarafça malların işlendiği,işlenen malların satıldığının tespit edildiği, kaldı ki bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporda da belirtildiği üzere davalı tarafın uhdesinde davaya konu olan hatalı halılardan hiç kalmadığı, davaya konu ürünlerden 154.369,90 TL gelir dahi elde ettiğinin tespit edildiği, davalı tarafın ayıp tespiti ve bildirimi hususunda basiretli bir tacir gibi davranmadığı kanaatine varılarak, davacı tarafın ticari defter ve bağlı kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde davacının kendi ticari ve defterlerine göre dava tarihi itibari ile davalıdan 127.070,72 TL tutarında alacağı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın ticari defter ve bağlı kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde davalının kendi ticari ve defterlerine göre dava tarihi itibari ile davacı tarafa 127.070,74TL borçlu olduğunun belirtildiği, bilirkişiler tarafından davaya konu edilen hususlar bilimsel, gerekçeli ayrıntılı olarak açıklanmış, raporların mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak, davacı tarafın kendi ticari defter ve bağlı kayıtlarına göre davalıdan 127.070,72 TL tutarında alacağı olduğu hususu göz önünde bulundurularak davanın kısmen kabulüne, buna göre davalının Bursa 9. İcra Dairesi’nin 2021/… Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazının kısmen iptaline, takibin 127.070,72 TL yönünden devamına fazlaya ilişkin talebin reddine, İİK’nın 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan asıl alacağın %20’si olan 25.414,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, buna göre davalının Bursa 9. İcra Dairesi’nin 2021/… Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin 127.070,72 TL yönünden DEVAMINA,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İİK’nın 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan asıl alacağın %20’si olan 25.414,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.680,20 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.210,36 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.469,84 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 2.250,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 233,50 TL olmak üzere toplam 2.483,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 2.438,22 TL yargılama gideri ile 2.210,36 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 4.707,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 16.021,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 2.360,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMK’nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 23/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.