Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/764 E. 2022/1016 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/764 Esas – 2022/1016
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/764
KARAR NO : 2022/1016

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …. SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen 46687715 no’lu poliçe ile zorunlu trafik sigortası yapılmış olan … sevk ve idaresindeki 16 … plakalı aracın 03.05.2018 tarihinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yaptığı kazada yaralanmış, sağ kolunda 5 ayrı yerden Humerus parçalı şaft kırığı ve uç kırığı meydana geldiğini, dava konusu trafik kazası 16 … plakalı araç sürücüsü …’ın tedbirsizliği ve dikkatsizliği sonucu viraja hızlı girmesi neticesinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana geldiğini, 03.05.2018 tarihli kaza tespit tutanağında da araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK’nın 52/1-a maddesinde yer alan “Araçların hızını kavşaklara, dönemeçlere yaklaşırken azaltması” kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu açıkça ifade edildiğini, müvekkil, 03.05.2018 tarihinde trafik kazası geçirmiş ve kaza sonrası Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan müvekkilin sağ kolunda 5 ayrı yerden Humerus parçalı şaft kırığı ve uç kırığı meydana geldiği anlaşılmış ve ameliyata alındığını, sağ kolunda 5 ayrı yerden Humerus parçalı şaft kırığı ve uç kırığı meydana geldiği anlaşılan müvekkil acilen ameliyata alındığını, meydana gelen yaralanmalı trafik kazası ile ilgili davalı sigorta şirketine 04.07.2018 tarihinde başvuru yapılmış olup 12.09.2018 tarihinde sigorta şirketi tarafından tarafımıza 25.841,09 TL ödeme yapıldığını, ancak sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin ardından müvekkilin kolu bir türlü iyileşmemiş ve ağrıları her geçen gün artarak devam ettiğini, kol ağrısı dayanılmaz bir hal alan müvekkil kontrole gittiğinde tekrar ameliyat olması gerektiğini öğrenmiştir. Bir kez devlet hastanesinde üç kez de özel hastanede toplamda 4 kez ameliyat olan müvekkilin kolu yapılan tüm bu ameliyatlar neticesinde 5,7 cm kısaldığını, evli ve iki çocuk babası olan müvekkil yapılan ameliyatlar ve tedavilere borçlanarak 50.000,00TL civarı para harcamış ve artık ev kirasını ödeyemez, ailesinin ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldiğini, Buski Gürsu şubesinde taşeron işçi olarak çalışan müvekkil, 2020 yılı itibariyle aylık 3.300,00 TL olan maaşını çalışamadığı için alamamış, bu süreçte maaşının yalnızca üçte biri kadarını SGK tarafından aylık ödenek olarak alabildiğini, 21.12.2020 tarihinde Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunda müvekkilin kolunun 5,7 cm kısaldığı, 09.02.2021 tarihinde Bursa Şehir Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunda ise müvekkilin %84 oranında maluliyetinin olduğu ve kısmi bağımlı durumda olduğu ifade edildiğini, müvekkilinin maluliyet oranının artması sebebiyle 05.01.2021 tarihinde Bursa 10. Noterliği 000279 yevmiye numaralı ihtarname ile … Sigorta A.Ş’ye tekrardan başvuru yapılmış ise de sigorta şirketi tarafından ödeme yapılamayacağı belirtildiğini, meydana gelen trafik kazası neticesinde henüz 30 yaşında olan ve birçok kez ameliyat olmak zorunda kalan, koluna ve omzuna platinler takılan, %84 gibi çok yüksek bir oranda maluliyeti bulunan, kısmi bağımlı durumda olan ve kolu 5,7 cm kısalan müvekkilin kol kısalığının 1 yıl sonra iyileşebileceği düşüncesi abesle iştigal olduğunu, 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde bedensel zararlar düzenlenmiştir. Buna göre tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar maddi tazminat olarak talep edilebileceğini, nitekim Yargıtayın yerleşik içtihatları da iddialarımızı destekler mahiyette olduğunu, meydana gelen trafik kazasında, kaza yapan 16 … plakalı aracın sigortası … Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığından davalı sigorta şirketinin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları ve 2918 sayılı KTK’nın ilgili maddeleri uyarınca sorumluluğu bulunduğunu, 2918 Sayılı Kanunun 109/2. maddesinde davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı düzenlendiğini, davacı davaya konu olayda trafik kazası neticesinde yaralanmış olduğundan 5237 Sayılı TCK’nın 89 ve 66/1-e maddelerine göre öngörülen ceza zamanaşımı süresi 8 yıl olduğunu, nitekim Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da 8 yıllık zamanaşımı süresi olduğu kabul edildiğini, Türk Ticaret Kanun’unun 5/A. Maddesi “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü gereğince zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmış ise de görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamadığını, trafik kazası neticesinde birçok kez ameliyat olmak zorunda kalan, %84 oranında maluliyeti bulunan ve kısmi bağımlı durumda olan müvekkilin maddi zararlarının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava dilekçesinde bahsi geçen 03.05.2018 tarihinde kazaya karıştığı belirtilen, 16 … plakalı araç, müvekkil şirkete 46687715/0 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalıdır. İşbu poliçe kapsamında şahıs başına maddi tazminat limiti 360.000 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili sigortacı şirket, üçüncü kişilerin uğramış olduğu zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabileceğini, müvekkil şirket tarafından %100 kusur ve %4.5 maluliyet oranı esas alınarak 25.841,09 TL ödeme yapıldığını, davacının trafik kazası sebebi ile (illiyet bağı) meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve eğer var ise maluliyetin oranının belirlenmesi gerektiğini, davacı vekili tarafından sunulan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesine ilişkin yönetmeliğe göre hazırlanmış rapor(%12,1 ) dayanak alınarak tazminat hesaplanması yapılamayacağını, alınan medikal firma raporunda; …’e ait maluliyet dosyası medikal açıdan incelendiğini, 03.05.2018 tarihli genel adli muayene raporunda; trafik kazası geçiren kiside , “üst ekstremite humerus kırıgı” oldugu belirtildiğini, …’in geçirdigi trafik kazasının ardından cerrahi/medikal tedavisi ; “genel vücut travması + sag üst ekstremite humerus saft kırıgı”na yönelik olarak T.C. Saglık Bakanlıgı Bursa Yüksek Ihtisas Egitim ve Arastırma Hastanesi’nde yapılmıstır , ilgili tıbbi belgeler/raporlar dosyada mevcut olduğunu, dosyaya eklenen 04.10.2018 tarihli , T.C. Saglık Bakanlıgı Bursa Devlet Hastanesi’nden verilmis olan saglık kurulu raporunda ise ; kazazedede , “opere sag üst ekstremite humerus kırıgı – sag dirsek eklem hareket kısıtlılıgı” oldugu ve bu durumun % 8 nispetinde özürlülüge neden oldugu belirtildiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin meydana gelen zarardan sorumluluğu ancak sigortalının kusuru kadar olduğunu, bahse konu kazada ise sigortalının ve davacının kazaya ilişkin kusur oranları da belirlenmediğini, kaza Tespit Tutanağı konusunda uzman kişiler tarafından tutulmamış olup bu tutanak uyarınca belirlenen kusur oranları kabul edilemeyeceğini, sigortalının olaydan sonra vermiş olduğu ifade de dikkate alınarak bilirkişi raporu düzenlenmesi gerektiğini, bu sebeplerle mezkur kazada kusur oranlarının uzmanlar tarafından belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, somut uyuşmazlıkta davacılar müvekkile usulüne uygun olarak başvuruda bulunmamış ve müvekkili temerrüde düşürmediğini, bu durumda temerrüt tarihi dava tarihi olup kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi yoluna gidilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, yazılan müzekkere cevapları, feragat dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacının yolcu olduğu 16…………. plakalı aracın 03/03/2018 tarihinde tek taraflı trafik kazasında aracın bariyere çarpması sonucunda cismani zarar sebebiyle davacının tazminat talep edip edemyeceği trafik kazasında davacının atılı kusurun olup olmadığı maluliyetin varlığı, oranı, davalı tarafından ödeme ve ibranamenin savunması sebebiyle düzenlenen ibranemenin geçerli olupolmadığı iptal koşullarının gerçekmeşip gerçekleşmediğ hususlarına ilişkindir.
Davacı vekilinin 29/09/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; davalı sigorta şirketine yönelik açtıkları davadan feragat ettiklerini, sulh olduklarını, araç işleten ve sürücü yönünden haklarını saklı tuttuklarını, karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekilinin 29/09/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle: Davacı tarafın feragati sonucu yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre ” Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” davacının dilekçesinin yasaya uygun olarak feragat beyanı olduğu ve tek taraflı davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğinde bulunduğundan mahkemeye ulaştığında hukuki sonuç doğurmaktadır. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden tahkikat aşamasında beyanda bulunduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat sebebiyle reddine,
2-Kararın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunun 22. Maddesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının feragatın ilk celseden sonra vuku bulması sebebiyle 2/3′ ü olan 53,80 TL’den peşin alınan 59,30 TL’den mahsubu ile bakiye 5,50 TL fazla karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğuna gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.