Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/750 E. 2022/67 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/750 Esas
KARAR NO : 2022/67
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2014
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili duruşmada tekrarladığı dava dilekçesinde özetle;müvekkili ile davalı arasında ticari alışveriş olduğunu,bunun karşılığında müvekkilinin fatura ve sevk irsaliyeleri düzenlediğini, müvekkili tarafından düzenlenen irsaliyeli faturanın davalıya tebliğ olduğunu, davalının bu bedelleri ödememesi üzerine Bursa 15.İcra Müdürlüğü’nün 2013/… esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını,borçlu tarafından icra dosyasına itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek,davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen,davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davası istemine ilişkindir.
Bursa 15.İcra Müdürlüğü’nün 2013/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde;alacaklı … Tekstil Mak.İnş.Gıda Tur.Elek.ve Elekt.DışTic.San. Ve Tic.Ltd.Şti tarafından borçlu … aleyhine 5.161,90.-TL’nin tahsili için icra takibine başlanıldığı,süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya, konusunda uzman SMMM Ahmet …’ye tevdii edilmiş,bilirkişiden aldırılan 23/12/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda;davacının inceleme konusu ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığını,davacının inceleme konusu ticari defterlerine göre davalı …’in takip tarihi olan 02/10/2013 günü itibariyle 5.161,90.-TL borçlu olduğunu,yapılan takip tutarı ile davacının ticari defterlerinin birbirini teyit ettiğini bildirmiştir.
Davalıya, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulması nedeniyle davacı lehine delil olduğundan,bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere defterlerini ibraz etmesi,aksi takdirde davacının usulüne uygun tutulan defterleri lehine kabul edilerek bu defterler doğrultusunda karar verileceğini içerir davetiyenin tebliğine rağmen,davalı tarafından herhangi bir ticari defter ve belge ibraz edilmemiştir.
Davacının ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş olduğundan HMK’nın 222.maddesi uyarınca sahibi lehine delil olma vasfındadır.Mahkememizce davalıya muhtıra çıkartılarak defterlerinin ibrazı istenmesine ve muhtıranın tebliğine rağmen davalı tarafından ticari defter ve belge ibraz edilmediğinden,HMK 222.maddesi uyarınca usulüne uygun tutulan davacı ticari defterlerindeki kayıtlar doğru kabul edilerek,davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece verilen kararın davalının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. HD’nin, 24/05/2016 tarih ve 2016/588-2016/9278 E/K sayılı ilamı ile ” Davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacı kayıtlarına göre davacının alacaklı olduğu miktar saptanarak hüküm altına alınmış ise de, yalnızca davacı ticari defterlerine dayanılarak karar verilmesi doğru olmayıp, davacının ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun belgelerle doğrulaması, kanıtlaması gerekir. Bu durumda davacının ticari defterlerine kayıtlı fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından ispatı gerekir. Davacıya bu yöndeki delillerini ibraz imkânı sağlanarak, ibraz edilen irsaliyelerle ilgili davalının beyanı alınarak, toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken sadece davacı ticari defterlerine göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dava konusu 263374 numaralı 27/03/2013 tarihli fatura yönünden araştırma yapılarak faturaya konu malın yurt içi kargo yoluyla …’ e teslim edildiği ve davalı tarafından 13/12/2016 tarihli duruşmada …’ in kardeşi olduğunu, işyerinde kendisi dışlında çalışanı olmadığını, kardeşi ile bir ilgisi ve bağlantısının olmadığını beyan etmiştir.
Davalı iş yerinde yapılan araştırmada SGK kayıtlarında sigortalı çalışanı olmadığı kolluk araştırmasında ise 19/07/2018 tarihli araştırma tutanağında … ve …’ in aynı işyerinde çalıştıkları belirtilmiştir.
Tanık olarak dinlenen … beyanında: 263374 seri sıra nolu, irsaliye fatura başlıklı 5.192,18 Tl bedelli faturanın ekindeki posta alındı belgesindeki teslim alan adı kısmındaki imzanın ona ait olduğunu ağabeyimin çalışanı bulunmadığını, ara sıra oğlu ve kendisinin yanına gittiğini, Ogün’ ün iş yerinde olmadığı sırada postadan gelen belgeleri aldığını ve bu belgeye de bu şekilde imzayı attığını beyan etmiştir.
Mahkememizce cari hesap ekstresine konu 2.564,72 bedelli ve 5.192,18 TL bedelli iki faturanın düzenlendiği ve davalının ise 2595 TL ödeme yaptığı bakiye alacağın 5161,90 TL olduğu, düzenlenen 263374 seri sıra nolu, irsaliye fatura başlıklı 5.192,18 Tl bedelli faturanın davalıya teslim edildiğinin yapılan kolluk araştırması ve dinlenen tanık …’ in beyanları ile sabit olduğu bu faturanın düzenlendiği tarih olan 27/03/2013 tarihinden sonra yapılmış bir ödemenin olmadığı ve davalı tarafından da mal almadığını, ödeme yaptığına dair bir savunma ve ödeme belgesinin de sunulmadığından 5.192,18 TL fatura yönünden alacağın sübut bulduğundan 5161,90 TLyönünden takibe itirazın iptaline yönelik davanın kabulune, davacının alacağının fatura alacağı olduğu, alacağın likit olduğu, icra takibine itirazda haksız olduğundan koşulları oluşmakla, icra inkar tazminatı talebinin kabulu ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 26/05/2021 tarih ve 2020/3846-2021/4455 E/ K sayılı kararı ile; Mahkemece Kapatılan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/588 esas ve 2016/9278 karar sayılı ve 24.05.2016 tarihli bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma sonucunda dava konusu alacağa ilişkin 27.03.2013 tarihli irsaliyeli faturada isim ve imzası olan …’ın, SGK ve kolluk araştırmasında davalının çalışanı olduğu tespit edilemediği gibi davalı tarafından tanınmadığı beyan edilerek adı geçenin kim olduğunun tespit edilemediğinin anlaşıldığı, diğer taraftan dosyaya sunulan 23.05.2013 tarihli kargo şirketi teslim belgelerinde … imzası olduğu görülmüş ve davalının kardeşi olan … belge altındaki imzasıyı kabul etmiş ise de gönderi belgesinde teslim edilen şeyin fatura veya mal olup olmadığının belirli olmadığı, …’in teslim aldığı şeyin ne olduğu belirli olmadığına göre salt …’in davalı ile aynı yerde çalıştıklarına ilişkin kolluk araştırması ve …’in beyanlarına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir ” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz 18/11/2021 tarihli celsesinde davacı vekiline yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı, yemin teklif edecek ise yemin metnini ibraz etmek üzere iki haftalık kesin süre verilmiş olup, kesin süre içerisinde yemin teklifinde bulunulmamıştır.
O halde toplanan deliller ve Yargıtay Bozma İlamı ışığında somut olayda, davacı tarafından cari hesap ekstresine konu faturalardaki belirtilen malların davalıya sattığının bedelinin ödenmediği, davalı ise mal almadığını ileri sürmüş olup davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda 2.564,72 bedelli ve 5.192,18 TL bedelli iki faturanın düzenlendiği ve davalının ise 2.595 TL ödeme yaptığı bakiye alacağın 5161,90 TL olduğu, düzenlenen 263374 seri sıra nolu, irsaliye fatura başlıklı 5.192,18 Tl bedelli fatura konusu malın teslim edilip edilmediğinin uyuşmazlık noktası olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu 263374 seri sıra nolu 27.03.2013 tarihli 5192,18 TL bedelli irsaliyeli faturada isim ve imzası olan …’ın, SGK ve kolluk araştırmasında davalının çalışanı olduğu tespit edilemediği gibi davalı tarafından tanınmadığı beyan edilerek adı geçenin kim olduğunun tespit edilemediğinin anlaşıldığı, diğer taraftan dosyaya sunulan 23.05.2013 tarihli kargo şirketi teslim belgelerinde … imzası olduğu görülmüş ve davalının kardeşi olan … belge altındaki imzasıyı kabul etmiş ise de gönderi belgesinde teslim edilen şeyin fatura veya mal olup olmadığının belirli olmadığı, …’in teslim aldığı şeyin ne olduğu belirli olmadığına göre salt …’in davalı ile aynı yerde çalıştıklarına ilişkin kolluk araştırması ve …’in beyanlarına itibar edilemeyeceğinden ve davacı tarafın verilen süre içinde yemin teklif etmeyerek yemin delilinden vazgeçildiğinden usulune uygun deliller ile bu fatura konusu malın davalı tarafa teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının cari hesap ekstresine konu bakiye alacağının sübut bulmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 62,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 18,30 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/01/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.