Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/708 E. 2021/1078 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/708 Esas – 2021/1078
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/708 Esas
KARAR NO : 2021/1078

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACILAR : 1- … – T.C.N. … – …
2- … – T.C.N. … – …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil-davacıların müşterek murisi …, dava dışı … Kalıp Metal Oto End. Mak. Pet. İnş. Dan. Zir. Bes. Orm. Ür. Mad. Tic. Ltd. Şti şirketine ait işyerinde 12.10.2015 tarihinde geçirdiği iş kazası neticesinde malul kalmış olduğunu, muris …’un dava dışı işveren aleyhine açtığı Bursa 9. İş Mahkemesinin 2016/168E.-2020/297K. sayılı dosyası ile (dava sırasında murisin vefat etmesi nedeniyle) müvekkil-davacılar lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmiş, hüküm kesinleşmiş olduğunu, dava dışı işveren … Kalıp Metal Oto. Ltd.Şti , iş kazasının gerçekleştiği 12.10.2015 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş’nin “…” sayılı “İşyeri Paket Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olduğunu, poliçe kapsamında yıllık azami işveren mali mesuliyet limiti 300.000,00-TL olduğunu, davalı sigorta şirketi meydana gelen iş kazasından kaynaklı tazminat taleplerinden sorumlu olduğunu, davacılar murisinin dava dışı işveren aleyhine açtığı Bursa 9. İş Mahkemesinin 2016/168E. sayılı dosyası, 14.04.2016 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş’ye ihbar edilmiş olmasına rağmen davalı sigorta şirketi davacıların zararını karşılamamış olduğunu, işveren sorumluluk sigortası genel şartları madde 1’e göre, işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine aynı kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin edeceğini, sigortacı ayrıca bu sigorta ile ilgili olarak bir dava açılması halinde hükmolunan mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların murisinin geçirdiği iş kazası nedeniyle işveren aleyhine açılan Bursa 9. İş Mahkemesi’nin 2016/168E.-2020/297K.sayılı ilamı ile hüküm altına alınan bedelden şimdilik 12.844,97,-TL’nin davalı sigorta şirketine ihbar tarihi olan 14.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta poliçesi limiti dahilinde davalı taraftan tahsiline karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacıların talepleri haksız ve mesnetsiz olduğunu ve davanın reddi gerektiğini, açılan dava öncesi müvekkil şirkete başvuru yapılmakla, poliçe kapsamında sorumluluğun tespiti açısından davacıların murisi olan işçinin işe girişine ilişkin evraklar ile bordro kayıtları ve kazaya ilişkin tutanakları iletilmemiş olduğunu, müvekkil şirketin kazadan doğan sorumluluğunun tespiti için olayın oluş şeklinin, poliçe teminatı kapsamında olup olmadığının, murisin sigortalı firma çalışanı olarak müvekkil şirkete bildirilip bildirilmediğinin, riziko adresinde gerçekleşip gerçekleşmediği ve teminat kapsamına ilişkin tüm hususların net olarak tespiti gerektiğini, bu yöndeki tespitleri sağlamaya elverişli bilgi ve belgelerin tamamı müvekkil şirkete iletilmediğini, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçede yazılı limitle ve verilen teminatlarla sınırlı olduğunu, bu sebeple müvekkil şirketin sorumluluğunun doğması halinde tazminat, teminat limitini geçemeyeceğini, teminat limitlerimizi belirtmemiz müvekkil şirketin sorumluluğunu kabul mahiyetine gelmediğini, bu sebeple davayı kabul mahiyetine gelmemek üzere müvekkil şirketin hem asıl alacak ve hem de dava masrafları açısından poliçe limiti ile sorumlu tutulması icap edeceğini, kazanın iş kazası olup olmadığının incelenmesinin gerektiğini, SGK’dan tüm kaza raporlarının celbi ile davacının bordro kayıtlarının sorulmasını, kaza tarihi itibariyle güncel yıllık brüt işçilik ücretleri üzerinden tahakkuk edilmesi gereken prim ile poliçe en son bildirilen yıllık brüt işçilik ücretleri üzerinden tahakkuk edilmiş olan prim arasında farklılık bulunup bulunmadığının araştırılmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2020/5211 sayılı icra takip dosyası, Bursa 9. İş Mahkemesinin 2016/168 Esas sayılı dava dosyası, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 03/09/2021 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacıların murisi …’un dava dışı şirkete ait işyerinde 12/10/2015 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası neticesinde dava dışı işveren aleyhine açmış olduğu maddi-manevi tazminat taleplerinden davalı sigorta şirketinin de” İş Yeri Paket Sigorta Poliçesi” kapsamında sorumlu olması nedeniyle maddi-manevi tazminat taleplerinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.Her ne kadar davacılar tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılmış ise de emsal mahiyette İzmir BAM 9. HD’nin 2021/1865 Esas 2021/1641 Karar sayılı ilamı doğrultusunda uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözümlenmesi gerektiğinin belirtildiği, davacıların tacir olmadığı, davanın mutlak-nispi ticari dava niteliğinde olmadığı hususu da dikkate alınarak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine,mahkememizin görevsizliğine,Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸