Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/694 E. 2022/764 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/694
KARAR NO : 2022/764

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N…. – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – …

DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 06/04/2015
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının …’ den kooperatif hissesini 31/08/2007 tarihinde devralması ile ortağı bulunduğu davalı kooperatif kapsamındaki 257 dosya no’ lu işlem gören … sitesi A sitesi B Blok. 1. kattaki 4 no’lu bağımsız bölümdeki Bursa ili, Mudanya ilçesi, Güzelyalı mahallesi 664 ada 1 Parsel de kayıtlı 20/1280 arsa paya özgülenmiş hissesini ve tüm ortaklık hak ve hisselerini bütün hukuki hak ve yükümlülükleri ile birlikte … ( Mustafa oğlu )’e satıp devrettiğini,davacının kooperatif hissesini tapuda devir ve temlik ettikten sonra işbu devri ve …’ ün kooperatif üyeliğini devir taahhüt örneğini davalı kooperatife noter aracılığı ve iadeli taahhütle yollanmış ise de bugüne değin kooperatiften davacının üyelik kaydının silindiğine dair bir bilgi verilmediği gibi …’ ün de kooperatife üye olmadığını davacının bundan böyle kooperatife herhangi bir bağının kalmasını istemediğini açıklayarak davacının kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin, davacının beyanı doğrultusunda kooperatiften çıktığının kooperatif üyeliğini ve tapudaki payını …’e devrettiğinin tespitini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların beyanı, ödeme makbuzları, taahhütname, tapu kayıtları, Bursa 10. Noterliği 08/10/2014 tarih, 038723 yevmiye nolu ihtarname aslı, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, kooperatif üyeliğinin devredildiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davaları, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır ve eda davasının öncüsü durumundadır. Henüz koşulları tamam olmadığı için açılamayan eda davası için ilerdeki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulması bakımından, kesin delil olarak kullanılmak üzere tespit davası güncel bir yarar var ise açılabilir. Tespit davasının konusu maddi vakıalar değil, yalnız hukuki ilişkiler olabilir ve hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespitinde davacının güncel bir yararı bulunmalıdır. Hukuki yararın varlığı, dava koşulu niteliğinde olup; mahkemece, kendiliğinden gözönünde tutulur. Dava, hakkın ihlali nedeniyle mahkemeden hukuki korunma istemidir. Dava hakkı da, hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacı, ihlal edildiğini ileri sürdüğü hakkını elde edebilmek için mahkeme kararına muhtaç bulunmalıdır. Bu bağlamda, hukuki korunmada (davada), zorunluluk olmalıdır. Tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse o zaman davacının ayrı bir tespit davası açmasında hukuki yararı yoktur. Îdeal veya geleceğe dönük bir yarar yeterli değildir. Kural olarak, eda davalarında hukuki yararın varlığı asıldır ve ayrıca bu yönde bir ispat yükümlülüğü yoktur. Eda davası ile aynı zamanda davanın dayandığı hakkın veya hukuki ilişkinin var olduğunun tespiti de hüküm altına alınır ve buna bağlı olarak eda emrini kapsar. O halde eda davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz. Tespit davalarında ise; hukuki ilişkinin varlığının, hemen tespit edilmesinde davacının korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Bu da, üç şartın birlikte varlığına bağlıdır.
a)Davacının bir hakkı veya hukuki durumu, güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı;
b)Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı;
c)Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2731 Esas ve 2015/2507 sayılı benzer dosyadaki kararında vurgulandığı üzerine)
Davada, davacının HMK’nıın 106/2. madde hükmünde belirtilen korunmaya değer güncel bir yararının bulunmadığından HMK’nın 114/1-h ve 115/2. madde hükümleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2021/1131 Esas ve 2021/2924 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, kooperatif üyeliğinin devir ile sona erdiği iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya taraflar arasındaki hukuki ilişki belirsizlik içeriyorsa ve açılacak dava sonucunda verilecek kararla belirsizlik ortadan kalkacaksa hukuki yararın mevcut olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece her ne kadar davacının hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan dava reddedilmiş ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi tarafından da istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de 06.10.2014 tarihli belge konusunda davalının isticvabı yoluna gidilip, gerektiğinde imza incelemesi yaptırılarak bu belgenin davaya etkisi, delil olarak sunulan adi yazılı taahhütnamenin içeriği diğer tüm delillerle birlikte tartışılıp değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulup tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılan gerekçelerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 22/05/20219 tarih 2018/763 Esas, 2019/325 Karar sayılı kararının kaldırılarak usul ve yasaya aykırı görülen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.02.2018 tarih, 2015/449 Esas-2018/139 Karar sayılı kararının davacı yararına BOZULMASINA” gerekçesi ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, BAM bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davalı …’ e isticvap davetiyesi tebliğ edilerek, 24/02/2022 tarihli celsedeki beyanında, 06.10.2014 tarihli belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu ikrar etmiştir.
O halde toplanan deliller Yargıtay Bozma İlamı ışığında somut olayda, dava dilekçesinde daire satım tarihinde üyeliğin ve parasal yükümlülüğün sona erdiğini, bütün hak ve yükümlülükleri davalı …’ e devrettiğini, ancak davalı kooperatif tarafından üyelik kaydının silindiğine dair bilgi verilmediğinin ileri sürerek üyeliğinin sona erdiğinin tespiti talep edilmiş, davalı … ise davacıdan daire satın aldığını kooperatif üyeliğini davralmadığını davacının iddialarını inkar etmekle uyuşmazlık konusunun , kooperatif üyeliğinin davalı …’ e devredilip devredilmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacı tarafından ibraz edilen 06/10/2014 tarihli belgede, davalı isticvap edilerek belge ile ilgili beyanında içeriği inkar edilmiş ise de belgedeki imzanın davalıya ait olduğunun ikrar edildiğinden içeriğinin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ancak davalı tarafından yazılı ve kesin deliller ile ispat edebileceği aksinin yazılı ve kesin delillerle ispat edilmediğinden belgenin içeriğinin davalıyı bağlayacağı sabittir.
Davacı tarafından ibraz edilen 06/10/2014 tarihli belgede, davalının 27/02/2014 tarihinde daireyi satın aldığını, kooperatif üyeliğini de devralmayı taahhüt ettiğini ettiğinin ifade edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere daire satımında üyelik kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması ve devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/2. ve anasözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/1. ve 2. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder. 17/1. madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir. Davadan önce kooperatif üyelik hakkının devredildiğinin davalı kooperatife bildirilmemesi devralanın hakkına olumsuz bir etkisi bulunmamaktadır.
Bu durumda yukarıdaki açıklamalardan, davacı tarafından daireyi ve kooperatif üyeliğinin davalıya devredildiğinin Bursa 10. Noterliğinin 08/10/2014 tarih ve 38723 yevmiye numaralı noter ihtarnamesi ile davalı kooperatife 05/11/2014 tarihinde bildirildiği, 06/10/2014 tarihli belgenin geçerli ve içeriğinin davalı …’ ü bağladığından her ne kadar diğer davalı kooperatif tarafından karar alınmamış ise de davalı kooperatif üyeliğin davalı …’e geçtiği devri etkilemeyeceğinden kooperatif üyelik koşullarının sağlandığından davanın kabulü ile davacının davalı tasfiye halinde S.S. … YAPI KONUT KOOPERATİFİNDE olan üyeliğinin davalı …’e devrettiği ve kooperatife üye olmadığının tespitine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile davacının davalı tasfiye halinde S.S. … YAPI KONUT KOOPERATİFİNDE olan üyeliğinin davalı …’e devrettiği ve kooperatife üye olmadığının tespitine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 53,00 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan; bilirkişi masrafı 400,00 TL, posta ve tebligat masrafı 366,80 TL ile bozmadan sonra yapılan; 95,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 862,30 TL yargılama gideri ve 27,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 890,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.