Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/625 E. 2022/195 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/625 Esas
KARAR NO : 2022/195

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – T.C.N. … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı … belirsiz süreli iş sözleşmesi gereğince 30.10.2014 tarihinden kendi isteğiyle ayrıldığı 07.12.2020 tarihine kadar bir fiil müvekkil şirket bünyesinde çalıştığını, müvekkil şirket, vergi levhasında belirtilen 284107, 284905, 284101, 2844103, 284106 faaliyet kodlarını kapsayan “metal işleyen takım tezgahlarının parça ve aksesuarlarının imalatı” ile “makine dış giydirimi kabin üretimi” aktif olarak faaliyet göstermekte olduğunu, bahsi geçen ticari faaliyetlerdeki tüm ürünlerin tasarım ve üretimi münferiden müvekkil şirket bünyesinde yapıldığını, müvekkil şirket, tasarım, üretim teknikleri, pazarlama yöntemleri, müşteri portföyünün genişliği, finansal durumu, ihracat kapasitesi, genç ve dinamik personeli ve uluslararası üretimiyle faaliyet alanında Türkiye’nin önde gelen işletmelerinden olduğunu, davalı, müvekkil şirkette arge&tasarım sorumlusu olarak çalıştığını, müvekkil şirket, davalının bu alanda ve konumdaki ilk işyeri olduğunu, dolayısıyla davalı, “metal işleyen takım tezgahlarının parça ve aksesuarlarının imalatı” ile “makine dış giydirimi kabin üretimi” ‘ndeki eğitim, bilgi, donanım, tecrübe ve müşteri portföyünü müvekkil şirketteki bilgi ve verilerle edindiğini, yine bu alandaki Solidworks çizim eğitimi başta olmak üzere çizim, üretim ve pazarlama tekniklerini, müvekkil şirketteki çalışma ve eğitimler sayesinde kazandığını, davalı, müvekkil şirkette çalıştığı süre boyunca yaptığı işin vasfı gereğince müşterilerle birebir iletişim halinde olduğunu, müşteri dosyaları tüm gizliliğiyle kendisiyle paylaşıldığını, davalının vasıflı bir çalışan olarak müvekkil şirketin ticari sırları da dahil olmak üzere erişim ve kullanım yetkisinin bulunduğu alanın çok kapsamlı olması nedeniyle iş sözleşmesinin “Özel Şartlar” başlıklı 13. maddesinde “rekabet yasağı ve sır saklama yükümlülüğü” düzenlendiğini, taraflarca özgür iradeyle imza altına alındığını, davalının, 07.12.2020 tarihinde müvekkil şirketten ayrılmak istediğini iletmesi üzerine İK departmanı tarafından gerekli işlemleri yapılmış ve ilişiği kesildiğini, bu işlemin hemen ardından müvekkil şirket müşterilerinin ve tedarikçilerin büyük çoğunluğu şirketi arayarak davalının yeni bir işe başladığını, çalıştığı firmanın körük alanında faaliyet gösterdiğini ve kendilerine ulaşarak birlikte çalışma teklifinde bulunduğunu ilettiklerini, bunun üzerine tarafımızca yapılan araştırma neticesinde davalının, müvekkil şirketle aynı faaliyet alanına sahip ve yeni kurulmuş olan … Mühendislik Makine Koruma Sistemleri Anonim Şirketinde aynı vasıfla işe başladığı tespit edildiğini, müvekkil şirket ve davalının şuan çalışmakta olduğu şirketin faaliyet kodları birebir aynı olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek, davalının iş sözleşmesinin “Özel Şartlar” başlıklı 13. Maddesinin alt bentlerinde yer alan “Rekabet Yasağı Ve Sır Saklama Yükümlülüğünü” ihlal etmesi nedeniyle aynı maddenin L bendince kararlaştırılan cezai şartın (fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kayıdyla) şimdilik 1.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafça, müvekkile açılan dava usul ve esas bakımından yersiz olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen ve iddia edilen hususların taraflarınca kabul edilmediğini, davacı taraf dava dilekçesinde; davalı müvekkilin vasıflı bir çalışan olarak şirketin ticari sırları da dahil olmak üzere erişim ve kullanım yetkisinin bulunduğunu, 07/12/2020 tarihinde şirketten ayrılmak istediğini ilettiğini, hemen ardından müvekkilin şirketle aynı faaliyet alanına sahip ve yeni kurulmuş olan … MÜHENDİSLİK MAKİNE KORUMA SİSTEMLERİ ANONİM ŞİRKETİ’nde aynı vasıfta işe başladığını, davacı şirketin ticari sırlarından fayda sağladığını; bu nedenlerle de iş sözleşmesinin “Özel Şartlar” başlıklı 13. Maddesinde “Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümlülüğü” maddesini ihlal ettiğini, müvekkilin son aylık brüt ücretinin 10 katı tutarında cezai şarta mahkum edilmesi gerektiği iddiasında bulunmuş olduğunu, davaya ilişkin olarak görevsizlik itirazlarının olduğunu, dava konusu itibariyle görevli mahkeme İş Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesinde söz edilen iş sözleşmesi müvekkile işten ayrılmadan hemen önce işyerinden alacaklarını alamayacağı dile getirilerek imzalatılmış olduğunu, davacı tarafça sözleşmeye, sözleşme tarihi olarak müvekkilin işe girdiği tarih sonradan yazılmış olduğunu, … MÜHENDİSLİK MAKİNE KORUMA SİSTEMLERİ ANONİM ŞİRKETİ’nin sahibi ve … … KORUMA SİSTEMLERİ ENDÜSTRİ MAK. SAN. VE TİC. A.Ş. Nin e eski ortakları, yönetim kurulunda birebir yer alan konumunda bulunan FATİH ÖZKAN’ın edinebileceği bilgiler, müvekkile hiç ihtiyaç duymadan kendi kendine ulaşabileceği ve birebir de kendisinde var olan bilgiler olduğunu, bu sebeple de rekabet yasağına aykırılık şartlarının oluşması için gerekli ve en önemli unsurlardan biri olan sır hükmünde olmadığını, ayrıca davacı şirket dava dilekçesinde; davalı müvekkilin vasıflı bir çalışan olarak şirketin ticari sırları da dahil olmak üzere erişim ve kullanım yetkisinin bulunduğunu beyan etmiş ise de dava süreci içerisinde ve delillerimizle de ortaya konacağı üzere müvekkilin erişim ve kullanım yetkisi çok sınırlı olup; hele ki ticari sırları bilmesi mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından yapılan üretim neticesinde ortaya çıkan ürünler; lisansı ya da patenti alınmış ürünler olmayıp, kolayca edinilecek bilgiler içermekte olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, iş akdinin feshinden sonra işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı cezai şartın tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasında 30/10/2014 tarihli iş sözleşmesi bulunduğu ve iş sözleşmesinin istifa ile sona erdirilerek dava dışı … Mühendislik firmasını çalıştığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesindeki düzenleme ile, (…) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlere iş mahkemelerinin bakacağı hüküm altına alınmıştır. Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümü hizmet sözleşmelerine ilişkin olarak 393 ve 469. maddeler arasındaki düzenlemelerden oluşmaktadır. İşçinin rekabet yasağına ilişkin 444. Madde de bu bölümde düzenlenmiştir.
İşçinin hizmet akdinin sonlanmasından sonra oluşan rekabet yasağının, haksız rekabet ve gizlilik yükümlülüklerine aykırılık nedeni ile açılan tazminat davalarına, Yargıtay’ın istikrarlı içtihatlarına göre ticaret mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu kabul edilmekteydi. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1-c maddesinde Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olarak kabul edilmiş ve TTK’nın 5/1. Maddesinde de aksine hüküm bulunmadıkça, tüm ticari davaların asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiş durumdadır. Ancak Mahkemelerin görevi davanın açıldığı durum ve koşullara göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesine göre işçinin rekabet yasağının da yer aldığı TBK’nın Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine ilişkin işçi ve işveren arasındaki ilişkiden kaynaklanan davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. 7036 sayılı yasanın 5. Maddesinin gerekçesinde, yapılan değişiklikle, iş mahkemelerinin görev alanının genişletildiği ve böylece iş mahkemelerinin işçi ve işveren arasındaki tüm ihtilafları çözmekle görevlendirilerek tam bir ihtisas mahkemesi olarak kabul edildiği, bu yaklaşımla işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda istikrarlı kararların verilmesinin sağlanacağı ve uzmanlık sebebiyle kısa sürede daha güvenilir sonuçlar elde edileceği ve yargı yoluna başvuranların haklarının daha iyi korunacağı belirtilmiştir. Taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi her ne kadar iş sözleşmesinden sonraki döneme ilişkin ise de TBK’nın 444/2. Maddesinde açıkça rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olduğu düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağının konusunu işçinin iş ilişkisi içinde öğrendiği işverene ilişkin bilgiler oluşturmaktadır. TBK’nın 446. maddesinde de, rekabet yasağına aykırı davranan işçinin, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olduğu ve işçinin kararlaştırılmışsa cezai şarttan da sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Anılan bu düzenlemeler karşısında rekabet yasağının işçi ile iş veren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklandığı açıktır.
Yürürlük tarihi Türk Ticaret Kanunundan daha sonra olan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan özel nitelikteki 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 5. maddesi uyarınca iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli olmayıp, iş mahkemesi görevlidir. Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 01.06.2021 tarihinde verdiği 2021/3076 Esas ve 2021/9789 Karar sayılı ilke kararı ile yaşanan içtihat farklılıklarına son vermiş ve rekabet yasağından doğan uyuşmazlıklar bakımından görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğuna kanaat getirmiştir. Bu bakımdan mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, BURSA İŞ MAHKEMESİNİN görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa İş Mahkemesi’ne gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa İş Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.