Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/58 E. 2022/750 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/58 Esas – 2022/750

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
Karar”

ESAS NO : 2021/58
KARAR NO : 2022/750

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …. KOLEJLERİ BİLİŞİM SİSTEMLERİ EĞİTİM MATBAA BASIM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil …’ın 24.07.2020 Tarihli 10590 Yevmiye numaralı vekaletname ile …’ı yetkilendirdiğini, …’ın müvekkil adına, davalı şirket ile 23/10/2020 tarihinde yazılı ve görsel tüm basım ürünler, kitap ve kırtasiye ürünlerin tedarik, teslim, iade koşuları, ödeme, dağıtım şartları ve tarafların hak ve yükümlülüklerini içeren Satış, Dağıtım ve İade Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu gereği davalı tarafın, müvekkile yazılı ve görsel tüm basım ürünler, kitap ve kırtasiye ürünlerini tedarik edeceğini, bunun karşılığında müvekkil sözleşmenin 10.maddesi gereğince “İş bu sözleşme süresince her ay bir (1) ay içinde yayınevi tarafından dağıtıcıya satılan teslim edilen Ürünlerin toplam satış bedelinden, aynı dönem içerisinde dağıtıcıya yapmış olduğu Ürün iadelerinin toplam fatura bedelinden düşültükten sonra kalan tutarın satışın gerçekleştirildiği ay sonunda itibaren takip eden ayın 10. Günü, eklenecek KDV ile birlikte, yayınevine ödeneceğini, ödemeler çek ile yapılır.”denilerek davalı tarafa bedel ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkil şirket sözleşmeden kaynaklı edimini 20.000 TL bedel ve 3872747 seri numaralı 20.000 TL ve 3872746 seri numaralı 20.000 TL lik çekler ile ifa ettiğini, ancak davalı şirketin sözleşmeden kaynaklı edimini ifa etmemiş yani müvekkile tedarik etmesi gereken kitap, yazılı ve görsel yayınları teslim etmemiştir ve sözleşmeyi gereği gibi ifa etmediğini, sözleşmenin 11. Maddesi yayınevi (davalı şirket), iş bu sözleşme ile üstlenmiş olduğu yükümlülüklerden herhangi bir hükmünü ihlal ettiği takdirde dağıtıcı(Müvekkil) dilediği zaman sözleşmeyi derhal feshederek her türlü zararının tazminini talep etmek veya he türlü zararın tazminin yanında sözleşmenin aynen ifasını talep etmek hususunda seçimlik hakka haizdir. ” şeklinde olduğunu, davalı şirket sözleşmeden kaynaklı edimini ifa etmemiş yani müvekkile tedarik etmesi gereken kitap ve yazılı ve görsel yayınları teslim etmediğini, sözleşmeyi gereği gibi ifa etmediğini, sözleşmenin 11. maddesi gereğince müvekkil, sözleşmeyi derhal feshederek her türlü zararının tazminini talep edebildiğini, davalı tarafın üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğinden dolayı …’ın 19/11/2020 Tarihli 41411 Yevmiye numaralı noter onaylı “ihtarname” ile “İş bu ihtarnamenin tarafınıza tebliğinden itibaren 7 gün içinde bana satılan kitapların tesliminin yapılmasını aksi halde sözleşmeden dönme hakkı gereği 20.000 TL bedel iadesinin İş Bankası Diyarbakır Ofis Şubesi TR 88000640000018183030885884 ıban numarasına yatırılmasını ve sizde bulunan 3872747 seri numaralı 20.000 TL ve 3872746 seri numaralı bir diğer 20.000 TL lik çeklerin iadesini talep etmekteyim aksi halde aleyhinize yasal yollara başvuracağımı, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin tarafınıza yükleneceğini ihtar ediyorum.” şeklinde bildirimde bulunulduğunu, ancak davalının bu ihtarnameye karşı herhangi bir cevap vermediğini, Sözleşmenin 4. Maddesi gereğince “İş bu sözleşme akdedildiği tarihten itibaren 1 yıl süreli olarak imza edilmiştir… Bu sözleşmenin diğer maddelerinde belirtilen bildirimli veya bildirimsiz (haklı nedenlerle) sözleşmenin fesih halleri ile yasadan doğan fesih halleri saklıdır.” denildiğini, TBK m.125/2-3 gereğince “Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebildiğini, sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler.” davalı şirketin ihtarname de verilen süre içerisinde kitapları teslim etmediği için müvekkil sözleşmeden döndüğünü, sözleşmeden dönen müvekkil tarafından ifa edilen edimlerin geri verilmesi gerekmediğini, bu nedenle müvekkilin ödediği nakit bedel ve davalı şirkete teslim ettiği çeklerin iadesi gerekmediğini, müvekkile tedarik edilmesi gereken ürünler teslim edilmediği için zarara uğramıştır, bu zararların giderilmesi gerekmediğini, bu nedenle iş bu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkilin sözleşmeden doğan ifa yükümlülüğünü yerine getirmek amacıyla davalı şirkete 28/02/2021 tarihli 3872747 seri numaralı 20.000 TL değerindeki çek ile 30/01/2021 tarihli 3872746 seri numaralı bir diğer 20.000 TL değerinde çek verildiğini, davalı şirket sözleşmeden kaynaklı edimini ifa etmemiş yani müvekkile tedarik etmesi gereken kitap, yazılı ve görsel yayınları teslim etmemiştir ve sözleşmeyi gereği gibi ifa etmediğinden dolayı davalı şirkete verilen çekler sebepsiz zenginleşme kapsamında müvekkile iade edilmediğini, edimini yerine getirmeyen davalı tarafa verilen çek artık bedelsiz hükmündedir.“bedelsiz kambiyo senedi” kavramı ya da “kambiyo senetlerinde bedelsizlik” kavramı, kanunî bir kavram olmayıp, uygulamada ve özellikle Yargıtay kararlarıyla oluşmuş bir kavram olduğunu, bir çekte, herhangi bir nedenle temel alacak bulunmuyorsa, o çek bedelsiz bir kambiyo senedi olduğunu, bu anlamda, senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan şey, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacak olduğunu, Yargıtay’ın birçok kararında da, karşı edimin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemiş olmasının, senedi bedelsiz kılacağına dair değerlendirmeler yapıldığını, örneğin Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18.3.1982 günlü kararında, “Çekin savunmada belirtildiği ve TTK 22. maddesindeki (iş ya da hizmet gören tacirin uygun bir ücret isteme hakkı) yer aldığı biçimde sonuçlanmasını sağlamak amacıyla verildiğinin anlaşılmasına ve olayda bu amacın gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması” üzerine bedelsizlik def’i reddedilmiştir. Keza Y. 19. HD’nin 12.12.2016 tarihli bir kararında, “…davaya konu çeklerin teslimi yapılacak mallara karşılık olarak avans niteliğinde davacı tarafından’e verilmiş olduğu, ancak … tarafından mal teslimi yapılmaması sebebiyle çeklerin bedelsiz kaldığı, söz konusu çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının anlaşıldığına” hükmedildiğini, benzer şekilde Y. 11. HD. 12.4.1988 tarihli bir kararında, “Satış bedeli 19.000.000 lira olarak kararlaştırılmıştır. Bu bedel üzerinde taraflar mutabıktırlar. Satıştan sonra bir kısım hissedarların açtıkları şuf’a davası sonunda davacı üzerine yapılan tapu kaydı iptal edilmiş ve satış bedeli olarak tapuda gösterilen 10.000.000 lira davacıya ödendiğini, bu durumda satış nedeniyle davalı Hüseyin’e verilen 9.000.000 liralık senetlerin bir sebebi kalmamış olduğundan mahkemece 9.000.000 liralık senetlerden dolayı davacının davalı Hüseyin’e borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğine” hükmettiğini,yine yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre, temel borç ilişkisinin alım-satım sözleşmesi olduğu durumlarda, satım bedelinin ödenmemesi yahut malın teslim edilmemesi iddialarının belgelenmesi, defter kayıtlarıyla doğrulanması halinde, kökleşmiş biçimde senedin bedelsizliği nedeniyle iptaline karar verileceğini, bahsi geçen çekler için mahkeme tarafından Müvekkilin hak kaybının önlenmesi amacıyla muhatap bankanın çekleri Davalı şirkete ödememesi için tedbir kararı verilmesini yukarıda izah edilen sebepler dolayısıyla; davalı şirkete ödenen nakit bedelin iadesine,davalı şirkete verilen çeklerin iadesi ve çekler için mahkeme tarafından müvekkilin hak kaybının önlenmesi amacıyla muhatap bankanın çekleri Davalı şirkete ödememesi için tedbir kararı verilmesini,çek hamillerine ödeme yapılmaması için tedbir konulmasına Çek hamillerine ödeme yapılmaması için tedbir konulması için ilgili bankaya müzekkere yazılmasına; söz konusu uyuşmazlık nedeniyle davalı tarafın kambiyo senetlerinin mücerret senetler olması nediyle TMK.2 gereği hakkı kötüye kullanarak ciro etmesinin ve hamil olarak gözükecek kişilerin borçlunun bilerek zararına hareket etmiş olduğu yüksek kanaat gereği hamillere de ödeme yapılmamasına davalı şirketin sözleşmeyi gereği gibi ifa etmediğinden kaynaklı müvekkilin uğramış olduğu her türlü zararın tazmini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini, % 20den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın kendi kusurunu örtbas edebilmek için dava dilekçesini eksik şekilde yazmış ve olay anlatımını tam olarak mahkemeye açıklamadığını, dava konusu olay, bilakis davacı şirketin yetkilisinin ağır kusuru ile gerçekleştiğini, bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince, müvekkilim banka tarafından yönetmelikte yer alan tüm güvenlik adımlarının uygulandığını, müvekkilim bankadan kaynaklanan bir güvenlik açığı bulunmamaktadır.Esasen olayın nasıl gerçekleştiği ve davacının kusurlu olduğu Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı 2021/125824 Soruşturma sayılı dosyası içerisinde 23.12.2021 tarihli Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün Araştırma Raporu ile sabit olduğunu, davacı şirket yetkilisinin ağır kusuru olmasaydı ve telefonuna zararlı yazılım yüklememiş olsaydı, dava konusu olay hiç gerçekleşmeyeceğini, davacı telefon cihazına zararlı yazılım yükleyerek telefon cihazının kontrolünü uzaktan üçüncü kişilerin erişimine açmış ve telefon cihazındaki bilgilerini uzaktan şüpheli üçüncü kişiler ile paylaştığını, davacının telefonuna yüklemiş olduğu zararlı yazılım,SMS mesajlarına ulaşmak, telefonu izlemek, bankacılık giriş şifrelerini ele geçirmek, bankadan gelen SMS bilgilerini işlemlerin ardından silmek vs. gibi yetenekleri olduğu tespit edildiğini, İşlemler, bizzat davacı şirketin sahibi ve yetkilisi olan kişinin kendi telefon cihazından yapıldığını, bizzat davacı şirketin sahibi ve temsile yetkilisi olan kişinin kendisine ait telefon cihazından işlemler yapıldığını, Davacının ağır kusuru olmasaydı, dava konusu işlemler yaşanmayacağını, müvekkilim bankadan kaynaklanan hiçbir kusur veya ihmalin olmadığını, davacı taraf kendisi mobil şube yüklü olan telefon cihazına zararlı yazılım-virüs bulaştırdığını, telefon cihazı kendi elinde olan davacı şirket sahibi ve yetkilisi …, telefon cihazına zararlı yazılım kendisi bulaştırdığını, ardından telefon cihazının kontrolünün tamamen uzaktan üçüncü kişilere kendisi erişime açtığını, huzurdaki dava konusu olay, davacı şirket yetkilisi …’ın sosyal mühendislik yoluyla kendisine yapılan aramaya bakması ve telefon cihazına zararlı yazılım bulaştırmasıyla gerçekleştiğini, davacı şirketin sahibi ve yetkilisi olan …’ın telefon cihazına zararlı yazılım yüklemesi ardından telefon cihazının kontrolü, uzaktan üçüncü kişilere geçmesi sonucunda yani davacının bariz kusuru ile olay gerçekleştiğini, 23.12.2021 tarihli Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün Araştırma Raporunda sabit olduğu üzere, davacı taraf zararlı yazılım-virüs telefon cihazına yüklemesi ardından olay gerçekleştiğini, Oysa Play Store gibi Güvenilir Uygulama Marketlerinden olmayan programların veya uygulamaların indirilmemesi gerektiği veya zararlı yazılım-virüs kaynayan web sitelerine giriş yapılmaması gerektiği izahtan vareste olduğunu, kötü niyetli kişilerce geliştirilen zararlı mobil uygulamaları kişisel cihazlarınıza yüklenmesi, güvenilir olmayan uygulamalar üzerinden talep edilen izinlerin verilmesi halinde, mobil cihazın kötü niyetli kişiler tarafından kontrol edilebilir olmasına ve cihazda bulunan kişisel bilgilerin (banka, e-devlet, sosyal medya hesapları ve SMS şifreleri vs.) ele geçirilmesine olanak sağladığını, BDDK. tarafından yayınlanan ve tüm bankalar açısından bağlayıcı nitelikte olan Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre gerekli güvenlik önlemleri alınmış ve yönetmelikte yer alan güvenlik tedbirlerine sırasıyla uygulanmıştır. Müvekkilim bankadan kaynaklanan bir güvenlik açığı yoktur. Bilakis, davacının telefon cihazına zararlı yazılım-virüs bulaştırması sonucunda, telefon cihazının kontrolü ve yönetimi uzaktan üçüncü kişilerin erişimine açması sonucunda dava konusu olay gerçekleştiğini, davacı şirketin hesabından yapılan işlemler, yine davacı şirketin sahibi ve yetkilisi olan kişinin kendisine ait telefon cihazından yapıldığını, işlemlerin bizzat davacı şirketin yetkilisi olan kişinin kendi telefonundan yapıldığını, bütün işlemler davacının kusuru sonucunda, gerçekleştiğini, davacı Caymaz Plastik Mak. Teks. Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile müvekkilim banka arasındaki bankacılık hizmetleri sözleşmesi hükümlerine göre, davacı, bankacılık hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettiğini, davacı ile Müvekkil Banka arasındaki Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nin 8.4. Maddesinde “Elektronik Bankacılık Hizmetleriyle İlgili Ortak Hükümler” maddesinde düzenlemeler yapıldığını, davanın ihbarını talep ettiklerini, yukarıda açıklanan ve saygıdeğer mahkemece re’sen dikkate alınacak olan nedenlerle öncelikle, davanın İhbar edilmesi yönündeki talebimizin kabulüne karar verilmesini, Son aşamada, hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, dava dilekçesinde gösterilen ve taraflarca akdedilen sözleşmeye dayalı olarak davalı tarafa verilen iki adet çek bedellerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında davalı taraftan tahsiline karar verilmesine ilişkindir.
Taraflara usulüne uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, Şekerbank’a, Diyarbakır Gelir Vergi Dairesi’ne, Vakıfbank’a, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı’na, Bursa Nilüfer Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne, Diyarbakır Gökalp Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne, Türkiye Halk Bankası A.ş’ye yazılan yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davalı tarafça ticari defterler ibraz edilmemekle birlikte dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 23/09/2021 tarihli raporunda özetle:Taraflar arasındaki uyuşmazlığın da dava dilekçesinde gösterilen ve taraflarca akdedilen sözleşmeye dayalı olarak davalı tarafa verilen iki adet çek bedellerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında davalı taraftan tahsiline karar verilmesine ilişkin olduğu, davalı vekili tarafından 08.09.2021 tarihinde ticari defter ve kayıtların bulunduğu yerde inceletilmesi talep edildiğini, yapılan görüşmelere rağmen tarafına davalı ile ilgili herhangi bir ticari defter ve belge getirilmediğini ve davalı şirketin ticari defterlerinin hazır olduğu yer bildirilmediğini, tekrar davalı şirket vekili ile görüşülmesine rağmen rapor tarihine kadar davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler hazır edilmediğini ve inceleme yeri bildirilmediğini, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı’nın 06.08.2020 tarih cevap yazılarına göre Davacı …’ın 07.02.2007 tarihinde sicile kaydının yapıldığı ve devam ettiğinin bildirildiği (Mesleği: Kitap, Kırtasiye) Diyarbakır Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 07.07.2021 tarih cevap yazılarına göre; Davacı …’ının 2020 yılında Bilanço usulu defter tuttuğu, davacının 2020 yılı Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesine göre; Davacının Net Satış Tutarının 599.297,21 TL olduğu, Davacının Tacir olduğu, davacı … (vek. …) ile Davalı şirket arasında Satış, Dağıtım ve İade Sözleşmesi İmzalandığı (sözleşmede tarih yok) Davacı (vek. …) tarafından, Davalı şirkete Diyarbakır 8.Noterliği 19.11.2020 tarih 41411 yevmiye no ile ihtarname gönderildiği, İhtarnamede; ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde kitapların teslim edilmesi edilmemesi halinde sözleşmeden dönme hakkı gereği 20.000 TL nakit bedel iadesinin ve 20.000 TL iki adet çekin iadesinin yapılmasının ihtar edildiği, (ihtarnamede tebliğ şerhi yok) Halkbank A.Ş.’nin 01.07.2021 tarih cevap yazılarına göre; davacı … tarafından Keşide edilen 3872747 seri nolu 28.02.2021 keşide tarihli 20.000 TL çekin elektronik ortamda 01.03.2021 tarihinde ödendiğinin belirtildiği, Çek ile ilgili bilgi ve görüntünün Şekerbank-Güneşli/İstanbul şubesinden temin edileceğinin belirtildiği, 3872746 seri nolu 30.01.2021 keşide tarihli 20.000 TL çekin elektronik ortamda 01.02.2021 tarihinde ödendiğinin belirtildiği, Çek ile ilgili bilgi ve görüntünün Vakıfbank-Otokent/İzmir şubesinden temin edileceğinin belirtildiği mütalaa edilmiştir.
Davacı tarafın defterlerinin incelenmesi için adresinin bulunduğu mahal mahkemeye talimat yazılmış, bilirkişi raporu temin edilmiştir.
13/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Mahkemece bilirkişi olarak tayin edildiğim 2021/58 ESAS sayılı dava dosyası için, yapmış olduğu inceleme ve raporuma dayanak oluşturması açısından dava dosyası ekinde bulunan muhasebe kayıtlarının incelenmesi neticesinde; 2020 yılı yevmiye kayıtlarında dönem içerisinde ticari kayıtlarında toplam 9.672,12 TL lik bir borç alacak ilişkisinin var olduğu, bu tutarın 5.794 TL sinin sözleşme tarihi (23/10/2020) sonrası kayıtlara alındığı ve 2020 yılı alacağının tamamının (9.672,12 TL) ortaklar tarafından ödendiğine ilişkin 116 no’lu yevmiye kaydının atıldığının görüldüğünü, 2021 yılı kayıtlarında davacı taraf tarafından davalı tarafa 01.01.2021 tarihinde 2 (iki) adet 20.000 TL çek düzenlenip verildiğine ilişkin yevmiye kaydının olduğu, verilen bu çeklerin tarihsel sırasıyla 10.02.2021 tarihinde 23 no’lu yevmiye kaydıyla Halk bankası hesabından 20.000 TL ve 10.03.2021 tarihinde 36 no’lu yevmiye kaydıyla Halk bankası hesabından 20.000 TL olmak üzere toplam 40.000 TL lik çek ödemesinin yapıldığı, verilen çeklerden ayrı olarak 4 no’lu yevmiye kaydı ile 3.000 TL si Halk bankası ve 10.000 TL si İş bankası kanalıyla toplam 13.000 TL lik bir ödemenin yapıldığı, davalı tarafa yapılan toplam 53.000 TL lik ödemeye karşılık davalı taraftan 19.920 TL lik bir ticari mal alımının yapıldığı, davacı tarafından yapılan 53.000 TL ödemeden geriye kalan 33.080 TL nin 159 verilen sipariş avansları hesabına kaydedildiğini, defter kayıtlarına istinaden davacı tarafın davalı taraftan verilen sipariş avansları hesabına attığı 33.080 TL lik bir alacağının olduğu görüldüğü bildirilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, taraflarca akdedilen kitap/ürün satışına ilişkin sözleşmeye istinaden davacı tarafça, davalı şirkete iki adet 20.000,00 TL bedelli çekler verildiği ancak davalı tarafça sözleşme kapsamında kitap/ürün gönderilmediği iddiasına dayalı olarak ödenen çek bedellerinin (sebepsiz zenginleşme kapsamında) iadesine karar verilmesine ilişkindir. Davalı şirketin ticari defter ve bağlı kayıtlarında inceleme yapılması amacıyla dosya SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen 23/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafça ticari defter ve bağlı kayıtların ibraz edilmediği, ticari defter ve bağlı kayıtların bulunduğu yerlerin bildirilmediği,davacı …’ın tacir olduğunun belirtildiği, davacının ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 13/10/2021 tarihli raporda özetle;2020 yılı yevmiye kayıtlarında dönem içerisinde ticari kayıtlarında toplam 9.672,12 TL lik bir borç alacak ilişkisinin var olduğu, bu tutarın 5.794 TL sinin sözleşme tarihi (23/10/2020) sonrası kayıtlara alındığı; 2020 yılı alacağının tamamının (9.672,12 TL) ortaklar tarafından ödendiğine ilişkin 116 no’lu yevmiye kaydının atıldığının görüldüğü, 2021 yılı kayıtlarında davacı taraf tarafından davalı tarafa 01.01.2021 tarihinde 2 (iki) adet 20.000,00 TL çek düzenlenip verildiğine ilişkin yevmiye kaydının olduğu,verilen bu çeklerin tarihsel sırasıyla 10.02.2021 tarihinde 23 no’lu yevmiye kaydıyla Halk Bankası hesabından 20.000 TL , 10.03.2021 tarihinde 36 no’lu yevmiye kaydıyla Halk Bankası hesabından 20.000 TL olmak üzere toplam 40.000 TL lik çek ödemesinin yapıldığı, verilen çeklerden ayrı olarak 4 no’lu yevmiye kaydı ile 3.000 TL Halk Bankası ve 10.000 TL si İş Bankası kanalıyla toplam 13.000 TL lik bir ödemenin yapıldığı, davalı tarafa yapılan toplam 53.000 TL lik ödemeye karşılık davalı taraftan 19.920,00 TL lik bir ticari mal alımının yapıldığı, davacı tarafından yapılan 53.000 TL ödemeden geriye kalan 33.080 TL nin 159 verilen sipariş avansları hesabına kaydedildiği, defter kayıtlarına istinaden davacı tarafın davalı taraftan verilen sipariş avansları hesabına attığı 33.080 TL lik bir alacağının olduğunun beyan edildiğinin bildirildiği, bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporlarda davaya konu hususlar gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporun mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak, taraflarca akdedilen sözleşmeye istinaden davacı tarafça, davalıya 20.000,00 TL bedelli iki adet çek verilerek ve 13.00,00 TL ödeme yapılarak toplamda 53.000,00 TL lik ödeme yapılmasına rağmen davalı tarafça 19.920,00 TL lik mal gönderildiğinin belirlendiği, davacı tarafın, davalı taraftan (sebepsiz zenginleşme kapsamında) 33.080,00 TLlik bir alacağının olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, buna göre 33.080,00 TLnin (dava dilekçesinin netice-i talep kısmında faiz talebinde bulunulmadığı hususu göz önünde bulundurularak) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, buna göre 33.080,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 2.259,69 TL harçtan peşin alınan 683,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.576,59 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 1.663,60 TL yargılama giderinin kısmen kabul oranına göre hesap edilen 1.375,80 TL’sinin ve 683,10 TL peşin harcın, 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.126,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davalılara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/06/2022

Katip 136164
¸e-imzalıdır.

Hakim 194065
¸e-imzalıdır.