Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/574 E. 2023/416 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/574 Esas
KARAR NO : 2023/416
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – [……..] UETS
Av. … –
Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2017
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2023
Mahkememize tevzi edilen Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin ………..Üni Turizm Fakültesinin dış cephe işini yapmak üzere üniversite yönetimi ile anlaşma yaptığını, bu anlaşma sonucunda gerekli olan temperli dış camlar ve düz camlar ile ilgili olarak ………. İşleme San. Tic. Ltd. Şti’ne sipariş verildiğini, bu siparişler ve daha önceki cari hesap için müvekkili tarafından davalı firmaya davaya konu takibe dayanak olan 100.000 TL çek verildiğini, ancak alınan malların müvekkili şantiyesine gelip takıldıktan sonra camların istenen nitelikteki camlar olmadığı ve temperli olmadığının ortaya çıktığını, müvekkili tarafından söz konusu ürünlerin ayıplarının davalıya bildirildiğini ve davalı derhal camları göndermesini istediğini, müvekkilinin de söz konusu camları nakliye firması ile geri gönderdiğini, camların davalı firma tarafından geri alındığını, nakliye ile ilgili olan faturaları sunduklarını, sonrasında müvekkilinin istediği nitelikteki camların ne zaman geleceğini sorduğunda ellerinde mevcut olmadığını, bir süre beklemek zorunda olduğunu beyan ettiklerini, bunun üzerine işin süreye bağlı olmasından dolayı zaman kaybetme lüksü olmayan müvekkili başka bir firma olan …… Nakl. İnş Tur. Kuyumculuk Tic. Ltd. Şti isimli firmadan söz konusu camları temin ettiğini, alınan bu camlara ilişkin faturaların ekte sunulduğunu, camları temin eden müvekkilinin davalı firma ile görüşüp iade alınan camlarla ilgili olarak verilen takip konusu çekin tarafına iadesine istediğini, müvekkili sonrasında iade edilen ürünler ile ilgili olarak Bursa 24. Noterliğinin 07/11/2017 tarih, 22280 yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade faturası düzenlendiğini ve gönderildiğini, bu nedenlerle müvekkili şirketin takibe konu ödeme emri kadar borçlu olmadıklarının tespitine, fazla yapılan takip miktarı kadar takibin iptaline, haksız ve kötü niyetli başlatılan kısmı için %20den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın çeke dayalı menfi tespit davası olarak ikame edilemeyeceğini,davacı ile müvekkili şirket arasında gerçekleşen ticaret uyarınca davacı yan ile dava dilekçeleri içeriğinde bahsettikleri ticaretin dışında birden çok ticari ilişki kurulduğunu ve davacının şuanda cari hesap ekstresi uyarınca müvekkiline davaya konu ettikleri çek bedelinin dışında dahi borcu bulunmadığını, bu nedenle davacı yanın iddia ettiğinin aksine Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2017/……. esas sayılı dosyasına konu edilen çekin davacı tarafından müvekkiline sadece ………. Üniversitesi camları için verilmediğini, taraflar arasında mevcut tüm ticari ilişki nedeniyle müvekkiline biriken cari hesap borcundan mahsup edilmek üzere verildiğini, davacının bu aşamaya kadar müvekkili şirkete camın ayıplı olduğuna dair herhangi bir şekilde resmi yahut gayriresmi olarak bir beyanda bulunmadıklarını, davacıya teslim edilen camların ayıplı olmadığını, davacının müvekkiline siparişin hiçbir evresinde temperli cam ibaresinin belirtilmediğini, davacı ile ………. Üniversitesi arasında imza edilen sözleşme suretinin de ilgili üniversitenin rektörlüğünden celbini talep ettiklerini, davacının her ne kadar dava dilekçesi içeriğindemüvekkilinden temin edemediği camları sonrasında dava dışı …….İnş. Nakl. Turz. Ltd. Şti adlı şirketten tedarik etmek zoruda kaldığını ve bedelini ödediğini iddia etse de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, davacı yanın iddialarının aksine müvekkilinin tedarik ederek davacı yana teslim ettiği camların ayıplı olmadığını, bu hususa ilişkin müvekkili tarafından Muğladan teslim alınan camlar müvekkili şirkete ait işyerinde muhafaza edildiğini, davacı tarafından cari hesap ekstresi gereği başkaca alacakları bulunsa da müvekkili şirketin bu tutar üzerinden de icra takibi başlatmadığını, bu nedenle de bahse konu çek açısından davacı yanın borçlu bulunmadığına yönelik taleplerinin hukuken yerinde olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2017/……. esas sayılı icra dosyası, 28/11/2017 tarihli haciz zabtı, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesine göre kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar olan dönemi kapsayan ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde defter incelemesi yapılmak üzere tarafların ticari defterleri talep edilmiş, tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 15/11/2018 tarihli raporunda özetle:Taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşme mevcut bulunmamakla beraber ticari bir ilişkinin bulunduğunun sabit olduğu, dava konusu camların vasıflarının ne olacağı hakkında herhangi bir sözleşme ve bilginin mevcut olmadığı, her iki tarafın da çekin sadece camlar için verilmediğini cari hesap içinde verildiğini beyan etmekte olup iade faturasının işli olduğu davacı defterlerinde 100.000 Tl tutarındaki ödemenin de düzeltilmesinden sonra davalıya 25.755,79 Tl borçlu olduğunu, davalı defterlerinde de iade faturasının işlenmediği ve bu haliyle davacının davalıya 129.628,07 TL borçlu görüldüğü, dolayısıyla her iki tarafın defterlerinde de camların ayıplı olsa da çekin eski cari hesap borcuna karşılık düşüldüğü hususu mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce çekin bir ödeme vasıtası olduğu, mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerektiği, satış sözleşmesinde satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa ettikleri yönünde yasal karine getirildiği, karinenin aksini iddia eden davacının siparişe konu camlar için çekin verildiğinin ispat yükü davacıda olup yazılı delille ispatlamak zorunda olduğu, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davacının davalıya 100.000 TL bedelli çekin ödenmesine dair iade faturasının kayıtlı olduğu ve bu iade faturası ile birlikte 25.755,79 TL davacının davalıya borçlu olduğu tespit edildiği ve tarafların beyanlarında da verilen 100.000 TL bedelli çekin bizatihi camlar için verilmediği cari hesap borcu içinde verildiği ileri sürüldüğü ve davacının sadece camlar için çekin verildiğinin yazılı ve kesin delillerle ispat edilmediği gibi çekin ödeme aracı olup mevcut borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinden ve davacının defter kayıtların da düzenlenen iade faturası kayıtlı olmasına rağmen borçlu olduğu anlaşılmakla çekin mevcut cari hesap ekstresinden kaynaklanan borcuna karşılık verildiğinin sabit olduğu ve ödenmediğinden, gerekçeli denetime açık hüküm kurmaya elverişli bilirkişinin 15/11/2018 tarihli raporuna itibar edildiğinden bahisle açılan davanın sübut bulmadığından reddine, davalının ihtiyati tedbir uygulanarak alacağına kavuşmasının engellenmediğinden bahisle kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararına karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile; çek takibinin 98.590 TL asıl alacak ile başlatıldığı, davalı firmaya borcunun 30.000 TL olduğu ve takibin 68.950 TL’lik kısmının iptal edilmesine ilişkin dava olduğu, davalının malları iade almasına rağmen iade faturasını kabul etmediği, çekin cari hesap için verildiği, defterlere göre iade faturası kabul edildiği takdirde borcunun 25.755,79 TL olduğu, ayıba ilişkin inceleme yapılmadığı, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemli istinaf edilmiş ve dosya Bursa Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
Bursa Bölge Adliye 5. Hukuk Dairesinin 2019/871 Esas ve 2021/759 Karar sayılı Karar ile “SMM bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda, davacı defterine göre davacının davalıya 125.755 TL borçlu, davalı defterlerine göre davacının davalıya 129.628 TL borçlu olduğu, davalının kestiği faturalar davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının kestiği kendi defterinde kayıtlı olan 01.10.2017 tarihli 103.872 TL bedelli fatura davalı defterinde kayıtlı olmadığı, davacıya iade edildiği, bu faturanın ödenmesi için davacı ihtarname gönderdiği, davalı defterinde kayıtlı olup davacı defterinde görünmeyen 100.000 TL ödeme olduğu, iade edilen camlara ilişkin davacının nakliye faturası sunduğu, iki tanesinin Bursa-Muğla arası olduğu ve haziran ayında kesildiği, diğeri ağustos ayında kesildiği iade faturasının ise ekim ayında düzenlendiği, davalı ise kendi aracı ile camları geri aldığını beyan ettiği, davacının kestiği fatura içerisinde montaj-demontaj masrafı da olduğu, davacının BA-BS formu ile Maliyeye bildirdiği, davacının ödemesinin işlendikten sonra ve iade faturasından sonra davalıya 25.755 TL borçlu olacağı bildirildiği anlaşılmıştır.
Bununla birlikte bilirkişi raporunda belirtilen davalının defterlerinde kayıtlı olan 7053 ve 6748 nolu fişlerin işlemlerinin açıklattırılması gerekmektedir. Ayrıca davalı tarafından bir kısım camları geri iade alındığı belirtilmiş ise de ne kadar miktarın geri alındığı açıklanmamıştır. Bu nedenle davalı isticvap edilerek iade alınan mal miktarının açıklattırılması ve iade faturasında nakliye-demontaj ücretlerinden bahsedildiği görüldüğünden bu ücretlerin ne ile ilgili olduğu başka bir deyişle davacının camları geri söktürmesinden kaynaklı bir gider mi olduğu, nakliye bedelinin ise davalıdan mal alımına ilişkin nakliye bedeli mi yoksa iadeye ilişkin nakliye bedeli mi olduğu hususuna ilişkin açıklamalar yaptırılıp isticvap doğrultusunda ek rapor aldırılarak sonucuna göre karar vermek üzere yerel mahkeme kararının kaldırılması, buna göre davcının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.” gerekçesiyle kaldırma kararı verilmiştir.
İstinaf İlamı doğrultusunda, davalı defterlerindeki kayıtlı fişler ile ilgili açıklamada bulunmak üzere 4 haftalık kesin süre verilmiş ve davalı şirkete isticvap davetiyesi çıkartılarak, kaldırma ilamında açıkça belirtildiği üzere davalı defterlerinde kayıtlı olan 7053 ve 6743 nolu fişlerin açıklattırılması, davalı tarafın ne kadar camları geri aldığı, alınan mal miktarı, iade faturasında nakliye- demontaj ücretlerinden bahsedilip bahsedilmediği, bu ücretlerin ne ile ilgili olduğu camların geri söktürülmesinden kaynaklı bir gider mi ya da nakliye bedeli ise davalıdan mal alımına ilişkin nakliye bedelimi yoksa iadeye ilişkin nakliye bedeli mi olduğu, hususlarında beyanının alınması hususunda davetiye çıkarılmıştır.
Davalı şirket yetkilisi celse sırasındaki beyanında “ben davalı şirketin kuruluşundan itibaren tek yetkilisiyim şirketimiz 2018 yılında CAMEX CAM İŞLEME SANAYİ AŞ olarak unvan ismi değişti bizim faaliyet alanımız cam imarı üzerinedir cam üretir firmalara satıyoruz davacıyla da bu şekilde ticari ilişkimiz vardır davacıya sattığımız camların ayıplı olduğu kullanılamaz durumda olduğu bunun üzerine bizim Muğla’ya gönderdiğimiz şantiye alanına gittim gönderdiğimiz camların kırılmış olduğunu gördüm bunun üzerinde bu camları geri almadım orada bıraktım tam olarak ne kadar cam olduğunu hatırlamıyorum yaklaşık olarak 300 metre kare bir camdı bizim geri aldığımız bir cam olmadı her he kadar cevap dilekçesinde Muğla’ya gidip şantiyeden sağlam camların alındığı kırık camların bırakıldığı belirtildiyse de ben böyle sağlam bir cam alıp Bursa’ya getirmedim yine tekrar ifade edersem camların kullanılacak vaziyette değildi kırıktı yağmur sebebiyle kullanılamaz durumdaydı ben hiçbir cam alıp Bursa’ya getirmedim herhangi bir araçta temin etmedim, biz sadece camların satışını yapıp camları Muğla’da ki şantiyeye teslim ediyorduk sattığımız camların montajın alıca firma yapıyordu bizim böyle bir edimimiz yoktu benim Muğla şantiyede gördüğüm camların sökülüp sökülmemesiyle ilgili bilgim yoktur sevk ettiğimiz camlar paletler şeklindeydi ancak kırık ve yağmurdan dolayı kullanılamaz haldeydi camları söktürülmesi ile ilgili herhangi bir bilgim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekiline İstinaf ilamı doğrultusunda düzenlediği iade faturasını içeriği ile ilgili camların geri söktürülmesinden kaynaklı bir gider mi olduğu nakliye bedeli ile ilgili olarak ise nakliye bedelinin mal alımına ilişkin nakliye bedeli mi yoksa malın iadesine yönelik bir nakliye bedeli mi olduğu hususunda 4 haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacı vekili beyan dilekçesinde, iade olunan camlar, bu camların Muğla’ya gönderilme bedeli ve söküp takmak üzere ödenen işçilik bedelleridir.

Taraf tanıklarının beyanları alınarak BAM ilamı doğrultusunda dosya SMMM bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 23/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; Malların tamamının ayıplı olduğu ve iade edildiği kabul edilir ve montaj demontaj masrafı ile camların bursa dan Muğla ya nakliyesi de eklenir ve iade faturası kabul edilirse davacı 25,755,79-tl borçludur. Davalının tade faturasını kabul etmediği düşünüldüğünde çekinde karşılıksız çıktığı göz önüne alındığında davacı davalıya 129,628,07-TL borçlu durumda olduğu kanaatine varılmıştır.
SMMM bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalının defterlerinde kayıtlı olan 7053 ve 6748 nolu fişlerin 100 000 TL bedelli çekin kaydı ve çekin iade kaydı olduğu, sonrasında davalının tekrar 7087 nolu fiş ile 100.000 TL bedelli çekin karşılıksız çıktığından defterlere kaydı yapıldığı görülmektedir.
Bu durumda İstinaf İlamı doğrultusunda, taraflar arasında cam alım satıma yönelik ticari ilişkinin olduğu davalı tarafından davacı tarafa cam imal edip sattığı, ürünleri davacının Muğladaki şantiyesine davalının gönderdiği, faturaların düzenlendiği, karşılığında davacı tarafın 100.000 TL bedelli eldeki menfi tespit davasına konu çekin verildiği, davacı tarafından gönderilen ürünlerin ayıplı olduğundan iade faturası düzenlendiği ve çekin bedelsiz kaldığını ileri sürdüğü anlaşılmakla davalı tarafın cevap dilekçesinde ve davalı taraf şirket yetkilisinin beyanında camların kırık olduğunun ikrar edildiği her ne kadar şirket yetkilisi celse sırasında Muğladaki şantiyede camların kırık olduğunun görülmesi üzerine herhangi bir cam almadığını beyan etmiş ise de ibraz edilen cevap dilekçesinde camların iade alındığı miktarının belirtilmediği ve yine davalı vekilinin 07/02/2023 tarihli beyan dilekçesinde alınan camların numune olduğu ancak bu camlarında şirketin taşınması sebebiyle kaybolduğunun belirtildiği anlaşılmakla, dinlenen davacı tanığı …’ın beyanı ve cevap dilekçesindeki ikrarı kabul edilerek camların ayıplı olduğu ve iade edildiği kabul edilerek davacı tarafından düzenlenen iade faturasının içeriğinin uygun olduğu ve ayrıca 23/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan ayıplı camların iade, montaj demontaj masrafı ile camların Bursa’dan Muğla’ya nakliye bedeli davacı 25,755,79-tl borçlu olduğu anlaşılmakla verilen 100.000 TL bedelli çekin 74.244,21 TL kısmı karşılıksız kaldığı ancak davacı tarafından talep edilen icra takip dosyasında 68.590 TL kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit talebinin kabulune , dava konusu alacakla ilgili davalının kötü niyetli olduğu sabit olmadığından davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile, Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2017/……. esas sayılı icra takip dosyasında davacının davalıya 68.590 TL kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine,
2-İİK 72. Maddesi uyarınca kötü niyet tazminatının koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.685,38 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.171,35 TL, mahsubu ile bakiye 3.514,03 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi ücreti 900 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 694,03 TL 1.171,35 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.768,38 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kararın niteliği gereği üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 10.974,40 TTL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.