Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/545 E. 2022/238 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/545 Esas
KARAR NO : 2022/238
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N. … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – T.C.N. … …
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı-borçlu …’ın Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takip dosyasındaki itirazı haksız ve yersiz olduğunu, davalı, 23/07/2018 düzenlenme tarihli, 30/01/2019 ödeme tarihli, 20.000 TL bedelli bir bono düzenlemiş olduğunu, ardından bu bonoya yetkilisi olduğu şirketin kaşesini basarak imza altına aldığını, bahse konu senet hakkında müvekkilimizce Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası ile dava dışı “……Ltd.Şti.” hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak, borçlu şirket tarafından başlatılan takibe müşterek imza bulunmadığı gerekçesiyle şikayet edilmiş olduğu, bu şikayet Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesince 2020/295 Esas sayılı dosyasında kabul gördüğünü, senetteki imza, davalı …’a ait olduğunu, senet üzerimde bulunan imza kendisini bağlayacağından Bursa 20. İcra Dairesinin 2021/… Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında tarafımızca icra takibi başlatıldığını, bu takibe borçlu tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz edildiğini, davalı hakkında, TCK’nın 158/1-h maddesi gereğince “Nitelikli Dolandırıcılık” suçundan cezalandırılması talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, bu nedenlerle davalının icra müdürlüğü dosyasına yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek % 40 dan az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesini özetle; Davacı vekili tarafından, Bursa 20.İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası ile hakkında başlatılan takibe yapmış olduğu itiraza, itiraz edilmesini kabul etmediğini, dava konusu edilen 23.07.2018 düzenleme tarihli, 30.01.2019 vade tarihli, 20.000. TL.lik kambiyo seneti, davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere … İletişim Elektronik İnş. Ltd. Şti. firması adına düzenlendiğini, yasal temsilcilerden birisi olarak ta tarafınca imzalanmış ve şirketin kaşesini bastığını, Bursa 17.İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosya ile senet borçlusu … Ltd.Şti. aleyhine icra takibi başlatıldığını, senetin çift imzalı olmaması nedeniyle takibin durdurulduğunu, haksız ve hukuksuz olarak Bursa 20.İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas dosyası ile şahsı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı huzurdaki davayı borçlu şirket aleyhine açması gerekirken, hukuksuz iyi niyetli olmayarak şahsı aleyhine açtığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/295 esas sayılı dosyası, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı icra takip dosyası, bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2020/… sayılı icra takip dosyası, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından bonoya dayalı olarak ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde borca itiraz etmiştir.
Davacı tarafından icra takibine konu 23/07/2018 düzenlenme tarihli, 30/01/2019 ödeme tarihli, 20.000 TL bedelli keşidecinin dava dışı … İletişim Elektronik İnş. Paz. San. Ve Tic Ltd, lehtarın davacı olduğu bonoda şirket adına atfen atılı imzanın davalıya ait olduğu ancak bononun düzenlendiği tarih itibariyle davalı ile dava dışı Selahattın Altay’ ın müşterek olarak yetkili olduğundan dava dışı şirketi imzanın bağlamadığı atılan imzadan davalının sorumlu olduğu belirtilerek bono sebebiyle alacaklı olduğu ileri sürülmüş olup davalı tarafından atılan imzanın inkar edilmediği, bonoya dayalı borçtan şirketin sorumlu olduğunu kendisinin borçlu olmadığını bono sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin şirketin SGK’ ya olan borcu için ödendiğini şahsi olarak sorumlu olmadığını savunmuş olup uyuşmazlığın, dava konusu bonoda keşideciye atfen atılı imzalar sebebiyle davalının şahsen sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/295 Esas ve2021/59 Karar sayılı Kararında, bonoda şirket adına atılı imzanın bononun düzenleme tarihi itibariyle çift imza ile temsil edilmediğinden davalının şahsen sorumlu olduğu, atılı imzanın şirketi bağlayacağından şirket yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Bilindiği üzere aval, TTK’nın 700. maddesine göre poliçede yazılı bulunan borcun kısmen veya tamamen teminat altına alınmasını sağlayan bir nevi kefalettir. Bu kefaleti veren şahsa, aval veren denir (Bozer A./Göle C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2017, s. 161). TTK’nın 700. maddesinin 2. fıkrasına göre aval, üçüncü bir kişi veya poliçede imzası bulunan başka bir kişi tarafından da verilebilir. Bu şekilde poliçe borçlularından biri lehine aval verilmek suretiyle poliçenin ödenmesi güvence altına alınacağından o poliçenin tedavülü kolaylaştırılmış olur (Bozer/Göle, s. 161 ).
TTK’nın avalin şekline ilişkin 701. maddesi;
“(1) Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır.
(2) Aval “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır.
(3) Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır.
(4) Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyici için verilmiş sayılır.” şeklindedir. Bu düzenlemeye göre poliçenin ön yüzünde avale ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmaması ancak imzanın bulunması hâlinde, muhatabın veya düzenleyenin imzaları dışında poliçenin ön yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. Poliçenin ön yüzüne atılan aval şerhinin kimin için verildiği belirtimez ise aval düzenleyici için verilmiş sayılır.
Avale ilişkin hükümler TTK’nın 778. maddesinin 3. fıkrası gereğince bonolar hakkında da uygulanır. TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi ile aynı Kanunun 778. maddesinin atfı ile uygulanması gereken TTK’nın 701. maddesi birlikte değerlendirildiğinde bononun geçerli olması için tek imza yeterlidir ve senet ön yüzüne atılan ikinci imza aval şerhi sayılır. Ne var ki, poliçenin ön yüzüne düzenleyen tarafından iki imza atılmış olsa dahi, bu imzalar TTK’nın 700. maddesine göre aval olarak kabul edilemez. Ancak, keşideciden başka bir kişi tarafından aval veya benzeri sözler kullanılarak imzalanmışsa aval olarak sayılır. Aval verenin borcu bağımsız bir borçtur, bir diğer ifade ile feri nitelikte değildir. Aval ile teminat altına alınan borç geçersiz olsa bile, aval verenin sorumluluğu devam eder. Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da, aval verenin taahhüdü geçerlidir. Yani lehine aval verilenin borcu geçersiz olsa bile, aval veren bu geçersizliği ileri süremez. Lehine aval verilenin mevcut olmaması, ehliyetsiz olması ya da imzasının sahte olması hâlinde de aval verenin sorumluluğu devam eder. TTK’nın 702. maddesinin 2. fıkrası gereğince aval veren, sadece kambiyo senedindeki zorunlu şekil eksikliğini ileri sürebilir (20.04.2018 tarihli ve 2017/4 E., 2018/5 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı).
Somut olayda, icra takibine konu 23/07/2018 düzenlenme tarihli, 30/01/2019 ödeme tarihli, 20.000 TL bedelli keşidecinin dava dışı … İletişim Elektronik İnş. Paz. San. Ve Tic Ltd, lehtarın davacı olduğu bonoda şirket adına atfen atılı imzaların şirketin kaşesi dışına atılı iki imzanın bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla bononun düzenleme tarihi itibariyle çift imza ile temsil edilmediğinden davalının şahsen sorumlu olduğu gibi şirket kaşesi dışına atılan ikinci imzanın, düzenleyen şirket lehine aval veren sıfatı ile atıldığının ve imza sahibinin de aval veren sıfatı ile borçtan şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerekip, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2011 tarihli ve 2011/12-480 E., 2011/598 K. ile 04.04.2018 tarihli ve 2017/19-812 E., 2018/756 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Bu durumda davalının bonodaki borçtan şahsen sorumlu olduğu sabit olup her ne kadar yemin metninde şirket adına …’ a ödendiği, Şirketin SGK borcu için ödendiği vakıaları ikrar edilmiş olsa dahi bonoya atılan ikinci imza sebebiyle davalının şahsi sorumluluğunu kaldırmayacağından ve davacı vekilinin de duruşmada açıkça yemine konu vakıaları ikrar edildiğinden davacı asile yemin eda edilmesinde fayda olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla davalının bonoda aval sebebiyle şahsen sorumlu olduğu sabit olduğundan ve borcun ödenmediğinden asıl alacak 20.000 TL yönünden talebin kabulune, itirazın kısmen iptaline, işlemiş faiz talebi yönünden davacının icra takibinden önce usulune uygun olarak temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, alacağın bonoya dayalı likit olduğundan davacının icra inkar tazminat talebinin kabulune karar verilerek aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulune dair hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile; davalının Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin asıl alacak 20.000,00-TL üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, işlemiş faiz talebinin reddine,
2-İİK 67 maddesi uyarınca icra inkar tazminatı koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 4.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.366,20 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 287,78 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.078,42 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davanın kabul ve ret oranlarına göre hesaplanan; 1.107,99 TL’sinin davalıdan, bakiye 212,01 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; posta ve tebligat gideri 77,25 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 64,84 TL yargılama gideri ve 287,78 TL peşin harç olmak üzere toplam 352,62 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2022
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.