Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/500 E. 2023/408 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/500 Esas
KARAR NO : 2023/408
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
4- … – …
5- … – …
6- … – …
7- … – …
8- … – …
VEKİLİ : Av. … – […….] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – […….] UETS
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2023
Bursa 3. Tüketici Mahkemesinin 2021/185 Esas ve 2021/134
Karar sayılı Kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kaydedilerek mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı Vekili Özetle:rasında 24.09.2020 tarihli Genel Tarımsal Kredi Sözleşmesi ve 08.09.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davacıların murisi … 11/02/2019 tarihinde vefat ettiği, akabinde davalı banka tarafından davacılara Büyükorhan Noterliği aracılığıyla 0045 yevmiye numaralı 17 Ocak 2020 tarihli ihtarameyi keşide edilmiş akabinde Bursa 18.İcra Müdürlüğü 2020/1074 Esas sayılı dosyası ile davacılar aleyhine icra takibi başlatıldığı, haksız bir şekilde aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, icra takibi açılmadan önce ilgili kredi sözleşmesi kapsamında toplam 158.000,00 TL’lik dosya borcunu 04.03.2020 ve 03.03.2020 tarihlerinde ödediğini belirterek, 08.09.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi Kapsamında icra tehdidi altında Bursa 18.İcra Müdürlüğü 2020/1074 Esas sayılı dosya kapsamında dosya borcunu ödeyene davacıların ödemiş olduğu yaklaşık 158.000,00 TL bedelin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmaktadır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, yazılı beyanlar, banka kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, hayat sigortası sözleşmesine dayalı ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dosyanın bankacı bir bilirkişiye tevdi edilerek tarafların iddia ve savunmaları, davalı bankanın takip tarihi itibariyle alacağı ve ferileri ile birlikte, icra takibinden sonra yapılan ödemeler de dikkate alınarak haksız ve fazla bir ödeme yapılıp yapılmadığı konularında rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizde alınan 29/11/2021 tarihli bilirkişi raporunu özetle; 07.01.2020 takip tarihi itibariyle davacı Banka tarafından talep edilebilir TUTAR’ının 64.538,44 TL olduğu 07.01.2020 tarihi ile tahsilat tarihi olan 03.03.2020 tarihine kadar %14,95 temerrüt faizi (takip talebinde belirtilen) ile faizin %5 BSMV tutarları toplamı 66.086,23 TL ile davacı Bankanın toplam talep edebileceği tutara karşılık davalılar tarafından davacı Bankaya muris …’ın 5513395 – 5005 nolu hesabına yapılan tahsilatlar sonrası davalıların davacı bankadan 03.03.2020 tarihi itibariyle 91.314,48 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dosyanın önceki bankacı bilirkişi ile 1 nitelikli hesap uzmanı hukukçu bilirkişiye tevdi ile davacının prim ödemelerine ilişkin itirazları ve davalının hesap hatasına ilişkin kayıtlarını değerlendirir davacıların murisi tarafından fazla ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizde alınan 20/02/2022tarihli bilirkişi raporunu özetle; davalı bankanın talep edilebilir alacağının icra takibi olan 07.01.2020 tarihinde 64.538,44 TL olduğu, davalı bankaya 03.03.2020 tarihinde 13.500,00 TL, 63.500,00 TL ve 250,00 TL olmak üzere ödeme yapıldığı, ödemelerin banka kayıtlarında görüldüğü, başkaca ödeme tespit edilemediği, ödeme yapıldığı 03.03.2020 tarihi itibari ile Bursa 18.İcra Müdürlüğünün 2020/1074 Esas sayılı dosyası ile davalı bankanın alacağının 2.614,93 TL olduğu, dava tarihi olan 01.04.2021 itibari ile 3.036,92 TL olduğu, davacılara iade edilmesi gereken herhangi bir fazla ödeme tespit edilemediği, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dosyanın önceki bilirkişiler ile bir sigortacı bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 12.6. Maddesi uyarınca davalı bankaya murisin kredi borcunu devamı süresince teminat amaçlı kredi borçları için hayat sigortası yaptırma yetkisi verildiği görülmekle bilirkişilerden genel kredi sözleşmesinin bu hükümleri incelenerek bu yetki kapsamında muristen sigorta primi tahsil edip edilmediği tahsil edilen sigorta primlerinin hangi dönem ve kredi sözleşmesine ilişkin olduğu davalı bankanın sigorta yaptırma zorunluluğu üzerinde durularak ve yargıtay 11. HD 2020/1983 esas ve 2021/1446 karar sayılı bozma ilamında değerlendirilerek davacıdan fazla tahsilatın olup olmadığı istirdat talebi konusunda rapor aldırılması istenilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizde alınan 06/10/2022 tarihli bilirkişi raporunu özetle; 2017 yılından sonra da sigorta poliçesi primi tahsilatı yapılmasına rağmen ya poliçe düzenlenmediği ya da düzenlenen poliçelerin dosyaya celp edilmemiş olduğu ya da prim tahsilatarının başka poliçelere ait olduğu sonuçlarına varılabileceği, ancak son prim tahsilatının 03/01/2018 tarihinde yapıldığı ve tutarının 10,04 TL olduğu, kredi borcunu teminat alan tahsilatı olmasının mümkün olmadığı, bu durumda vefat tarihinde geçerli bir kredili hayat sigorta poliçesinin bulunmadığı davalı bankanın prim tahsilatı yapmadığı ya da poliçe yenilenmesi hususunu sigortalıya hatırlatmadığı kabul edildiğinde yukarıda beliritilen Yargıtay kararları ve yönetmelik hükümleri uyarınca sigorta poliçesinin düzenlenmemesinden sigortalı ile birlikte sorumlu olacağı, kusur değerlendirmesinin Sayın Mahkemeye ait olduğu ancak genel olarak kusur oranlarının 9650-50 üzerinden belirlendiği, davalı bankanın 9650 kusurlu olduğunun kabul edilmesi halinde vefat tarihi itibariyle kredi borcu üzerinden sigorta tazminatının belirleneceği, 9650’si tutarınından davalı bankanın sorumlu olduğu kabul edilerek bakiye 9650 tutar üzerinden kat hesabı ve icra kapak hesabı yapılarak davacılara iadesi gereken tutar hesaplanması gerektiği, davalı bankanın 9650 kusuru üzerinde yapılan hesaplama sonucunda 33.243,66 TL fazla tahsilatı davacılara iade etmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafın rapora karşı itirazları ve ek beyan dilekçesini ve davacı vekilinin beyanlarını irdeler, dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizde alınan 20/02/2022 tarihli ek bilirkişi raporunu özetle; dava konusu sigorta bilgilendirme formunda sigortalının 71 yaşının geçemeyeceğinin belirtildiği, Ancak mevzuatımızda 71 yaşını aşanlara hayat sigortası yapılamayacağı yönünde bir düzenleme bulunmadığı, kök raporda belirtildiği üzere Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği hükümleri ve Yargıtay kararları uyarınca sigorta poliçesinin süresinin dolduğu ve yenilenmediğini sigortalı müşterisine bildirme yükümlülüğü bulunduğu, bu itibarla heyetimizce kök raorda davalı bankanın bilgilendirme yükümlülüğünü ihlal ettiği yönünde değerlendirmede bulunulduğu, dava konusu olaya ilişkin emsal Yargıtay kararı tespit edilemediği, ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1033 E. 2020/735 K. 12.06.2020 emsal kararında bankanın bilgilendirme yükümlülüğüne işaret edildiği, ancak karara konu olayda sigorta poliçesi tanzim edildikten sonra davalı bankanın iç mevzuatında yaş şartının değiştirilerek durumun sigortalıya sms yoluyla bildirildiği, Sayın mahkemenize seçenekli bir değerlendirme sunmak üzere sigorta poliçesinde yer alan yaş kaydı nedeniyle sigortanın 71 yaşından itibaren yenilenmeyeceği hususu önceden bildirilmiş kabul edilerek 70 yaşın dolması ile sigortanın yenilenmeyeceğini bilgilendirme yükümlülüğünün sona erdiğinin kabul edilebileceği veya davalının kusur durumunu hafifletebileceği, delilerin nihai takdiri, hukuki değerlendirme ve kusur oranlarının tespiti mahkemeye ait olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacıların murisi … ile davalı banka arasında 24/09/2010 ve 08/09/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalanarak murise ticari taksitli yapılandırma kredisi ve tarım kredisi kullandırıldığı, kredi sözleşmesi kapsamında 2010 yılından 2016 yılına kadar Yıllık Hayat Sigorta Poliçelerinin davalı banka tarafından düzenlendiği, murisin 10/12/1945 doğum tarihli 11/02/2019 tarihinde 73 yaşında vefat ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Murisin vefat tarihi olan 11/02/2019 dönemini kapsayan bir hayat sigortası poliçesi mevcut değildir. Davacıların murisi … 10/12/1945 doğumlu olup 11/02/2019 tarihinde 70 yaşını doldurmuştur.
Dosyada sureti bulunan kredi hayat sigortası katılım sertifikasında davalılar arasında akdedilen Grup hayat sigortası sözleşme hükümlerine atıf bulunmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen Tarımsal Kredi, KREDİ MÜŞTERİLERİ GRUP HAYAT SİGORTA SÖZLEŞMESİ bilgilendirme formu Yenilemeye İlişkin Bilgiler Başlıklı bilgilendirme formu ile ayrıca düzenlenen sertifikanın 5. Maddesi uyarınca Maddesinde kredi kullanan müşterilerin hayat sigortası kapsamına alınabileceği ve de sigortalının yaşı ve sigorta süresinin toplamının 70′ i geçemeyeceği, 70 yaşın sigortanın yapıldığı yıldan gün/ay ve yıl üzerinden sigortalının doğum yılı çıkarılarak tespit edilen sigortalının doldurduğu yaşı olduğu belirtilmiştir.
Davalı bankanın davacıların murisini bilgilendirme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı yönünden değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda bahsedilen Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliğinin 6 ıncı maddesi gereğince, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun bulunduğu belirtilmiş ise de bahsi geçen yönetmelik bireysel kredilerle bağlantılı olan zorunlu veya ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumuna ilişkindir. Ancak davacılar murisi bireysel kredi değil ticari kredi, tarım kredisi kullanmış ve de genel kredi sözleşmesi imzalamıştır. Dolayısıyla gerek hayat sigorta poliçesine gerekse poliçenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre sigorta poliçesinin yenilenmesi işlemlerinin takibinde ve yapılmasında davalının bildirim yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı murisinin bankadan kullandığı kredi ile bağlantılı sigorta sözleşmesini yenilememesi nedeniyle davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın sübut bulmadığından reddine dair aşağıdaki şekillde karar vermek gerekmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09/12/2019 tarih, 2019/1503 Esas, 2019/7989 Karar sayılı ilamı)
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 2.698,24 TL ile bakiye fazla kalan 2.518,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacılardan alınarak hazineye ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın niteliği gereği kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 800 TL bilirkişi yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalının vekil ile temsil edildiğinden A.A.Ü.T göre 24.700 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden itibaren ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/04/2023
Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …

¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.