Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/450 E. 2022/372 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/450
KARAR NO : 2022/372
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle: Davalı şirket müvekkiline dayatarak 22/10/2019 tarihli ve adi yazılı şekilde ekte sunduğu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmeye göre davalı tarafça, müvekkilinin ödediği 1.760.000,00 TL bedele karşılık 7 adet bağımsız bölümün satışı vaadedildiğini, müvekkilinin, söz konusu sözleşmeye güvenerek 7 adet taşınmazın bedelini ödediğini, müvekkilinin anlaşılan bedelin 1.200.000,00 TL tutarını nakit olarak ödediğini, kalan kısım yönünden 99.600,00 TL bedelli senet ile maliki olduğu taşınmazı devir amacıyla davalı şirkete vekaletname verdiğini, davalının yeni sattığı daireler için “sözleşme anında tapu teslimi” gibi reklamlarını gören müvekkilinin, sözleşmenin resmi şekil şartına ve kanunların emredici diğer hükümlerine uygun olarak yapılmasını ve bedelini ödediği bağımsız bölüm tapularının devrini talep ettiğini, buna rağmen geçersiz bir sözleşmeyle müvekkilden bedelini tahsil ettiği bağımsız bölüm tapularını devretmeyen davalı, müvekkilden aldığı edimleri de iade etmediğini, üzerine bir de müvekkile sattığı daireleri tekrar 3. kişilere satarak haksız menfaat temin edildiğini, bu konuda tarafımızca hukuki süreç başlatılmış olup; sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geçersiz bir sözleşme tasfiye olunurken taraflar aldıklarını iade borcu altında olduğundan, müvekkili tarafından tanzim edilen ve geçersiz olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden davalıya verilen dava konusu senedin iadesi de davalıdan talep edildiğini, senedin taraflarına iadesi için bu güne kadarki tüm talep ve ihtarlarının davalı tarafından ya yanıtsız bırakıldığını ya da reddedildiğini, arabuluculuk sürecinden de bir sonuç alınamamış olduğunu, davalı şirketin geçersiz olan sözleşmeye istinaden müvekkilinden aldığı senedi hiçbir şekilde iade etmeye yanaşmaması tarafına mezkur davayı açmaktan başka çözüm yolu bırakmadığını, açıklanan sebeplerden dolayı, davalı yanca başlatılabilecek olası bir icra takibi ya da senedin 3.kişilere ciro yoluyla devredilmesi ihtimaline karşılık, bedelsiz kalan senetten dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve bedelsiz kalan senedin müvekkiline iadesini talep etme zarureti hasıl olduğundan bahisle keşidecisinin müvekkilimiz …, Lehtarının … YAPI SAN. TİC. LTD. ŞTİ olduğu, düzenleme yeri BURSA, 26/11/2019 tanzim tarihli, 99.600 TL meblağlı ve 31/03/2021 vade tarihli senetten dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının ve senedin müvekkilimiz yönünden bedelsiz kaldığının tespitini, müvekkilimizin ileride telafisi zor zararlarının önlenmesi açısından dava konusu senet için ihtiyati tedbir yolu ile ödeme yasağı konulmasına ve ileride açılacak icra takibinin iik 72/1 m. uyarınca tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasını, bedelsiz kalan senedin müvekkiline iadesine, vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesinin 25/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 18/11/2021 tarihli dilekçesinde özetle: Davacı tarafından açılan işbu dava haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olup davanın reddi gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında, 14/10/2019 tarihinde yazılı şekilde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme ile müvekkil … Yapı, Bursa İli, Nilüfer İlçesi Demirci Mevkii, 3317 ada 1 parselde kain, West Point İkinci Etap projesi, C Blok 2, 12, 13, 39, 40, 41, 54 nolu bağımsız bölümlerin satışını vaad etmiş, davacı …’de işbu 7 adet bağımsız bölüm için toplamda 1.760.000,00-TL ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, davacı taraf, söz konusu sözleşmeyi özgür iradesi ve kabulü ile imzaladığını, dava dilekçesindeki “sözleşmenin dayatıldığı” yönündeki iddiaları abesle iştigal gerçek dışı iddialar olup kabul edilemeyeceğini, taraflar arasında imzalanan söz konusu sözleşmeye göre, 7 adet dairenin toplam 1.760.000,00 TL olduğu, bu bedelin nakit, 99.600,00 TL bedelli senet ve davacı tarafın mülkiyetinde bulunan Bursa İli, Mudanya İlçesi, Güzelyalı Mah., 24 pafta, 462 ada, 9 parsel A Blok K:4 21 nolu mesken nitelikli bağımsız bölümün takası şeklinde olacağı kararlaştırıldığını, buna istinaden davacı tarafından sadece 1.200.000,00-TL ödeme yapılmış, diğer edimler yerine getirilmediğini, işbu nedenle davacı tarafın, 7 adet taşınmazın bedelini ödemiş olduğu yönündeki iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı taraf, dava dilekçesinde, davalı müvekkil şirketten sözleşmenin resmi şekil şartına uygun olarak yapılmasını ve bedelini ödediği bağımsız bölüm tapularının devrini talep etmelerine rağmen devredilmediğini, alınan edimlerin de iade edilmediğini, bu konuda taraflarınca hukuki süreç başlatıldığını beyan ettiğini, ancak, taraflar arasında hukuki süreç başlatılmadan önce, tarafların birbirlerine gönderdikleri ihtar ve cevabi ihtarnameler ile; davacı taraf, müvekkil şirkete gönderdiği 28/01/2020 tarihli ihtarnamesinde; söz konusu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesindeki bağımsız bölümlerin tapularının devrini talep ettiğini, gönderilen Bursa 10. Noterliğinin 11/02/2020 tarih 006287 yev. nolu cevabi ihtarnamemizde; müvekkil şirketin sözleşme gereğince tapu devrine hazır olduğunu, tapu devri ve teslim tarihini belirlemek için kendisini müvekkil şirket ofisine davet ettiğimizi, ayrıca trampa olarak teklif edilen taşınmazda haciz bulunması ve verilen vekaletnamedeki imzaların birbirini tutmaması nedeni ile müvekkil şirket üzerine geçirilemediği ve müvekkil şirkete ödenmesi gereken 99.600,00-TL bedelli senedi bulunduğu, kalan borç miktarının ödenmesi ihtar edildiğini, bunun üzerine davacı taraf, Bursa 10. Noterliğinin 02/03/2020 tarih 009095 yev. Nolu ihtarnamesinde; söz konusu imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin geçersiz olduğunu, sözleşme ile bağlı olmadıklarını ve trampa olarak teklif ettikleri taşınmazı tarafımıza devretmeyeceklerini, tarafımıza ödenen bedel ile teslim edilen senedin yasal faiziyle birlikte iadesini talep ettiklerini ihtaren bildirdiklerini, işbu ihtarnameye cevap olarak gönderilen Bursa 10. Noterliğinin 18/02/2020 tarih 011726 yev. Nolu ihtarnamemizde; bağımsız bölümlerin teslimine hazır olduğumuzu bildirmiş olmamıza rağmen kendi kusurları ile teslimin gerçekleştirilemediği, taraflarınca haklı fesih şartları oluşmadığından faiz taleplerinin kabul edilmeyerek, sözleşme şartlarına uygun şekilde bedelin iade edileceği ihtar edildiğini, davacıya gönderilen, Bursa 10. Noterliğinin 23/06/2020 tarih 020937 yev. Nolu ihtarnamemiz ile; taraflar arasında akdedilen 14/10/2019 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesinin, tüm ihtarlarımıza rağmen edimlerini yerine getirmedikleri için haklı nedenle feshettiğimiz ve sözleşme hükümleri gereğince kalan bedelin iade edileceği bildirildiğini, davacı taraf işbu ihtarnameye cevap olarak posta yoluyla gönderdiği 29/06/2020 tarihli ihtarnamesinde; Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin şekil yönünden geçersiz olduğu, gayrimenkullerin rayiç bedelleri dikkate alınarak toplamda 2.450.000,00-TL olarak kendilerine ödenmesi şartıyla fesih bildirimimizi kabul ettiklerini beyan ettiklerini, davacı taraf en son olarak da posta yoluyla tarafımıza gönderdiği 30/07/2020 tarihli ihtarnamesi ile; akdedilen Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin resmi şekle uygun yapılmaması ve hukuken geçersiz olması nedeniyle tarafımıza yaptıkları nakit ödemenin geri alınması için Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2020/5421 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, söz konusu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin hukuka uygun hale getirilmesi için noter aracılığı ile yapılmasını sözleşmenin tapuya şerhi ve kat irtifak tapularının alınarak kendilerine verilmesini talep ettiklerini, işbu ihtarnameye cevap olarak verilen Bursa 10. Noterliğinin 11/08/2020 tarih 030318 yev. Nolu ihtarnamemize; tarafımıza göndermiş oldukları önceki ihtarnamelerinde sözleşme ile bağlı olmadıkları ve trampa olarak teklif ettikleri taşınmazı devretmeyeceklerini, bu nedenle ödenen bedel ile senedin iadesini talep ettiklerini açıkça belirtmiş iken borçlarını ifa ettikleri ve toplamda 1.760.000-TL ödeme yaptıkları yönündeki beyanlarının kendi içinde çelişmekte ve gerçek dışı olduğunun açık göstergesi olduğu, bu nedenle taleplerinin kabul edilemeyeceği bildirildiğini, akabinde, Davacı taraf, 1.200.000,00 TL’nin tahsili için müvekkil aleyhine, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2020/4521 E. Sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatmış, muaccel hale gelmeyen davacı tarafın taleplerinin yargılamayı gerektiren durum olması nedeniyle tarafımızca icra takibine itiraz edilmiş, Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/413 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası görülerek verilen mahkeme kararına karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulduğunu, dosyanın henüz kesinleşmediğini, davacı vekili, dava dilekçesinde, sözleşmeye istinaden müvekkil şirkete vermiş olduğu 26/11/2019 tanzim, 31/03/2021 vade tarihli 99.600,00 TL’lik senedin iadesi için yapmış oldukları tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, bu nedenle de senedin iadesi ile borçlu olmadığının tespiti için huzurdaki davayı açmak zorunda kaldıklarını beyan ettiklerini, ancak işbu beyanları gerçek dışı olduğunu, zira; halen tarafımızda bulunan söz konusu senedin, davacı tarafa teslim edilmesi hususunda defalarca girişimde bulunmamıza rağmen, davacı taraf kötüniyetle hareket ederek senedi teslim almadığını, arabuluculuk sürecinde de, arabuluculuk ücretinin ödenmesi konusunda anlaşma sağlanamadığından senet teslim edilememiş olup müvekkil şirket senedi teslime hazır olduğunu, senedin davacıya teslim edilememesinde müvekkil şirketin hiçbir kusuru bulunmadığını, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte, davacının tamamen kendi kusuru ile sebep olduğu durum karşısında, huzurdaki davada yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamız mümkün olmayıp, davanın açılmasına müvekkil şirket sebebiyet vermediğinden işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, senet sureti, 22/10/2019 tarihli adi yazılı sözleşme, arabuluculuk anlaşamama tutanağı, ihtarnameler, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, menfi tespit ve bononun istirdadı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık noktası, taraflar arasında düzenlenen 22/10/2019 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesizi kapsamınında verilen 99.600,00 TL bedelli 26/11/2019 keşide tarihli 31/03/2021 vade tarihli bononun bedelsiz kalıp kalmadığı sözleşmenin geçersizliği sebebiyle bono kapsamında davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Davalı vekilinin 22/02/2022 tarihli duruşmadaki beyanlarında; Davanın açılmasına davacının sebebiyet vermiştir dava açılmadan önce ihtarname ile senet aslının davacıya vereceklerini bildirdiklerini, davacı tarafın kabul etmediğini beyan ederek, dava konusu 26/11/2019 keşide tarihli 31/03/2021 vade tarihli 99.600,00 TL bedelli keşidecisini davacı lehtarın davalı olduğu numara olarak 01 ve arkasında davalının cirosu olduğu bononun aslını mahkememize sunmuştur.
Mahkememiz 29/03/2022 tarihli duruşması sırasında davalı vekilince önceki celse sunulan bono aslının davacıya elden teslimine karar verilerek, bono aslı mahkeme kasasından alınarak, davacı vekiline elden teslim edilmiştir.
Dava konusu bono aslının davalı vekilince dosyaya sunulduğu ve davacı vekiline elden teslim edildiği, diğer yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1350 Esas ve 2013/1740 Karar sayılı Kararı, yine 2013/10-1860 Esas ve 2015/1451 Karar sayılı Kararında “Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. ” konusuz kalma hallerinin sayıldığı ve dava konusu hakkın ve bononun davalıya teslimi ile de davanın konusuz kalabileceği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’ nın 331. Maddesine göre :Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
O halde toplanan delillerden yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, davacı ile davalı arasında düzenlenen 22/10/2019 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi kapsamınında verilen 99.600,00 TL bedelli 26/11/2019 keşide tarihli 31/03/2021 vade tarihli bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının ve bononun istirdadı talep edilmekle, davalı tarafından ön inceleme duruşmasında bononun davacıya teslim edilmek üzere dosyaya sunulduğu, ibraz edilen bononun dava konusu bono olup davacıya teslim edildiğinden menfi tespit ve istirdat davasının konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafından yasal süre içinde cevap dilekçesi sunulmadığından ve cevap dilekçesinden sonra sunulan ihtarnamelerin delil olarak kabul edilemeyeceği gibi dava konusu bono kambiyo senedi olup kambiyo senetleri aranacak borç niteliğindedir. Bu itibarla sözleşmenin feshi sebebiyle bononun bedelsiz kaldığından bononun lehtar tarafından keşideciye götürülerek teslim edilmesi zorunludur. Dolayısıyla davalı tarafından kendi adresinde bononun teslime yönelik ihtarnamelerin yerinde olmadığından bu ihtarnamelere itibar edilmeyerek dava tarihi itibarıyla davacının dava açmasında haklı olduğu anlaşılmakla yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı lehine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.700,90 TL’den mahsubu ile bakiye 1.620,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, talimat ve tebligat gideri 38,25 TL yargılama gideri ve 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ 6. Maddesi gereği dava konusu bononun ön inceleme duruşmasında teslim edildiği ve konusuz kaldığından belirlenen nispi vekalet ücretinin yarısı olan 6.706 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/03/2022
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.