Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/445 E. 2022/1098 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/445 Esas – 2022/1098
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/445
KARAR NO : 2022/1098

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … -BURSA ULAŞIM TOPLU TAŞIM İŞLETMECİLİĞİ TURİZM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … TURİZM TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/06/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirket adına kayıtlı olan 34 … 1441 plakalı araç ile davacı …’a ait olan 16 JBK 66 plakalı otobüs arasında 15.09.2017 tarihinde saat 10:50’de Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Bahar Mah. Yeni Yalova Yolu Gençosman İstanbul istikametinde trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, bu kaza sebebiyle müvekkili şirketin aracı bir tam iş günü çalıştırılamamış bu sebeple de kazanç kaybı meydana gelmiş olduğunu, aracın saatlik net kazancı ortalama 46.72 TL olduğunu, her araç bir günde 17 saat çalıştırıltığını, kaza olayında davalının %50 kusuruna göre bir saatlik kazanç kaybı 23,36 TL olup 17 saatlik hesaplama üzerinden müvekkili kurum 397,12 TL + KDV olmak üzere toplamda 444,12 TL kazanç kaybına uğradığını, davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerine Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2019/224 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı sonucunda icra takibinin durdurulmuş olduğunu, bu nedenlerle davalının icra müdürlüğü dosyasına yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek % 40 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Zamanaşımı nedeniyle davanın reddine talep ettiklerini, müvekkili şirketin araç kiralama işiyle uğraştığını, kazaya karışan aracın kaza tarihinde … Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş:’ ne kiralanmış olduğunu, akit süresince aracın müvekkili şirket tarafından kullanılması mümkün olmadığını, motorlu aracın uzun süreli kiraya verilmesi halinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca kiracı işleten sayılacağından meydana gelen zarardan da sorumlu olacağını bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2019/224 sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından 08/01/2019 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 18/01/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 22/01/2019 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında davalı tarafın ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılarak rapor düzenlenebilmesi için İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 26/05/2022 tarihli raporunda özetle: Davalı … Tur. Tic. Ve San. A.Ş. ile dava dışı … Enr. Dağ. Ve Per. Sat. Hiz. A.Ş. arasında 10/02/2016 tarihinde 3 yıllığına Araç Kiralama Hizmet Sözleşmesi akdedildiği, davalı tarafından sözleşmeye ait damga vergisinin 26/04/2016 tarih ve FCOO7 nolu makbuz ile Büyük Mükellefler Vergi Dairesine ödeme yapıldığı, davalı tarafından 34 … 1441 Plakalı Renault Yeni Sembol 1.5 aracın 05/04/2016 tarihinde dava dışı … Enr. Dağ. Ve Per. Sat. Hiz. A.Ş.’ ne teslim edildiği, dava dışı … Enr. Dağ. A.Ş. tarafından ise 05/04/2019 tarihinde davalı … Tur. Tic. Ve San. A.Ş.’ ne 3 yıl sonra iade edildiği, davalıya ait 2016-2017-2018-2019 yıllarına ait tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı yanın ticari defterlerinde dava dışı … Enr. Dağ. Ve Per. Sat. Hiz. A.Ş. ile arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, arasındaki ticari ilişkinin 120.01.001 no.lu Alıcılar hesap kodunda takip edilmekte olduğu, davalı yan tarafından düzenlenen Satış Faturalarının bu hesabın borcuna, yapılan ödemelerin bu hesabın alacağına kaydedildiği, davalı yan tarafın dava dışı şirkete düzenlenen e – faturalardan örnekleme yolu ile seçilen faturaların Fatura muhteviyatının “Oto Kiralam Hizmet Bedeli – Filo” hizmetlerinden oluştuğu, dava dışı yana düzenlenen faturalarda kiralanan araçlara ait plakaların listesinin bulunduğu söz konusu faturalarda dava konusu 34 … 1441 Plakalı aracın yer aldığı, faturaların usulüne uygun olarak düzenlendiği, davalı yana ait Ticari defterler üzerinde yapılan incelemede 34 … 1441 plakalı Renault Marka aracın 26/04/2019 tarih ve ICC2019000001980 nolu fatura ile Nuri CIKLACOŞKUN’ a kdv dahil 44.000,00 TL bedelle satıldığı mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafından işleten sıfatının bulunmadığı uzun süreli kiralama ile kiralndığını husumet sebebiyle davanın reddini savunmuştur.

Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle davada sıfat kavramı üzerinde kısaca durulması yararlı olacaktır.
Sıfat, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şekli taraf kuramına göre o davanın tarafları iseler de, bu her zaman o kişilerin taraf sıfatına sahip oldukları anlamına gelmez. Taraf sıfatı dava şartı değildir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır (Pekcanıtez, H./Atalay, O./Özekes M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2012, s. 248-249).
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. (Yargıtay 17 HD 2019/4255 E-2020/3307 K sayılı ilam). Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı KTK 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek öğretide, gerekse Yargıtay uygulamalarında,işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda, getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17 HD. 2020/8228 E-2021/190 K sayılı ilam).
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Yukarıdaki açıklamalar toplanan deliller ve bilirkişi raporu kapsamında somut olayda, davacının araç kiralama faaliyetinde bulunduğu, dava konusu 34 … 1441 plakalı aracı 05/04/2016 tarihinde davalı tarafından dava dışı … Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş ye kiralandığı ve aracı …’ e teslim edildiği, …’ in ise dava dışı … Enerji firmasının sigortalı çalışanı olduğu, düzenlenen kira sözleşmesinin üç yıl olup dava konusu bu araçla ilgili davalı tarafından faturalar düzenlendiği ve vergi dairesine ödemeler yapıldığı, üç yılın sonunda aracın davalıya iade edildiği anlaşılmakla araç üzerinde fiili hakimiyetin ve ekonomik yararlanmanın dava dışı kiracı … Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş’ ye geçtiği anlaşılmakla davalının işleten sıfatının bulunmadığından davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın pasif husumeti ehliyet yokluğu sebebiyle reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından bilirkişi gideri için yapılan 800 TL yapılan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ 7/2 ve 13/1. Maddeye göre nispi olarak belirlenen 71,05 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2022

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.