Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/441 E. 2022/524 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/441 Esas
KARAR NO : 2022/524

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …. TEKS. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2017
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı arasında 2016 yılının 9. Ve 10. Aylarında ticaret gerçekleştirildiğini, yapılan itcari işe rağmen davalı tarafından birkaç ödeme yapıldığını, davalının müvekkiline yaptığı ödemelerden sonra 44.085,02-TL bakiye borcun bulunduğunu, iş bu borcun ödenmesinin talep edildiğini ancak ödeme yapılmadığından icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkile ile davacı tarafın, müvekkilinin elinde bulunan ham ipliklerin bükülmesi amacıyla anlaştıklarını, tarafların aralarında yapmış olduu anlaşmaya göre müvekkili şirketçe 28/1 viskon 15.746,000 kg’lık iplik ve 20/D Mono 1.900,700 kg’lık iplik bülükmek üzere davacı şirkete teslim edildiğini, davacı şirketçe işlemden geçen ipliklerin müvekkili şirkete sevkinin sağlandığını, müvekkili şirket tarafından tekrar işleme giren ipliklerde yapılan incelemede malların ayıplı olduğunun görüldüğünü, davacı tarafın hatalı işlemleri zaman içerisinde ipliklerin tekrar işleme girmesiyle tespit edildiğini, malların ayıplı olduğunun görülmesi akabinde davacı şirkete ivedilikle ihbar yapıldığını, bunun üzerine ehr iki tarafı da bilen bir şirket yetkilisi de hakem seçilerek malların ayıplı olduğu, bu ayıbın derhal giderilmesi gerektiği, müvekkilinin zararının doğduğu durumunun taraflarca görüşüldüğünü, dolayısıyla davacı tarafın malların ayıplı olduğu hususunun bildiğini, bu nedenle malların ayıplı olmasına rağmen davacının haksız olarak müvekkili aleyhine açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
İcra dosyası, tespit dosyası, sevk irsaliyeleri, tanık beyanları, bilirkişi raporu, ticari defter ve bağlı kayıtlar, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine alacağın tahsili talebi ile Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2016/12464 Esas sayılı dosyasında, 44.349,53-TL toplam alacak talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı borçlunun itirazı üzerin takip durmuştur. Takibe itirazın iptali ile devamını sağlamak amacıyla eldeki dava açılmıştır.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tanık dinlenilmesine karar verilmiştir.
Davacı tanığı …; “ben 2007 yılından 2017 yılı Nisan ayına kadar davacı şirkette çalışıyordum, ben sevkiyat bölümüne bakıyordum, firmaya gelen ve giden iplik takibini ben yapıyordum, davalı firma bize ham ipliği gönderdi bizde iplere büküm işlemini yaptık, biz büküm işlemini yaptıktan sonra davalı firma gelip iplikleri teslim aldılar, alırken kontrolünü yaptılar, herhangi bir problem yaşanmadı, bu sevkiyat işlemi belki 100’den fazla yaşanmıştır, sevkiyat yaparken bize herhangi bir sıkıntıdan bahsetmediler, sekviyat işleminden sonra davalı firma tarafından iplikler ile alakalı herhangi bir şikayet duymadım, ben yalnızca sekviyat bölümü ile ilgileniyordum, üretim bölümü ile herhangi bir alakam bulunmamaktadır.”
Davacı tanığı …; ” ben davacı şirket yetkilisinin kardeşiyim, abime yardım etmek amacıyla Tucem Tekstile ödeme almak için gitmiştim, ancak ödeme yapmadılar, daha sonra abim davalı şirketin ödeme yapmadığını bu nedenle avukata verdiğini söyledi, bilgim bundan ibarettir, ben ödeme almak için davalı şirkete gittiğimde bana iplikler ile ilgili herhangi bir şikayette bulunmadılar, yalnızca şuan ödeme yapamıyoruz dediler, ödemenin haftaya ya da daha sonraki hafta yapılacağını, şuan da ödeme yapamayacaklarını söylediler.”
Davalı tanığı …;”benim ayrı bir firmam vardır, firmamda fason örme kumaş imalatı yapıyorum, Tucem Tekstil ile çalışmaktayım, onlar bana iplik gönderiyor bizde onlara kumaş üretiyoruz, Tucem Tekstil kumaş üretmemiz için bize iplik gönderdiler, bizde kumaşları ürettik daha sonra başka bir firmaya boyanmak üzere gönderildi, boyandıktan sonra kumaşlarda hata olduğu farkedildi, bende bizzat bu hatalı kumaşları gördüm, kumaşlarda ki hatalardan bazıları çizgiler oluşması, renk almaması gibi hatalardı, boyahanedeki işlemden sonra hatalar ortaya çıkınca Tucem Tekstil, Demto Tekstil ile iletişime geçip söz konusu hataları aktardı, Tucem Tekstil’e zaman zaman gittiğimde Demto Tekstil ile aralarındaki sıkıntıları bana aktardı, bize iplikler gönderilirken iplikler üzerinde herhangi bir isim ve marka bulunmamaktadır, ancak Tucem Tekstil bu iplikteki işlemin Demto Tekstil tarafından yapıldığını bana şifai olarak söylemiştir, bu olay meydana geleli yaklaşık olarak 2 yıl olmuştur, iplikler ile ilgili bu işlerin yapılma süresi yaklaşık olarak 10 gün sürer.”
Davalı tanığı …; “ben Rasih Çelik Tekstil isimli firmada boyahane kalite kontrol ve sevkiyat bölüm şefiyim, Tucem Tekstilden gelen kumaşları biz boyamaya başladık, boyamadan sonra kalite kontrole gelen kumaşlarda hatalar olduğu görüldü, siyah, kahve, mürdüm, lacivert gibi reklerde beyaz çizgi çizgi hatalar tespit ettik, bizde Tucem Tekstile bilgi verdik, Tucem Tekstilin yetkilisi yanımıza geldi, hatalı kumaşları kendisine gösterdik, o da iplikçiyi arayarak söz konusu hatalardan bahsetti, aynı gün ya da ertesi gün iplikçi de gelerek söz konusu kumaşları gördü, iplikçi hatalı kumaşlardan parça aldı, iplikçinin hangi firma olduğunu bilmiyorum, sadece firma çalışanını gördüm ancak ismini bilmiyorum, daha sonra Tucem malları bizden aldı, bu olay yaklaşık olarak 2016 yılının 9.10.11.aylarında olmuş olabilir, tam olarak hatırlamıyorum, ben söz konusu hatanın tecrübelerime dayanarak iplikten kaynaklandığını düşünüyorum.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için dosya bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Alınan 26/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacıya ve davalıya ait 2016 yılına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, ticari defterlere yapılan kayıtların “Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği” ile “Muhasebe İlke ve Kurallarına” uygun olarak yapıldığı, sahibi adına delil olma özelliğine sahip olmakla beraber takdirin mahkemeye ait olduğu, taraflara ait ticari defter kayıt ve bağlı belgelerin yukarıdaki bölümlerde belirtildiği üzere farklılıklar gösterdiği, belirtilen bu farklılıkların davacı tarafından davalı adına düzenlenen 29.273,40-TL’lik faturanı davalı tarafından kabul edilmemesi ile davalı tarafından davacı adına düzenlenen 75.159,30-TL bedelli reklamasyon faturasının davacı tarafından kabul edilmeyerek kayıtlara alınmamalarından kaynaklandığı, davacı kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan olan alacağının 44.085,02-TL olduğu, davalı kayıtlarına göre ise davalının davacıdan olan alacağının 7.078,38-TL olduğu bildirilmiştir.
Davalı vekilinin 29/01/2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu hususları tek tek irdelenmek suretiyle dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan 03/04/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; kök raporun sonuç bölümünde belirtildiği üzere, taraflara ait ticari defter kayıt ve bağlı belgelerin bir biri ile farklılıklar gösterdiği, belirtilen bu farklılıkların davacı tarafından davalı adına düzenlenen 29.273,40-TL’lik faturanın davalı tarafından kabul edilmemesi ile davalı tarafından davacı adına düzenlenen 75.159,30-TL bedelli reklamasyon faturasının ise davacı tarafından kabul edilmeyerek kayıtlara alınmamalarından kaynaklandığı, davalı nezdinde yer alan davacıya ait C/H kayıtlarının incelenmesinde, 120 ve 320 no.lu hesaplarla ilgili kayıtlarda yer alan ve davacıdan olan alacağının toplam tutarının 60.430,38-TL olduğu, buradan hareketle takip taihi itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 17/04/2018 tarihli oturumunda; taraflar karşılıklı olarak keşif yapılması yönünde herhangi bir taleplerinin olmadığını bildirmişlerdir.
Mahkememizce 09/07/2019 tarihinde dosyada karar verilmiş, verilen karar istinaf edilmiştir.
Mahkememizden verilen 09/07/2019 tarih ve 2017/621 Esas – 2019/1126 sayılı kararı Bursa Bam 7. Hukuk Dairesi’nin 13/04/2021 tarih ve 2019/1822 Esas- 2021/722 Karar sayılı ilamıyla KALDIRILMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı görüldü.
Bursa Bam 7. Hukuk Dairesi’nin 13/04/2021 tarih ve 2019/1822 Esas- 2021/722 Karar sayılı ilamında; …davacının ayıp iddiasını kabul etmediği dikkate alındığında, ayıbın varlığını savunan davalıya iddiasının ispatı için imkan verilmesi ve yasada belirlenen süreler içinde gerekli ihbarların yapılıp yapılmadığının öncelikle saptanması gerekir… mahallinde ürünler üzerinde uzman bilirkişi ile inceleme yapılarak ipliklerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın neden kaynaklandığının tespiti, ayıbın açık ayıp, gizli ayıp olup olmadığı,tarafların tacir olması nedeniyle süresi içinde ihbar yapılıp yapılmadığının tespiti..nin gerektiği belirtilmiştir.
Bunun üzerine mahkememizce; tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, ürünler üzerinde uzman bilirkişi heyeti ile inceleme yapılarak ipliklerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın neden kaynaklanığı, ayıbın açık ayıp, gizli ayıp olup olmadığı, süresi içerisinde ihbar yapılıp yapılmadığının tespiti ile, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine göre düzenlenen faturalar ile yapılan ödeme miktarının ve ticari defterlerdeki kayıtlarda üretilen mallar ile ilgili durum tespiti yapılması amacıyla ve alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden mahallinde ve taraflara ait ticari defterler üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan beyan dilekçesinde aradan uzun zaman geçmesi nedeniyle muhafaza edilmesi imkanı olmadığından keşif ara kararından dönülmesi talep edilmiş keşfin yapılamadığına dair tutanak tutulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleridir.
Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen neviden olan ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir. Ayıplı iş ile eksik işi karıştırmamak gerekir. Ayıplı iş yukarıda belirtildiği gibi vasıf noksanlığını ifade ettiği halde, noksan iş yapılmayan işi ifade eder. TBK’nın 474-478 maddeleri ayıplı işler hakkında uygulanır. Eksik işler bu maddelerin kapsamında olmadığından bu hükümler eksik işlere uygulanamaz. 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Aynı Kanun’un 477/II. maddesi gereğince iş sahibi kanunen tayin olunan muayene ve ihbarı ihmal ederse eseri zımnen kabul etmiş sayılır. 477/I. maddeye göre de eserin sarahaten veya zımmen kabulünü müteakip yüklenici her türlü mesuliyetten kurtulur. Eserin kabulü ile yüklenici açık ayıplara ilişkin sorumluluktan kurtulur. Eserin kabulü, kasten saklanıldığı usulünce yapılan muayenede görülemeyecek olan açık ve gizli ayıplar ile sonradan kullanılmakla ortaya çıkan gizli ayıplar yönünden ise yükleniciyi sorumluluktan kurtarmaz. Kasten saklanılan ayıplar ile gizli ayıplar yönünden yüklenicinin sorumluluğu eserin kabulünden sonra da devam eder. İş sahibinin ayıba karşı tekeffülden doğan haklarını kullanabilmesi için eserdeki ayıbı yükleniciye bildirmesi zorunludur. BK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, BK’nın 477/III. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba vakıf olur olmaz (öğrenir öğrenmez) yapılması gerekir. Süresinde ayıp ihbarında bulunulmamışsa yüklenici sorumluluktan kurtulur, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak yükleniciden bir talepte bulunulamaz. Şayet sözleşmede garanti süresi kabul edilmişse, iş sahibi 477/I. ve 477/III. maddelerde öngörülen sürelerle bağlı olmayıp, ayıp ihbarını garanti süresi içinde her zaman yapabilir.
Yine eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıbın varlığı ve bunun ileri sürülmesi defi niteliğinde olup itiraz niteliğinde olmadığından ileri sürülmedikçe bunun bilirkişiler ve mahkemece itiraz gibi nitelendirilerek kendiliğinden dikkate alınması mümkün değildir. Ayıp ihbarının yapılması ve eserin teslim ya da iadesi, maddi vakıa niteliğinde olduğundan bunların her türlü delil ve tanık beyanı ile ispatlanabileceği kabul edilmektedir.
Davacı taraf davalıya ait ham ipliklerin katlama-bükülme işlemini yapmıştır. Mahkememizce aldırılan SMMM bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere 2016 Eylül ile Ekim aylarında işin yapıldığı ve faturaların düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından hatalı büküldüğü iddia edilen kumaşlara istinaden reklamasyon faturası kesilmiş, bu fatura davacı tarafından ticari defterlerine kayıt edilmemiştir.
Dosya kapsamında alınan tanık beyanlarından, davalı tarafından davacıya katlanmak üzere gönderilen iplikler, davacı tarafından katlandıktan sonra kumaş üretmek için davalı tarafından başka bir firmaya gönderildiği, buradanda boyanmak üzere bir başka firmaya sevk edildiği anlaşılmaktadır. Kumaşların hatalı olduğu hususunun boyama işleminden sonra anlaşıldığı tanık beyanı ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davaya konu iplikleri kısım kısım teslim alan davalı kumaş üretimi ve boyama işlemine geçilmeden önce numune üreterek boyaması ve var ise ayıbı tespit etmesi, ayıbın tespit edilmesi halinde davacıyı uyarması gerekirken muayene ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmeden kumaş ürettirmesi ve boyama işlemlerini yaptırması basiretli bir tacir davranışı olarak kabul edilemez. (Yargıtay 19. H.D. 2014/12045-2015/1541 E.-K. sayılı ilamı)
Davalı ticari defterlerinde yer alan davacıya ait cari hesap kayıtlarına göre davacıdan olan alacağının 60.430,38-TL olduğu, davalının davacıya düzenlediği yukarıda açıklanan nedenlerle geçerliliği bulunmayan reklamasyon faturası bedeli olan 75.159,30-TL’nin düşülmesi sonucu bu sefer davacının davalıdan 14.728,92-TL alacaklı duruma geçtiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile icra takibinin bu miktar üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin kabulune, davacının takibi yapmada kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinni reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2016/12464 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 14.728,92-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 2.945,78-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının takibi yapmada kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar yasası gereği alınması gereken 1.006,13-TL harçtan peşin alınan 535,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 470,50-TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 611,00-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 204,14-TL ile peşin alınan 535,63 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yararına ölçümlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yararına ölçümlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Davacı gideri ;
400,00 TL bilirkişi gideri,
211,00 TL tebligat posta gideri
611,00 TL toplam gider

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.