Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/439 E. 2022/635 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/439
KARAR NO : 2022/635

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … – T.C.N…. …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – ….
VEKİLİ : Av. … – [16245-42279-75370] UETS
DAVALI : 3- … – … …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2018
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılar arasında taşınmaz satış sözleşmesi düzenlendiğini, dava konusu Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Çekirge Mahallesi, 4220 Ada, 8 Parsel üzerinde inşa edilmiş 2/14 arsa paylı D Blok 1 nolu dubleks mesken niteliğindeki taşınmazda ve ortak alanlarda eksik ve ayıplı işler yapıldığını, davalıların sözleşmeye aykırı davranarak taşınmazı fiilen ve hukuken tamamlamadığını, taşınmazın inşaat ruhsatnamesine uygun bir şekilde yapılmaması nedeniyle imar planı ve yapı ruhsatının belediye tarafından iptal edildiğini, davalıların üzerine düşen edimi yerine getirmediğinden müvekkili şirketin imar barışı kapsamında dava konusu taşınmaz ile ilgili başvuruda bulunduğunu, davalıların edimini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili şirketin taşınmazdan yararlanma hakkının engellendiğini, davalıların lüks sınıf imalatlarda bulunacağını taahhüt etmesine rağmen bu taahhüdünü de yerine getirmediğini, ayıplı satımdan dolayı müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ve taşınmazın değer kaybettiğini belirterek, dava konusu Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Çekirge Mahallesi, 4220 Ada, 8 Parsel üzerinde inşa edilmiş 2/14 arsa paylı D Blok 1 nolu dubleks mesken niteliğindeki taşınmazda ve ortak alanlarda yapılan eksik ve ayıplı işler nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu doğrudan ve dolaylı zararların tespitini, tespit edilen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen savunma yapmadığı gibi herhangi bir delil de sunmadığı görülmüş, davacının dayandığı tüm maddi vakıları inkâr etmiş sayıldıkları anlaşılmıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, görevsizlik kararı, satış sözleşmesi, yapı kayıt belgesi, tapu kayıtları, ihtarname, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, mesken niteliğindeki taşınmazda ve ortak alanlarda mevcut olan eksik ve ayıplı işler nedeniyle uğramış olduğu doğrudan ve dolaylı zararların tespiti ile işbu zararların bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 18/02/2021 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacının maliki olduğu Bursa İli Osmangazi İlçesi Çekirge Mah. 4220 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilen 2/14 arsa paylı D blok 1 nolu dubleks mesken niteliğindeki taşınmazda ve ortak alanlarda mevcut olan eksik ve ayıplı işler nedeniyle davacının uğramış olduğu doğrudan ve dolaylı zararın tespiti , zararların giderilmesi için mahkemece tespit edilecek bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine ilişkindir.
Mahkememiz işbu dava dosyası her ne kadar Bursa 5. Tüketici Mahkemesi’nin görevsizlik kararıyla gönderilmiş ise de davacı şirket olsa da uyuşmazlığın davacının maliki olduğu dubleks mesken vasfı niteliğindeki taşınmaza dayalı alacak davasına ilişkin olduğu, davacı tacir olsa da davanın davacının ticari işletmesini ilgilendirir uyuşmazlıktan kaynaklanmadığı, kaldı ki yapılan araştırmalar neticesinde davalı …’un tacir ve esnaf kaydının bulunmadığı, vergi kaydının 81-97 yılları arasında bulunduğu, dava tarihi itibariyle(2018 yılı) vergi kaydının bulunmadığı, davalı …’nin tacir ve esnaf kaydının bulunmadığı, vergi dairesinde de kaydının bulunmadığı, davalı …’ın esnaf kaydının bulunmadığı, 2017 yılında tacir kaydının terkin edildiği, dava tarihi(2018 yılı) itibariyle tacir kaydının bulunmadığı, vergi dairesinde 201-2014 yılları arasında(tüccar) kaydının bulunduğunun tespit edildiği, dava tarihi itibariyle tüm davalıların esnaf-tacir-vergi kayıtlarının bulunmadığı, davacı taraf şirket olsa da uyuşmazlığın davacı şirketin ticari ticari işletmesinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmekle birlikte ,davanın mutlak-nispi ticari davalardan da sayılamayacağı kanaatine varılarak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine,mahkememizin görevsizliğine,Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna, HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.