Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/316 E. 2022/68 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/316 Esas – 2022/68
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/316 Esas
KARAR NO : 2022/68
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : T.C. … BANKASI A.Ş
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil Banka ile dava dışı borçlu … arasında 23.08.2017 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmeye istinaden dava dışı …’a kredi kullandırılmış ve davalı-borçlular da bu sözleşmeleyi müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalı-borçlutar borcun tamamından (ibraz edilen ve kefillerin imzasının yer aldığı sözleşmelerde de açıkça görülecektir) müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, müvekkil Banka alacağının ödenmemesi / sözleşme şartlarına aykırılık üzerine borçlulara Ankara 12. Noterliği’nden 12.07.2019 tarih ve 23176 yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek borcun ödenmesi talep edilmiş, verilen süre içerisinde borç ödenmeyerek temerrüde düşüldüğünden; Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2021 tarih, 2021/37 D.İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararına istinaden Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası ile davalı-borçlular hakkında ilamsız icra takibi Davalıların takibe yapmış olduğu itiraz neticesinde icra takibinin durduğunu, davalıların takibe yapmış oldukları itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile alacağın % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Uyuşmazlık Konusu Genel Kredi Sözleşmesi, TBK’nın Genel İşlem Koşullarını Düzenleyen Hükümlerine Aykırılık Teşkil Etmekte Olup Geçersiz olduğunu, öncelikle davacı banka ile dava dışı … arasında akdedilen “Genel Kredi Sözleşmesi” Türk Borçlar Kanunu anlamında genel işlem koşulları içeren bir sözleşmedir. Bu hususu detaylı ele almak gerekirse; genel Kredi Sözleşmeleri, diğer sözleşmeler gibi, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla kurulu olduğunu, en önemli ödevlerinden biri olarak sıkça kredi kullandıran bankaların, genel kredi sözleşmeleri önceden, tek taraflı ve kredi müşterisinin kişiliğinden bağımsız olarak düzenlemeleri uygulamada karşılaşılan yöntem olduğunu, genel kredi sözleşmesinin bankalarca tek taraflı olarak önceden düzenlenmiş olması irade özerkliği kuralıyla arasında çelişkiler barındırdığını, kredi müşterisinin irade beyanı, sözleşmenin imzalanma anında ortaya konulduğunu, taraflar sözleşme yaparken yaptıkları sözleşmenin içeriğini özgürce belirleyememekte, banka önceden hazırladığı matbu sözleşmeyi adeta alelacele müşteriye imzalattıklarını, bahsedilen durum sözleşme özgürlüğü kapsamında değerlendirilse dahi bu özgürlük sınırsız olmadığını, sözleşmeler kanundaki emredici hükümlere, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olamayacağını Genel Kredi Sözleşmeleri de tıpkı diğer sözleşmeler gibi bu hükme uymadığı takdirde TBK md.27 gereğince kesin hükümsüzlük yaptırımıyla karşılaşacağını, Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesine göre, Genel İşlem Koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Kanun koyucu tarafından yapılan tanım gereği, genel kredi sözleşmeleri hazırlanış şekilleri itibariyle Genel İşlem Koşulları hükümlerine tabi olduklarını, TBK’da yer alan Genel İşlem Koşulları hükümleri, Genel İşlem Koşullarını önceden öneren tarafın, genellikle, bu öneriyi kabul eden taraftan daha güçlü konumda bulunması nedeniyle, öneriyi kabul edeni koruyacak şekilde düzenlendiğini, Kanun koyucunun zayıf olan tarafı koruyan diğer düzenlemelerinde olduğu gibi bu düzenlemeler de emredici nitelikte olup aksine düzenlemeler taraflarca ortaklaşa olarak dahi kararlaştırılamayacağını, söz konusu düzenlemeler TBK madde 20-25 Genel İşlem Koşulları başlığı altında yer almaktadır. Bu düzenlemelere göre sözleşmede yer alan kanuna aykırı bir düzenlemenin yaptırımı, yazılmamış sayılma olacağını, dolayısıyla TBK md.20 gereği banka tarafından kredi kullanıcısı aleyhine düzenlenen ve genel kredi sözleşmesinde yer alan hükümler, banka tarafından kredi müşterisine açıkça belirtilmediği, içeriğinin öğrenilmesine imkân verilmediği ve kredi müşterisi tarafından kabul edilmediği sürece yok hükmünde olduğunu, takip Konusu Alacak, Asıl Borçlu …’a Ait Taşınmaz İle Teminat Altına Alındığını, dava konusu alacak için davacı T.C. … Bankası tarafından, asıl borçlu olan …’ın Bursa İli, Mudanya İlçesi, Eğerce Köyü, 245 Parselde kain taşınmazı üzerine 130.000,00-TL miktarında ipotek tesis edildiğini, hal böyle iken rehin ile teminat altına alınmış bir alacak için müvekkiler aleyhine icra takibi başlatılması açıkça hukuka aykırı olduğundan ilgili huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etme zarureti hâsıl olduğunu, takip Konusu Alacağın Tahsili İçin, Asıl Borçlu … Aleyhine Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip Başlatılmış Olup, Müvekkil Kefiller Hakkında da İcra Takibi Başlatılması Tahsilde Tekerrür Yaratabileceğinden Hukuka Aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/37 Değişik iş sayılı dosyası, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı icra takip dosyası, banka kayıtları, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçlulara ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalılar tarafından yasal süre içinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağı ve ferileri ile birlikte icra takibinden sonra yapılan ödemeler de dikkate alınarak, rapor düzenlenmek üzere dosya 1 bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Dava, müşterek müteselsil kefiller hakkında haciz yoluyla yapılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan bir İtirazın İptali davası olduğunu, davanın dayanağı icra takibine konu borç; Taksitli Kredilerden kaynaklandığını, kefillerin temerrüt tarihleri aynı tarih olup, birlikte hesaplama yapıldığını, önceki bölümde yapılan hesaplamalar sonucunda takip tarihi itibariyle toplam borç tutarının 137.517,85 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Düzenlenen 30/12/2021tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamı ve nitelik itibarıyla hüküm vermeye yeterli olduğundan bu rapordaki hesaplamalara itibar edilmiştir.
Dosyadaki kanıt ve belgelere, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı banka ile dava dışı … arasında 23/08/2017 tarihli 340.000 TL bedelli imzalanan genel kredi sözleşmesine davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları, davalılarca açıkça imza ve yazı inkar edilmediğinden kredi sözleşmesinin geçerli olup hükümlerinin davalıları bağladığı, düzenlenen kredinin ticari kredi olup kefalet sözleşmesinin el yazısı ile düzenlendiğinden genel işlem koşulları olduğu ileri sürülerek geçerli olmadığı savunmasına itibar edilmemiştir. Bu bakımdan kredi sözleşmesi sebebiyle kullandırılan kredi bedellerinin tamamının ödenmediği anlaşılmakla bankacı bilirkişi tarafından usulune uygun olarak yapılan hesaplamaya itibar edilerek 111.040,63 TL asıl alacak, 25.216,40 TL işlemiş faiz, 1260,82 TL BSMV olmak üzere toplam 137.517,85 TL davacının davalılardan alacaklı olduğu, bu miktarlar yönünde davalıların takibe itirazında haksız olduğu ayrıca davacı bankaca uygulanan faiz oranlarının sözleşme ve mevzuata uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Diğer yönden davalılar tarafından dava konusu alacağın asıl borçlu tarafından taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği ileri sürülerek icra takibinin kefiller hakkında yapılmasının yasaya aykırı olduğu savunulmuş ise de TBK’nın 586. maddesinde düzenlendiği üzere davalıların müşterek ve müteselsil kefil olduğu, kendi kefaletlerini teminatı için ipotek verilmediğinden İİK’nın 45. Maddesi kapsamında, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin rehni veren hakkında doğrudan doğruya genel haciz yoluyla takibe geçilmesini önlemekte olan hükmün uygulanmayacağı, dava dışı ipotek veren borçlu hakkında banka ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yaptığı takipler sonucu tahsilatların bankanın davalıların kişisel kefaleti nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takibi yapması mümkün olup davalıların bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Takip tarihi itibarıyla alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmuştur.
Açıklanan gerekçe ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile, davalıların Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı icra takip dosyasına yapmış oldukları itirazların iptalleri ile, takibin aynen devamına,
2-İİK’nun 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 27.503,57 TL icra inkar tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.393,84 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.348,47 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.045,37 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 800,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 104,50 TL olmak üzere toplam 904,50 TL yargılama gideri ve 2.348,47 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.252,97 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 17.014,20 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.