Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/273 E. 2021/1001 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/273 Esas
KARAR NO : 2021/1001

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1- … – … …
: 2- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Bursa 24. Noterliği’nden gönderdiği 28/01/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde ve Bursa 10. Noterliği’nden gönderdiği 21/08/2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde de belirttiği üzere Yüklenici sözleşmeyi ihlal etmiş olup bu aykırı hallerinin; 01/07/2020 tarihinden itibaren gerçekleşen organizasyonlarda Yüklenici Davalılar, gerçekleşecek düğün vb. Organizasyonlara müvekkili şirketten, süreklilik arz edecek şekilde sözleşme dışı finansal kaynak taleplerinden bulunduklarını, bu taleplerinin karşılanmaması halinde ise o gün itibariyle hizmete devam etmeyecekleri şeklinde beyanda bulunup, müvekkilini zor durumda bırakıp kabule zorladıklarını, müvekkili şirketin müşterileri tarafından uzun süredir iletilen birçok müşteri şikayeti bulunduğunu, fotoğrafların ve acele baskıların kalitesinin bulanıklığı, fotoğraf sayısının yetersizliği, video çekimlerinin kalitesiz ve amatör oluşunun yanında videolarda eksik görüntüler ve kişilerin videoda baş kısımlarının bulunmaması, videolardaki ses sorunları gibi birçok sebep 21/08/2020 tarihli ihtarnamede de belirtildiği üzere, yüklenicinin işini gereği gibi yapmamasının bir sonucu olarak müşteriler tarafından mağduriyetin yaşanmasına sebep olduğunu, davalı yanın söz konusu fiilleri, sözleşmenin haklı fesih nedenini oluşturmanın yanı sıra cezai şarta da hak kazanılmasına neden olduğunu, müvekkili şirkete ulaşabilecek yeni şikayetlerin varlığı halinde ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 160.000,00 TL tutarındaki cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen Teslim-Tesellüm Belge içeriği dikkate alındığında, davacı tarafın iddia ettiği gibi çekilen ve teslim edilen video ve fotoğraflarda herhangi bir hata veya eksikliğin söz konusu olmadığını, çekilen video ve fotoğraflar, hata ve eksiklik olmadan davcı tarafa teslim edildiğini, yüklenici- davalı tarafça sözleşmeden kaynaklı bütün edimlerin eksiksiz ve tam olarak davacı tarafa teslim edilmiş olduğundan davacı taraf Taşeronluk Sözleşmesi’nin 11. Maddesi gereği cezai şartın tahsili talebinde bulunamayacağını, iddia edildiği gibi çekilen video ve fotoğraflarda bir hata var ise işbu durumun sebebinin; davacı tarafa ait olan makine ve ekipmanların yenilenmemesinden kaynaklandığını, davacı tarafın müvekkili davalı tarafa verdiği işi üçüncü kişilere yaptırarak sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkilinin tüm girişimlerine rağmen davacı tarafın başka fotoğrafçıların iş yapmasına engel olmayıp müvekkilinin zarar görmesine neden olduğunu, müvekkili davalı taraflar tacir olmadığından mahkemece HMK m.114/c gereği “Görevsizlik Kararı” verilerek dava dosyasının görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine, müvekkili davalıların edimlerini eksiksiz ve ayıpsız yerine getirdiği ve demirbaşların teslim edildiği davacı tarafça da kabul edildiğinden haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
KANITLAR:
Sözleşme,ihtarname, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, taraflar arasında imzalanan yüklenici (taşeron) sözleşmesine istinaden davacının davalıdan cezai şart alacağının olup olmadığı hususuna ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın Ticari işler başlıklı 3. Maddesi “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.”
Ticari davalar çekişmesiz yargı işleri ve deliller başlıklı 4. Maddesi ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. (2) (Değişik fıkra: 28/2/2018-7101 S.K./61. md) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.”
Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler başlıklı 5. Maddesi “(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari (Değişik ibare: 26/06/2012-6335 S.K./2.md.) davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. (2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. (3) (Değişik fıkra:26/06/2012-6335 S.K./2.md.) Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. (4) (Değişik fıkra:26/06/2012-6335 S.K./2.md.) Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; Asliye Hukuk Mahkemesi, davaya devam eder.”;
Ticari işletme başlıklı 11. Maddesi “(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. (2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, ibaresi Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir*1*(3) Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.”;
6102 Sayılı TTK.nun 12.maddesine “bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla hakla bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Anılan Yasanın 11.maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” 15.maddesinde de ” İster gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11.maddenin 2.fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.
Bakanlar Kurulu kararında tacir ile esnaf arasındaki sınırın belirlenmesinde gözetilecek değerler yönünden Vergi Usul Kanun’un 177.maddesine atıfta bulunulmuş olmakla dava tarihi itibariyle bahsi geçen yasa maddesindeki düzenlemeye göre tacir sayılabilmesi için yıllık alışlarının tutarı 300.000,00 TL, yıllık satışlarının tutarı 420.000,00 TL olması gerekmektedir.
Somut olayda davalılar … ve …’in ticaret ve sanayi odasında kaydının olmadığı, sadece …’in esnaf kaydının olduğu, işletme hesabı esasına göre defter tuttukları, …’in 10.03.2015-15.09.2017 tarihleri arasında vergi kaydının olduğu, …’in 01.09.2000-31.03.2001 tarihleri arasında vergi kaydının olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, davalıların tacir kaydının olmadığı, davalı …’in esnaf kaydının bile olmadığ, dava konusunun mutlak ticari işlerden de olmadığı, davalının gerçek kişi işletmesinin bulunduğu, yıllık alım satım ve gayrisafi iş hasılatı dikkate alındığında 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında esnaf statüsünde olduğu ve tacir olmadığı, Vergi Usul Kanunu 177.maddesindeki sınırları aşan miktarda gelirinin bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın davanın HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup, dolayısıyla Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi‘nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.