Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/265 E. 2021/1053 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/265
KARAR NO : 2021/1053
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Ayıp sebebiyle misli ile değişim(Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ayıp sebebiyle misli ile değişim (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin gizli ayıplı Jaguar F-pace R-Sport Black edition model/motorgücü/ağırlık 2016/180/1775, silindir adet/ hacmi/ oturma ad. 4/1.999/5, motor/şasi no 160520W0160204DTD/… olan aracı 23.01.2020 tarihinde 472.468,00 TL bedelle satın aldığını, satışa ilişkin noter araç satış sözleşmesi ile davalılar tarafından yapılan ilk satışına ilişkin faturalar sunduklarını, satın alınan aracın ilk bakımı 19.04.2018 tarihinde yetkili serviste yaptırılmış olup kayıtları davalı … Servis Akaryakıt Turizm San. Ve Tic.A.Ş. De mevcut olduğunu, ikinci bakım da araç kullanım kitabında yer alan 34.000 km bakım kuralına uygun olarak araç 11.03.2020 tarihinde 65.013 km de iken TSE onaylı hizmet yeterlilik belgesi olan Arap Oto şirketinde yapıldığını, müvekkil şirket aracının teklemesi ve aracın motoruna ilişkin sinyal vermesi üzerine ilk olarak yetkili servise gitmiş ancak yetkili servisçe bu arızanın sık gerçekleştiğinin ve muhtemelen motorun komple değişeceğinin garantiden karşılanmayacağını ücretinin ise 260.000 TL civarı olduğunun sipariş edildiği gün kura bağlı olarak fiyatının değişebileceğinin belirtilmesi üzerine müvekkil şirket motorun aracın en önemli aksamı olması ve motordaki ayıbın daha büyük hasara yada kazaya sebebiyet verebileceği, çok daha büyük bir soruna sebebiyet verme ihtimaline binaen derhal Bursa 8. Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/54 D. İş dosya numarası ile delil tespiti yaptırmak zorunda kaldıklarını, mahkemece aynı gün 27.10.2020 tarihinde delil tespiti için keşfe çıkıldığını, müvekkil şirket keşif günü motorun açılması sebebiyle keşif gününden beri araçtan mahrum kaldığını, mağduriyeti devam ettiğini, bu durum davalılara 28.10.2020 tarihinde mail atarak bildirildiğini, aracın misli ile değiştirilmesi talebimiz ihtar edildiğini, iş görüşmelerine ticari itibar gereği bu lüks araç ile gidilmekte ve Canon medical şirketinin MR ve Tomografi montaj, demontaj ve bakım işlerini yürüten müvekkil şirket baş mühendisi tarafında il dışı projelerine gitmek için bu araç kullanıldığını, müvekkil şirketin araçtan mahrum kalması sebebiyle daha sonra 03.11.2020 tarihinde tekrar davalılara ihtar çekildiğini ve müvekkile yeni araç sağlanana kadar muadil araç tesis edilmesi talebimiz önceki ihtarımıza eklendiğini, ancak bu talebimizde şimdiye kadar karşılanmadığını, Bursa 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/54 D.İş dosyasında yer alan 25.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda araçta yer alan 4 silindirden neden sadece 1 tanesinin anormal derecede aşındığı 5 ana başlıkta irdelenmiş ve normal koşullarda 500 bin km den fazla çalışmış olan araçlarda görülen bu aşıntıya sebep olabilecek nedenler teker teker irdelenmiş, gereken turbo ölçümü, enjektör ölçümü gibi teknik ölçümler yaptırılmış ve bütün ihtimaller değerlendirilmiştir. Raporun sonuç ve kanaat kısmında ise;
“-Tespit konusu araçtaki arızanın, “motorda tekleme” arızasının olduğu,
-Tespit konusu araç motor tekleme arızasının, motorun 1. Silindirindeki yanma bozukluğundan kaynaklandığı,
-Tespit konusu araç motorundaki tekleme arızasının, 1. Silindirin aşıntısının aşırı düzeyde “1,60 mm” olmasından kaynaklandığı, motordaki aşıntı sebebi ile 1. Silindirde kompresyon basıncı düştüğü, bu aşıntının motorun tekleyerek çalışmasına neden olduğu,
-Tespit konusu araç motorunun sadece 1. Silindirinin aşıntısının anormal düzeyde olmasının, motorun 1. Silindirine toz girmesinden kaynaklandığı,
-Tespit konusu araç motorunda özellikle 1. Silindirine toz girmesinin, üretici tarafından belirlenmiş hava filtresinin değişim sıklığının uzun (34.000 Km) tutulmasından kaynaklanmış olduğu,
-Tespit konusu araçta oluşan 1. Silindir aşınması arızasının, ikinci periyodik bakımla arasında illiyet bağı olmadığı,
-Tespit konusu aracın imalat hatalı olduğu, imalat hatasının gizli ayıp niteliğinde olduğu,
-Tespit konusu aracın motorundaki 1. Silindir aşıntısının kullanıcı kaynaklı olmadığı,
-Tespit konusu araç motorundaki silindir aşıntı arızasının onarımının mümkün olmadığı, araç motorunun yenisi ile değiştirilmesi gerektiği tespit ve kanaatimi bildiririm.” demek suretiyle aracın gizli ayıplı ve ağır kusur kaynaklı olduğu bilirkişi raporuyla ortaya konulduğunu, üretici firma tarafından her ülke için farklı bakım için km ve yıl belirlendiğini, kullanım kılavuzunun 299 ve 300. Sayfasında hangi ülkelerdeki araçların kaç km ve yıl yahut ayda bakıma ihtiyaç duyduğu belirlendiğini, üretici firmanın araç için vermiş olduğu kullanıcı el kitabının 299. Sayfasında 2.0 L dizel araçların 34.000 Km veya 24 ay aralıkla servis işlemi yapılması gerekir denildiğini, dolayısıyla aracın ilk olarak 19.04.2018 tarihinde bakımı yapılmış ikinci bakıma ise 65.013 km de iken 11.03.2020 tarihinde yapıldığını, ilk servis kayıtları davalıda mevcuttur. Ayrıca ilk servis bakımı sonrası 2. Bakımın 34.000 km sonra olacağı yetkili servis tarafından da söylendiğini, bu servis koşullarının geçerli olduğu ülkeler arasında Türkiye ve Birleşik Krallık belirtildiğini, 300. Sayfada yer alan ülkelerde ise bakımın 13.000 Km de veya 1 yıl içerisinde yapılması gerektiği belirtildiğini, bazı ülkeler içinse ırak pakistan suriye kenya mısır içinse 6.500 km veya 6 ayda bir bakımın yapılması gerektiği belirtildiğini, 298. Sayfada ayrıca zorlu çalışma koşullarında daha sık servise götürülmesi gerektiği belirtilmiş burada zorlu çalışma koşulları sıralanırken “tozlu ve/veya kumlu koşullarda sürüş” olarak belirtildiğini, 34.000 KM de bakım yaptırılabilecek ülkelerin gelişmiş ve toz problemi gibi doğal koşul problemlerinin olmadığı ülkeler olduğu görüleceğini, bilindiği üzere İngiltede yağmur yağınca ayakkabıların temizleneceği söylenmektedir. Toz çamur problemi olmayan ülkeler arasında olup, İngiltere ancak ülkemiz halen gelişmekte olan bir ülke olduğundan, çokça inşaat projesi devam etmekte ve belediyeler halen alt yapı çalışmaları ile yoğun olarak çalıştığını, işbu sebeple yollarda bulunan toz miktarı gelişmiş ülkelere nazaran fazla olduğunu, motordaki aşıntının sebebi bilirkişi raporunda belirtilen servis bakım kilometresinin yüksek olmasından kaynaklandığı açık olduğunu, bilirkişiden ayrı olarak araç kullanım kılavuzundan da toz probleminin araç bakım süresi için önemli olduğu görüldüğünü, servis bakımı için belirtilen ülkelerin tamamını içeren ve servis km, yıl süresine ilişkin kullanıcı el kitapçığı ilgili sayfasını taradığımız dökümanını sunduklarını, bilirkişi raporuna rağmen tarafımıza olumlu bir dönüş yapılmaması üzerine ticari dava başvuru şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, davalı tarafa son bakıma ilişkin belge talep edilmesi üzerine 10.02.2021 tarihli arabuluculuk görüşmesinden önce bildirildiğini, ancak arabuluculuk numarası 2021/5148, Büro Dosya Numarası 2021/137 10.02.2021 tarihli arabuluculuk görüşmesi anlaşamama tutanağı ile son bulduğunu, müvekkil şirketin almış olduğu araçtaki gizli ayıp üretici kaynaklı, ağır kusur kaynaklı olduğunu, ağır kusurun olduğu Motor silindirindeki aşınmaya kullanıcının sebebiyet vermesi imkan ve ihtimal dışında olduğunu, kaldı ki; bilirkişice tespit edilen raporda kullanıcı kaynaklı olmadığı belirtildiğini, zaman içinde ortaya çıkan arızanın üretici kaynaklı gizli ayıp mahiyetinde olduğu zamana bağlı olarak ortaya çıktığı ve kullanıcı hatasının bulunmadığının bilirkişi raporunda tespit edildiğini, zaman aşımı üretici kaynaklı ağır kusur sebeiyle kesildiğini, T.C.YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/13-650 K. 2020/301 T. 12.3.2020 li kararında “…Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık irdelendiğinde; her tüketim malının belli bir kullanım ömrü olması tabii ise de günümüz teknolojik koşullarında üreticilerin piyasaya sürdükleri dayanıklı tüketim mallarının asli parçalarını oluştururken üründen beklenen mutat ömrü karşılayacak donanımı sunması gerektiğini, tüketici bu haklı beklenti ve güvenle hareket edeceğini, aksi hâlde, yani garanti süresinin dolmasından sonra üretimdeki hata sebebiyle malın tümüyle işlevsiz hâle gelmesi riskini ve hiçbir kusuru olmamasına rağmen bundan doğan sorumluluğunun salt kendisi üzerinde kalacağını bilse tüketici bu malı satın almayacağını, somut olayda davacı tüketicinin, sözleşme tarihi koşullarına göre yüksek bir bedelle satın aldığı televizyondan beklentisinin, ileri teknolojiyle ve titizlikle üretilmiş, kaliteli ve sağlam bir elektronik cihaz almak olduğu açık olduğunu, ne var ki söz konusu cihaz garanti süresinin dolmasının akabinde arızalanmış ve bu arıza sebebiyle kullanılamaz hâle geldiğini, davacı, onarım talep ettiğinde garanti süresinin dolduğu belirtilerek neredeyse yeni bir televizyon alabileceği miktarda tamir ücreti istenmesi üzerine eldeki davayı açmak zorunda kaldığını ifade ettiğini, yapılan yargılamada, televizyonun anakartında meydana gelen ve görüntü vermemesine sebep olan arızanın üretimden kaynaklı gizli ayıp mahiyetinde olduğu, zamana bağlı olarak ortaya çıktığı ve kullanıcı hatasının bulunmadığı bilirkişi tarafından tespit edildiğini, bir elektronik cihazın anakartının onun asli fonksiyonlarını yerine getirmesini sağladığı genel hayat tecrübesiyle de malûm olduğunu, tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde satın alınan maldaki üretimden kaynaklı ayıbın ağır kusurla tüketiciden gizlendiğinin kabulü gerekeceğini, açılan davada da aynı şekilde bilirkişi tarafından davalının ağır kusuru olduğu, gizli ayıp olduğu zamana bağlı olarak ortaya çıktığı aşınmanın zamanla olduğu ortaya konulduğunu, dolayısıyla müvekkilin seçimlik hakları doğduğunu, Kanunun bize tanımış olduğu seçimlik haklardan öncelikli olarak aracın ayıpsız bir misli ile değişimini, aracın üretimden kalkmış veya ifasının mümkün olmaması durumunda motorun bilirkişi raporu doğrultusunda onarımı yani değişimi ile bu durumda oluşacak olan araç değer kaybı olarak şimdilik 100 TL talep ettiklerini, tazminat bedeli olarak, müvekkil şirket halen daha araçtan mahrum kaldığını, dolayısıyla araçsız kaldığı 27.10.2020 tarihinden itibaren araçsız kalınan günler için hesaplanacak muadil araç kira bedelini tazminat olarak şimdilik 100 TL olarak talep ettiklerini, bu nedenlerle maddi fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla aracın ayıpsız bir misli ile değişimini, aracın üretimden kalkmış veya ifasının mümkün olmaması durumunda motorun bilirkişi raporu doğrultusunda onarımı yani değişimi ile bu durumda oluşacak olan araç değer kaybı olarak şimdilik 100 TL tazminat bedeli olarak müvekkil şirketin halen daha araçtan mahrum kalındığını, dolayısyla araçsız kaldığı 27.10.2020 tarihinden itibaren araçsız kalınan günler için hesaplanacak muadil araç kira bedelini tazminat olarak şimdilik 100 TL ihtar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Servis Akaryakıt Turizm San. Ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu … şase numaralı, 16 … 12 plakalı araç başka bir tüzel kişilik olan Bayraktar Otomotiv Dış. Tic. Ltd. Şti. tarafından 21/10/2016 tarihinde müvekkilimden satın alındığını, davacı taraf ,müvekkilimden değil, aracı ikinci el olarak satın aldığını, araç müvekkilimden alınmadığı için oluştuğu iddia edilen zararlardan sorumlu olmadığını, dolayısıyla; pasif husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu araç 21/10/2016 tarihinde satın alınmış, müvekkiline ilk bildirimde ise 27.10.2020 tarihinde bulunulduğunu, pasif husumet iddiamız saklı kalmak üzere dava zamanaşımına uğradığını, iki yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden dolayı itirazlarımız doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, aksini kabul etmemekle beraber bir an için 16 … 12 plakalı araçta gizli ayıp olduğu düşünülse bile davacı taraf bildirim süresine uymadığını, 6102 Sayılı TTK m.23’te ” Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” denildiğini, davacı tarafa ilgili araç, 13.10.2020 tarihinde teslim edildiğini, davacı taraf 15 gün sonra, dilekçesinde de belirtildiği gibi 28.10.2020 tarihinde aracında ayıp olduğu iddiasıyla müvekkilime bildirimde bulunduğunu, Kanunun öngördüğü bildirim süresine uyulmadığı için davanın reddini ettiklerini, davacı taraf iddialarının kabulü halinde misli ile değişimini, bu mümkün değilse onarım ve değer kaybı isteyerek terditli talep de bulunduğunu, davacının talep ettiği haklar yenilik doğurucu haklar olduğunu, davacı kendisine sunulan seçimlik haklardan birini kullanmak zorunda olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Otomotiv Pazarlama Ve Ticaret A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu ihtilaf, her iki tarafı tacir olan taraflar arasında gerçekleştirildiğini, araç alım-satımından kaynaklanmakta olup; bu yönüyle ticari bir satış işlem ve ilişkisi söz konusu olduğunu, buna göre 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununun (TTK’nın) “Ticari satışlar ve mal değişimi” başlıklı 23/I hükmü uyarınca, anılan maddede öngörülen özel durumlar saklı kalmak kaydıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun satış sözleşmesi ile mal değişimine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş ve 662 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu’nun 25/IV hükmünde öngörülen özel zamanaşımı düzenlemesi yürürlükten kaldırıldığını, buna göre, 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6098 sayılı yeni TBK’nun, tacirler arası ilişkilere de uygulanacak olan “Zamanaşımı” başlıklı 231 nci maddesi şu şekildedir; “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar…..” bu bağlamda somut olayda TBK.m.231/II hükmünün uygulama alanı bulamayacağı da son derece açık olduğunu, keza anılan düzenlemeye göre, “Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden faydalanamaz.” gerek yasal düzenlemeler ve gerekse garanti belgesi içeriği birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu araç ilk olarak 31.10.2016 tarihinde ilk maliki tarafından satın alınmış, dava konusu aracın ilk bakımı 19.04.2018 tarihinde yapıldığını, derdest dava, ancak 25.03.2021 tarihinde açıldığını, bu durum karşısında, araç için öngörülmüş hem 2 yıllık zamanaşımı hem de 2 yıllık yasal üretici garanti süresinin sona ermiş olduğu son derece açık olduğunu, dolayısıyla, aracın ilk tescil tarihinden itibaren yaklaşık 4,5 yıla yakın süre sonra açılan davanın zamanaşımına uğradığı ve esasa girilmeden evvel zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek ve aracın ayıplı olmadığına dair beyanlarımız saklı kalmak kaydıyla davacı taraf, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesinde öngörülen ayıp ihbar yükümlülüğüne ve süresine uymamış olmakla, dava ve talep haklarını kaybettiğini, davacı tarafın ayıp iddialarının kabulü anlamına gelmemek ve esasa ilişkin olarak açıklamalar saklı kalmak kaydıyla, davacının, yasanın öngördüğü ayıp ihbar ve muayene yükümlülüklerine uygun davranmadığını ve bu nedenle ayıp iddiasına dayalı dava hakkını kaybettiğini, davacı dava konusu aracın garanti süresi sona erdikten yaklaşık 3 (üç) yıl sonra davacının iddiasına göre dava konusu edilen arıza meydana geldiğini, bu kapsamda Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği kapsamında garanti süresi sona eren araç için Müvekkil’in davacıya araç tahsis etme yükümlülüğü olmadığından ve de davacının tüzel kişi tacir olduğu dikkate alındığında dava konusu araç dışında da adına veya ortakları adına tescilli araçlarının olabileceği ve bunları da kullanabileceği dikkate alındığında davacının araç kiralama bedellerinin tazmini isteminin de reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle aracın satın ve teslim alındığı tarih ile dava tarihi arasında 2 yıllık bir süre geçmiş olmakla derdest davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, hak düşürücü nitelikteki ayıp ihbar yükümlülüğüne uyulmamış olması nedeniyle davanın reddine, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, davacı haksız ve hukuka aykırı maddi tazminat ve faiz taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, noter araç satış sözleşmesi, aracın ilk faturası, Arap oto fatura ve TSE onaylı servis hizmet yeterlilik belgesi, 28/10/2020 tarihli mailler, 03/11/2020 tarihli ihtar, ptt tebligatları, araç el kitapçığı, servise ilişkin kısım taraması, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle öncelikle misli ile değişim, mümkün olmadığı takdirde araç motorunun yenisi ile değişim sebebiyle değer kaybı ve araçtan yoksun kalma sebebiyle kiralama ücretine ödenene bedel talebine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava konusu 16 … 12 plakalı araç ithalatçı firma davalı … Otomotiv Pazarlama ve Ticaret A.Ş tarafından davalı … Servis Akaryakıt Turizm San. Ve Tic. A.Ş’ ye satışının yapıldığı, davalı … Servis Akaryakıt Turizm San. Ve Tic. A.Ş tarafından 21/10/2016 tarihinde dava dışı Bayraktar Otomotiv Dış Tic. Ltd Şti’ ye satışının yapıldığı, 22/01/2020 tarihinde …’ a devredildiği ve … tarafından davacıya Bursa 11. Noterliğinin 23/01/2020 tarihli araç satış sözleşmesi ile teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı … eknik Oto Servis Akaryakıt Turizm San. Ve Tic. A.Ş’ tarafından husumet itirazında bulunduğu görülmektedir.
Taraflar tacir olup, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya 6098 sayılı Borçlar Kanunu (TBK) ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin (TBK m. 207 vd) esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 219.maddesine göre, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmamasından da sorumludur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
Ayıp durumunda alıcının seçimlik haklarını düzenleyen 227. Maddesi incelendiğinde;
Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir. “Düzenlemesi mevcuttur.
Ayıp nedeniyle sözleşmeden dönmenin sonuçları 6098 sayılı TBK 229. Maddesinde düzenlenmiş olunup bu düzenleme uyarınca; “Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir:
1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.
2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.
3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi.
Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür. “Düzenlemesi mevcuttur.
Davada taraf teşkili dava şartı olup mahkemece taraf teşkilinin doğru şekilde yapılıp yapılmadığının re’sen araştırılması gerekir. Yani davanın doğru hasma yöneltilip yöneltilmediğini kendiliğinden araştırmalıdır.
Davalı … Servis Akaryakıt Turizm San. Ve Tic. A.Ş husumet itirazı yönünden dosya değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında satıcı, üretici veya ithalatçı ilişkisinin bulunmadığı, davacının dava konusu aracı …’ tan Bursa 11. Noterliğinin 23/01/2020 tarihli araç satış sözleşmesi ile satın aldığı sabit olduğundan TBK 207 ve devamı maddeleri, 227. Maddesinde de alıcının ayıptan doğan haklarının satım ilişkisi içinde bulunduğu satıcı … tan talep edebileceğinden, davalı ile hukuki ilişkinin bulunmadığından pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.( Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/19684 Esas ve 2018/5426 Kararı, 2016/11002 Esas ve 2017/6215Karar sayılı Kararı, İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi 2019/1812 Esas, 2021/903 Karar sayılı İlamında vurgulandığı üzere)
Davalı … Otomotiv Pazarlama ve Ticaret A.Ş yönünden husumet itirazı değerlendirildiğinde, bu davalının ithalatçı olduğu, davacı ile satım ilişkisinin bulunmadığı açıktır. İthalatçı firmanın ayıplı araçdan ötürü sorumlu olması için araca ait garanti belgesinde garantör olarak imzasının bulunması gerekir.( Yargıtay 19 HD 2015/15949 E. 2016/6932 K., İzmir Bam 17 HD 2018/1050 E. 2020/40 K.sayılı ilamı, Sakarya Bam 7. HD 2019/2164 E. 2020/1307 K. Sayılı ilamında vurgulandığı üzere)
Bu durumda dosyaya taraflarca sunulan garanti belgelerinde, davalının garanti şartlarının tüketicileri kapsadığı, ticari ve mesleki amaçla hareket eden tüzel kişileri kapsamadığı ve aracın tesliminden itibaren garanti süresinin 2 yıl veya 60.000 km olup 3 yıl içinde de bedelsiz onarımdan sorumlu olduğu anlaşılmakla aracın davacıya tesliminin 23/01/2020 tarihi olup 3 yıllık sürenin aracın davalı tarafından teslimden itibaren ( 21/10/2016 tarihinden ) dolduğu ve ayrıca davacının tacir olduğu anlaşılmakla ithalatçı davalı firmanın garanti belgesi kapsamında sorumlu olmadığından davalı … Otomotiv Pazarlama ve Ticaret A.Ş hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacı tarafın davalılara yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 8.071,99 TL’den mahsubu ile bakiye fazla kalan 8.012,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ 7/2. maddesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğuna gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.