Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/254 E. 2021/750 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/254
KARAR NO : 2021/750

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2013
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 16.11.1992 tarihinde Otoprodüktör Grubu yetki belgesi kapsamında yapacağı faaliyetleri ve devlet ile karşılıklı hak ve borçlarını düzenleyen 99 yıllığına geçerli olan ” Üretim Tesisi Kurulması İşletilmesi ve Enerji Fazlasının Satılmasına İzin Verilmesine İlişkin Sözleşme” kapsamında esas gruğ prtaklarına enerki tedarik etmek ve fazlasını …’a satmak üzere faaliyete başladığını, 4628 sayılı EPK’nun uygulanmaya başlandığını, 4628 sayılı EPK’nun uygulanmaya başlandığı 03.03.2001 tarihinden sonra mevcut faaliyet yapısına uygun olarak ” Otoprodüktör Grubu ” lisansı müracaatında bulunulduğunu, EPDK tarafından Otoprodüktör Grubu Lisansı verildiğini, müvekkili şirketin EPK’nundan sonrada grup ortaklarına enerki nakletmeye devam ettiğini, TRT Kurumu, EPK’nun uygulanmaya başladığı 01.04.2003 tarihine kadar bu nakillerden TRT Payı talep edilmediğini, ancak TRT Gelirleri Kanunun 4/c maddesinde ve ” Otoprodüktör Grubu ” şirketinin yapısında hiçbir yasal değişiklik olmamasına rağmen EPK’na dayalı EPDK uygulamalarının başladığı 01.04.2003 tarihi esas alınarak EPDK’nın şirketlere verdiği lisans tarihinden itibaren grup ortağına yapılan elektrik enerjisi nakli de nihai tüketiciye yapılan satış olarak değerlendirildiğini ve bu kapsamda geriye dönük TRT payı tahakkuk ettirildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, TRT Kurumuna davalı adına ödenen 188.902,25 TL’si TRT Payı ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına davalı adına ödenen 94.451,12 TL Enerji Fonu tutarına dava tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme alacaklarına uygulanan faizi, asıl akacak ve işleyecek faizinin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında 28.10.2003 tarihli ” Serbest Tüketici Elektrik Enerjisi Satışı Sözleşmesi” akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ” Enerji Fiyatı ve İndirim Oranları” başlıklı 9. Maddesinin 4. Paragrafında ” Tedarikçinin Tüketiciye teslim ettiği elektriğin faturaya esas birim fiyat bedeli, …’ın yöredeki TEK terimli sanayi diğer iller puant tarife ortalama satış fiyatının altında olması gerekmektedir. ” “Fatura bedeli Tespiti” başlıklı ” 10. Maddesinin ‘a’ bendinde “… Sayaç çarpanı ile elektrik enerjisi tüketim miktarı tespit edilir ve işbu sözleşmede mutabık kalınan ilgili tarife grubuna göre, bölgedeki Perakende lisansına da sahip olan dağıtım şirketinin yürürlükte olan tüketim dönemindeki tarifesini esas almak suretiyle ikili anlaşmada yazılı indirim uygulanarak elektrik enerjisi bedeli, fon ve paylar dahil hesaplanır ve Belediye Tüketim Vergisi + KDV’si eklenerek fatura tahakkut ettirilir şeklinde düzenlemelerin bulunduğunu, Bölgede perakende lisansına sahip dağıtım şirketi olan … A.Ş.’nin taraflar arasında akdedilen sözleşmenin yürürlükte olduğu döneme ilişkin ” Tek Terimli Sanayi Diğer İller Puant Tarifesi” esas alınarak ortalama satış birim fiyat hesabı yapıldığı zaman davacının müvekkilinin Konya …’ye düzenlemiş olduğu elektrik satış faturaları içerisinde ‘ TRT Fonu ‘, ‘ Enerji Fonu’nun da olduğu, bu alacak kalemlerinin de toplam fatura bedeli içerisinde dahil olduğu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, ikinci cevap dilekçesi, tarafların beyanı, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporları, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, hukuki niteliği itibariyle 4628 sayılı Elektrik Piyasayı Kanunu’na göre kurulan, kanun gereğince otoprodüktör grubu yetki belgesi alan ve EPDK tarafından otoprodüktör grubu lisansı verilen ve kanun gereğince elektrik üretimi,iletim tesisleri kurmaya,işletmeye ve dağıtım ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan kurum ve kuruluşlardan olduğu,bu nedenle davalı şirket ile otoprodoktör grup ortaklığı ve enerji sözleşmesi yaptığını,3093 sayılı TRT Kanununun 4/c maddesi ile ödemeye ilişkin 5/c maddesi gereğince TRT Kurumu’na ödenen TRT payının,Elektrik Piyasası mevzuatı sözleşme ve idare mahkemesi ve Danıştay kararı gereğince otoprodoktör,grup ortağı ve nihai tüketici sayılan davalının ödemesi gerektiğinden,davalı adına ödenen TRT payının ve enerji fonun ,davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki otoprodüktör grup ortaklığı ve enerji tedarik sözleşmesi ve fatura ve ödeme belgeleri dosya içerisine celp edilmiştir.
Dosya talimat yolu ile Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilerek, Elektrik- Elektronik Mühendisi Hüseyin Canpolat, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Elif Aslan ve Yard. Doç. Dr. Mahmut Yavaş’a tevdii edilmiş, aldırılan 15/09/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: TRT ve Enerji Fon Bedelinin faturalara dahil edilmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 15. Maddesi uyarınca elektrik enerjisi birim fiyatları içinde veya dışına birim fiyat üzerine ne ad altında olursa olsun ancak ek vergi fon ve payların tüketici davalıya ait olacağının kararlaştırılması sebebiyle davacının 178.405,53 TL artı KDV , TRT payı ve 89.202,77 TL artı KDV Enerji fon bedeli alacaklı olduğunu mütalaa etmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda dosya talimat yolu ile Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilerek, önceki bilirkişiler dışında elektirik elektronik yüksek mühendisi, Medeni Hukuk Öğretim Görevlisi, Mali Müşavirde oluşan heyete tevdii edilmiş, aldırılan 02/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı vekilinin 03/11/2014 tarihli dilekçe ekindeki …’ ın bila tarihli 310.04 sayılı yazısında tarife kalemlerinin TRT payı ve Enerji Fonu dahil birim fiyatının tarife kalemleri içerisinde olduğunu, davacının talebinin mükerrer tahsilata yol açacağını mütalaa etmiştir.
Dosya raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi talimat yolu ile Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilerek, önceki bilirkişiler dışında elektirik elektronik bölümü öğretim görevlisi, bir borçlar hukuku öğretim görevlisi, bir işletme muhasebe bölümü öğretim görevlisinden oluşan heyete tevdii edilmiş, aldırılan 23/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Faturaların incelenmesi neticesinde davalı tarafından ödenmediği anlaşılan dava konusu TRT payı ve Enerji Fon bedellerinin davacı tarafından mahkeme kararıyla ilgili kuruluşlara ödenmesi nedeniyle bu bedellerin davacı tarafından silsile yoluyla davalıdan alınmasının uygun olduğunu, bedellerin toplamının 283.353,37 TL olduğunu ve dava tarihinden itibaren faiz ve KDV hesaplanmasının uygun olacağı mütalaa edilmiştir.
Davalının itirazları doğrultusunda ek rapor almak amacıyla Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilerek, önceki bilirkişiler elektirik elektronik bölümü öğretim görevlisi, bir borçlar hukuku öğretim görevlisi, bir işletme muhasebe bölümü öğretim görevlisinden oluşan heyete tevdii edilmiş, bilirkişi heyetinin 09/10/2017 tarihli ek raporunda özetle: Davacının dava döneminde davalıdan TRT payı ve Enerji Fon Bedeli altında bedel almadığını belirterek ve kendisi tarafından daha sonra bu bedeller ödemek zorunda kalması münasebetiyle davalıdan bu bedelleri de talep etmesinin …’ ın 22/10/2014 tarih ve 30213 sayılı yazısından enerji birim fiyat içine TRT Payı ve Enerji Fon Bedelinin gömülü bulunduğundan uygun olmayacağını, davacının davalıdan TRT payı ve Enerji Fon Bedelinin davalıdan enerji birim fiyatı içine gömülü olarak aldığını mütalaa etmiştir.
O halde toplanan delillerden somut olayda, taraflar arasında düzenlenen 28/10/2003 tarihli serbest tüketici elektrik enerjisi satış sözleşmesinin 15. Maddesi uyarınca sözleşme için gerekli harç, resim, verginin tedarikçi tarafından ödeneceği, devlet tarafından elektrik enerjisi birim fiyatları içinde veya dışında birim fiyat üzerinden ne ad altında olursa olsun alınacak ek vergi, fon ve payların tüketiciye ait olacağı diğer bir değişle devlet tarafından alınacak fon ve payın tüketiciye yansıtılacağı uyuşmazlık dışıdır. Uyuşmazlık noktası, davacı tarafından tahakkuk ettirilen faturalarda uygulanan TRT payı ve Enerji Fon bedeline dair kalemlerin yer alıp almadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere 3093 sayılı TRT Gelirleri Kanunu’nun 4/c maddesindeki “…. Nihai tüketiciye satılan enerjiden elde edilen gayrisafi satış hasılatının %3,5(Bakanlar Kurulu Kararı ile %2 olmuştur) oranı tutarındaki payın TRT’ye intikal ettirilir….” hükmü gereğince,elektrik enerjisi üretim ve tüketiminden dolayı TRT katkı payının tahsil edileceği belirtilmiştir.Ancak taraflar arasındaki uyuşmazlık,bu TRT payının üretici olan otoprodüktör grubundan mı,yoksa otoprodüktör grup ortağı olan tüketici davalı şirketten mi tahsil edileceği noktasındadır.Davacı şirket tarafından,otoprodüktör grubu ve grup ortağı şirketlerden TRT payı alınımasına ilişkin işlemin iptali için açmış olduğu dava Ankara 11.İdare Mahkemesi’nin 2007/938 esas – 2008/878 karar sayılı kararı ile 27/03/2008 tarihinde reddedilmiş,bu karar Danıştay’ın ilgili dairesince onanarak ve derecattan geçerek kesinleşmiştir.Kesinleşen idari yargı kararları uyarınca ve 3093 sayılı yasanın 4/c maddesi gereğince ödenmesi gereken TRT payının otoprodüktör grup ortağı ve nihai tüketici olan davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiği açıklığa kavuşmuştur.İdare Mahkemesi kararında belirtildiği gibi;”lisans alan şirket ile elektriği tüketim maksadı ile fatura karşılığında alan her gerçek ve tüzel kişinin nihai tüketici olduğu,otoprodüktör gruplarına yapılan elektrik enerjisi satışlarının otoprodüktör grubundan ayrı olarak ortakların nihai tüketici konumunda olduğu değerlendirilerek TRT payı yükümlülüğünün tesisi edileceği…” açıklanmıştır.Bu durumda taraflar arasındaki ihtilaf konusu TRT payının otoprodüktör grup ortağı ve nihai tüketici olan davalı tarafından ödenmesi gerektiği kesinleşmiştir.İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtildiği üzere”lisans alan şirket ile elektriği tüketim maksadıyla fatura karşılığında alan her gerçek ve tüzel kişinin nihai tüketici olduğu,otoprodüktör gruplarına yapılan elektrik enerjisi satışlarının,otoprodüktör gurundan ayrı olarak ortakların nihai tüketici olduğu değerlendirilerek,TRT payı yükümlülüğünün tesis edileceği ….” şeklindeki gerekçesi göz önüne alındığında TRT payının otoprodüktör grup ortağı ve nihai tüketici olan davalı tarafından ödenmesi gerektiği açık olup,ayrıca taraflar arasında düzenlenen otoprodüktör grup ortaklığı ve enerji satış sözleşmesinin 9.maddesinde;”…sözleşmeden doğan gerekli tüm vergi,resim ve harçlar ile devlet tarafından elektrik enerjisi birim fiyatları içerisinde veya dışarısında birim fiyatı üzerinden ne ad altında olursa olsun alınacak fon ve paylar da aboneye aittir….” denilerek, dava konusu TRT katkı payının davalı nihai tüketici abone tarafından ödeneceği belirlenmiştir. Ancak …’ ın 22/10/2014 tarihli ve 30213 sayılı yazısında enerji birim fiyatı içine TRT payı ve Enerji Fon bedelinin gömülü olduğunu belirtmiş olup davacı tarafından tahakkuk ettirilen faturalarda TRT payı ve Enerji bedelini çıkarmadığı bu enerji bedeli üzerinden %8 oranında iskonto uygulayarak enerji bedelinin hesaplandığı dolayısıyla davacının TRT payı ve ENERJİ Fon bedelinin davalıdan tahsil ettiği anlaşılmakla, yeniden talep edilen TRT payı ve Enerji Fon Bedelinin mükerrer talep olduğundan hüküm kurmaya elverişli gerekçeli denetime açık 02/06/2015 tarihli 2 . Rapor ve 09/10/2017 tarihli 3. Bilirkişi heyetinin Ek raporuna itibar edilerek ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. HD’nin 26/01/2021 tarih ve 2019/5798-2020/463 E/ K sayılı kararı ile; “Somut olayda; taraflar arasında elektrik alımına ilişkin sözleşmenin bulunduğu, davalı …’nin katılımcıları için temin ettiği elektrik bakımından davacı tedarikçi şirketin elektrik abonesi olup, kanun gereği serbest/nihai tüketici konumunda bulunduğu, dava konusu ilgili fatura dönemlerinde, TRT payı ve Enerji Fonu bedellerinin tahakkuk ettirilen fatura bedellerine yansıtılmaksızın, davacı tarafından ilgili kurumlara ödendiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, ilgili yasa ve sözleşme hükümleri uyarınca, davacı şirket tarafından davalı adına ödenen TRT payı ve Enerji Fonu bedelinden davalı … Bölgesi’nin sorumlu olduğu dikkate alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA” gerekçesi ile mahkememize gönderimesine karar verilmiştir.
Davacı tedarikçi şirketin elektrik abonesi olup davalı …’ nin katılımcıları için temin ettiği elektrikle ilgili tahakkuk ettirilen fatura bedellerine, TRT payı ve enerji fon bedelinin …’ ın 22/10/2014 tarihli yazısı ve EPDK’ nın birim bedeli açıklar yazılarında davacı şirketin TRT payı ve Enerji Fonu bedellerinin 2003 Aralık ve 2004 Temmuz dönemlerinde birim bedel olarak 11,980 kr/kWh içerisinde dahil olduğu ve bedellerinin davalı tarafından ödendiğinden hüküm kurmaya elverişli gerekçeli denetime açık bilirkişi heyetinin 02/06/2015 tarihli ikinci rapor ve 09/10/2017 tarihli bilirkişi heyetinin ek raporuna itibar edilerek Yargıtay Bozma ilamına karşı direnilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Mahkememizin 2013/339 E, ve 2018/169 K, sayılı kararda Yargıtay Bozma ilamına karşı direnilmesine,
2-Davanın sübut bulmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 4.839,00 TL’nin mahsubu ile fazla kalan 4.779,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bilirkişi ve talimat gideri 2.250,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 28.284,74 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,

Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
23/09/2021
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.