Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/229 E. 2021/896 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/229
KARAR NO : 2021/896
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … -T.C.N …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı davalı hesabına ve Tarsim tarafından yetkili kılınan dava dışı … A.Ş. tarafından kendi adına acentesi … Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş. Aracılığı ile , Mustafakemalpaşa İlçesinde, Mustafakemalpaşa- Ovaazatlı , 1255 parsel ve 1269 parsel numaralarındaki taşınmazlara ilişkin olarak, 06.05.2020 tarihli 14361500 ve 4361501 numaralı 2 adet Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Poliçeleri imzalanmış olduğunu, poliçeler akdedildikten kısa bir süre sonra , bölgede yoğun yağmurlar ve dolu nedeni ile meydana gelen su baskını ve sel felaketlerinden ötürü, sigortalanan ürünlerin bulunduğu parsellerin büyük bir kısmı (%70 inden fazlası) hasar görmüş ve iş bu durum beklenen hasatın ve kazancın da oldukça azalmasına , müvekkilin zarara uğramasına ve hak kaybına yol açmış olduğunu, hasarın ihbar edilmesi üzerine sigorta eksperleri tarafından mahalde yapılan incelemelere göre; 14361500 poliçe numaralı parseldeki hasar oranları ilk olarak %54, sonrasında %64 oranında , 14361501 poliçe numaralı parseldeki hasar oranları ise ilk olarak %55 , sonrasında ise %71 oranında tespit edilmiş olduğunu, müvekkilin gerçek hasar oranı %70 in üzerinde olduğunu, ancak, müvekkilin hesabına davalı tarafından, 19.10.2020 tarihinde 14361500 poliçe için %28 hasar tespiti üzerinden, 9.829,63 TL, 14361501 poliçe için %20 hasar tespiti üzerinden 6.768,06 TL ödeme yapılmış olduğunu, ödemeler gerçek zarar oranları üzerinden yapılmadığından ve hatalı poliçe tanzimleri ve hesaplamaları nedeni ile eksik olarak yapıldığını, müvekkilin zararının tamamı giderilmediğini, bu nedenlerle müvekkillerinin gerçek zararlarının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından 14361501 ve 14361500 numaralı Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi ile sigortalı domates ürünlerinde sel ve su baskını hasarı olduğu gerekçesiyle hasar ihbarında bulunulmuş olduğunu, hasar ihbarı üzerine yapılan hasar tespit incelemelerinde, 14361501 nolu poliçede yazıılı 15,696 dekar alanın 10,9 dekarında domates ekili olduğunu, ekili alandan 11.407 kg/da verim alınabileceğinin tespit edilmiş olduğunu, poliçede yazılı(teminat altına alınan) verim 7.300 kg/da olduğundan eksik sigorta yapıldığı belirlenmiş olduğunu, yine 15,696 dekar alanın 8 dekarında %55 oranında (ekspertiz raporunda sehven %71 olarak yazılan hasar oranı eksperler tarafından tutulan 27.07.2020 tarihli tutanakla %55 olarak düzeltilmiştir.) sel ve su baskını hasarı olduğu tespit edilmiş olduğunu, eksik sigorta hükümleri uyarınca oranlama yapıldığında, poliçe verimine göre hasar oranı; 7300 – 5185 / 7300 = %29 olduğunu, alanın tamamı ekili olmadığından, ekili alana göre hasar oranı da 10,9 * %29 / 15,696 = %20 olduğunu, 14361500 nolu poliçede yazılı 12,300 dekar alanın 10,9 dekarında domates ekili olduğunu, ekili alandan 11.432 kg/da verim alınabileceği tespit edilmiş olduğunu, poliçede yazılı(teminat altına alınan) verim 7.300 kg/da olduğundan eksik sigorta yapıldığı belirlenmiş olduğunu, ekili alanda %54 oranında (ekspertiz raporunda sehven %64 olarak yazılan hasar oranı eksperler tarafından tutulan 27.07.2020 tarihli tutanakla %54 olarak düzeltilmiştir.) hasar olduğu tespit edilmiş olduğunu, eksik sigorta hükümleri uyarınca oranlama yapıldığında, poliçe verimine göre hasar oranı; 7.300-5.220 / 7.300 = %28 olduğunu, TTK madde 1462’ye göre sigorta bedeli, sigorta değerinden az olduğu takdirde, sigorta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması hâlinde sigortacı, sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranına göre tazminat ödeyebileceğini, genel Şartlar’ın B.5 ve Tarife Talimatlar’ın 2.2 maddesi uyarınca, müvekkil kurum poliçe üzerinde yazılı verimin, gerçek verimin altında olması durumunda, poliçede yazılı verime kadar sorumlu olduğunu, müvekkil kurumun ödediği tazminatlar dışında başka hiçbir tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmamakta olduğunu, bu nedenlerle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, davacının iki taşınmazında yağmur nedeniyle ürünlerde meydana gelen gerçek zararın tespiti ve davalı taraftan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 06/11/2020 tarihinde açılmıştır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, davacının taşınmazları için Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Poliçeleri imzaladıktan sonra yağmur/dolu/sel felaketi nedeniyle sigortalanan ürünlerinin zarar görmesi nedenine dayalı olarak davacının gerçek maddi zararının tespitine-tahsiline ilişkin olduğu, Mahkememizce BTSO’ya, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na müzekkere yazılarak davacının kaydının olmadığı tespit edilmiş, Mustafakemalpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü’den gelen müzekkere cevabında da davacının herhangi bir ticari faaliyeti olmadığından mükellefiyet kaydının bulunmadığının tespit edildiği, davacının tacir-esnaf olmadığı, davanın mutlak ticari dava-nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine varılarak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M.: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı , diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.
Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.