Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/199 E. 2021/398 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/199
KARAR NO : 2021/398
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/11/2012
KARAR TARİHİ : 31/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :21/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili duruşmada tekrarladığı dava dilekçesinde özetle;;davalı alacaklı tarafın haciz tehdidi altında müvekkilinin olmayan bir borç nedeniyle Ümraniye 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Tal sayılı dosyasına ödemek zorunda kaldığı 39.199,45 TL para kadar müvekkilinin fakirleştiğini,davalı alacaklının da haksız bir şekilde sebepsiz olarak zenginleştiğini,işbu nedenle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre icra dosyasındaki paranın davalı/alacaklıya ödenmeden tekrar avans faizi ile müvekkiline ödenmesi gerektiğini,davalı/alacaklı tarafın tamamen kötü niyetli olduğundan dolayı %40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesi gerektiğini beyanla;öncelikle yargılama sonuna kadar icra dosyasındaki paranın tedbiren alacaklı tarafa ödenmemesine,haciz tehdidi altında ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre avans faizi ile birlikte ödenmesine,alacaklı aleyhine %40 dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili duruşmada tekrarladığı cevap dilekçesinde özetle;öncelikle İİK nun 72 maddesi gereğince menfi tespit/istirdat davalarının icra takibinin yapıldığı yer mahkemelerinde görülmesi gerektiğini,dava konusu Bursa 13.İcra Müdürlüğü’nün 2012/… E sayılı icra takibinin Bursa’da yapıldığını,bu açıdan yetkili mahkemelerin Bursa Mahkemeleri olduğunu,Kadıköy Mahkemelerinin ise davacının ikametgahı mahkemeleri olup gerek İİK ‘nun 72. Maddesi gerek ise HMK ‘nun genel yetki hükümleri gereğince davacının ikametgahı mahkemelerinin bu davada yetkili olmadığını, bu nedenle esasa girilmeden yetkisizlik kararı verilmesini, ayrıca açılan işbu davanın hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava,hukuki niteliği itibariyle,3.şahıs tarafından işyerinde yapılan haciz sırasında takip dosyasına yapılan ödemeden kaynaklanan istirdad davasıdır.
Bursa 13.İcra Müdürlüğü’nün 2012/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde;alacaklı … Endüstri Malzemeleri Tic ve San Ltd.Şti tarafından,borçlular … Yapı Market San. Tic. Ltd. Şti ile Ali Burhan Aydoğdu aleyhine başlatılan 39.000,00.-TL asıl alacak,249,98.-TL değişen oranlarda işlemiş avans faizi,59,25.-TL ihtiyati haciz mahkeme masrafı ile 220,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti toplamından oluşan 39.529,23.-TL’nin tahsili için icra takibine başlanıldığı,takibin derdest olduğu,takip kapsamında alınan ihtiyati haciz kararına istinaden borçluya ait olduğu iddia edilen adrese haciz için gidildiği ve davacıya ait bir kısım menkullerin haczedildiği,davacı 3. kişinin borç miktarını yatırınca,alacaklı davalının hacizden vazgeçtiği anlaşılmış olup,İİK 12 maddesi uyarınca icra dairesinin borçlu veya 3.kişi tarafından ödenen parayı kabule mecbur olduğu,borçlunun ödenen bu para nisbetinde borcundan kurtularak,bu miktar sebepsiz zenginleşeceğinden bu davanın da borçluya karşı açılması gerekir.Ancak davacı davasını sebepsiz zenginleşen borçluya açacağı yerde alacaklıya karşı açtığından davanın pasif husumet yönünden reddine (gerekçeli kararda sehven aktif husumet olarak yazılmıştır) karar verilerek hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2013/14303 esas – 2013/18067 karar sayılı kararı ile;”…dava konusu uyuşmazlık,davacının borçlu olmadığı bedeli, haciz tehdidi altında davalı alacaklıya ödediği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.818 sayılı BK.’nun 61-66.maddelerine (6098 sayılı TBK.’nun 77-82.maddelerinde) sebepsiz zenginleşme,bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir.Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli,zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
Somut olayda, davacının işyerinde yapılan hacize dayanak teşkil eden icra takibinin kambiyo senedine dayalı olduğu,haciz için gelinen davacının işyeri adresi ile,dava dışı asıl borçlunun adresinin farklı olduğu,icra takibinin dava dışı borçlu aleyhine yapıldığı,davacı ile dava dışı borçlunun aynı şirket olduğunun ya da aralarındaki bağın ispat edilemediği,bu nedenle de,davacının borcu ödemesi nedeni ile sebepsiz zenginleşenin davalı alacaklı olduğu,çünkü;davacının ödediği bedelin,davalının malvarlığına dahil olduğu anlaşılmıştır.Öyle ise mahkemece,bu ilke ve esaslar gözetilerek,dava konusu olayda sebepsiz zenginleşenin davalı olduğu kabul edilip, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Davalı vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2014/4988 esas -2014/6057 karar sayılı kararı ile “…dava konusu,Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2012/… E. Sayılı icra takip dosyasında, 02.04.2012 tarihinde dava dışı borçlu … Yapı Market San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine hacze gelinen yerin davacı … Mak.Tes. İnş. Ve Boru Ekleme Parça San. Tic. Ltd.Şti’ne ait işyeri olduğu, haciz tutanağında “mahalde borçlu firmaya ait emareye rastlanmadığı” kaydının yazıldığı, davacı vekilinin borçlu firma ile organik bağlarının bulunmadığını beyan etmesine rağmen alacaklı davalı vekilinin tüm cezai ve hukuki tazmin sorumluluğunun kendisine ait olmak üzere haciz işleminin yapılmasını talep etmesi üzerine davacı vekilinin haciz tehdidi altında ihtirazi kayıtla 39.199 TL’nin icra dosyasına ödendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, TBK.nun 77-82.maddelerinde yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, sebepsiz zenginleşmenin, haklı bir sebep olmaksızın başkasının emeğinden ve mal varlığından yararlanmak olarak tanımı yapılmıştır.Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli temel özelliği ise “şahsilik” prensibidir. Buna göre, kime karşı zenginleşme oluştuysa ona karşı talepde bulunulması gerekir.
Davada, borçlu olmadığı halde ve icra takip dosyasına göre asıl borçlu ile ilgisi bulunmamasına rağmen icra haciz tehdidi altında ihtirazi kayıtla davalıya ödeme yapan davacının, ödediği bedelin tahsili talep edilmektedir.Bu durumda, davacının davasını haksız yere ödeme yaptığı davalı alacaklıya karşı talepde bulunması gerektiğine ilişkin Dairemizin 17.12.2013 tarih, 2013/14303 E. – 2013/18067 K. Sayılı bozma ilamında bir isabetsizlik görülmediğinden, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle karar düzeltme talebi red edilmiştir.
Mahkememizce yargıtay bozma ilamı ve karar düzeltme talebinin reddine ilişkin yargıtay ilamı hukuka aykırı görüldüğünden bozmaya uyulmayarak aşağıdaki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
Dava,davacının haciz sırasında alacaklısı yada borçlusu olmadığı bir icra dosyası için yaptığı ödemenin dosya alacaklısından istirdadına ilişkin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olarak açılmışsa da aslında dava İİK 72 maddeden kaynaklanan istirdad davasıdır.
İİK 12.maddesine göre icra dairesi takip edilen para alacağına mahsuben 3.şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla borçlu bu miktar borcundan kurtulur.Yapılan bu ödeme borçlunun lehine olup borçlu bu miktar kadar sebepsiz zenginleştiği için bu davanın borçluya karşı açılması gerekirdi.Bu nedenle davalının pasif husumet ehliyeti yoktur.İlk kararda sehven aktif husumet yönünden davanın rededildiği yazıldığı için bu kararda da bu şekilde yazılmıştır.
Davanın icra dosyası borçlusuna karşı açılması gerektiğine dair suretleri dosya içerisinde bulunan Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2013/14685 esas-2013/21704 karar,Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 20009/4355 esas-2009/12380 kararları olduğu gibi dosyamızı inceleyen Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2014/10461 esas-2014/9640 karar, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2014/774 esas-2014/8299 karar sayılı kararlarıda bu yönde olduğundan bozma ilamına karşı direnme kararı verilmiştir.
Mahkememiz direnme kararına karşı davacı vekili 18/01/2016 tarihli dilekçesi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Temyiz incelemesine tabi tutulan mahkememiz kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1514 E, 2020/730 K sayılı ilamı 06/10/2020 tarihli gerekçesi ile bozulmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava,davacı tarafça, Ümraniye 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Talimat sayılı dosyasına icra dosyasında taraf olmamasına rağmen haciz tehdidi altında yapmış olduğu ödemenin avans faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak davalıdan (icra dosyasındaki alacaklıdan ) tahsiline karar verilmesine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi, kişinin iradesi dışında mal varlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Zenginleşen kişinin kusuru gerekmez. Zenginleşenin kusuru olmasa dahi iade yükümlülüğü vardır.Sebepsiz zenginleşme davasının koşulları; bir tarafın mal varlığında azalma,diğer tarafın mal varlığında artma,illiyet bağı,hukuka,ahlaka aykırı bir amacın bulunmaması, haklı bir sebebin bulunmamasıdır. Sebepsiz zenginleşen kişi mal varlığında sebepsiz yere meydana gelen artışı iade ile yükümlüdür. İşbu davada davacı; haciz tehdidi altında borçlu olmadığı halde dava dışı borçlunun borcunu davalı takip alacaklısına ödemek zorunda kaldığını beyanla ödediği miktarı faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak takip alacaklısından iadesini talep etmektedir. Davacının iddiası, davalının savunması, toplanan deliller,icra dosyası incelendiğinde; borcu ödenen dava dışı üçüncü kişi olduğundan, üçüncü kişinin mal varlığında borcun ödenmesi nedeniyle artış olmuştur.Bu durumda asıl zenginleşen borcu ödenen kişidir.Davalı alacaklı yasal yollara başvurarak icra takibi neticesinde alacağını tahsil eden kişidir.Bu nedenle davalı alacaklının sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemez.Davalı taraf sebepsiz zenginleşmemiştir, sebepsiz zenginleşen davalı değil borcu ödenen dava dışı üçüncü kişidir. Bu nedenle bu davada davalı tarafa husumet yöneltilemez. Davacı şirket, dava dışı borçlu yerine yani üçüncü kişinin borcunu ifa ederek dava dışı üçüncü kişiyi zenginleştirmiştir. Davalı alacaklının işbu davada sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasında pasif husumet ehliyeti bulunmadığı kanaatine varılarak davanın pasif husumet nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Emsal nitelikte İstanbul BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/23 Esas 2020/297 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2013/11618 Esas 2014/8909 Karar sayılı ilamı, Samsun BAM 5. Hukuk Dairesi’nin 2018/819 Esas 2018/145 Karar sayılı ilamı ,İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 20201/633 Esas 2021/888 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2015/16289 Esas 2016/3744 Karar sayılı ilamları dikkate alınarak)
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın PASİF HUSUMET NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 582,15 TL’den mahsubu ile artan 522,85 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davalıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize iletilmek üzere herhangi bir nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Yargıtay’a temyiz yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.