Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/160 E. 2022/818 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/160 Esas
KARAR NO : 2022/818

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin inşaat işiyle iştigal olduğunu, müvekkilinin davalı olan ticari ilişkisinde davalının Halitpaşa Mah. Yumurtatepe Sokak N.15 Mudanya/BURSA şantiyesine malzeme temin etmiş ve inşaatın şantiyesinde yanında çalışan işçileri toplam 4 blok apartman işinde çalıştırmış olduğunu, yaptığı işlere karşılık faturalar tanzim etmiş olduğunu, faturaları borçluya teslim etmiş ve BA-BS’lerde beyan etmiş olduğunu, davalı tarafından 368.160,00 TL alacağa karşılık bugüne kadar 97.000,00 TL ödeme yapmış olduğunu, yapılan ticari iş karşılığında; dayalı tarafın müvekkilimiz firmaya tonlamda 271.160,00 TL cari hesap borç bakiyesi doğmuş olduğunu, dava konusu ödenmeyen cari hesap alacağı için icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının icra müdürlüğü dosyasına yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek, % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının talebini dayandırdığı hukuki ilişkiyi ve dava ettiği miktarı tam olarak beyan etmesi gerekirken, muğlak ifadeler ile ne iş yapıldığını belirtilmemiş olduğunu, bu hususun davacıya süre verilerek tamamlattırılması gerekmekte olduğunu, davalı tarafından davacıya yaptığı işin karşılığından çok daha fazla ödeme yapmış olduğunu, davacıya borcunun olmadığını, bu fazla ödenen rakamın tespiti ile taraflarına ödenmesi hususunda talep ve dava yoluna gidileceğini, dava dilekçesinin ekinde dosyaya sunulan 5 adet faturanın toplam tutarı 368 160.-TL olduğunu, davacı bu rakamın sadece 97.000.00-TL’nin ödendiğini, bakiye 271 160.-TL’nin ödenmediğini beyan etmekte olduğunu, davalı, 97.000,00TL’nin dışında çok daha fazlasını davacıya ödemiş olduğunu, davalı ödemelerini nakit, çek, daire, araba takası, borç ödeyerek yerine getirmiş olduğunu, davacıya yaptığı işe karşılık davalı bir daire vermiş olduğunu, dairenin bugün ki değerinin 450.000,00TL-500.000,00-TL olduğunu, davalı, davacıya, yaptığı işin karşılığında ” Bursa, Mudanya Halitpaşa mah, Değirmendere mevki, 1615 ada, 7 parselde bulunan E Blak Zemini kat 1 no’lu daireyi” vermiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek davacının davasını açmakta haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2020/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından cari hesap alacağına dayalı olarak 11/12/2020 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 19/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 23/12/2020 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında mali müşavir bilirkişi tarafından tarafların ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde inceleme yaparak rapor düzenleyebilmesi için defter inceleme günü verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 17/08/2021 tarihli raporunda özetle: davacının 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırılmış olduğu ancak kapanış tasdik zorunluluğu bulunan yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış olduğu, davacının defterlerinde yapılan incelemede 31.12.2017 tarihi itibari ile 271.160,00 TL alacağı olduğu, davalının 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, lehine delil olma kabiliyetinin olduğu, davalının ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda 10.12.2020 icra takip tarihi ve 23.02.2021 dava tarihi itibari ile 47.047,23 TL borcunun olduğu, davalı vekili tarafından sunulan çek görüntüleri, banka ödeme dekontları ve davacı … tarafından düzenlenmiş olan tahsilat makbuzlarının incelenmesi sonucunda bu belgelerin davalı ticari defterlerinde yer alan ödeme kayıtları ile uyumlu olduğu, davacı alacağından düşülmüş olmasının uygun olacağı, davalı vekili tarafından davacı …’ın kardeşi …ın İnallar alacağı otomotive karşılık olarak davalının aracını takasa verdiği ve alacağından düşülmesi gerektiği iddiasına karşılık dava dosyası kapsamında yapılan incelemelerde söz konusu mahsuplaşmanın yapılabilmesi için gerekli olan davacı muvafakati veya bu mahsuplaşmanın yapılacağını gösterir bir sözleşme veya belgenin dava dosyasına sunulmamış olması nedeni ile hesaplamadan düşülmemesi gerektiği, davalı vekili tarafından sunulan 01.12.2015 tarihli davacı ve davalı taraflar arasında imzalanan “Sözleşme’nin 5. Maddesinde “İşbu sözleşmeye konu olan 1 adet 341 daire verilecek olup bu daire E Blok 1 Nolu olacaktır. Bedeli 315.000,00 TL olup geri kalan bakiye hakkediş şeklinde olacaktır, yüklenici blok bittikçe hakkedişine düşen miktarı 5-6-7 aylık çeklerle alacaktır.” Şeklinde belirlenen ödeme planının olduğu, davalı vekili cevap dilekçesinde Bursa, Mudanya Halitpaşa Mah. Değirmendere mevki, 1615 ada, 7 parselde bulunan E Blok Zemini Kat 1 no’lu dairenin davacı …’a verilmiş olduğunu ve bu verilen daire ile birlikte davacıya fazla ödeme yapıldığını iddia etmiş ise de söz konusu daire için davacı firma adına düzenlenen bir faturanın taraf defterlerinde mevcut olmadığı, takdiri sayın mahkeme hakimliğine ait olmak üzere yapılacak olan tapu tahkikat sorgulaması sonucunda eğer söz konusu dairenin … adına devrinin yapıldığının tespiti halinde sözleşmede belirlenen 315.000,00 TL’nin davalı ödemesi olarak hesaplamaya alınması ile birlikte davalı tarafın (47.047,23-315.000,00)=267.952,77 TL alacaklı duruma geçeceği, mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında dosyanın önceki bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor düzenlenmesin karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 15/04/2022 tarihli ek raporunda özetle; dava dosyasına gelen yazıların incelenmesi sonucunda, dava dosyasına SGK tarafından gelen yazı içeriğindeki sayın mahkeme hakimliği tarafından sorulan ödemeler ile davalı tarafın dava dosyasına sunduğu dilekçesinde yer alan ödeme tutarları ve tarihlerinin birebir örtüştüğü ancak dava dosyasına sunulan ve davalı kendi ticari defterlerinde yer alan 9.112,77 TL’lik ödemenin davalı … tarafından bir ödeme olarak kabul edilebileceği ve söz konusu tutarın davalı ticari defterlerinde de davacı alacağından düşülmüş olduğu, bu nedenle tekrar hesaplamadan düşülmeyeceği, 2.848,68 TL olan ve davalı vekili tarafından Uğur Uludağ tarafından yapıldığı belirtilen ödemenin davalı … adına yapılan bir ödeme olup olmadığına dair herhangi bir belge ve bilginin dava dosyasında olmadığı ve söz konusu ödemenin davalının kendi defter kayıtlarında da kaydedilmemiş olduğu bu nedenle bu tutarın davacı alacağından düşülmesi yönünde bir kanaatimizin oluşamayacağı, dava dosyasına Tapu Müdürlüğü tarafından gelen yazı ve eklerinin incelenmesi neticesinde taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğinde yer alan E Blok 1 nolu dairenin davacı … adına satış işleminin yapılmış olduğu, her ne kadar kök raporumuzda söz konusu daire satışına dair fatura düzenlenmemiş olduğu eleştirisi yapılmış ise de sözleşme içeriğinde taraflar arasında belirlenen söz konusu dairenin … adına satışının yapılmış olması nedeni ile sözleşme içeriğinde belirlenen 315.000,00 TL’nin davacı alacağından düşülmesi gerekeceği, her ne kadar davalı … tarafından sunulan ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda 10.12.2020 icra takip tarihi ve 23.02.2021 dava tarihi itibari ile 47.047,23 TL borcunun olduğu tespit edilmiş ise de sözleşme içeriğinde yer alan daire faturasının düzenlenmemiş olması nedeni ile söz konusu borç bakiyesinin tespit edildiği ancak sözleşme içeriğine uygun olarak …’a daire devrinin yapılmış olması nedeni ile bu sefer davalı …’ın (47.047,2-315.000,00) – 267.952,77 TL alacaklı olacağı, mahkeme hakimliği tarafından müzekkere yazılan 16 JKG 56 plakalı araca ilişkin davalı vekili beyanlarına dayanak olacak gelen bir bilgi olmadığından bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı ile davalı arasında ticari ilişki kapsamında inşaat için mallar sattığı, işçi çalışarak hizmet verdiği buna ilişkin faturaların düzenlendiği ancak bedelinin ödenmediği iddia ederek cari hesap ekstresinden kaynaklı alacaklı olduğunun iddia edildiği, davalı tarafından ise davacının iddialarını inkar ederek davacıya borçlu olmadığını borcun ödendiğini savunmakla uyuşmazlık noktası, davacı tarafından iddia edilen alacağın ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 17/08/2021 tarihli rapor ve 15/04/2022 tarihli ek raporda vurgulandığı üzere, davacının 2016 ve 2017 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığından bu defterler davacı lehine delil teşkil etmediği anlaşılmaktadır. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/8756 Esas ve 2017/2924 Karar sayılı Kararda vurgulandığı üzere) Ancak davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu birbiriyle uyumlu olduğundan düzenlenen 2016 ve 2017 yılı fatura toplamı olan 368.160 TL davacının alacağının olduğu ve 97.000 TL kısmının davalı tarafından ödendiği ikrar edilmiş ve davacı tarafından bakiye 271.160 TL alacağının olduğu sabittir.
Diğer yandan davalı tarafından 01.12.2015 tarihli davacı ve davalı taraflar arasında imzalanan “Sözleşme’nin 5. Maddesinde “İşbu sözleşmeye konu olan 1 adet 341 daire verilecek olup bu daire E Blok 1 Nolu olacaktır. Bedeli 315.000,00 TL olup geri kalan bakiye hakkediş şeklinde olacaktır” şeklindeki daireyi verdiğini savunmuş olup tapu müdürlüğünün yazısı ile 1615 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki E blok 1 nolu daire davacı adına tapuya kaydedildiği, taraflar arasında düzenlenen 01/12/2015 tarihli sözleşmedeki imza inkar edilmediğinden davacıyı bağlayacağı dolayısıyla sözleşme kapsamında daire bedelinin 315.000 TL olup bu bedelin davacı alacağı olan 271.160 TL den mahsubu ile davacının bakiye alacağının kalmadığı açıktır.
Her ne kadar davacı tarafından davalıda kayıtlı diğer ödemelere ait belgelerin celbi talep edilmiş ise de dosyaya sunulan mevcut deliller ile dava aydınlandığından bu belgelerin istenmesinde usul ekonomisi gereği fayda bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu durumda yukarıdaki açıklamalardan davacının ileri sürdüğü alacağın ödendiği davalının borcu bulunmadığından davanın reddine, dava konusu alacağın likit olmadığı, bilirkişi incelemesi gerektirdiği, davacının takipte kötü niyetli olduğunun sabit olmadığından davalı lehine kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından reddine,
2-Davalı lehine kötü niyet tazminatının koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 4.630,74 TL’den mahsubu ile bakiye 4.550,04 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 27.431,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.