Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/14 E. 2021/163 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/14
KARAR NO : 2021/163
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2016
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 19/01/2011 tarihinde sicile tescil edilerek makina, kalıpve hırdavat işlerinde faaliyette bulunmak üzere kurulduğunu, davacı şirketin davalılardan … şirketinden 25/01/2015 tarihli, 040714-040715-040716 sıra numaralı fatura ile 164.679,08 TL ücret ödeyerek A140K112 motor numaralı ve WBA8D5100G5D04249 şase numaralı 16 … 82 plakalı aracı satın aldığını, alınan aracın davacı şirket ortaklarından Harun Şen’in sevk ve idaresinde iken 15/01/2016 tarihinde üç defa üst üste stop ettiğini ve gösterge panelinin çıktılarında gözüken “Sürüş Dengelemesi”, “Dikkatli Sürün. Yetkili Servisinize kontrol ettirin.” ikazlarının yandığını, davacının aynı gün aracı yetkili servis olan ve aynı zamanda aracı satın aldığı birinci davalıya götürdüğünü, servis yetkililerinin aracın bilgisayar kayıtlarındaki orijinalinden ve ruhsatta yer alan beygir gücünden daha fazla beygir gücüne sahip olduğunu tespit ettiklerini, arızanın bu sebepten dolayı meydana gelmiş olabileceğini, bu sebeple de aracın garanti kapsamında tamir edilemeyeceğini, aracın kullanıcı tarafından beygir gücüne müdahale edilmiş olabileceğini, dolayısıyla tork ve çekiş gücünün fabrika çıkışı değerlerinden farklı hale geldiğini, bu durumun da rapor edilemeyeceğini, gerekirse aracın Almanya’daki üretici firmaya gönderilebileceğinin söylendiğini, davacı şirket ortağının aracı 15 Ocak 2016 tarihinde servise götürmüş olmasına rağmen, davalı şirketçe servis girişinin 16 Ocak 2016 tarihi olarak yapıldığını, serviste çalışan bir personelin araçta manipülasyon yapıldığını ve bunun 15 Ocak 2016 olarak gözüktüğünü beyan ettiğini fakat daha sonradan servis müdürnün öyle birşey olmadığını beyan ettiğini, aracın arıza verdikten servise götürüldüğü zaman kadar davacı şirketin firmasının önünde durduğunu, herhangi bir yere götürülmediğini, buna ilişkin kamera kayıtlarının mevcut olduğunu, dava konusu araç hakkında Bursa 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/16 D.İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunulduğunu, tespit talebi üzerine 17/02/2016 tarihli bilirkişi raporunun hazırlandığı ve araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalı şirket ortağının Bursa 10.Noterliği’nin 18/02/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, gönderilen ihtarnamenin 22/02/2016 tarihinde birinci davalıya tebliğ edildiğini, ihtarname sonrası birinci davalı tarafından Bursa 22.Noterliği’nin 25/02/2016 tarihli 4501 yevmiye numaralı ihtarname ile cevap vermiş ve mağduriyetin giderilemeyeceğinin bildirildiğini, davacı şirket tarafından davaya konu araca herhangi bir müdahale yapılmadığını, dava konusu araçlara kontrol ünitesi sökülmeden manipülasyon yapılmasının imkansız olduğunu, kontrol ünitesinin sökülmediği de hem birinci davalı şirket personeli tarafından beyan edildiğini hem de tespit sonucu tanzim olunan raporda da bu hususun açıkça belirtildiğini, aynı sorunun davacı şirketin ortağı ve yetkilisi Erdal Durak’ın yine birinci davalıdan almış olduğu aynı marka ve model 16 … 89 plakalı araçta da tespit edildiğini, tespit dosyasından emsal olması için teste tabi tutulduğunu ve raporda Bosch servisi Mekan Otomotiv’de tespit isteyen vekili tarafından tespit dışı 16 … 89 plakalı aracın da testinin yaptırdığını, sonuç olarak aracın 141KWx1.36=191 HP (beygir gücü) olduğunun mahkemeye sunulan test sonucundan anlaşıldığını, birinci davalı şirket tarafından davacı şirket ortağının talebi doğrultusunda bu araca Diagnoz işlemi yapıldığını ve bu araçla ilgili manipülasyon olmadığı bilgisinin verildiğini, oysa ki bu aracın da yapılan ölçümlerinde beygir gücünün yüksek çıktığını, bu hususun serideki bütün araçlarda aynı ayıbın olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, davalı şirketin verdiği servis hizmetinin sıkıntı olduğunu, davacı şirketin satın alınan araçtan yoksun kalması nedeniyle kiralama şirketinden aylık 2.200,00 TL + KDV ödeyerek kiraladığı ve satın alınan aracın muadili bile olmayan araçtan dolayı mağduriyetin giderileceği zamana kadar uğranılmış ve uğranılacak maddi zararlar toplamının davalılardan belirtilen sorumlulukları dahilinde alınarak davacı şirkete ödenmesine karar verilmesi taleplerinin bulunduğunu belirterek, öncelikle ayıplı aracın davalılarca müteselsilen ayıpsız misli ile değiştirilmesini, olmaması halinde birinci davalı zilyetliğinde bulunan aracın birinci davalıya iadesi ile araca ödenen 164.679,08 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte birinci davalı tarafından davacı şirkete iadesine karar verilmesini, aksi kanaatte olunması halinde araçtaki ayıbın davalılarca müteselsilen giderilerek aracın garanti kapsamında onarımlarının yapılmasına karar verilmesini, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde araçtaki ayıp oranının tespiti ile bu oranda indirim yapılmasına ve bu bedelin ödeme tarihindei itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte birinci davalı tarafından davacı şirkete verilmesine ve davacı şirketin araçtan yoksun kalması nedeniyle kiralama şirketinden aylık 2.200,00 TL + KDV ödeyerek kiralamış olduğu araçtan dolayı mağduriyetin giderileceği zamana kadar uğranılmış ve uğranılacak maddi zararlar toplamının davalılardan belirtilen sorumlulukları dahilinde alınarak davacı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın davasına dayanak ve delil olarak 17/02/2016 tarihli tespit müvekkili şirkete tebligat yapılmadan gıyabında yapılmış olması nedeniyle usul ve yasaya aykırı olup geçersiz olduğunu, davanın genel mahkemelerde görülmesi gereken ticari bir ihtilaf olması nedeniyle davacı tarafça harcın tamamlanması gerektiğini, davacı tarafın ayıp iddiasını kabul anlamına gelmemek ve görevsizlik itirazına ilişkin beyanları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafın yasal ihbar ve muayene yükümlülüklerine uymadığını, bu nedenle ilgili yasadan kaynaklanan seçimlik hakları kullanma hakkını kaybettiğini, dava konusu araçta iddia edildiği gibi üretimden kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, araçta meydana gelen arıza ikazı, aracın yüksek performans amacıyla dışarıdan müdahale ile manipüle edilmesi sonucu meydana geldiğini, garanti dışında kalmasına sebebiyet veren bir işlem olmadığını, gerçekleştirilen uygunsuz işlem sonucu aracın performansında artış ölçüldüğünü, zira bu işlemin performansını arttıran ancak araçta kalıcı zararlar bırakan bir işlem olduğnu, talep edilen faiz, diğer masraflar ve herhangi bir belgeye dayandırılmaması sebebiyle zaten mesnetsiz olan aracın kira bedelinin davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Servis Akaryakıt Turizm San. Ve Tic. A.Ş. Cevap dilekçesinde özetle: Araçta yapılan incelemeler neticesinde diagnoz makinasının manipülasyon hatası algıladığını, manipülasyon hatası ilgili yazımların yetkili servisler dışında atılması sonucu ortaya çıktığını, araca dışarıdan bir müdahale olduğu zaman diagnoz makinasının bunu algıladığını, bunun üzerine davaya konu olmuş aracın hemde serviste bulunan muadil bir aracın teste tabi tutulduğunu, 16 … 82 plakalı aracın beygir gücü 190.67 HP diğer muadil aracın beygir gücünün ise 179 HP çıktığını, davacı dilekçesinde söz konusu bu model araçlara kontrol ünitesi sökülmeden manipülasyon yapılmasının imkansız olduğunu, ilgili model araçlara kontrol ünitesi açılmadan, sol ön kapıdan alt tarafındaki OBD bölümünden OBD soketiyle yazılım atılmasının mümkün olduğunu, davacının bazı gazete ve internet haber sitelerinde yer alan doğruluğu kesinleşmemiş haberleri baz alarak BMW markasının da araçlarında manipülasyon yaptığını belirttiğini, söz konusu haberler incelendiğinde emisyon konusunda manipülasyon yapıldığının iddia edildiğini, davaya konu olmuş şikayetle ilgili bulunmadığını, garanti belgesi yönetmeliği 11/1 de Tüketicinin malı tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan hususlara aykırı olarak kullanılmasından kaynaklanan arızalar hakkında 8inci ve 9uncu madde hükümlerinin uygulanamayacağın, durumun ortaya çıkmasında da kullanıcı hatası olduğunun açık olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dileçkesi, ikinci cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, araç kiralamaya ilişkin faturalar, servis hizmetine ilişkin belgeler, faturalar, bilirkişi raporu, bilirkişi ek raporları, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla öncelikle misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde bedel iadesi, ya da araçtaki ayıbın giderillmesi veya ayıp oranında bedelden tenzil ile araçtan yoksun kalma sebebiyle kiralama ücretine ödenene bedel sebebiyle zararın tazmini talebine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava konusu araç üzerinde makine ve otomotiv bilirkişileri eşliğinde 27/04/2017 tarihinde keşif yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 15/05/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu 34 … 82 plaka sayılı 2015 model BMW 3L 320İ otomobilin tanıtım ve kullanım kılavuzunda belirtilen satıcı tarafından vaat edilen standardında saptanan niteliklere aykırı fabrikasyon hatasının gizli ayıplı olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazları üzerine dosyada ek rapor aldırılmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyeti mahkememize sunmuş olduğu 08/03/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu aracın maksimum motor gücünün tolerans sınırlarının dışında saptığı, tutarsız olduğu ve stabilitesinin gizli ayıplı olduğu, dava konusu aracın aylık 920,40 Euro kiralama bedelinin piyasa koşullarına göre muadil araçalara mukayese edildiğinde uygun olduğu, servis kayıtlarına göre dava konusu aracın garanti kapsamı dışı kalması nedeniyle davacı tarafından onarım izninin verilmemesi nedeniyle tamir sürecinin tespit edilemediğini, servisin tespit ettiğini iddia ettiğ aracın motor kontrol ünitesinde güç arttırımına yönelik manüpilasyon olduğu ifadesi ve aracın mevcut durumu, aracın bu tarihten sonra garanti kapsamı dışında olduğu halde teknik olarak kullanılabileceği mütalaa edilmiştir.
Uyuşmazlık noktaları; davaya konu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıbın açık ayıp mı, gizli ayıp mı olduğu, ayıp ihbarının zamanında yapılıp yapılmadığı, misli ile değişimin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki ilişki ticari satım sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Ticari satım sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan hükümler değerlendirildiğinde,
6098 Sayılı TBK’nun 219.maddesine göre, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmamasından da sorumludur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
Ticari satımlarda, 6102 Sayılı TTK 23/1-c bendine göre, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK 223.maddesi 2.fıkrası uygulanır.
6098 Sayılı TBK’nun 223/1 fıkrasına göre, alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
6098 Sayılı TBK’nun 223/2. fıkrasına göre ise , alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Ayıpları bildirmenin içeriğini ve zamanında yapıldığını ispat külfeti, alıcıya düşer.
TBK’nun 223.maddesindeki ihbar süreleri hak düşürücü süre olup, hakim tarafından re’sen gözönünde tutulur.
Ayıp ihbarının süresinde yapılmamış olması halinde, satıcı ayıplı maldan sorumlu olmaz.
Diğer yandan 6102 Sayılı TTK.18 maddesinin 3 fıkrasında “tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır” düzenlemesi bulunmaktadır.
Satılan maldaki ayıpların ihbarı herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Ancak, uyuşmazlık halinde ayıp ihbarının kanıtlanması şekle tabidir. Tacirler arası ticari satımlarda ayıp ihbarının 6102 Sayılı TTK.’nun 18/3 maddede öngörülen şekilde yapıldığı kanıtlanmalıdır. Diğer bir anlatımla bu yön ispat koşuludur.
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı ile davalı … Servis Akar. Tur. San. Ve Tic. A.Ş’ den 25/11/2015 tarihinde 164.679,08 bedelli ile 16 … 82 plakalı BMW 3L 320İ markası, 2015 model, benzinli aracı satın aldığı, satın aldıktan sonra 15/01/2016 tarihinde aracın stop ettiği, gösterge panelinde uyarı ikazının çıktığı ve 15/01/2016 tarihinde servise aracın götürüldüğü ve Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/16 Değişik İş dosyasında yapılan tespit ile 17/02/2016 tarihinde bilirkişi raporu ile araçtaki ayıbın gizli ayıplı olduğu davacı tarafından öğrenildiği ve davalıya 18/02/2016 tairhli Bursa 10. Noterliğinin … numaralı ihtarnamesi ile davalı … Servis’ ine ihtanamenin tebliğ edildiği anlaşılmakla, öğrenmeden itibaren davacının aracı servise götürdüğü ve noter ihtarnamesinin çekildiğinden, davacı tarafından yasal ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmakla uyuşmazlığın aracın ayıplı olup olmadığı gizli ayıp olup olmadığı noktasında olmakla, aracın davacı tarafından satın aldığı tarihten sonra aractaki arızanın meydana geldiği tarih, yapılan delil tespiti ile düzenlenen bilirkişi raporu ve mahkememizce araç üzerinde yapılan 27/04/2017 tarihli keşif ve düzenlenen 08/0372018 tarihli bilirkişi heyeti raporu ve ek rapor ile aracın maksimum motor gücünün sınırlarının dışına çıktığı, tutarsız olduğu, stabilitesini koruyamadığından, fabriksayon hatası ve gizli ayıplı olduğu tespit edilmiş olup raporun gerekçeli denetime açık, hüküm kurmaya elverişli olduğun rapora itibar edilerek davacının aracı satın aldığı tarih, aracın üretim hatasından kaynaklı gizli ayıplı olduğundan ayıbın niteliği dikkate alınarak hakkaniyete uygun olarak aracın misli ile değişimine karar verilerek davanın kabulune, aracın bakım onarım süresinin 25/04/2018 tarihli ek rapor ile 30 gün en fazla sürebileceği ve kar mahrumiyetinin 5250 TL olduğu anlaşılmakla, davacının ayıp sebebiyle kiralama ücretinden hakeden alacağının onarım süresi kadar olabileceğinden talep edilen 2200 TL artı KDV%18 oranı 3960 TL kiralama alacağının sübut bulduğundan bu miktarın kabulune, diğer yandan davacı vekilinin 17/07/2018 tarihli celsede, HMK’ nın 107 .maddesi gereğince yeni araç kiralama bedeli sebebiyle dava değerini artırmak için süre talep edildiği ancak açılan davanın belirsiz alacak davası olmadığı, kısmi dava olduğu ve açıkça davasını ıslah edeceğine dair davacı tarafın bir beyanda bulunmadığı HMK’ nın 107. Maddesine özgü talep artırım dilekçesi ifade edildiğinden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bursa BAM 5. HD’nin 30/11/2020 tarih ve 2018/2104 -2020/1461 E/ K sayılı kararı ile; “Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporu, bilimsel ve teknik verilere dayanmamaktadır. Davalı yan dava konusu araca dışarıdan manipülasyon yapıldığını, dava konusu araçlara kontrol ünitesi açılmadan sol ön kapının alt tarafındaki OBD bölümünden OBD soketiyle yazılım atılmasının mümkün olduğunu iddia etmektedir. Davalının bu iddiasını mahkemece otomotiv konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle laboratuvar ortamında yapılacak inceleme suretiyle düzenlenecek rapora göre değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. Açıklanan gerekçelerle davalılar … Servis Akaryakıt Turizm San. ve Tic. A.Ş. ve …. vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesi karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; Davalılar … Servis Akaryakıt Turizm San. ve Tic. A.Ş. ve …. vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile;1-Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/07/2018 tarih 2016/728 Esas 2018/1007 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, ” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, Bursa BAM bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 12/02/2021 havale tarihli feragat dilekçesinde: Davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir.
Davalı … vekilinin dilekçesinde özetle: Davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir.
Davalı …. vekilinin dilekçesinde özetle: Davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre ” Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” davacının dilekçesinin yasaya uygun olarak feragat beyanı olduğu ve tek taraflı davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğinde bulunduğundan mahkemeye ulaştığında hukuki sonuç doğurmaktadır. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden tahkikat aşamasında beyanda bulunduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Kararın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.815,00 TL’den mahsubu ile bakiye 2.755,70 TL fazla karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
5-Davalılar vekillerince vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair tarafların yokluğunda HMK’nın 341 ve 345. Maddeleri gereği kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere, Türk Milleti adına dosya üzerinden karar verildi. 25/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.