Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1184 E. 2022/320 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/1184
KARAR NO : 2022/320

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2018
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili hakkında Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasıyla alacak takibi yapıldığını, müvekkilinin takibe konulmuş olan bonoların bedellerini Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesine sunulan mal teslim fişleri ile davalı alacaklıya mal teslim ederek ödendiğini, ancak mahkemeye dava açarken görevli mahkemeyi sehven icra hukuk mahkemesi olarak gösterdiğni, icraya konu senetlerin mal verilerek ödendiğini, ancak senetlerin teslim edilmeyerek haksız yere tahsil maksadı ile icraya konu kılındığını, icra hukuk mahkemesinin yetkili olmadığı için menfi tespit davasını ve senet iptali davasını mahkemede açılmasının gerektiğini, bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile bedelsiz senetlerin iptali ile Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı icra dosyasına adir tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı icra takip dosyası, mal teslim fişleri, yemin, ticari defterler, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, hukuki niteliği itibariyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş olup, inceleme gün ve saatinde taraflardan gelen olmadığı, ticari defterlerin sunulmadığı anlaşıldı.
Dosya, dosya üzerinden sunulan mal teslim belgeleri ve kayıtlar incelenerek rapor düzenlenmek amacıyla mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 01/12/2018 tarihli raporunda özetle: Davacı vekili 25/07/2018 tarihinde sunmuş olduğu dilekçe ekinde fişlerin dökümlerini özetlediğini, teslim alan kişilerin isimlerini belirttiğini, ancak fişlerin hiçbirinde teslim alan ve teslim edene ait imza bulunmadığını, sadece 00190 nolu fişte Adnan Mert isminin yazılı olduğunu, ancak imzanın olmadığını, dolayısıyla davacı vekili tarafından verilen 25/07/2018 tarihli dilekçesinde yazılı olan isimlerin hiçbirinin fişlerde görünmediğini, ayrıca teslim edildiğili bildirilen mallara ait kesilen bir irsaliye ve faturanın da bulunmadığını, fişlerde fiyat ve teslim edilen malların değerlerinin yazılı olmadığını ayrıca fatura da düzenlenmediği için davacının davalıya teslim ettiğini beyan ettiği malların değerinin ne olduğunun da belli olmadığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı senetlerin üzerinde malen ibaresinin yer aldığı senetlere ait bir makbuz düzenlenmediğini, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan teslim fişlerinin hiçbirinde isim ve imza bulunmadığını, teslim edildiği ifade edilen mallara ait irsaliye ve fatuar düzenlenmediğini, davacının öncelikle teslim ettiğini iddia ettiği malların teslimine ilişkin geçerli bir delil sunması gerektiği mütalaa edilmişir.
Davacı tarafından Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra takip dosyasına konu keşidecinin davacı lehtarın davalı olduğu 30/05/2015 vadeli 3710 TL bedelli bono ile, 30/06/2015 vadeli 3.000 TL bedelli bonolar karşılığında mal teslim ettiğini borçlu olmadığını ileri sürmüş, davalı ise mal verilmediğini borçlu olduğunu savunmuş olup uyuşmazlık, bonolar karşılığında davacı tarafından mal teslimi yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere 4721 sayılı TMK’nın 6. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 190. Maddesine göre “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ” ispat yükü lehine hak iddia eden taraftadır.
Diğer yandan HMK’ nın 200. Maddesine göre ” Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. ” hukuki işlemlerin yapıldığı tarihteki değeri 2500 TL geçtiği takdirde senetle ispat olunması zorunludur.
Davacı tarafın Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/307 Esas sayılı dosyası ve mahkememize sunulan mal teslim belgelerinde, mal teslim alana ilişkin bir açıklama bulunmadığı gibi davalı tarafından malların teslim edildiği ikrar edilmediğinden, sunulan belgelerin davalı tarafı bağlamayacağından bu belgelere itibar edilmemiştir.
Davacı tarafından malların teslim edilmesine dair tanık dinlenmesi talep edilmiş ancak taraflar arasında düzenlenen yazılı bir sözleşme olmadığı gibi delil başlangıcı sayılabilecek bir belgede bulunmadığından HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca düzenlenen senede karşı senetle ispat kuralı ve uyuşmazlığın miktarı dikkate alındığında tanıkla ispat yasağı gereği tanık dinletilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından dilekçesinde yemin deliline dayandığı ve davalının duruşmada usulune uygun olarak yemini eda etmiştir.
O halde toplanan delillerden yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, davacı tarafından Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra takip dosyasına konu keşidecinin davacı lehtarın davalı olduğu 30/05/2015 vadeli 3710 TL bedelli bono ile, 30/06/2015 vadeli 3.000 TL bedelli bonolar karşılığında mal teslim ettiğini borçlu olmadığını ileri sürmüş olup bu iddiasını yazılı ve kesin delillerle ispat yükü altında olup sunulan deliller ile mal teslim ettiğinin yazılı ve kesin deliller ile ispat edilemediği gibi Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/665 Esas sayılı ceza davasının yapılan yargılamasında, davalının açıkça dava konusu bonolar karşılığında davacının mal verdiğinin ikrar edilmediğinden davanın sübut bulmadığından reddine, davalı taraf yönünden kötü niyet tazminatının, ihtiyati tedbir kararının teminat yatırılarak fiilen uygulanmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bursa BAM 5. HD’nin 29/11/2021 tarih ve 2019/1597-2021/1632 E/ K sayılı kararı ile; “Davacı, davaya konu senet bedellerini davalıya fason iş yaparak ödediğini iddia ederek, senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.Davalı taraf ise, davacı ile aralarında açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki olduğunu, davacının fason üretiminin bu açık hesabın ödenmesine yönelik olduğunu, senet alacağının halen mevcut olduğunu belirterek, yemin eda etmiştir.Taraflar arasında mal teslimi ve malın işlenmesi hususunda ticari bir ilişkinin bulunduğu, her iki tarafın da kabulünde olup, tarafların ticari defterlerinin uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak taraflar arasında ne tür bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu açık hesaptan dolayı davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı, davaya konu senetlerin tarafların defterlerinde ne şekilde kayıtlı olduğunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi ve deliler toplanmadan yemin delili hususunda ihtarat yapılması ve buna göre hüküm kurulması yerinde değildir. Davacı tarafın delil listesinde ticari defterlere dayandığı nazara alınarak sunulan mal teslim fişleri ile bu husustaki deliler toplanarak bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonrasında yemin delilinin değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekir. Açıklanan gerekçelerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Mahkemenin Bursa 2. Asliye Ticaet Mahkemesinin 12/03/2019 tarih, 2018/36 esas, 2019/430 sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,” gerekçesi ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilmiştir.
Davacı asil Muzzaffer Havuz’un 22/03/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; Davalı tarafa borcunun olmadığını, ürünü yapıp davalıya verdiğini, bu şekilde borcunu ödediğini, bonoları geri vermediğini, dava konusu ürünlere ilişkin resmi fatura kesilmediğini, sadece mal teslim fişi düzenlendiğini, defterlerde herhangi bir kayıt olmadığını beyan etmiştir.
Bursa BAM 5. Hukuk Dairesinin 2019/1597 Esas ve 2021/1632 Karar sayılı Karar’ da, mahkememizce ticari defterlerin uzman bilirkişi tarafından incelenmeden, yemin delili hususunda ihtarat yapıldığını kararda belirtmiştir.
Mahkememizin 19/07/2018 tarihli 2 numaralı celsenin 5 nolu ara kararında, açıkça, tarafların ticari defterlerin incelenmesine dair inceleme günü verildiği, verilen inceleme gününde ticari defterlerin sunulmadığından defterler üzerinde inceleme yapılamamıştır.
İnceleme gününde defterlerin ibraz edilmemesine dair mazerette bildirilmemiştir.
Taraflar her ne kadar defter ibraz etmedi ise de mahkememizce re’ sen uzman Mali Müşavir bilirkişiye dosya tevdi edilmiş, sunulan teslim fişleri üzerinde inceleme yapılmıştır.
Mahkememizin gerekçeli kararda da açıkça defterlerin ibraz edilmediği, mali müşavir bilirkişiden rapor alındığı vurgulanmıştır.
Sonraki celselerde açıkça taraflarca defterlerin incelenmesine dair herhangi bir talepleri de olmadığı gibi davacı taraf iddiasını tanıkla ispat etmek istemiştir.
Defterlerin zorla taraflardan celbine dair usul yasalarımızda da açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere HMK ‘ 25. Maddesi uyarınca eldeki dava taraflarca getirilme ilkesinin uygulanması gereken dava olup davacı tarafa ticari defterlerini sunması için inceleme günü verilmesine rağmen sunmadığı gibi sonraki celselerde böyle bir talebinin ya da mazeretinin bulunmadığı sabittir.
İstinaf İlamı sonrası 22/03/2022 tarihli duruşmada da açıkça davacı taraf mal teslim fişlerine dair fatura düzenlenmediği gibi defterlerde de mal teslim fişleri ve faturaya dair böyle bir kaydın olmadığını ikrar etmiştir.
Mahkememizce verilen yemin ihtaratının davacının tüm delilleri toplandıktan sonra yapılmış olup usulune uygun olarak yemin beyanında bulunulduğundan yeniden bu beyanın geçerli olduğu ve yemin delilinin toplanmasının davaya faydası bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından bonolara karşılık mal ve ürün verdiğini iddia ederek bono bedelinin ödendiği ve davalıya borçlu olmadığını iddia etmiş olup bu iddiasının yazılı ve kesin delillerle ispat edilmediğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından reddine,
2- Davalı lehine kötü niyet tazminat koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 114,60 TL’den mahsubu ile bakiye 33,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğuna gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.