Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1156 E. 2021/1111 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/1156
KARAR NO : 2021/1111

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … TURİZM MADENCİLİK İNŞAAT TAAH SAN VE TİC LTD ŞTİ –
DAVALI : … – …

DAVA : Alacak (Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Osmangazi ilçesi, Demirtaş Köyü hudutları dahilinde 23.663,53 m2 ve 24.704,73 m2lik iki ayrı ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi için 02/07/2007 tarihinde Bursa Orman İşletme Müdürlüğü tarafından toprak dolgu ihalesi sonucunda ihalenin müvekkili şirket üzerine kaldığını ve iki saha 02/07/2007 tarihinde müvekkili şirkete teslim edildiğini, müvekkili şirketin söz konusu alanı doldurmak için sözleşmedeki hükümlere uygun olarak gerekli işletme ruhsatlarını alarak çalışmalara başladığını, Demirtaş 2 nolu sahada müvekkili şirketin ağaçlandırma amacıyla ruhsatındaki izinlere uygun olarak dolum faaliyetlerini sürdürürken aynı sahada … Madencilik tarafından maden ve mermer çıkarma amacıyla kazı çalışmaları yaptığını, bu durumun müvekkili şirketin faaliyetlerini hiçbir şekilde sürdürememesine, buradan bir gelir elde edememesine ve dolayısıyla dolum sahası için ödenen bedelin karşılıksız kalmasına neden olduğunu, müvekkili şirketin içinde bulunduğu mağduriyeti gidermek maksadıyla … Madencilik firmasına karşı dava açarak zararını tazmin etmek istemişse de Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesine 2014/123 Esas, 2015/851 Karar nolu gerekçeli kararında müvekkilinin tazminat taleplerini reddettiğini, müvekkili şirkete davalı … İşletme Müdürlüğü tarafından ağaçlandırma maksadıyla dolum sahası ruhsatı vermeden önce aynı yer ile alakalı olarak başka firmaya maden ve mermer arama çalışmaları alanında faaliyet göstermesi için davalı idare tarafından ruhsat verildiğini, söz konusu maden arama faaliyeti ile dolum faaliyetleri tabiatları gereği birbirleri ile zıt faaliyetler olması ve müvekkili şirketin zararı için mahkeme yoluna gitmesi sonucunda mahkemenin asli işin maden ve mermer arama faaliyeti olduğunu belirtmesi sebepleri ile müvekkili şirketin dolum faaliyetlerini gerçekleştiremediğini, buradan bir gelir elde edemediğini, yaşanılan mağduriyetlerin giderilmesi için dava açılmadan önce davalı idareye başvurulduğunu, yaşanılan mağduriyetlerin sorumlusunun davalı idare olmadığını belirterek cevap verdiklerini, davalı idarenin iddia ettiği gibi müvekkili şirketin yetkilileri tarafından verilmiş bir muvafakatname bulunmadığını, iddia edilen muvafakatnamede gerekli imza incelemesi yapıldıktan sonra söz konusu durumun açıklığa kavuşacağını, bu nedenlerle müvekkili firmanın yatırmış olduğu 75.750,00 Tl ihale bedelinin 02/07/2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, arabuluculuk tutanağı, Orman İşletme Müdürlüğü başvuru yazısı, idare cevabi yazısı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, hukuki niteliği itibariyle alacak istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacı tarafından 02/07/2007 tarihli sözleşme hükümlerine davalının aykırı davranması sebebiyle sözleşmeden kaynaklanan alacak talep edilmiş olup davanın alacak davası olduğundan dava konusu ihtilaf TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davanın taraflarından davacı tacir ise de, davalının kamu yararı gözeten idare olup tacir sayılamayacağından eldeki dava nispi ticari dava değildir. Bu itibarla davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği sabit olduğundan mahkememizin görevsizliğine, HMK. 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMK’nun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara ihtarına(ihtar edildi),
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.