Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1144 E. 2022/723 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/1144 Esas
KARAR NO : 2022/723

HAKİM : … …
KATİP : … …

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :1- … -T.C.N…. – …
2-…- T.C.N…. – …
3-…- T.C.N…. –
4-
5-… – T.C.N – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – T.C.N…. – …
2-… – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 3-… SİGORTA A.Ş. –
VEKİLİ : Av. … – Balat Mah. Yakamoz Sok. No:1/B B Blok / 18 Endülüs Park 16140 Nilüfer/ BURSA
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekilinin mahkememize ibraz ettiği 30/01/2017 tarihli dilekçe ile; 17/12/2016 tarihinde davalı …’e ait olan araçla, araç sürücüsü …’ün müvekkillerinin murisi …’e yaya geçidinin bulunduğu bölgede 16 LBN 47 plakalı araçla çarparak …’in ölümüne sebep olduğunu, kazadaki kusurun araç sürücüsü …’de olduğunu, …’ün yaya geçidinden karşıya geçmekte olan …’E yüksek bir süratle çarparak ölümü neden olduğunu, çarpma sonucu müvekkilllerinin murisinin öldüğünü, aracın yüksekbir süratle çarptığının anlaşıldığının, …’in emekli olmuş olan bir kişi ve emekli aylığı ile geçindiğini, …’in sağlığında eşi … ve böbrek hastalığı nedeniyle babasının evinde yatmak zorunda olan oğlu …’e maddi destek olduğunu, …’in babası …’in evinde yaşamını devam ettirdiğini ve çalışmadığını, …’in malüliyeti nedeniyle aylık 1.200,00 TL malül aylığı aldığı, bu aylığın 400,00 TL’lik kısmının eski eşine nafaka kesildiğini, aldığı ilaçların SGK’nın belirlediği fark bedelleri de kesildiğinde …’in eline ayda 850,00 TL cıvarında para geçtiğini, tüm ihtiyaçlarını ve ulaşımını babası karşılarken şu anda bakıma muhtaç durumda yalnız kaldığını ve gelirinin tedavi giderlerinin ve yaşamını sürdürmeye yetmediğini, hiçbir manevi tazminatın …’i geri getirme imkanı olmadığını belirtmekle, Davacılar vekili dilekçesinin devamında; manevi tazminatın manevi huzuru doğrumaya uygun, caydırıcı olacak bir miktarda belirlenmesi gerektiğini, davacıların dava sonunda alacaklarını temin edebilmek için 16 LBN 47 plakalı araç üzerine ve araç sahibi davalı … ve araç sürücüsü davalı …’ün malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, kazada hayatını kaybeden …’in desteğinden yoksun kalan eşi … ve oğlu … için 1.000,00’er TL maddi tazminata hükmedilmesini, kazada hayatını kaybeden …’in eşi … için 50.000,00 TL manevi tazminata, oğlu … için 20.000,00 TL manevi tazminata, kızları … için 20.000,00 TL manevi tazminata, … için 20.000,00 TL manevi tazminata, … için 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, davacıların maddi tazminat ve manevi tazminat alacakları için kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücertinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın beyanlarını kabul etmediklerini, CBS tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde müteveffanın asli kusurlu olduğunu, bu sebepten ötürü davacıların kusurunun tamamen kendisinde olduğu iddialarının dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu elim kazada gerçekleştirilen sonra yaralanan …’in hastaneye kaldırıldığını ve olaydan 2 gün sonra Uludağ Üniversitesi Hastanesinde tedavi altındayken vefat ettiğini, davacıların trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin dayanaksız olduğunu, tüm bunların yanında söz konusu trafik kazası davalı …’e ait aracın sigorta riskleri arasında olduğunu ve sigorta tazminatının davacının tazminat taleplerini karşılayacak kapsamda olduğunu, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafların maddi manevi tazminat taleplerini kabul etmediğini, davalı …’ün sevk ve idaresindeki araç ile olay mahallinde seyrederken müteveffa …’in yola aniden çıktığını ve aracın yan aynasına çarparak dengesini kaybettiğini, yere düştüğünü, davalı …’ün iyiniyetle araçtan inerek yaralanan …’e yardım ettiğini ve hastaneye kaldırılması için ambulansı aradığını, daa sonra CBS’nce yaptırılan bilirkişi incelemesinde müteveffanın asli kusurlu olduğu hususunun yer aldığını, söz konusu elim kazada kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, davacıların trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin dayanaksız ve fahiş olduğunu tüm bunların yanında söz konusu trafik kazasının kendisine ait aracın sigorta riskleri arasında olduğunu ve tazminatı davacının taleplerini karşılayacak kapsamda olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı …Ş vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle: Dava şartlarının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın usul yönünden reddi gerektiğin, dava dilekçesinde bahsi geçen 17/12/2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilen 16 LBN 47 plakalı aracın müvekkili şirkete 21/01/2016-21/01/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 114105304 nolu Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçelerdeki teminat limitinin kişi başı 310.000 TL olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu Karayolları Trafik Kanununun 91 ve 85 maddelerine göre trafik sigortalarını işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapıldığını, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluğun da olmayacağını, davacılar tarafından …’in vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiğini, özellikle davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları hususunun tespit edileceğini, dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın usul yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, cevaba cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, aile nüfus kaydı, Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi …’e ait tedavi kayıtları, Uludağ Üniversitesi …’e ait tedavi kayıtları, 16 LBN 47 plakalı araç ruhsat bilgileri, Axa Sigorta A.Ş. KTK ZMMS poliçesi, sigorta kayıtları, SGK kayıtları, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Tarafların kusur oranlarının tespiti açısından dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek rapor aldırılmıştır.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 04/07/2018 tarihli ATK raporunda özetle: Sürücü … sevk ve idaresinde bulunan araç ile meskun mahalde gündüz vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip, mahalde bulunan levha durumunu da dikkate alıp kaza mahalli kavşak noktasına geldiği anda hızını yeterince azaltıp görüş alanını kontrol altında bulundurması, kaplamaya girerek karşıdan karşıya yaya geçidi mahallinden geçmek isteyen yaya nedeniyle etkili tedbir alması gerekirken, bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüzce seyri sırasında yolun sağından taşıt yoluna girerek yaya geçidi mahallinden karşıdan karşıya egçmek isteyen yayaya çarpması sonucu gerçekleşen kazada asli kusurlu olduğunu, yaya … meskun mahalde gündüz vakti taşıt yoluna girerek karşıdan karşıya geçmeden önce gerekli dikkat ve özeni yola vermesi, yaya geçidi mahallini kullanıyor olsa dahi kaplama içerisinde seyir halinde bulunan araçların yakınlık ve hız durumunu dikkate alıp geçiş eylemini uygun bir anda kontrollü bir şekilde tamamlaması gerekirken bu hususlara riayet etmeyip tedbirsizce girmiş olduğu yol bölümünde solundan gelen aracın sadmesine maruz kaldığı olayda tali kusurlu olduğunu, Sürücü …’ün %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, Yaya …’in %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması amacıyla dosya 1 aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 11/01/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı eş …’in destek zararlarının PMF yaşam tablosu ve %10 artış iskontolu hesaplama ile 93.411,85 TL olduğu, bu tutarın %75 davalı sürücü … kusuruna isabet eden kısmının 70.058,89 TL olduğu, davalılar iştelen … ile davalı sürücü …’ün aynı tutarda sorumlu olduğu, 38.694,98 TL ile sorumlu olduğu, bu tutarın poliçe limiti içinde olduğu, davacı …’in destek zararının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 25/01/2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; müvekkili … için maddi tazminat talebini 70.058,89 Tl olarak ıslah etmiştir.
Davalı … şirketinin müzekkere cevabı ve SGK’ nın yazısında, dava konusu trafik kazası sebebiyle davacılara yapılmış herhangi bir ödemenin olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde toplanan delillerden somut olayda, davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu 16 LBN 47 plakalı aracın 17/12/2016 tarihinde Profesör Tezok Caddesini takiben Mesken Kavşağı istikametinden Eğitim Kavşağı istikametine doğru seyri sırasında davalının yolun sağından taşıt yoluna girerek yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmekte olan davacıların murisi ve desteği …’ e çarpması sebebiyle meydana gelen trafik kazasında, düzenlenen kaza tespit tutanağı, Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/36 Esas sayılı dosyasında alınan 26/12/2016 tarihli bilirkişi raporu, 24/01/2017 tarihli bilirkişi raporu, ATK raporu, bu dosyada düzenlenen ATK Trafik İhtisas Dairesinin 04/07/2018 tarihli raporunda, sürücü …’ ün sevk ve idaresindeki 16 LBN 47 plakalı aracın meskun mahalde gündüz vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola vermemesi, mahalde bulunan levhayı da dikkate alarak hızını yeterince azaltıp görüş alanını kontrol altında bulundurmaması, yaya geçidinde geçmek isteyen yaya nedeniyle etkili tedbir almaması, kontrolsüzce yaya geçidi mahallinden karşıdan karşıya geçen yayaya çarpması sebebiyle asli kusurlu ve %75 oranında kusurlu olduğu, yaya …’ in ise %25 oranda kusurlu olduğuna yönelik raporun olaya uygun olup davalılara usulune uygun tebliğ edilmesine rağmen kusura yönelik itirazda bulunmadıkları ve davalılar Öner ve Murat’ ın bilirkişi raporunun tebliğinden sonraki duruşmadaki beyanlarında da kusura yönelik bir itirazları olmadığından davalıların kusura yönelik bilirkişi incelemesi yapılmasına itibar edilememiştir.(Yargıtay 17 HD’nin 2015/3253 esas 2017/9419 karar; 2015/10058 esas 2018/4639 karar sayılı, 2015/12543 esas, 2018/8251 karar; Yargıtay 3.HD’nin 2016/801 esas 2017/916 karar, Konya BAM 3.HD’nin 2019/95 Esas ve 151 Karar sayılı Kararlarıda bu yöndedir.
Yine bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Aynı yöndeki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2017 gün ve 2015/3253 E.-2017/9419 K. Sayılı kararında özetle; “… Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı düşünülmelidir…” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda da benimsenmiştir.
Yine kusura yönelik itiraz edilmeyen bilirkişi raporu yönünden Samsun BAM 5. Hukuk Dairesinin 2018/1692 Esas ve 2019/795 Karar sayılı Kararında vurgulandığı üzere “Somut olayda, yerel mahkemece kusura ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 24/12/2015 tarihli raporunun davalı Halk Sigorta AŞ vekiline usulüne uygun olarak (birleştirme kararı sonrası) 28/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin ise işbu tebliği müteakip vermiş olduğu 09/03/2017 havale tarihli dilekçesi ile, ATK raporuna göre somut olayda, %20 oranında kusurlu olan dava dışı araç sürücüsünün kullandığı aracın ZMMS sigorta poliçesini düzenlemiş bulunan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi olduğundan davalının bu şirkete ihbarını talep ettiği ve kusur oranına yönelik ATK raporuna karşı herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu durumda yukarıda belirtilen Yargıtay uygulamalarında da belirtildiği üzere davanın taraflarınca itiraz edilmeyen bilirkişi raporları her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar hale gelmiştir. Bu haliyle, davalının istinaf aşamasında kusura ilişkin bilirkişi raporuna yönelik istinaf itirazlarının usule, yasaya ve yukarıda belirtilen Yargıtay uygulamalarına uygun bulunmadığı ve reddi gerektiği anlaşılmıştır. “
Dosyada yapılan sosyal ekonomik durum araştırması, SGK kayıtları, nüfus kayıtları ile kusur raporu sonucunda düzenlenen aktüer bilirkişinin 11/01/2019 tarihli raporun gerkçeli denetime açık olduğundan itibar edilerek, davacı …’ in destek Ayhan’ ın oğlu olduğu, malül aylığı alıp, evlenmiş ayrılmış nafaka ile yükümlü olduğu, halen annesi ile yaşadığından davacı … ile muris Ayhan arasında desteklik ilişkisi yönünden, murisin, tazminat isteyen kişiye fiilen, sürekli ve düzenli bir şekilde bakan veya ona bakması kuvvetle muhtemel olan kişi olmadığı diğer bir değişle desteklik ilişkisi bulunmadığından davacının destek yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, davacı Gülnaz Eren ile muris …’ in eşi olup desteklik ilişkisi olduğundan, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, kaza tarihinin 17/12/2016, düzenlenen sigorta poliçesi tarihinin 21/01/2016 tarihi olduğundan TRH 2010, iskonto faiz oranı (teknik faiz) ise 1.8 olarak uygulanacaktır. Zira Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(Trafik) Yeni Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olup,Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre, sigorta poliçesi genel ve özel şartları içerecek şekilde düzenlenmelidir.. Bunun doğal sonucu olarak yeni genel şartlar yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanabilecektir. Yeni genel şartların ekleriyle bir bütün olduğu düzenlemesi de getirilmiş olup, yaşam tablosu olarak TRH 2010, iskonto faiz oranı (teknik faiz) ise 1.8 olarak öngörülmüştür. Bu kapsamda aktüer bilirkişinin 11/01/2019 tarihli raporunca hesaplanan TRH 2010 hesaplamasının uygun olduğundan davacı Gülnaz Eren için 38.694,98 TL tazminat miktarı yönünden davalıların tamamı hakkında kabulune, davalılar … ve … hakkında da TRH 2010, iskonto faiz oranı (teknik faiz) ise 1.8 uygulanması sebebiyle bu miktardan fazla talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminat talebi yönünden değerledirildiğinde, bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde toplanan delillerden, meydana gelen trafik kazası sonucu murisi …’ ün ölümü ile sonuçlanan olayda, tarafların kusur oranları, olayın meydana geldiği tarih, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü, desteğin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla, davalılar serbest meslek işi günlük iş bulursa yaptığı, düzenli gelirinin olmadığı dikkate alınarak, davacı desteğin eşi Güllünaz Eren için 15.000 TL, davacı desteğin oğlu … çin 10.000 TL, davacı desteğin kardeşi … için 10.000 Tl … için 10.000 Tl , … için 10.000 Tl manevi tazminat hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek manevi tazminat talebinin davalı sürücü ve işleten yönünden kısmen kabulune karar vermek gerekmiştir.
Davalı … vekilinin sigorta şirketine başvurulmadığına yönelik dava şartı iddiası yönünden :
Bilindiği üzere 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.
Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.
Olayımızda, dava tarihi olan 31/01/2017 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı … şirketine başvurulmadığı 17/03/2017 tarihli tebliğ belgesi ile davacı vekilinin davalı … şirketine başvurduğu ve bu başvurunun dava şartı noksanlığının tamamlanması yönünden Bölge Adliye Mahkemeleri Dairelerinin kararları arasında karar tarihine kadar içtihat birliği bulunmadığı ve İstanbul BAM 8. Hukuk Dairesinin 2017/1913 Esas ve 2019/856 Karar sayılı 09/05/2019 tarihli güncel kararı ile verilen kararımızın kaldırıldığından, başvurunun tamamlanabilir dava şartı kabul edilerek, HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığının giderilmesi sebebiyle dava şartına yönelik savunmaya itibar edilmemiştir.
Davacı vekilinin alacağa ilişkin faiz talebinin, davalılar sürücü ve işleten yönünden kaza tarihi itibariyle temerrüdün oluştuğundan kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmetmek gerekmiş, davalı … yönünden 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin dava yoluna gitmeden önce başvurmasının dava şartı olup davacının dava tarihinden önce başvurmadığı dava tarihinden sonra ise 17/03/2017 tarihinde davalı … şirketine başvurduğu, bu tarihten itibaren davalı … şirketinin 15 günlük yasal cevap süresi sebebiyle 02/04/2017 tarihi itibariyle davalı … yönünden temerrüdün oluştuğundan bu tarih itibariyle faiz işletilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

Mahkememizce verilen kararın taraf vekillerince İstinaf edilmesi üzerine Bursa BAM 13. HD’nin 27/10/2021 tarih ve 2021/205-2021/321 E/ K sayılı kararı ile; Dava, haksız fiil sebebiyle ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Mahkemece, davacı reşit çocuk …’in maddi tazminat talebi reddedilmiş, diğer talepler kısmen kabul edilmiştir.
Olaya ilişkin ceza yargılaması Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi 2017/36 E. 2018/201 K. sayılı dosyasında icra edilmiş olup, davalı/sürücü/sanık Önder Düzgün hakkında, 5237 sayılı TCK 85/1 maddesi uyarınca ceza tayini ile 5271 sayılı CMK 231 maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK 74 maddesi gereği, ceza mahkemesinin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hakimini bağlamaz, ayrıca hukuk hakimi, ceza hakiminin verdiği beraat kararıyla da bağlı değildir. 5271 sayılı CMK 231 maddesi kapsamında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kesin hüküm niteliğinde değildir.
Ceza mahkemesince hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi 19/02/2018 tarihli raporunda, sanık( davalı) Öner’in tali, müteveffa Ayhan’ın asli kusurlu olduğu, ilk derece mahkemesince alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi 04/07/2018 tarihli raporda özetle, kazanın meydana gelmesinde, davalı …’in %75, müteveffa Ayhan’ın %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece alınan kusur raporuna, davalılarca süresinde itiraz edilmediğinden, davacılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğu, bu sebeple yeniden rapor alınmasına yönelik talebin reddedilmesinde isabetsizlik yoktur. (Yargıtay 17 HD. 2019/5016 E.- 2020/7374 K. sayılı ilam -Yargıtay 3 HD. 2016/801 E.- 2017/9091 K. sayılı ilam). Zira davanın, niteliği itibarıyla, kamu düzeninden olmayan ve dava malzemesinin taraflarca getirilmesi ilkesinin uygulandığı davalardan olduğu, ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunun taraflara tebliğ edildiği, davalılarca 6100 sayılı HMK 281/1 maddesi gereği öngörülen 2 haftalık süre içinde itiraz edilmediği, hazır bulundukları 25/10/2018 tarihli celsede de, rapora yönelik itirazda bulunmadıkları göz önüne alındığında, ATK Trafik İhtisas Dairesi 04/07/2018 tarihli raporunun, davacılar yönünden usuli kazanılmış hak doğurduğu göz önüne alındığında, davalı … ve Öner vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir.
Ancak aktüerya bilirkişice yapılan hesaplama hukuka aykırıdır. Zira, mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda; kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın hesaplanması gerekecektir. (Yargıtay 17 HD, 2019/3292 E.,2021/1848 K. Sayılı ilam). Davacılar vekili ve davalılar Murat ve Öner vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
Davacılarca, dava açılmadan önce davalı … AŞ ye, ödeme hususunda başvuru yapılmamış olup, 2918 sayılı KTK 97 maddesi gereği, sigorta şirketine başvurunun dava şartı olduğu, başvuru yapılmadan dava açılmasının davanın usulden reddini gerektirmeyeceği, zira sigorta şirketine başvurunun tamamlanabilir dava şartı olduğu, mahkemece, davacı tarafa bu hususta kesin süre verildiği, davacı tarafça kesin süre içinde başvuru yapıldığı göz önüne alındığında, davanın davalı … AŞ yönünden, usulden reddedilmeyip, esastan inceleme yapılmasın isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı … AŞ vekilinin, bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir.
İlk derece mahkemesince verilen kesin süre içinde, davacı tarafça, davalı … AŞ ye ödeme hususunda başvurulmuş olup, 2918 sayılı KTK 97 maddesinde düzenlenen 15 günlük süre sonunda temerrüdün başlayacağı göz önüne alındığında, davalı … AŞ yönünden, hükmedilen tazminata 02/04/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir.
6098 sayılı TBK 56/2 maddesi gereği, haksız fiil sebebiyle bedensel zarar ya da ölüm halinde, zarar gören veya ölenin yakınları da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminat, kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın manevi dengesindeki bozulmanın giderilmesi için yasanın öngördüğü telafi şeklidir. Ayrıca kırgınlık, kızgınlık hatta intikam duygusunu da tatmin etmeye yarar (Emsal Yargıtay HGK 2001/4-1016 E., 757 K.). Olay sebebi ile duyulan acı, ızdırap ve elemi kısmen de olsa dindirmeye yardımcı olur. Manevi tazminatın belirlenmesinde ölçüt; ne faili ekonomik olarak yıkacak ne de mağdur için manevi zararı özlenebilir hale getirecek yükseklikte olmamasıdır. (Prof.Dr.Mustafa Dural,Doç.Dr.Tufan Öğüz; Türk Özel Hukuku Cilt:2,Filiz Yayınevi). Başka bir ifadeyle manevi tazminat, ruhsal durumu düzeltecek nitelikte ve miktarda olup, mağdur tarafından bu durumu özlenir hale getirecek veya sebepsiz zenginleşme yaratabilecek miktara hükmedilmeyecektir. Bir ceza niteliğinde olmadığı gibi mal varlığına ilişkin zararın giderilmesini de amaç edinmez (Yargıtay 1966/7 E.1966/7 K. sayılı İBK). Olay sebebi ile eşini kaybeden davacı … lehine ve babalarını kaybeden diğer davacılar Mehmet, Özlem, Belgin ve Ayşe lehine hükmedilen tazminat miktarları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, kaza tarihinde paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde bir miktar fazla olmuştur. Davalı … ve Önder vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir. ” kaldırma karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, BAM ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında dosyanın önceki aktüerya bilirkişiye tevdi edilerek, Bursa BAM 13 HD’nin kaldırma ilamı ve 2022 yılı asgari ücret miktarları değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Aktüerya bilirkişinin 24/03/2022 tarihli ek raporunu özetle; …’in vefat tarihi olan 17.12.2016 itibariyle ve bilinen asgari ücret devresi 2022 yılı olmak kaydıyla, davacı eş … hesaplanan toplam destek zararları 211.183,49TL olduğu, kusur oranının %75 olduğu, istenilebilecek tutarın 158.387,62TL olduğu, davacı …’in destek zararının bulunmadığı, mütalaa edilmiştir.
Bu durumda yukarıdaki açıklamalar ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2021/205 Esas ve 2021/321Karar sayılı İlamında vurgulandığı hususlar doğrultusunda düzenleheh aktüerya bilirkişinin 24/03/2022 tarihli ek raporunun hüküm kurmaya elverişli ve gerekçeli olduğundan itibar edilerek davacı Gülnaz Eren’in destekten yoksun kalma tazminatının 158.387,62 TL olduğundan ıslah ile talep edilen 70.058,89 TL destekten yoksun kalma tazminatını davalılar işleten ve … ve … , 38.694,98 TL kısmının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı …Ş yönünden kabulune karar vermek gerekmiştir.
Davacıların manevi tazminat talebi yönünden, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2021/205 Esas ve 2021/321Karar sayılı İlamı doğrultusunda, desteğin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla, davalılar serbest meslek işi günlük iş bulursa yaptığı, düzenli gelirinin olmadığı dikkate alınarak, davacı desteğin eşi Güllünaz Eren için 13.000 TL, davacı desteğin oğlu … çin 8.000 TL, davacı desteğin kardeşi … için 8.000 Tl … için 8.000 Tl , … için 8.000 Tl manevi tazminat hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek manevi tazminat talebinin davalı sürücü ve işleten yönünden kısmen kabulune karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,
A-Davacı … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davanın reddine,
B-Davacı Gülnaz Eren’in destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulü ile,
70.058,89 TL destekten yoksun kalma tazminatını ( davalı …Ş ‘nin 38.694,98 TL destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olmak üzere) davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 17/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …Ş yönünden 02/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
C-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile,
Davacı Gülnaz Eren için 13.000 TL manevi tazminatın, davacı … için 8.000 Tl manevi tazminat, … için 8.000 Tl manevi tazminat, … için 8.000 Tl manevi tazminat, … için 8.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 45.000 Tl manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/12/2016 tarihniden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.859,67 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 450,85 TL ve ıslah harcı 232,46 TL olmak üzere toplam 683,31 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.176,36 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen (Davalı …Ş’nin 1959,94 TLsinden sorumlu olmak üzere) alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan; bilirkişi gideri 550,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 368,00 TL, ATK rapor ücreti 70 TL olmak üzere toplam 978,00 TL yargılama gideri ile bozmadan sonra yapılan; tebligat posta masrafı 70,00 TL toplamı 1.048,00 yargılama giderinden davanın kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 927,55 TL yargılama gideri ve peşin alınan 450,85 TL ve ıslah harcı 232,46 TL toplam 683,31 TL harç olmak üzere 1.610,86 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı … tarafından yapılan 100 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına göre hesaplanan 46,60 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-Yargılama sırasında kusur yönünden düzenlenen ATK rapor ücreti olan 314,50 TL kısmının 140,50 TL kısmının gider ve delil avansından karşılandığı anlaşılmakla bakiye 174 TL rapor ücretinin şimdilik suç üstü ödeneğinden karşılanmak üzere harç tahsil müzekkeresinden 174 TL rapor ücretinin davanın kabul ve red oranına göre 81 TL kısmının davalılardan müşterek ve müteselsilen 93 TL kısmının davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak maliye hazinesine gelir olarak kaydına,
6-Destekten yoksun kalma tazminat talebi yönünden, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olduğundan ve yargılama sırasında kendilerinin vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen davacı Gülnaz Eren için 9.907,66 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olduğundan ve yargılama sırasında kendisinin vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen davacı Gülnaz Eren için 5.100,00 TL vekalet ücreti, davacı … için 5.100,00 TL vekalet ücreti, … için 5.100,00 TL vekalet ücreti, … için 5.100,00 TL vekalet ücreti, … için 5.100,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
8-Davanın davacı … hakkındaki reddedilen destekten yoksun kalma tazminat talebi yönünden davalıların tamamının yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 13/2. Maddesine göre belirlenen 1.000 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davanın reddedilen manevi tazminat talebi yönünden davalılar … ve …in yargılama sırasında kendisinin vekil ile temsil edildiğinden A.A.Ü.T’ nin 10/3. Maddesine göre belirlenen her bir davacı için 5.100,00 TL olmak üzere toplam 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,
10-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,

Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.