Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1048 E. 2022/567 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1048 Esas – 2022/567

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
” Karar”

ESAS NO : 2021/1048
KARAR NO : 2022/567

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1-
2-
3-
4- … –
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 19/11/2021
KARAR TARİHİ : 09/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil Güvence Hesabının 14 Haziran 2007 tarih 26552 nolu Resmi Gazetede yayımlanan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ile kurulduğunu, müvekkilin faaliyetlerini 26.07.2007 tarih 26594 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Güvence Hesahı Yönetmeliği’ne göre sürdürdüğünü,Güvence Hesabı, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği bünyesinde Hazine Müsteşarlığı’na bağlı ve müsteşarlık tarafından denetlenen tüzel kişiliğe sahip bir kurulduğunu, sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve Güvence hesabı Yönetmeliği’nin 16. maddesi uyarınca; müvekkil Güvence Hesabı’na yasada belirtilen nedenlerle yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara (aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara) rücu etme hakkı tanıdığını, Muris … adına kayıtlı olup davalı …’in sevk ve idaresindeki 10 TE … plakalı aracın Bursa İli Karacabey İlçesinde seyir halinde iken Semir BAKIR sevk ve idaresindeki 34 KE … plakalı araca çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası neticesinde Semih BAKIR’ın yaralandığını, muris …’in maliki ve davalı …’in sürücüsü olduğu 10 TE … plakalı harcın kaza tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortasının bulunmadığının anlaşıldığını, trafik kazası neticesinde 34 KE … plakalı araç sürücüsü Semih BAKIR yaralandığını ve kendisi hakkında 9622 oranında malul kaldığına dair rapor düzenlendiğini,10 TE … plakalı aracın kaza tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası olmadığından, Sigortacılık Kanunu 14/2-b maddesi gereği SGK tarafından müvekkil kurum ve davalı sürücü … aleyhine yersiz ödeme için Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2021/… E. sayılı içra takibi başlatıldığını, bu nedenle müvekkil kurum, bahse konu icra dosyasına 25.08.2021 tarihinde 4.220,67 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 16. maddesi gereği müvekkil Güvence Hesabı’na, yasada belirtilen nederlerle, yapuğı ödemcler için zarara neden olanlara (aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara) rücu etme hakkı tanındığını, müvekkil tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortasının bulunmayan 10 TE … plakalı aracın sebehiyet verdiği kazada, malul kalan Semih BAKIR’a istinaden SGK’ya ödenmiş olan 4.220,67 TL’nin rücuen tazminini sağlamak amacıyla aracın maliki olan muris …” in yasal mirasçıları olan davalılar ile araç sürücüsü davalı … aleyhinde Karacabey İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Eşsas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalıların tamamının ödeme emirlerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmeleri sebebiyle icra takibinin durduğunu, açıklanan nedenlerle borçluların Karacabey İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası icra takibine yaptığı itirazın iplaline, 4.420,67 TL’nin ödeme tarihi olan 25.08.2021 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, borçluların takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalılar tarafından savunmada bulunulmamıştır.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, Türkiye Noterler Birliği, Bursa İl Emniyet Müdürlüğü ile yapılan yazışma yazı cevapları ve Karacabey İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. Sayılı takip dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
İlgi icra dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalılar hakkında 13/08/2021 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunulmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalılar tarafından yasal süre içinde 01/10/2021 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 19/11/2021 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, davacı Güvence Hesabı, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalılar gerçek kişi, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine(Emsal mahiyette Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı Bölge Adliye Mahkemesi Kesin Kararları Arasındaki uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair İlam da dikkate alınarak) ve dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ,davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/05/2022
Katip 136164
¸e-imzalıdır.

Hakim 194065
¸e-imzalıdır.