Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1018 E. 2022/47 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/1018
KARAR NO : 2022/47

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1-…
2-…
3-…
4-…
5-…
6-…
VEKİLİ : Av. … – Ulubatlı Hasan Bulvarı Alp İş Merkezi Kat:5 D:17-20 Osmangazi/ BURSA
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 01/02/2016
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
YAZIM TARİHİ : 04/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı taraflar arasında 04/04/2014 tarihli “Ortaklık (Şirket- Gayrimenkul) Tasfiye Protokolü başlıklı protokolü imzaladığını, anılan protokolün 4. Sayfasında sözleşmenin konusunun tarafların paydaşı oldukları belirtilen şirket,gayrimenkul ve miras ortaklığının protokol ve ekinde yer alan mali tabloya göre ortaklığın giderilmesi olarak tanımlandığını ancak davacının da payının bulunduğu babadan kalma malvarlığı bütününün yasal miras hakları, adalet, hakkaniyet ve hukuk kurallarına aykırı şekilde paydaşlar arasında dağılımını hedefler nitelikte bir sözleşme ortaya çıktığını, bütün bu belgelerin okunmadan imzalandığını, belgelerin bir suretinin davacıya verildiğini, belgelerin çok gizli tutulmasının istendiğini, aksi halde büyük bir para cezası ödemek zorunda kalacaklarının ifade edildiğini, ana sözleşmenin şartlar başlığı altında 9. ve 10. maddelerin bu durumu ispatlar nitelikte olduğunu, iptali istenen protokol ve ekleri incelendiğinde davalılardan Tuncay, Turgay ve Tunay ile davacının paylarına düşen malvarlığı miktarının arasında 200 katlık fark olduğunu, zor durumda kalma, düşüncesizlik, deneyimsizlik hallerinden en az birinin varlığı halinde gabinden yani sübjektif unsurdan söz edilebileceğini, müvekkili davacının anne ve babasının da dahil olduğu aileye ait malvarlığının yasal mirasçılar arasında adil bir paylaşımla dağıtılmasının amaçlandığı yönünde ikna edilmesi üzerine belgeleri okumadan imzaladığını, davacının 15 yıldır dul yaşadığını, davacıda düşüncesiz, deneyimsiz ve tecrübesiz hallerinin bir arada bulunduğunu, hataya düşürüldüğünü ifade ve özetle; 04/04/2014 tarihli Ortaklık (Şirket- Gayrimenkul) Tasfiye Protokolü ve buna ek sözleşmelerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının okuma yazma bilgisine sahip olup, sözleşmeyi imzalarken yanında anne, babası ve kardeşlerinin bulunduğunu, davaya konu sözleşmenin tarafların ortak özgür iradeleri ile imzaladıkları, sözleşmenin bazı maddelerini 06/05/2014 tarihinde tadil ettiklerini, davacının ek sözleşmeyi de imzalamasının iradesinin hiçbir şekilde fesada uğramadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
KANITLAR.
Sicil dosyası, tanık beyanları, sözleşme,
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME
Dava, Ortaklık (Şirket- Gayrimenkul) Tasfiye Protokolü ve eklerinin iptali talebine ilişkindir.
Bursa 6.Asl.Huk.Mah. 16/12/2015 tarih ve 2015/1138 -2015/1015 E/K sayılı kararı ile mahkememizin 03/02/2016 tarih ve 2016/127 esas 2016/103 karar sayılı kararı ile görev uyuşmazlığı çıkması nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için Yargıtay 20 HD’ne gönderilmiş, Yargıtay 20 HD’nin,24/07/2017 tarih ve 2017/5798 -2017/3591 E/K sayılı kararı ile mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Yapılan yargılama sonunda hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın istinaf edilmesi üzerine Bursa BAM 5. HD’nin 2019/613 -2021/1441 E/K sayılı ilamı ile; Dava, gabine dayalı protokolün iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Somut olayda, mahkemece, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı ve reddi gerektiği, kaldı ki davacı her ne kadar ev hanımı olsa bile, babasından kalan şirket hisseleri nedeniyle basiretli olması gerektiği, davacının asıl protokolden sonra 2 ayrı ek protokol ile ilave haklar elde ettiği, tüm paylaşımların bilinçli olarak, şahsi menfaat hesap edilerek yapıldığı, edimler arasında fark olmasının davacının düşüncesizlik ve deneyimsizlik nedeniyle sözleşme yaptığı anlamına gelmeyeceği, ilk protokolde deneyimsizlik ve düşüncesizlik yaptığını düşünen davacının, sonraki protokollerde yanıldığını fark etmesi gerektiği, iki ayrı ek sözleşme yapan davacının yanıldığını iddia etmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verildiği, bu durumda, talebin hak düşürücü süre içinde açılmadığı kabul edildikten sonra, uyuşmazlığın esasına ilişkin de irdeleme yapılmak suretiyle davanın hem usulden hem esastan reddi sonucuna varılacak şekilde karar verildiği, oysa ki davanın usulden reddinin, işin esasının incelenmesine engel teşkil ettiği, buna rağmen mahkemece davanın hem usulden hem de esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, istinaf karar içeriğine göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir (Bkz. aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/1928- 2016/9544 E.K sayılı ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2012/1890-2012/8380 E. K. sayılı ilamı)…” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış, tarafların göstermiş olduğu tanıklar dinlenmiştir.
Dinlenen davacının oğlu tanık ….. beyanında; Evde kendisine ait belgeyi ararken annesinin imzalamış olduğu belgeyi bulduğunu, nasıl bir belge imzaladığının farkında olup olmadığını sorduğunu, annesinin belgeyi okuduğunda ,belgeyi okumadan imzaladığını anladığını, dayılarının belgeyi gizli tutmasını söylediğini, aleyhine maddelerinin olduğunu bilmediğini belirtmiştir.
Dinlenen davacı tanığı … beyanında; davacı ile konuştuklarında annesinin, kardeşleri arasında miras konusunda yeterli payın verilmediğini, annesinin Aynur’a hitaben sen niye kardeşlerini iki kuruş daha fazla para almak için dava ediyorsun dediğini, kendisine de, bana payımı vermediler verirler merak etme şeklinde sözler söylediğini, Aynur’un ev hanımı olduğunu, sözleşmeyi görüp içeriğini okuduğunda, Aynur’a yeterli pay verilmediğini düşündüğünü beyan etmiştir.
Davacı ve davalılar kardeş olup, babalarından miras yoluyla intikal eden şirket hisseleri,menkul ve gayrımenkullerin paylaşımı için taraflar arasında 04/04/2014 tarihli protokol ile daha sonra bu protokole ek ve tadilat olmak üzere 03/05/2014 ve 06/05/2014 tarihli protokoller imzalanmıştır.Ayrıca davalılar tarafından Bursa 15.Noterliğince düzenlenen “Düzenleme Şeklinde Mirastan Feragat” sözleşmesi ile bir kısım miras haklarından davacı lehine feragat etmişlerdir.
Davacı tarafından bu belgelerdeki imzalara itiraz edilmemiştir.
İmzaladığı protokollerde düşüncesizliği ve deneyimsizliği nedeniyle hataya düşürülmek suretiyle babasından kalan malvarlığından çok küçük bir pay verildiğini belirterek TBK 28.maddesi uyarınca bu protokollerin iptalini talep etmiştir.
TBK 28/2 maddesinde,zarar gören dava hakkını düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kullanabileceği düzenlenmiştir.
Davacı tek bir protokol imzalamamış, yaklaşık 1 aylık süre içerisinde asıl protokole ek 2 ayrı düzeltme protokolü olmak üzere toplam 3 ayrı paylaşım protokolü imzalamıştır. Enson protokol 06/05/2014 tarihinde imzalanmıştır. Asıl protokolden sonra iki ayrı ek protokol yaparak ilave haklar elde eden davacının artık en son protokol tarihi itibarıyla protokol içeriğine göre hataya düştüğünü anlaması gerekirdi. Dolayısıyla TBK 28 maddesindeki 1yıllık hak düşürücü süre bu tarihten itibaren başlamış olup eldeki dava 16/12/2015 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı gerekçeye göre;
1-Hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 80,70- TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 90,08-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde yatırına iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan 34,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılar yararına ölçümlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bam’da İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/01/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.