Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/860 E. 2021/1 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/860
KARAR NO : 2021/1

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkiline ait Osmangazi ilçesi, Merkez Mehmet Akif Mahallesi köyü, 1619 ada, 16 parselde bulunan meyve (armut ağacı) bahçesinde 02/05/2020-04/05/2020 tarihlerinde meydana gelen dolu yağışından kaynaklı hasar ortaya çıktığını, müvekkilinin armut ağaçlarının 3 ayrı bitkisel ürün sigorta poliçesi ile davalı sigorta kuruluşunca dolu hasarı da dahil birçok rizikoya karşı sigortalı olduğunu, hasarın ihbarı üzerine davalı tarafça atanan eksper tarafından 300 deveci armudu ağacını kapsayan poliçede çerçevesinde dolunun verdiği hasar oranının önce %22, müvekkilinin itirazı üzerine yeniden yapılan ekspertiz sonucu hasar oranının %30 olarak tespit edildiğini, bu tespite istinaden davalı şirket tarafından 17.010 TL, 01/12/2020 tarihinde müvekkilinin banka hesabına ödendiğini, aynı parselde bulunan 500 adet Santa Maria armudu ağacını kapsayan poliçe çerçevesinde dolunun verdiği hasar oranının ise karşı tarafça atanan eksper tarafından %63 olarak tespit edildiğini, müvekkilinin uzun yıllardır çiftçilik yaptığını, sürekli olarak da Tarsim’den sigorta poliçesi düzenletildiğini, müvekkiline ait aynı taşınmazda yer alan 1200 adet Deveci armudu ile 500 adet Santa Maria armudu ağacında bu nispette ve birbiri ile çok çelişkili üstelik gerçek duruma hasara uygun olmayan oranda hasarın davalı tarafça atanan sigorta eksperi tarafından tespit edilmiş olmasının kabul edilemez bir durum olduğundan dolu hasarına bağlı gerçek ürün kaybı oranının tespiti için yerinde inceleme yaptırılmak suretiyle gerçekleştirildiğini, sigorta şirketi tarafından kısmi eksik ödemelerin de hasar ihbarından çok sonra ve uyuşmazlık henüz arabuluculuk aşamasında iken gerçekleştirildiğini, yani sigorta kuruluşu hem eksik ödeme yaptığını hem de ödemeleri çok geç yaptığını, bu nedenlerle müvekkiline ait taşınmazda yer alan armut ağaçlarında 02/05/2020-04/05/2020 tarihlerinde meydana gelen dolu hasarına bağlı ürün kaybı nedeniyle davalı tarafça yapılan sigorta tazminatı ödemesinin bakiyesinin bilirkişi tarafından hesaplanmasından sonra dava değerini belirlemek ve fazlaya dair talepte bulunmak üzere şimdilik 10.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, sigorta poliçeleri, tapu sureti, hasar dosyası ekran çıktısı, çiftçi kayıt sistem dökümü, meteoroloji yazısı, Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/47 Değişik İş sayılı dosyası, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava; tarsim sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davacı; çiftçi olup, ticari ve mesleki amaçla tarım sigortası yaptırdığından tüketici ve tacir sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki ilişki 6102 ve 6502 sayılı kanunların kapsamı dışında kaldığından, uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir. ( Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/9125 Esas ve 2016/7945Karar sayılı Kararında vurgulandığı üzere)
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMK’nun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara ihtarına(ihtar edildi),
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.