Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/857 E. 2021/1080 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
“Karar”

ESAS NO : 2020/857
KARAR NO : 2021/1080

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle: Davalı ile aralarında alacak borç ilişkisi sebebiyle kendisine bankadan havale ile 84.000 TL havale yaptığını, davalıya borcunun bittiğini, 2020 yılı Temmuz ayında … isimli arkadaşının kendi iş yerinde çalışırken borçlunun gelerek kendisini sorduğunu, kendisinin iş yerinde olmadığı söylenince …’e bankadan kredi alacağı teminat senedi istediklerini ve hatır senedi olarak imzalaması için senet bırakıldığını, kendisinin iş yerine geldiğinde … isimli şahsın beyanı üzerine teminat olarak sadece senedin altında adını soyadını yazıp imzalayıp senedi davalıya gönderdiğini, davalının senedin boş kısımlarını kendisinin doldurarak geçmiş tarih atmak sureti ile hakkında icra takibi başlattığını, yazı örnekleri alındığında durumun belli olacağını, bu senedin bankadan kredi almak üzere hatır için teminatı olarak verilen bir senet olduğunu, bu nedenlerle hakkında haksız yere yapılan Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan icra takibi dolayısıyla davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Kambiyo senetlerinin bono, çek ve poliçe olmak üzere üçe ayrılır ve hukukumuzda kambiyo senetleri sınırlı sayıda yani bir diğer ifade ile numerus clausus şeklinde sayıldığını, Kıymetli evrak ve bu bağlamda bir kambiyo senedi olarak bono, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarı olduğunu, bononun keşidecisinin, bonoda gösterdiği belirli bir bedeli kayıtsız ve şartsız olarak bizzat ödemek konusunda soyut bir vaadde bulunduğunu, kambiyo senetlerinin illetten mücerret senetler olduğunu, mücerret kıymetli evrakın doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, kıymetli evrak bir defa doğduktan sonra, doğumuna sebep olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk kıymetli evrakın geçerliliğine etkili olmayacağını, kıymetli evraktaki mücerretlik ilkesi gereği, senette yer alan hak ile bu hakkın oluşumuna neden olan temel borç ilişkisi arasındaki bağ ortadan kalkmadığını, borçlu olmadığını veya borcun itfa veya imhal edildiğini ancak resmi veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge ile ispat edebildiğini, borçlunun bu itirazlarının ispatı için tanık veya yemin delillerine başvuramayacağını, bononun hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, senetle ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile, ancak ve ancak senet (kesin delil) ile ispat olunabildiğini, icra takibine konu olan senet kambiyo senedi olup, şekli açıdan unsurları tam olan bono üzerinde taraflar seçimlik olarak senedin hangi amaçla düzenlendiğine ilişkin bir kayıt eklemediğini, hukuki ilişkiden mücerret olan senetteki keşideci imzası da inkâr edilmemiştir.Kambiyo senedi hukuken geçerli olduğundan eldeki menfi tespit davasında davacı-borçlunun senedin bedelsizliğini de usul hükümleri gereğince yazılı delille ispatlaması gerekmediğini, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetle ikame olunan davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesine, hukuki dayanaktan yoksun sebeplerle ve kötü niyetli ikame olunan dava nedeniyle, davacı borçlu aleyhinde %20 oranından az olmamak üzere tazminata karar verilmesin yargılama masrafları ile ücreti vekaletin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, dava dilekçesinde gösterilen ve senede dayalı olarak başlatılan icra takibinde davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
İlgili icra dosyasının incelenmesinde davalı tarafından 05/11/2020 tarihinde davacı hakkında ilamsız takip talebinde bulunduğunu, İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emrinin 11/11/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının yasal süresinde borca itiraz etmemesi sebebiyle 21/12/2020 tarihinde haciz yapıldığı anlaşıldı.
Davacı tarafından yemin metni sunulduğu, davalı asile yemin metnini, HMK’nın yemine ilişkin ihtar maddelerini içerir yeni duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği, davalının mahkememiz 20/12/20201 tarihli celsesinde yemin metni beyanında ” ben icra takibine konu 82.000,00TL’ lik senedi davacı ile olan ticari ilişkime istinaden verdim, ben bu senedi kredi çekilmesi amacıyla hatır için almadım, davacıdan hatır amacıyla almadım, davacının bana borcu bulunmaktadır, davacının borcuna istinaden aldım, davacı bana borcunu banka havalesi ile ödememiştir, senedin üst ve alt kısımlarını ben doldurmadım, senedin düzenlenme tarihi olan 20/02/2019 tarihinde davacı ile alışverişim olmamıştır, ondan öncesinde olmuştur, davaya konu edilen senedi davacı bana 20/02/2019 tarihinde düzenleyip vermiştir” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, icra takibine konu 82.000,00 TL bedelli senedin hatır için teminat senedi olarak verildiği iddiasına dayalı olarak davalı tarafa borçlu olunmadığına menfi tespit kararı verilmesine ilişkindir.
TTK’ nın 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin “kayıtsız ve şartsız” belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Yargıtay HGK’ nın 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı kararı ile 20.6.2001 tarih ve 2001/112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK’ nın 169/a maddesi uyarınca sözkonusu yazılı belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiğinin belirtilmelisi gerektiği, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olmasının sağlanması gerektiği, senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresinin tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmayacağı, “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibarelerinin tek başına geçersiz olduğu ve hiç yazılmamış kabul edileceği, davaya- icra takibine konu senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair ibare bulunmadığı, davacının iddiasını ispatlar nitelikte yazılı delil sunulmadığı ve davalının yemin eda ederken davaya konu edilen senedi ticari ilişkiye istinaden verdiği , davacının kendisine borcu banka havalesi ile ödemediği hususunu beyan ettiği dikkate alınarak davanın reddine, işbu davada tensip zatının 3 (b) bendinde verilen ihtiyati tedbir kararının teminat yatırılmaması nedeniyle uygulanamadığı tespit edildiğinden davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin yasal koşulları oluşmaması nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 1.400,36 TL’den mahsubu ile artan 1.341,06 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye ödenmesine,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 11.460,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMK’nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.