Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/856 E. 2020/932 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/856 Esas – 2020/932
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/856 Esas
KARAR NO : 2020/932

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …. HAYAT VE EMEKLİLİK ANONİM ŞİRKETİ –
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 28/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların ortak murisi … 08.08.2019 tarihli kredi sözleşmesi ile ING Bank AŞ.’den kredi kullandığını, Aynı krediye istinaden davalı … Emeklilik AŞ. ile … arasında 11067500 poliçe numaralı aylık azalan hayat sigortası akdedildiğini, muris çektiği kredi taksitlerinin ödemesi devam ederken 04.12.2019 tarihinde vefat ettiğini, murisin kredi borcu nedeniyle müvekkiller hakkında İstanbul 37.İcra Müdürlüğünün 2020/17732 esas sayılı dosyası ile dava dışı banka tarafından icra takibi yapılmış olup işbu takip tutarının ödenmesi ilk olarak hayat sigortasına binaen davalı sigorta şirketinden talep edildiğini, ancak sigorta şirketi 13.3.2020 tarihli cevabi yazısı ile, murisin Hayat Sigortası Genel Şartları C-2.Sözleşmenin Yapılması Sırasında Beyan Yükümlülüğünü ihlal ettiği ve sigortalanırken mevcut hastalıkları ile ilgili beyanda bulunmaması gerekçesi ile vefat tazminatının ve dolayısıyla icra dosya borcunun ödenmeyeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkiller icra tehdidi altında dosya borcunun tamamı olan 16.450,00TL.yi 08.10.2020 tarihinde İstanbul 37.İcra Müdürlüğünün 2020/17732 esas sayılı dosyasına ödeyerek krediyi kapattığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 1487/1. maddesi “Hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.”hükmüne amir olduğunu, davalı tarafın müvekkillerin murisi ile akdettiği sözleşme gereği murisin vefat etmesi nedeniyle bakiye kalan kredi borcunu ödemesi gerekmektedir.Açık yasa maddesi gereği davalı tarafın bankaya ödeme yapması gerekirken gerçek dışı birtakım bahanelerle ödemenin yapılmaması hukuka aykırı olduğunu, nitekim murisin bakiye kredi borcunun ilk olarak davalı taraftan tahsili talep edilmiş ancak davalı yanca ‘ölüm nedenleri arasında geçmişe dair alınan tanılar yazdığı ve 5 yıl önce de sigortalının bu tanıyı aldığı bu nedenle tazminat dosyası ret edildiğinin yazıldığını , davalı yanın işbu ödememe gerekçesi doğru olmadığını, Muris ilk olarak 27.10.2019 tarihinde acilen hastaneye yatış yapıldığını, 20.11.2019’da taburcu olmuş ertesi gün 21.11.2019 da tekrar hastaneye yatış yapmak zorunda kalmış ve 4.12.2019 da vefat ettiğini, Bu tarihler öncesine ait herhangi bir tanısı , rahatsızlığı ve hastane kaydının olmadığını, davalı tarafça ödememe gerekçesi olarak ileri sürülen ölüme sebebiyet veren rahatsızlığın daha önceden mursite oduğuna ilişkin beyan gerçek dışı olduğunu, davalı taraf bu gerçek dışı gerekçeyi ölüm raporuna bağladığını, Oysa ki ölüm raporunda hastalığın başlangıcından ölüme kadar geçen sürenin 5 yıl olarak yazılması bir teşhis olmadığı gibi bu nitelikteki hastalıklarda maktu olarak yazılan süreyi ifade ettiğini, davalı sigorta şirketi tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun 1487/1. maddesi gereği murisin kredi borcunun dava dışı bankaya ödenmesi gerekirken gerçek dışı birtakım gerekçelerle ödenmemesi hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğu gibi toplumda sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedelendiğini, esasen sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerekirken müvekkillerin icra tehdidi altında İstanbul 37.İcra Müdürlüğünün 2020/17732 esas sayılı dosyasına ödemek zorunda kaldıkları 16.450,00TL.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili için öncelikle dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamında arabulucuya başvurulmuş ancak süreç anlaşma ile sonlamadığından huzurdaki davanın açılması gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla 16.450,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini,yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KANITLAR
Dava dilekçesi ve ekleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir
Mahkemenin görevli olması Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 114/1-c maddeye
göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.) “Mahkeme,
dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” (HMK 115. md.).
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı yasanın 3/l maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/198 Esas ve 2017/5526 Karar sayılı Kararında vurgulandığı üzerine)
Somut olayda; davacının miras bırakanının tüketici olduğu ve davalı sigorta şirketi ile arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğunun anlaşılmasına göre, davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanu un yürürlükte olduğu ve uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığından, mahkememizin görevsizliğine, tüketici mahkemesinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.( Yargıtay 17. Hukuk Dairesince bu tür davalarda kredinin türüne önem verilmeyerek uyuşmazlık hayat sigorta poliçesinden kaynaklandığı için görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu ifade edilmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 16.05.2017 tarih 2017/198E, 2017/5526K sayılı kararı).
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, BURSA TÜKETİCİ MAHKEMELERİNİN görevli olduğuna,
2-HMKnun 20.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Tüketici Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/12/2020

Katip 202945
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 202945
¸E-imzalıdır.