Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/830 E. 2022/207 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/830
KARAR NO : 2022/207

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/07/2014
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
YAZIM TARİHİ : 24/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacının, davalı şirkete hizmette bulunduğunu ve faturaların tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından defterlere işlendiğini ancak bakiye kalan borcun ödenmediğini, davalı tarafından borcun olmadığının inkar edilmediğini ancak ödendiğine veya ertelendiğine dair belge sunulmadığını, alacağın tahsili için Bursa 8.İcra Müdürlüğünün 2014/… Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzeine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, davacı şirketin 22/07/2011 tarihinde kurulduğu ve ortaklarının %50’şer hises oranı ile … ve Günay Öztürk olduğunu, davalı ile … arasında ticari ilişkinin 02/05/2011 tarihinde başladığını, …’a fatura edilen malzemeleri …’ın işleyerek işçilik malzeme bedeli ile davalıya fatura ettiğini, ticari ilişkinin Eylül 2011 yılına kadar devam ettiğini, …’ın yeni şirket kurduğunu belirterek, ticari ilişkinin bu şirket üzerinden yürütülmesini talep etmesi üzerine … ile imzalanan sözleşmenin aynısının davacı şirket ile 12/10/2011 tarihinde imzalandığını, 2012 yılının Haziran ayında …’ın ticari ilişkiyi bitirmek istemesi üzerine … ile hesap mutabakatının imzalandığını, mutabakat gereği ödemelerin daha önceki ödemeler gibi …’a yapıldığını ve ticari ilişkinin bitirildiğini, davacının iki yıl sonra takip yapmasının mükerrer tahsilata yönelik olduğunu, şirket yetkilisi hususunda bir itiraz olmadan dava dilekçesinde şirket yetkilisinin ticaret sicli müdürlüğünden sorulmasının talep edilmesinin bunu gösterdiğini, davacının bu şekilde … tarafından yönetilen ticari ilişkiyi inkar etme yoluna girdiğini, bu sebeple perdenin kaldırılması teorisine göre değerlendirme yapılması gerektiğini, davacı şirket ile …’ın aynı adreste faaliyet gösterdiğini, davacı şirket ile sözleşme imzalanması üzerine …’ın davalı şirkete olan borcun virman fişi ile davacı şirket tahsilatı olarak kaydedildiği, virman fişi altında davacı şirket kaşesi ile … imzasının bulunduğu, davacı şirket ile yapılan ticari ilişkinin … ile yürütüldüğü, e-mail yazışmalarının onunla yapıldığı, çalışanların aynı olduğu, yine davacı şirket ile pres makinası teslimi sözleşmesi yapıldığını ve davacının hakedişlerinden kesinti yapılarak ödemelerin yapılmış olduğunu ve bu sözleşmenin altındaki imzanın da … tarafından atıldığını, dolayısıyla tahsilatların da onun tarafından yapılmasına onay verildiğini belirterek, davanın reddi ile %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Davacı tarafından, davalı aleyhine Bursa 8.İcra Müdürlüğünün 2014/… Esas sayılı dosyasında icra takibi yapılmıştır.
Bu icra takibinde 307.923,09 TL’nin tahsili talep edilmiş, davalının, süresinde itirazı üzerine takip durmuş eldeki dava açılmıştır .
Davacı; alacağının tahsili için yaptığı icra takibine, davalı tarafından itiraz edilmesi nedeniyle duran takip yönünden itirazın iptalini talep etmektedir.
Davalı ise; ödemelerinin bir kısmını …’a yaptığını, yine … ile 10/07/2012 tarihli mutabakat yapıldığını, yine … ile davacı şirkete pres makinası satışı ve teslimi hususunda sözleşme yapıldığını ve pres makinasının davacı şirket tarafından teslim alındığını, …’ın şahıs şirketi olarak davalı ile sözleşme imzaladıktan sonra 22/07/2011 tarihinde davacı şirketi kurduğunu ve sözleşmenin 12/10/2011 tarihinde davacı şirket ile yapıldığını, bu sözleşmeyi de …’ın imzaladığını, buna rağmen …’ın davacı şirketi temsile yetkili olmadığının ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ve perdenin kaldırılması teorisi gereği bu iddianın dinlenemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonunda; davacı şirket alacağı olan 307.923,09 TL’den çek bedelleri olan 93.000,00 TL mahsup edildiğinde; davacının, davalı şirketten 214.923,09 TL alacaklı olduğu kabul edilmiştir. Bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 44 HD’nin, 14/12/2020 tarih ve 2020/129- 2020/415 E/K sayılı ilamı ile; “…Uyuşmazlık; davacı şirket ortağı olan ve daha önce şahıs şirketi olarak davalı şirket ile ticari ilişki içerisindeyken davacı …nin kurulmasından sonra davalı ile ticari ilişkiye devam eden …’ın, şirketi temsile yetkili olmamasına rağmen, yapmış olduğu tahsilatlar ile kabul ettiği fiyat farkı faturasının ve bir kısım çeklere dayalı tahsilatların cari hesaptan mahsubunun gerekip gerekmediği, bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, …’ın davacı şirket ile iktisadi bütünlüğünün olup olmadığı, perde arkasında davacı şirketi araç olarak kullanıp kullanmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyaya sunulan bilirkişi kök ve ek raporlarında, davacı defterlerine göre, davacının davalıdan takip miktarı kadar alacaklı olduğu, davalı defterlerinde borç kaydının bulunmadığı, …’ın şirket yetkilisi gibi kabul edilmesi ve dolayısıyla yapılan tahsilatların da davalı borcundan mahsup edilmesi halinde davalının davacıya borçlu olmayacağı, aksi yönde kanaate varılması halinde davalının takip miktarı tutarında davacıya borçlu bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince; …’ın davacı şirket yetkilisi olmadığı, yaptığı tahsilatların (36.000,00-TL şahsi hesabına yapılan havale ile 20.275,75 TL makbuz karşılığında elden nakit ödeme) ve kabul ettiği fiyat farkı faturasının (üzerinde ”fiyat farkını kabul ediyorum” yazısı ve … imzası bulunan 153.696,55 TL bedelli fiyat farkı faturası) şirketi bağlamayacağı, … tarafından davacı şirkete yapılan 4.951,23 TL bedelli virmanın davacı şirket tarafından onaylandığına ilişkin delil bulunmaması nedeniyle ödeme sayılamayacağı, ancak toplam 93.000,00 TL tutarındaki çeklerin lehdarının davacı şirket olması ve bedellerinin tahsil edilmesi nedeniyle toplam alacaktan mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, dosyaya celbedilen Ticaret sicil kayıtlarına ve sözleşme suretlerine göre, …’ın, davacı şirket kurulmadan önce şahıs şirketi olarak davacı şirket ile ticari ilişki içerisinde olduğu, bu hususuta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, dosyaya bir sureti sunulan 14.12.2011 tarihli 53.141,88 TL bedelli virman fişi incelendiğinde, …’ın davalı şirkete olan borcunun davacı şirket tarafından kabul edildiği, bu hususun davacı şirketin ticari defter ve kayıtları ile de sabit olduğu, dosyaya celbedilen SGK kayıtlarına göre …’ın şahıs şirketinde çalışan 3 işçinin, davacı şirketin kurulmasından ve …’ın bu şirkete ortak olmasından sonra bu şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladıkları, diğer yandan aynı kayıtlara ve ticaret sicil kayıtlarına göre, … şirketi ile davacı şirketin adreslerinin aynı olduğu, davacı şirketin lehdarı olduğu toplam 93.000,00 TL bedelli çeklerin …’a verilerek … tarafından cirolandığı ve bedellerinin tahsil ediliği, taraflar arasında yapılan sözleşmelerin imzalanması ve bu kapsamda düzenlenen ödeme protokolünde …’ın ”Genel Müdür” sıfatıyla yer aldığı, … tarafından yürütülen işlemlerin gerek davacı şirket ve gerekse dava dışı kişiler bakımından çekişme (vekaletsiz iş görme vs.) konusu yapıldığına dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı, hatta davacı şirket tarafından zımni bir kabulün bulunduğu, bu hususların mahkemece gözetilmediği, perdenin aralanmasına yönelik davalı savunmasının karar yerinde tartışılmadığı, yine taraflar arasında yapılan mutabakat mektubunun değerlendirilmediği, elden ödeme ve şahsi hesaba yapılan ödemelerin hangi ödeme belgeleri esas alınarak belirlendiğinin anlaşılamadığı, bu kapsamda tarafların iddia ve savunmalarının karşılanmadığı anlaşılmakla gerektiğinde belirtilen hususlarda bilirkişiden ek rapor veya yeni bir bilirkişiden rapor aldırılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi hatalı görülmüştür.Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince…” mahkeme kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydı yapılarak kaldırma kararı doğrultusunda yargılamaya devam olunmuştur.

Davacı ve davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak 30/09/2015 ve 28/01/2016 tarihli bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Alınan bu raporlara göre; davacı ve davalı şirketin 2012 defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin yapılmış olduğu ve sahipleri lehine delil niteliğinde olduğu,davacının defterine göre; davacının, davalıdan 307.923,09 TL alacaklı olduğu ,davalının defterlerine göre ise; davalının, davacıya borçlu olmadığı,mahkemece davacı şirket ortağı … ile davacı şirketin farklı tüzel kişiliklerinin bulunduğu,davalının basiretli tacir gibi davranıp sözleşmeleri yaparken,işleri yürütürken ve dahi ödemeleri yaparken muhatap aldığı şahsın şirketi temsil yetkisinin olup olmadığını araştırması gerektiği kanaatinde olunması halinde ise davalının 307.923,08 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Dosyanın önceki bilirkişi, bilirkişi listesinde olmadığından, resen seçilen SMMM bilirkişiye tevdi ile bilirkişiden tarafların iddia ve savunmaları ile Bam kaldırma kararı doğrultusunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
SMMM Tuncay Şimşek tarafından düzenlenen 20/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı vekili tarafından dava
dosyasına sunulan 10.07.2012 tarihli mutabakat mektubunun kabul
edilmesi halinde davacı … Metal Ltd. Şti. firmasının 2.359,50 TL
alacağının olacağı hesaplandığı, (Mutabakat tarihinden sonra davalı
defter kayıtlarında yer alan 2.000,00 TL, 200,00- TL ve 159,50 TL’lik ödemeler … şahsı adına yapıldığından hesaplamaya
alınmadığı ) davalı Naf Otomotiv Plastik Metal San. Tic. A.Ş. firması tarafından
düzenlenen 153.696,55 TL’lik faturanın davacı şirket ortağı …
tarafından teslim alınmış olmasının mahkemece
kabul edilmesi halinde davacı alacağı olan 307.923,53 TL’den düşülmesi gerekeceği, davalı tarafından davacı şirket adına düzenlenen 93.000,00 TL tutarlı çekler, davacı şirket tahsilat makbuzu ile alınan 12.975,00 TL nakit ödemeler ve 153.696,55-TL
fiyat farkı faturasının hesaplamadan düşülmesi sonucunda (307.923,53 –
93.000,00 – 12.975,00 – 153.696,55) = 48.251,98 TL davacı alacağının
olacağı, davalı firma tarafından düzenlenen 153.696,55 TL’lik faturanın davacı şirket ortağı …
tarafından teslim alınmış olmasının mahkemece kabul kabul edilmemesi halinde davacı alacağı olan 307.923,53 TL’den
93.000,00 TL davalı tarafından davacı şirket adına düzenlenen çekler ve
12.975,00 TL davacı şirket tahsilat makbuzu ile alınan nakit ödemeler
düşülmesi sonucunda (307.923,53 – 93.000,00 – 12.975,00) = 201.948,53-TL davacı alacağının olacağının hesaplandığı bildirilmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi ile bilirkişiden …’a yapılan ödemelerin davacı şirkete yapılan ödemeler olduğu, … tarafından yapılan mutabakatın davacı şirket tarafından yapıldığı, olasılığı değerlendirilerek mutabakat tarihinden sonraki ödemeler de düşülmek suretiyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda ek rapor düzenlenmesi sağlanmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen 03/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; … tarafından yapılan
mutabakatın davacı şirket tarafından yapıldığı olasılığı değerlendirilerek
mutabakat tarihinden sonraki ödemeler de düşülmek suretiyle davacının
davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda yapılan incelemeler neticesinde;
taraflar arasında yapılan 10.07.2012 tarihli mutabakat mektubunda
davacı taraf alacak tutarının 15.359,50 TL olduğu,
mutabakat tarihi olan 10.07.2012 tarihinden sonra davalı tarafından
11.07.2012 tarihinde 2 adet çek karşılığında toplam 13.000,00 TL, 16.07.2012 tarihinde 2.000,00 TL ve 200,00 TL, 17.07.2012 tarihinde de son kalan bakiye olan 159,50-TL
ödeme yapılmış olduğu ve bu şekilde mutabakat mektubunda yer alan
15.359,50 TL borç bakiyesinin sıfırlanmış olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Davalı şirket ile … arasında 02/05/2011 tarihli “Yardımcı Sanayi Satın Alma Sözleşmesi” imzalanmıştır.Bu sözleşmeye göre; davalı şirket tarafından …’a malzeme satışı yapılacak, … tarafından da bu malzeme işlenerek işlenmiş hali ile tekrar davalı şirkete satılacaktır.
Davacı şirket ise 22/07/2011 tarihinde kurulmuştur. Davacı şirketin hissedarları %50’şer oranında … ve Günay Öztürk’dür. Günay Öztürk 21/07/2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile 10 yıllık süre ile davacı şirket müdürlüğüne atanmıştır.
Davalı şirket ile … arasında yapılan sözleşme, davacı şirketin kurulması ile davacı şirket ile davalı şirket arasında 12/10/2011 tarih itibariyle yapılmıştır.Bu sözleşmeyi de davacı şirketi temsilen … imzalamıştır.
…’ın şahıs şirketi olarak davalı şirkete olan 53.141,88 TL borcunun 14/12/2011 tarihli virman ile davacı şirket tarafından kabul edilerek taraf defterlerine işlenmiştir.Virman belgesi üzerinde; davacı şirket ve … şahıs şirketi kaşesi ve imzaları vardır. Davacı şirket kaşesinin üzerindeki imzanın da …’a ait olduğu görülmüştür.
… şirketi ile davacı şirketin adreslerinin aynı olduğu, …’ın davacı şirkete ortak olmasından sonra yanında çalışan üç işçinin 10/08/2011 tarihinde davacı şirkette çalışmaya başladığı görülmüştür.
Davalı tarafından sunulan belgelerin bir çoğunda davacı şirket ile işlemlerin davacı şirket adına … ile yapıldığı görülmüştür.
Davalı şirket tarafından toplam 93.000,00 TL bedelli çekler ödeme olarak verilmiştir. Bu çeklerin üzerinde lehtar olarak davacı şirketin adı yazılıdır. Ancak bu çeklerin davacı şirketin kaşesi üzerine …’ın imza atması suretiyle üçüncü kişilere ciro edildiği ve muhatap bankalar tarafından ödendiği anlaşılmıştır.Bu çekler davacı şirket adına düzenlendiğinden, davacı şirket ödemesi olarak kabul edilmiştir.
Davalı tarafından …’ın banka hesabına, 36.000,00 TL havale edilmiş ve bu havale miktarı ticari defterine davacı şirkete ödeme olarak kaydedilmiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmelerin imzalanması ve bu kapsamda düzenlenen ödeme protokolünde …’ın genel müdür sıfatıyla yer aldığı ve bu sözleşmelerin geçersizliği davacı şirket veya üçüncü kişiler tarafından ileri sürülmediği ve hatta aksine bu sözleşmelerin davacı şirket tarafından kabul edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle, davacı şirketin %50 nisbetinde ortağı olan …’ın önceden devam eden ticari ilişkiyi davacı şirketi kurarak devam ettirdiği, yapılan işlemleri davacı şirket adına yaptığı ve ödemeleri kabul ettiği, davacı şirket ile dava dışı … arasında organik bağ olduğu ve davacı şirket adına hareket eden … ve davacı şirketin iyiniyet kurallarına aykırı olarak ödemelerin davacı şirkete yapılmadığını söyleyerek kötü niyetli olduğunu ve tüzel kişilik perdesinin aralanması gerektiğini belirterek ödemelerinin geçerli olduğunu ileri sürmüştür.
Davalının savunmasını açıklamak gerekirse, davacı şirket adına işlem yapan davacı şirket ortağı …’ın şirketi temsil yetkilisi olmadığı gerekçesiyle davacı adına yaptığı tahsilatların geçersizliğinin kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünü iddia …’ın davacı şirket adına yaptığı işlemlerin davacı şirketi bağlayacağını ileri sürmüştür.
Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi öğretide ve uygulamada geliştirilmiş bir kurumdur. Yasalarda düzenlenmemiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere …’ın, davacı şirket kurulmadan önce şahıs şirketi olarak davalı şirket ile ticari ilişki içerisinde olduğu, bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, dosyaya bir sureti sunulan 14.12.2011 tarihli 53.141,88 TL bedelli virman fişi incelendiğinde, …’ın davalı şirkete olan borcunun davacı şirket tarafından kabul edildiği, bu hususun davacı şirketin ticari defter ve kayıtları ile de sabit olduğu, dosyaya celbedilen SGK kayıtlarına göre …’ın şahıs şirketinde çalışan 3 işçinin, davacı şirketin kurulmasından ve …’ın bu şirkete ortak olmasından sonra bu şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladıkları, diğer yandan aynı kayıtlara ve ticaret sicil kayıtlarına göre, … şirketi ile davacı şirketin adreslerinin aynı olduğu, davacı şirketin lehdarı olduğu toplam 93.000,00 TL bedelli çeklerin …’a verilerek … tarafından cirolandığı ve bedellerinin tahsil ediliği, taraflar arasında yapılan sözleşmelerin imzalanması ve bu kapsamda düzenlenen ödeme protokolünde …’ın ”Genel Müdür” sıfatıyla yer aldığı, … tarafından yürütülen işlemlerin gerek davacı şirket ve gerekse dava dışı kişiler bakımından çekişme (vekaletsiz iş görme vs.) konusu yapıldığına dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı, hatta davacı şirket tarafından zımni bir kabulün bulunduğu gözetildiğinde davacı şirketin ortağı …’ın davalı şirket ile olan ticari ilişkilerinde davacı şirket adına hareket ettiği, yaptığı sözleşme/borçlanma ve tahsilatların davacı tarafça kabul edildiği gözetildiğinde … ile davacı şirket arasında organik bağ bulunduğu ve davacı şirketin sorumluluktan kurtulmak (davalı şirketin ödemelerini inkar) kastıyla kötü niyetli olarak TMK 2 maddesindeki dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğundan …’ın işlemlerinin davacı şirketi bağlayacağı kabul edilmiştir.
Bu tespitten sonra davacının alacaklı olup olmadığını incelemek gerekir.
Davacının 2011 yılı defterinde …’ın davalı şirkete olan 53.140,96 TL borcunun davacı şirkete virman yapılarak davacı alacağından mahsup edilmiş olduğu görülmüştür. Bu virman sonucunda davacı ve davalı şirketin 2012 yılı açılış kayıtlarının birbirini teyit ettiği görülmüştür.
Tarafların 2012 yılı defterlerine göre ise; davalının defterinde kayıtlı olan toplam 307.923,09 TL bedelli ödeme ve fiyat farkı faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmüştür.Farklı olan bu kayıtlar tek tek aşağıda incelenmiştir.
Buna göre;30/06/2012 tarih 639950 nolu 153.696,55 TL bedelli olan ve davalı tarafından düzenlenen fiyat farkı faturası davacı defterinde kayıtlı değildir.Fiyat farkı faturasının …’a teslim edildiği anlaşılmıştır. Yukarıdaki tesbit doğrultusunda fiyat farkı faturasının da davacı şirket tarafından kabul edildiği kanaatine varılmıştır.
Davacı defterinde kayıtlı olmayan 36.000,00 TL ödemenin …’ın şahsi banka hesabına davalı tarafından yapılmış olduğu, 20.275,75 TL nakit ödemenin ise bizzat …’a yapıldığı, 4.951,23 TL’lik ödemenin …’ın şahsi hesabının kapatılması için davacı şirkete ödeme olarak virman şeklinde kayıt edildiği, toplam 93.000,00 TL’lik ödemenin ise dört adet çek tevdi bordrosu ile teslim edilen çekler ile yapılmış olduğu görülmüştür. Bu çeklerin de …’a teslim edildiği görülmüştür. Bu çekler incelendiğinde; davalı tarafından keşide edilmiş olduğu görülmüştür. Bunlar sırası ile; muhatap Bankası TEB A.Ş olan 08/09/2012 keşide tarihli 5.000,00 TL bedelli, muhatap Bankası TEB A.Ş olan 27/10/2012 keşide tarihli 12.500,00 TL bedelli, muhatap Bankası TEB A.Ş olan 13/10/2012 keşide tarihli 12.500,00 TL bedelli, muhatap Bankası TEB A.Ş olan 15/09/2012 keşide tarihli 7.000,00 TL bedelli, muhatap Bankası TEB A.Ş olan 22/09/2012 keşide tarihli 13.000,00 TL bedelli, muhatap Bankası TEB A.Ş olan 30/08/2012 keşide tarihli 5.000,00 TL bedelli, muhatap Bankası Garanti Bankası A.Ş olan 26/05/2012 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli, muhatap Bankası Yapı Kredi A.Ş olan 15/09/2012 keşide tarihli 8.000,00 TL bedelli çekler olduğu görülmüştür. Bu çeklerden sadece 13/10/2012 keşide tarihli 12.500,00 TL bedelli olan çekin ön yüzünde çek lehtarı olarak … Metal Kaynak isminin yazılı olduğu ancak arkadaki cironun Fatih Yıldız Metal Ltd Şirketi kaşesi ile yapılmış olduğu görülmüştür. Buna göre; bu çekin de … Ltd Şirketine verilmiş olduğu ve onun tarafından da ciro edilmiş olduğu görülmüştür.Bu çeklerin arkasındaki cirolar incelendiğinde; 12.500,00 TL bedelli olan iki adet çekin davacı şirket tarafından …’a ciro edildiği, … tarafndan da üçüncü kişilere ciro edildiği görülmüştür. Diğer çeklerin ise, davacı şirket tarafından üçüncü kişilere ciro edildiği görülmüştür. Ciro işlemindeki davacı şirket kaşesinin üzerinde …’ın imzasının olduğu görülmüştür. Banka cevabi yazılarında, bu çeklerin hepsinin tahsil edildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla yukarıdaki tesbit doğrultusunda bu çekleri davalı ödemesi olarak kabul etmek gerekmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 12/07/2012 tarihli mutabakat belgesi imzalanmıştır. Bu belgeye göre; 10/07/2012 tarihi itibari ile davalı şirketin davacı şirkete 15.359,50TL borçlu olduğunun yazılı olduğu görülmüştür. Mutabakat belgesindeki davacı şirket kaşesinin üzerinde …’ın imzasının olduğu görülmüştür. Davalının ticari defterlerinin mutabakat belgesine uygun olduğu ancak davacı şirket defterlerindeki kayıtların mutabakat belgesine uygun olmadığı görülmüş ise de yukarıdaki perdenin aralanması teorisi gereği yapılan tesbit doğrultusunda bu mutabakat belgesinin davacı şirketi bağlayacağı kabul edilmiştir.
Mutabakat belgesi davacının alacağının 12/07/2012 tarihi itibarıyla 15.359,50 TL olduğunu kesinleştirmiştir. Bu tarihten sonra davalı tarafça 11/07/2012 tarihinde 2 adet çek karşılığında toplam 13.000,00 TL, 16.07.2012 tarihinde 2.000,00 TL ve 200,00 TL, 17.07.2012 tarihinde de son kalan bakiye olan 159,50-TL
ödeme yapılmış olduğu ve bu şekilde mutabakat mektubunda yer alan
15.359,50 TL borç bakiyesinin sıfırlanmış olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının davasında kötü niyetli olduğu ıspatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlere, yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın reddine,
2-Koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70- TL harçtan peşin olarak alınan 3.718,99-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.638,29-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde yatırına iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 998,35- TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı yararına ölçümlenen 30.004,62- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.

Davalı masrafı:
198,35-TL tebligat ve posta gideri,
800,00 TL bilirkişi ücreti,
998,35 TL toplam gider,