Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/805 E. 2021/700 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/805
KARAR NO : 2021/700

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N…. – …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Alacaklı tarafından Bursa 2 İcra Müdürlüğünün 2020/ … Esas sayılı İcra takip dosyası ile ilamsız İcra takibi başlatıldığını, alacaklı ile herhangi bir ticari alışverişlerinin söz konusu olmadığını, oğlu ile kendi arasındaki ticari alışveriş ilişkisinden kaynaklı alacağının babası olması sebebiyle kendisi hakkında icra takibi yapılmasının söz konusu olmadığını, alacaklının oğluyla ilgili bir sorunu varsa onu takibe koyması gerekirken bunun yanında kendisini de icra takibine koymasının hukuka aykırı olduğunu, oğlunun reşit olduğunu, alacaklının kendisiyle alakalı bir alacağı varsa bunu yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, şu anda hukuku belgeye dayalı bir belge ile takip yapılmaması sebebiyle bu yapılan icra takibinin hiçbir hukuki dayanacağı bulunmadığını, kendi adına olan tapularına, banka hesaplarına bloke ve haciz konulduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı … ve dava dışı … ile müvekkili … arasında anlaşmaya varılarak koyun ticaretine başlandığını, söz konusu anlaşma ve şartları aşağıda detaylı olarak ele alınacağını, anlaşma uyarınca müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, ancak davacı … ve dava dışı … yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gibi ortalıktan kaybolduklarını, müvekkilinin de alacağını tahsil edebilmek adına yasal sınırlar çerçevesinde Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası ile cari hesap alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, her iki borçluya çıkartılan tebligatların iade dönmüş devamla Tebligat Kanunu uyarınca kayıtlı mernis adreslerine tebligat yapıldığını, süresi içerisinde takibe itiraz etmeyen borçlular bakımından takip kesinleşmiş olup dosya borcunu tahsil amacıyla haciz işlemleri uygulandığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere yasal olmayan hiç bir işlem yapılmadığını, devamla davacı borcu olmadığı bahisle huzurdaki davayı ikame ettiğini, söz konusu dava hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve mesnetsiz bir dava olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2020/… sayılı icra takip dosyası, 09/05/2018 tarihli sözleşme, 28/05/2018 tarihli sözleşme, 31/05/2018 tarihli sözleşme, banka dekontları, sürü ve koyun bilgi dökümleri, whatsapp konuşma dökümleri, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesine göre menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı ile dava dışı … arasında küçükbaş hayvan yetiştirilmesi, bakımı ve satışına göre kurulan adi ortaklık ilişkisinde akti ilişkinin kurulmadığı, adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığından davalıya borçlu olmadığının tespiti talep edilmiştir.
Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
Diğer taraftan, adi ortaklığın tüzelkişiliği bulunmadığından; ortaklık mamelekine ilişkin alacaklar hakkında aktif taraf ehliyeti tüm ortaklara ait olduğu gibi, üçüncü kişiler tarafından adi ortaklığa yöneltilen davanın konusu ortakların elbirliği ile tasarrufta bulunabilecekleri bir edimse, elbirliği ile mülkiyet ilkesi nedeniyle davanın tüm ortaklara yöneltilmesi gerekir. Nitekim, dava dilekçesinde bahsi geçen davaların da davacı ve davalı şirkete karşı açıldığı anlaşılmaktadır.
Adi ortaklık sözleşmesinin, müşterek amacın gerçekleşmesinin zaman alacak olması nedeniyle ortaklar arasında sürekli bir borç ilişkisi teşkil etmesi ve bu sözleşme nedeniyle açılan davalarda ortakların taraf olması gözetildiğinde, davanın adi ortaklığı kuran davacı ve davalı şirket yetkilisi ile davalı şirketin ticari işletmesine ilişkin olduğu açıktır.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra,14/12/2020 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir.
TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda, davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklık ilişkisinin tespiti ve davacınını adi ortaklık sebebiyle borçlu olup olmadığına ilişkin olduğu, tarafların tacir ve esnaf kaydının bulunmadığı, adi ortaklık sözleşmesinin kurulduğu tarih ve dava tarih itibariyle tarafların tacir olmadıklarının tarafların da kabulunde olduğu, adi ortaklık kurumunun Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup mutlak ticari davalardan da sayılmadığından mahkememizin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, BURSA ASLİYE HUKUK mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın BURSA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.