Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/785 E. 2021/853 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/785 Esas – 2021/853
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/785
KARAR NO : 2021/853

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – T.C.N….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : TÜRKİYE … BANKASI A.Ş – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı bankanın müdürünün telkini, rehin ve ipotek alacaklarına güvenerek davalının dava dışı müşterisinden alacağı için Bursa 11.İcra Müdürlüğü’nün 2017/… – … – … E. Numaralı dosyalarını kanalı ile yapılan temlik sözleşmesine istinaden 420.000,00 TL ödeyerek temlik aldığını, 3.890,14 TL harç yatırdığını, icra müdürlüğünde dosyalar üzerinde yaptığı incelemede alacağın belirtilen kadar olmadığını, rehinli aracın borçlu tarafından yok edildiğini, ipotekli dairenin de değerinin belirtilenden düşük olduğunu, 2017/… – … E. Numaralı dosyaların tahsilde tekerrür olmamak üzere açıldığını öğrendiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde: Davacı yanın tacir olduğunu, müvekkil bankanın da tacir olduğunu, davaya konu temlik sözleşmesi kapsamında davacı yan tarafından temlik alınan icra dosyalarına konu borcun ticari borç olduğunu, davacı yan, dava dilekçesinde, temlik aldığı icra takip dosyalarında borçlu olan Çiğdem Meriç’ten alacaklı olduğunu beyan etmekle, söz konusu işin ticari işletmesi ile ilgili olduğunu da kabul ve ikrar ettiğini, kısmi dava açılması hukuka aykırı olduğunu, davacı yan, iş bu davada hangi tutarda neyi talep edebileceğini net bir şekilde belirleyebilir durumda olduğunu, HMK’nun 109/2. maddesi uyarınca, davacının talepleri belirli olduğundan, kısmi dava ikame edemeyeceği sabit olduğunu, bunun gibi, HMK.’nun 107. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere; alacak miktarının belirlenmesinin beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde belirsiz dava ikame edilebileceğini, temlik tutarı, icra dosyalarında ipotekli taşınmazların ve rehinli aracın kıymet takdiri değerleri, satım bedellerinin hepsi belirli olduğunu, davacının hangi tutarda ne talebi var ise bunu dava tarihinde hesaplayabilmesi açıkça mümkün olduğunu, bu nedenle, davaya konu iddia ve talepleri hakkında davacının HMK.’nun 107. ve 109. maddeleri gereğince belirsiz alacak davası veya kısmi dava ikame edemeyeceği açıkça ortada olduğunu, müvekkil banka alacağının tahsili için 3 icra dosyasında takip işlemleri devam ettiği sırada, davacı yan müvekkil bankaya başvurarak; söz konusu icra dosyalarına konu borçlarını ödemesi mukabilinde bankamız alacağını temlik almak istediğini 16/10/2017 tarihli yazılı beyanı ile müvekkil bankaya ilettiğini, davacının bu yazılı talebi , müvekkil bankanın yetkililerince değerlendirilerek kabul edildiğini, Gemlik 3. Noterliği’nin 14/12/2017 tarih, 12751 yev.no.lu işlemi ile müvekkil banka ile davacı-temlik alan arasında, “temlik sözleşmesi” akdedildiğini, söz konusu temlik sözleşmesinde, bir çok hükümde , … ve … sayılı takip dosyalarının tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla açılmış olduğu tekrar tekrar belirtildiğini, bu her iki takip dosyasına konu rehinli araçla , ipotekli taşınmasın sattırılarak paraya çevrilmesi halinde tahsil edilecek alacağın aynı olduğunu, bu husus hem takip dosyalarında ve hem de temlik sözleşmesinde açıkça belli olduğunu, bir başka deyişle, … ve … sayılı takip dosyalarında rehinli araç ve ipotekli taşınmazın satılması halinde her iki dosyada tahsili istenen alacakların toplamı değil, yalnızca bir dosyaya konu alacağın tamamının taşınmaz ve araç rehni ile tahsil edilebileceği hususu hem icra dosyalarında ve hem de temlik sözleşmesinde açıkça belli olduğunu, davacı yan, sözleşmenin akdi sırasında bu hususa açıkça vakıf olduğunu, davacının bunu bilmediğini iddia edemeyeceği izahtan vareste olduğunu, dolayısıyla, dava dilekçesinde, davacının, 857.976,17- TL. tutarlı alacağı temlik aldığı zannıyla hareket ettiği yönündeki beyanı tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, temlik sözleşmesi kapsamında müvekkil bankaya 402.000 TL temlik bedeli ödemiş olan davacının, 2017/… ve 2017/… sayılı takip dosyalarında yapılan 2 taşınmaz satışı neticesinde, ödediği bu tutarın çok üzerinde bir tahsilat yaptığı açıkça sabit olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2017/…-…-… esas sayılı icra takip dosyası, Gemlik 3. Noterliği 14/12/2017 tarih, 12751 yevmiye sayılı temlik sözleşmesi, temerrüt ihbar ve ihtarları, kredi sözleşmeleri, hesap hareketleri, ipotekli tapu kayıtları, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, temlik edilen ve TBK’nın 191/1 maddesi kapsamında ivaz karşılığı olduğu iddia edilen alacağın tahsil edilememesi nedeniyle temlik edenden zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı bankanın temlik işlemi sırasında temliğe konu alacağın davacı tarafından tahsil edilmemesinden sorumlu olup olmadığı, tarafların iddia ve savunmaları, temlik tarihi de belirtilerek rapor düzenlenmek üzere dosya 1 nitelikli hesap uzmanı bilirkişi, 1 icra uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: – Davacı devir alan ile davalı devir eden arasında imzalanan Gemlik 3. Noterliğinin 14/12/2017 tarih ve 12751 yevmiye sayılı sözleşmesinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183-194 maddeleri arasında düzenlenen alacağın devri sözleşmesi niteliğinde olduğu, devir tarihinin 14/12/2017 olduğu, Devir bedeli olarak taraflarca 402.000,00 TL. belirlendiği, dolayısıyla devir işleminin ivazlı devir olduğu, İvazlı devirlerde alacağı devir edenin kural olarak alacağın varlığı ve borçlunun ödeme gücünün bulunduğu noktasında … yükümlülüğü olduğu, ancak taraflarca bunun aksine sözleşme düzenlenebileceği, nitekim davacı ile davalı arasındaki sözleşmede davalının borçlunun ödeme yükümlülüğüne dair … sorumluluğunu ortadan kaldırdığı, sözleşmenin bu hükümlerinin yasal düzenlemeler karşısında geçerli olduğu, Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2017/… ve 2017/… sayılı dosyalarının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açılan dosyalar olduğuna dair sözleşmede hüküm yer aldığı, Devir alan davacının dava tarihine kadar temlik aldığı üç takip dosyasından toplamda 433.559,90 TL. tahsilat (alacağa mahsuben yapılan ihale ve nakit tahsilat toplamı) yaptığı takip dosyalarından halen bakiye alacak tutarının bulunduğu, ancak davacının bu alacakların tahsili yönünde herhangi bir takip işlemi yapmadığı, Davalı devir edenin borçlunun ödeme gücünün varlığına yönelik kanunda yer alan yükümlülüğün taraflarca imzalanan sözleşme ile kaldırılması sebebiyle devre konu alacağın davacı devir alan tarafından tahsil edilememesinden davalı devir eden bankanın sorumlu olamayacağı mütalaa edilmiştir.
O halde toplanan delillerden somut olayda, davacı tarafından ivazlı olduğu anlaşılan temliknameye dayalı olarak dava dışı borçluya karşı tahsil için Bursa 11.İcra Müdürlüğü’nün 2017/… – … – … E. Sayılı takip dosyalarında her türlü girişimde bulunmasına rağmen alacağını tahsil edemediğini ileri sürüp davalıdan zararın karşılanması talep edilmiş olup davalı tarafından ise temlik sözleşmesinin 2 ve 3 . Maddesinde alacağın tahsil edilmesinin … etmediğini sorumlu olmadığı savunulmakla uyuşmazlığın, taraflar arasındaki temlik sözleşmesinde alacağın borçludan tahsil edilmediği takdirde davalı temlik edenin … sorumluluğunun ortadan kaldırılıp kaldırılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere alacağın temliki sözleşmesi hükümleri TBK 183 ve 194. Maddeleri arasında düzenlenmiştir
Alacak, bir edim karşılığında devredilmişse devreden, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu … etmiş olur (BK 169/1 ve TBK 191/1). Edim karşılığı devirden anlaşılması gereken temlikin ivazlı olmasıdır. İvazlı temlik halinde devreden borçlunun ödeme gücünden de sorumludur. Temlik edenin bu sorumluluğunun hukuki niteliği kusursuz sorumluluk hali olup kanundan doğmaktadır. Ancak her ne kadar kanundan doğsa da TBK 191. Maddesi emredici nitelikte bir düzenleme olmadığından taraflar arasında yapılacak bir anlaşma ile sorumluluğun daraltılması veya tamamın ortadan kaldırılması mümkün olup sorumsuzluk anlaşması olarak adlandırılan bu anlaşmanın alacağın temliki sözleşmesine eklenebileceği gibi bağımsız bir sözleşme yapılması da mümkündür.(Şenol Ercoşkun Kübra “Türk Borçlar Kanunu’ na göre Alacağı Devredenin … Sorumluluğu” Ankara, Mayıs 2021, s 244, 309) Dolayısıyla taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinin 2. ve 3. Maddesinde, temlik edilen alacağın tahsilini üstlenmemek, … etmemek, alacağın tahsil edilmediği takdirde hiçbir şekilde davalıya rücu etmeyeceği ibarelerinin açıkça sorumsuzluk anlaşması olup davacıyı bağlayacağından davalının borçludan tahsil etmemesi sebebiyle davalı bankanın sorumlu olmadığı anlaşılmakla davanın subut bulmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL’den mahsubu ile bakiye 111,48 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.