Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/744 E. 2021/101 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/744 Esas – 2021/101
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/744
KARAR NO : 2021/101

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVACILAR : 2- …
3- …
DAVALI : … TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Davacılar …, … ve merhum …, 16.02.2016 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki 16 … 4455 plaka sayılı araç ile yine davacı …’ın asker yemin törenine gitmek Uzere Yozgat/Akdağmadeni’nden Sivas istikametine giderken trafik kazası meydana geldiğini, İşbu mezkur trafik kazası neticesi …’ıb olay yerinde vefat ettiğini, … ve …’ın ise yaralandığını, Merhum …’ın; davacılardan küçük …’ın abisi, …’ın kardeşi, …’ın da yeğeni olduğunu, Müvekkili …’ın; hem mezkur kazada omzu kırılması sebebiyle 40 gün istirahat raporu aldığını ve okula gidemediğini, hem de abisi …’ın kaza yerinde vefat ettiğini görmüş olduğundan bedenen ve ruhen çöküntüye uğradığını, psikolojik olarak rahatsızlandığını, Merhum …’ın yaşı, yola çıkmalarındaki amaç ve bir küçük kız kardeşin genç yaşta kaybettiği abisinin kazadan hemen sonraki halini görmüş olması dikkate alındığında, kız kardeş üzerinde yaşattığı travmanın tarifi ve telafisi imkansız olduğunu, Bu sebeple sembolik olarak davacı kız kardeş lehine 15.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, Müvekkili …’ın; asker yemin töreninde ailesinin gelmesini beklerken, ailesinin trafik kazası geçirdiğini ve erkek kardeşi …’ın vefat ettiği haberi ile sarsıldığını, bu nedenle hava değişimi aldığını, Bu olay nedeniyle ve kardeşinin vefat etmesi sebebiyle ruhen çöküntüye uğradığını, Bu sebeple sembolik olarak davacı erkek kardeş lehine 15.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, Müvekkili …’ın; hem mezkur kazada yaralanmış hem de çocukluğundan beri beraber vakit geçirdiği yeğeni …’ın kaza yerinde vefat ettiğini görmüş olduğundan bedenen ve ruhen çöküntüye uğradığını, Bu sebeple sembolik olarak davacı lehine 2.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, Mezkur kaza neticesi gerçekleşen ölüm olayı ile müvekkillerin aile bütünlüğü ve kişisel değerleri ihlal edildiğini, 16 … 4455 plakalı aracın, davalı Anadolu Anonim Tilrk Sigorta Şirketi nezdinde 133330612 poliçe nolu 250.000,00 TL bedelli manevi tazminat klozlu ihtiyari Mali Mesuliyet (IMM) teminatını havi kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi’ne 17.05.2016 tarihinde başvuru yapıldığını ve 20.05.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen olumlu yanıt alınamadığını, işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, Davalı aleyhine Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/980 E sayılı dava dosyası ile vefat edenin annesi Mesude Kartal için manevi tazminat talebinde bulunulduğunu, Mahkemece anne için 30.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile … için 15.000,00 TL Manevi Tazminat, … için 15.000,00 TL Manevi Tazminat, … için 2.000,00 TL Manevi Tazminatın 20.05.2016 temerrüt tarihinden itibaren (poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, Yargılama giderleri ve vekalet ücreti İle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle : 16 … 4455 plakalı aracın ; müvekkili şirket tarafından 25/01/2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 133330612 no.lu Birleşik Kasko Poliçesi ile sigortalandığını, Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkili Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, Yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesi mümkün olmadığını, Müvekkili şirketin, ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, Bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespiti gerektiğini, Ancak her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını, Sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmemekle beraber, bir an için iddia edildiği üzere sigortalı aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, davacı yanın ticari faiz taleplerinin de reddi gerektiğini, kaza tarihinden faiz taleplerinin reddine karar verilmesini, öncelikle tüm delillerin tarafımıza tebliğini; davacının araçta sürücü olması halinde davanın reddini, aksi halde kusur incelemesi yapılmasını, davacının müterafik kusuru ile varsa hatır taşımasının tespitini, davacıların sosyal ve ekonomik durumunun araştırılarak fahiş manevi tazminat talebinin reddini, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların beyanı, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkindir.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 S….. ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, Bu düzenlemeler ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacıların desteği … ve davacılar … ile …’ ın yolcu olarak bulunduğu sürücüsünün dava dışı … olduğu 16 … 4455 plakalı aracın tek taraflı olarak meydana gelen ölüm ve yaralama ile sonuçlanan kazada, davacıların kasko sigorta poliçesine dayalı olarak davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talep ettiği, aracın ticari bir araç olmadığı, hususi araç olduğu, kasko sigorta sözleşmesinin, tüketici işlemi ve tüketici ilişkisi olduğundan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/… Esas ve 2016/5655 Karar sayılı İlamında da vurgulandığı üzere, dava tarihi olan 27.12.2017 tarihi itibarıyla, yürürlüğe girmiş olan, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğundan mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemelerinin Bursa Tüketici Mahkemeleri olduğundan, davan şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bursa BAM 5. HD’nin 18/11/2020 tarih ve 2018/2126 -2020/1308 E/ K sayılı kararı ile; “Somut olayda, sigorta sözleşmesi 16 … 4455 plakalı aracın sürücü-işleteni … ile sigorta şirketi arasında olup davacılar ile davalı sigorta şirketi arasında sigorta ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle Tüketici Mahkemesi görevli değildir. Dava haksız fiile dayalı tazminat talebine ilişkindir. HMK 2.maddesi gereğince davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 2-Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2018 tarih 2017/1645 Esas 2018/908 sayılı kararının KALDIRILMASINA” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
O halde kesin nitelikte Bursa BAM 5. HD’nin 2018/2126 -2020/1308 E/ K sayılı kararı doğrultusunda, somut olayda, davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olduğundan görevli mahkemenin Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Nöbetçi Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.