Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/740 E. 2022/872 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/740 Esas – 2022/872
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/740 Esas
KARAR NO : 2022/872
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- TÜRKİYE SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2-
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/11/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.11.2018 tarihinde davalı tarafın kullanmakta olduğu araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki 16 AAZ … plakalı araca tam kusurlu olarak çarptığını, bu kaza sebebiyle müvekkilinin uğradığı bedensel zararlar nedeni ile maddi ve manevi tazminat talepleri olduğunu ve davacı vekili 10.02.2022 tarihli celsede taleplerinin işgücü kaybına ilişkin olduğunu, tedavi giderlerine ilişkin bir taleplerinin olmadığını 15.000 TL. (fazlaya dair alacak hakkımız saklı kalmak üzere maddi tazminat için) ve 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmistir.
Davalı … dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda bir kusurunun bulunmadığını, davacının kusurlu olduğunu, davacının engel oranının gerçeği yansıtmadığını, SGK ve/veya diğer kurumlardan yapılan ödemelerin mahsup edilmesi gerektiğini ve neticeten davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Türkiye Sigorta vekili dilekçesinde özetle; davanın usul yönünden reddine ilişkin gerekçelerini belirtmiş, dosyanın dava dışı Nihat Çoban’a ihbarını, davanın zamanaşımına uğradığını, iş gücü kaybına ilişkin raporun olay tarihinden yaklaşık bir yıl sonra tanzim edilmiş olması nedeniyle illiyet bağının koptuğunu, bu sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, bilirkişi raporları, yazılan müzekkere cevapları, 03/11/2018 tarih ve 2765 sayılı Kaza Tespit Tutanağı, tarafların kazanın oluşuna dair karakol ifadeleri ,Hastane Kayıtları, raporlar, tanık Beyanları, Bilirkişi İncelemesi ve hertür yasal delil ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava konusu kazanın gerçekleştiği mahalde bir trafik bilirkişi eşliğinde 02/07/2021 günü keşif yapılmış, keşif sonrası düzenlenen trafik bilirkişinin raporunda,
“A) 16 RK 035 Plakalı Otomol Davalı n SAVAR ÖRS; Yukarıda arz edilen hususlar dairesinde, 100 (YÜZDE YÜZ ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU kanaatine varılan 10 V 5605 plakalı otomobil sürücüsü …’ın olay sırasındaki davranışı; Karayolları Trafık Kanununun 47. maddesinin d) bendinde düzenlenen ” Trafik ve düzeni olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk lülüklere uymak zorundadırlar. (Dikkatsiz — tedbirsiz şekilde araç kullanmak) şeklmdekı hükmünün ihlali niteliğindedir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 145. Maddesinin e) bendinde düzenlenen“ Tedbirsiz ve Saygısız Araç Sürme, karayollarında, kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde; özel amaçlarla keyfi veya kasıtlı davranışlarda bulunmak suretiyle yaya veya araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal etmek veya tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunmaları ve araç sürmeleri yasaktır. “ şeklindeki hükmünün ihlali niteliğindedir. Karayolları Trafik Kanununun 46. maddesinin b) bendinde düzenlenen ‘Aksine bir işaret bulunmadıkça ler şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte geçişini beklemek zorundadırlar.” şeklindeki hükmünün ihlali niteliğindedir. * Karayolları Trafik Kanununun 46. maddesinin c) bendinde düzenlenen ”Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler; Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek zorundadırlar.” şeklindeki hükmünün ihlali niteliğindedir. Karayolları Trafik Kanununun 56. maddesinin a) bendinin 1.şıkkında düzenlenen “Şerit izleme: 1. Sürücülerin; geçme ,dönme, duraklama, durma ve park etme gibi haller dışında şerit değiştirmeleri veya iki şeridi birden kullanmaları, yasaktır.” Şeklindeki hükmün ihlali niteliğindedir. Karayolları Trafik Kanununun 67. maddesinin a) bendinde düzenlenen “ Sürücülerin, park yapmış taşıtlar arasından çıkarken, duraklarken veya park yaparken taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa Veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmaları yasaktır.” şeklindeki hükmünün ihlali niteliğindedir. Karayolları Trafik Kanununun 84. maddesinin f ) bendinde düzenlenen sürücü asli kusurlarından “Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma,” şeklindeki hükmünün ihlali niteliğindedir.
B) 16 AAZ … Plakalı Kamyonet Sürücüsü …;Somut olayda, eldeki verilere göre, yerleşim birimi içersinde, orta ayırıcı ile bölünmüş tek yönlü üç şeritli yolun sol şeridinden direk seyir halinde olan 16 AAZ … Plakalı kamyonet sürücüsü …’in zararlı sonucun önlenebilirliği bakımdan bir kusur yüklenmesi olanaklı olmadığından, yukarıda anlatılan gerekçelerle olayın meydana gelmesinde, KUSURUNUN BULUNMADIĞI kanaatine varılmıştır.” ” mütalaa da bulunmuştur
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalının 25/06/2021 tarihli raporunu özetle; …’in Meslekte Kazanma Gücünü 1 (Yüzdebir) oranında kaybetmiş olduğu, Meydana gelen arazının iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 (Üç) Aya kadar uzayabileceği ve bu süreçte mesleğini icra edemeyeceği, Mevcut arazı nedenli 10 gün süreyle geçici bakıcıya muhtaç olduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında dosyanın ayrıca Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim dalına ek müzekkere yazılarak kazanın 03/11/2018 tarihi olup Yargıtay güncel İçtihatları kapsamında 01/06/2015 tarihiden sonra Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Tespit İşlemlerine ilişkin Yönetmelik Hükümleri doğrultusunda maluliyetin varlığı ve oranının tespitinin istenilmesine karar verilmiştir.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalının 25/06/2021 tarihli raporunu özetle; …’in 03.11.2018 tarihinde meydana geldiği bildirilen trafik kazası sonrası olayla illiyetli sol başparmak (Sol el 1. Parmak proksimal falanksta fraktür ve sonrasında meydana gelen hareketlerde kısıtlanma) arazının 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü , Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında değerlendirilmesinde; Kişinin özür oranının %1 (yüzdebir) olduğu, Tedavilerinin devam ettiği dönem olan iyileşme süresinin 3(üç) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi 05/012022 tarihli ek raporunu özetle; Somut olayda, eldeki verilere göre, yerleşim birimi içersinde, orta ayırıcı ile bölünmüş tek yönlü üç şeritli yolun sol şeridinden direk seyir halinde olan ve yolda geçiş önceliği bulunan 16 AAZ … Plakalı kamyonet sü ü davacı …’in zararlı sonucun önlenebilirliği bakımdan bir kusur yüklenmi olanaklı olmadığından, yukarıda anlatılan gerekçelerle olayın meydana gelmesinde, kusurunun bulunmadığı kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında dosyanın 1 aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek rapor düzenlemesine karar verilmiştir.
Bilirkişi 13.04.2022 tarihli raporunu özetle; yapılan hesaplamalar doğrultusunda Yargıtay 17. HD’nin 24.02.2021 Tarih, 2019/3292 E. Ve 2021/1848 K. Sayılı kararı dikkate alınarak yapılan hesaplamada; Hesaplamanın Yargıtay tarafından öngörülen her yıl için ayrı ayrı %10 artırım (Kn formülü) ve%10 iskonto (1/kn) formülüne göre TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak yapılması gerektiğine, Davacının bakiye iş göremezlik zarar miktarının 25.259,12-TL olduğuna, hesaplanan zararın poliçe kapsamında kaldığına, dair görüş vekanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilinin 06/05/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerini 25.259,12.-TL maddi tazminat ve 10.000- TL manevi tazminat olarak kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp müvekkile ödenmesi talep ettiği anlaşılmıştır.
O halde toplanan delillerden somut olayda, davacının sürücüsü olduğu 16 AAZ … plakalı araç ile davalılaran sürücüsü ve ZMSS si olduğu 10 V 5605 plakalı araç arasında 03/11/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davacının cismani zararla sonuçlanan trafik kazasında maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmakla davanın haksız fiilden kaynaklandığından tarafların kusurlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasında, düzenlenen kaza tespit tutanağı, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/100868 soruşturma dosyası, kaza mahallinde yapılan keşfi ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 26/08/2021 tarihli kusur raporu ve bu rapora davalının duruşmadaki itirazları üzerine düzenlenen 05/01/2022 tarihli kusur raporunun olaya ve davalı …’ ın kolluktaki ifadesine uygun olduğundan bu rapora itibar edilerek, davalı …’ ın sevk ve idaresindeki 10 V 5605 plakalı aracın olay mahallinde üç şeritli karayolunda orta şeridinde seyir halinde iken yolun sol şeridinde seyir halinde olan yolda geçiş önceliği bulunan davacı sürücünün önünü aniden kapatarak hatalı sola doğru manevra yaparak kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücünün olduğu 16 AAZ … plakalı araç sürücüsünün ise davalının aracı ile kısa mesafede aniden doğrultu değiştirerek önünü kapatması geçiş önceleği bulunduğundan üzerine atfı kabil kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmekte olup Yargıtay 4.HD 2021/4002E- 2021/6091K sayılı Kararı,Yargıtay 4 HD, 2021/6772 E- 2021/9565 K sayılı ilamı ve yerleşik içtihatlar kapsamında 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen 08/11/2021 tarihli rapora itibar edilerek davacının sürekli iş göremezlik durumunun %1, iyileşme süresinin 3 ay olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda yukarıdaki açıklamalardan maluliyet ve kusur raporları dikkate alınarak düzenlenen maddi tazminat hesabı yönünden Yargıtay en son içtihatları kapsamda tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınarak hesaplamalarda 1,8 teknik faiz uygulanmaksızın progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatı hesaplaması yapılan gerekçeli denetime açık aktüer bilirkişinin 13/04/2022 tarihli raporuna itibar edilerek davacının sürekli ve geçici iş göremezlik zararının 25.259,12 TL maddi tazminat olduğu anlaşılmaktadır. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamı) Bu miktar yönünden davacının dava açmakta haklı olduğundan ıslah ile talep edildiğinden 25.259,12 TL maddi tazminat talebinin kabulune karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın davalı sigorta şirketine sigorta şirketi vekilinin cevabi yazısında dava tarihinden önce davacının 11/02/2019 tarihinde başvuruda bulunduğunun anlaşılmakla 8 iş günü sonrası olan 22/02/2019 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden , diğer davalı sürücü yönünden ise kaza tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiğinden bu tarihler itibariyle faiz işletmek gerekmiştir.
Davacının uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmakta olup, 2918 sayılı KTK.’nun 88. ve BK.’nun 50. maddesi uyarınca haksız fiile karışanların her biri zarardan müteselsilen sorumludurlar. Davacının zararlarını yasa gereği davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair karar verilmiştir.
Davalı tarafın zaman aşımı def-i itirazı yönünden, davanın cismani zararla sonuçlanan trafik kazası olup trafik kazasının aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nun 89/1 maddesinde düzenlenen ve Taksirle Yaralama olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nun 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması ve kaza tarihi olan 03.08.2018 tarihinden itibaren 8 yıllık sürenin dava ve ıslah tarihi itibariyle dolmadığından zaman aşımı def-i savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dolayısıyla yukarıdaki açıklamalar ışığında, taraflar arasında meydana gelen davacının maluliyeti ile sonuçlanan trafik kazasında, tarafların kusur oranları, olayın meydana geldiği tarih, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü, maluliyet varlığı ve oranı değerlendirilerek davacıda oluşan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla davacı için 2.500 TL manevi za tazminat’ ın, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek davalı sürücü yönünden davanın kısmen kabulune karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından dava dilekçesinde davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminat talebinin, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinde manevi tazminatın teminat altına alınmadığından teminat dışında kaldığından davacı tarafından sigorta şirketine yönelik talepte bulunamayacağından bu talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,
A-25.259,12 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 03/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı Türkiye Sigorta A.Ş yönünden 22/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ( davalı Türkiye Sigorta A.Ş nin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına )
B-2.500 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
C-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1896,22 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL, tamamlama harcı 36,00 TL nin mahsubu ile bakiye 1.774,61‬ TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan (davalı …… SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ nin 1604,06 TL kısmından sorumlu olmak üzere )müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davanın kabul ve red oranına göre 1039, 22 TL kısmının davalı Türkiye Sigorta A.Ş’ den, bakiye 280,78 TL kısmın davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,( Davalı …’ ın dava şartı arabuluculuğa tabi olmadığından sigorta şirketi ve davacı hakkında karar verilmiştir)
4-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 1500 TL, keşif araç ücreti 150 TL, keşif harca 419,90 TL , posta, talimat ve tebligat gideri 289,5 TL olmak üzere toplam 2.359,40 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 1.857,52 TL yargılama gideri ve peşin alınan 85,39 TL, tamamlama harcı 36,00 TL harç olmak üzere toplam 1978,91TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı …’ tarafından yapılan; posta ve tebligat gideri 149 TL’den davanın kabul ve ret oranlarına göre hesaplanan; 31,7 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Maddi tazminat talebi yönünden; davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 13. Maddesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden; davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 10. Maddesine göre belirlenen 2.500 TL vekalet ücretinin davalı …’ dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat talebinin reddi yönünden; davalı ……. SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ yargılama sırasında kendilerinin vekil ile temsil edildiğinden A.A.Ü.T’ nin 10. Maddesine göre belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/07/2022
Katip 278859
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 278859
¸E-imzalıdır.