Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/684 E. 2021/82 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/684
KARAR NO : 2021/82
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – ….
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Müvekkili ile davalı arasında 15/12/2018 taihinde Uzun Süreli Kantar Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin kurulmasından önce taraflar arasında yapılan görüşmelerde kararlaştırılan koşullardan farklı bir sözleşmenin müvekkiline yaşlılığından ve tecrübesizliğinden yararlanılarak imzalatıldığını, müvekkilinin pratikte yalnızca kendisini borç altına sokan dava konusu sözleşmeyi imzaladığını, sözleşme incelendiğinde kantarın davalı firmaya ait olduğu, kantarı müvekkiline 10 yıl için kiraladığı ve kiraladığı kantarı müvekkilinden tekrar kullanmak üzere kiraladığını, karşılığında her bir tartım için ücret ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeye göre her bir tartım için ücret ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeye göre hem kantarın sahibi hem kiralayan hem de kiracı olduğunu, üstelik yapılan görüşmelerden farklı olarak kantarda çalışacak 2 personelin maaş ve sigorta masraflarının da müvekkiline yüklendiğini, ancak yapılan görüşmelerde ve davalının kaşesi ve paraf imzasını içeren bir nevi görüşme tutanağı olarak müvekkiline verilen tutanakta, müvekkilinin kantır 60.000,00 TL.karşılığında satın alarak davalıya kiralayacağı ve tartım başına 20,00 TLödeneceğinin kararlaştırıldığını, personel konusunda ise herhangi bir madde içermediğinin görüldüğünü, müvekkilinin sözleşme bedeli olan 60.000,00 TL.’yi kredi çekerek ödediğini, herhangi başka bir birikimi de bulunmadığını, bu halde kendisine yalnızca borç yükleyen ve herhangi bir vade tarihi içermeyen 120.000,00 TL.bedelli sözleşmeyi imzalamasının da mantık kurallarına aykırı olduğunu, bununla birlikte emsal olabilecek kantar fiyatları ya da kiralama sözleşmelerinin de araştırıldığında sözleşme bedelinin fahiş olduğunu ve müvekkilinin açıkça gabin uyglandığının anlaşıldığını, kantarın fiyatının dahi 60.000,0 TL.olmasına rağen müvekkilinin her masrafını karşılamak şartıyla ve 120.000,00 TL.bedelle sözleşme imzalanmasının mümkün olmadığını beyanla, davanın kabulüyle öncelikle sözleşmenin iptaline karar verilmesini, müvekilinin ödemiş olduğu 60.000,00 TL’nın bankaya geri ödenecek miktarıyla birlikte davalıdan tahsilini, müvekkilinin manevi zararının tahsili amacıyla 10.000,00 TL.manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkili davacıya ödenmesine karar verilmesini, mümkün olmaz ise sözleşmeni yeniden yapılandırılarak, çıkar dengesinin kurulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:Müvekkili firma ile davacı arasında davacının yoğun ısrarı ve talebi sebebiyle yatırımcı olarak uzun süreli kantar kullandırma sözleşmesi imzalanmış olup, bu sözleşme uyarınca kantarın kullanımından kaynaklı olarak müvekkili firmaya 120.000,00 TL.ödeneceğinin kararlaştırıldığını, belirlenen miktarın yarısı lan 60.000,00 TL.peşin olarak ödenmiş olup, bakiye 60.000,00 TL’nın de kısa süre içerisinde ödeneceği konusunda tarafların mutabık kaldığını, ancak davacı tarafın haksız bir şekilde ödemesi gereken bakiye borcunu da yerine getirmediğini, sözleşmenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen müvekkili firmanın mağduriyetine sebebiyet verdiğini, davacının talep ve iddialarının yersiz olup, manevi tazminat talebinin de haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının söleşmenin kendisine yüklediği yükümlülüklerden haksız olarak kaçındığını ve müvekkili firmanın mağduriyetine sebebiyet verdiğini, bu nedenle haksız kazanç elde etme amacıyla ödemenin iadesi ile manevi tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığının sabit olduğunu, davacının bahse konu sözleşmeye ilişkin manevi tazminat talebinin kabulünün mümkün ollmadığı gibi nedensellik bağı nedeniyle de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu olmayan ve yasal koşulları oluşmayan manevi tazminat talebi ile birlikte davacının diğer taleplerinin de reddi gerektiğini beyanla, davacı tarafın hukuki mesnetten yoksun ve yersiz beyanlarının reddi ile yasal hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava, cevap ve cevaba dilekçesi, sözleşme örneği ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, taraflar arasında düzenlenen Uzun Süreli Kantar Kiralama Sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2019/674 Esas ve 2019/1717 Karar sayılı Karar ile taraflar arasında düzenlenen 15/12/2018 tarihli uzun süreli kantar kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının kiracı, davalının kiraya veren olduğu anlaşılmakla, HMK’ nın 4. Maddesi uyarınca kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan mahkememizin görevsizliğine verilmiştir.
Dosya istinaf yoluna başvurulmadan kesinleşerek Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/231 Esas ve 2020/335 Karar sayılı Kararda, taraflar arasında herhangi bir kira sözleşmesinin ve kira ilişkisinin bulunmadığı, aksine kantarın satımı ve kullanımı hususunda bir sözleşme olduğu, Her ne kadar sözleşmede kiracı sıfatı kullanılmış ise de bu durum taraflar arasında kira sözleşmesi yapıldığı ya da kira sözleşmesinin yenilendiği veya kira sözleşmesinin devam ettiği anlamına gelmediği kaldı ki dava dilekçesinde davacı tarafça sözleşmenin iptali ve 60.000 TL alacak ile 10.000 TL manevi tazminatın ödenmesi talep ettiği, belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya yargı yerinin belirlenmesi amacıyla Bursa BAM 4. HD’ ya gönderilmiştir.
BURSA BAM 4. HD 2020/942 Esas ve 2020/981 Karar sayılı Kararında “Somut olayda; davacının davalı ile 10 yılık kantar kiralama sözleşmesini imzaladığını, ancak bunun görüşmelere aykırı olduğunu, davalının hem kantarın sahibi hem de kiracısı olarak görüldüğünü belirterek sözleşmenin iptali, bedelin iadesi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, yapılan değerlendirmede; sözleşmede uzun süreli kantar kullandırma ibaresinin bulunduğu, ancak beyan dilekçesinde davacının yatırımcı olarak yer aldığının belirtiği, ayrıca kantar kullanımına ilişkin firmanın kantarı uzun dönemli kira akdi ile bünyesinde çalıştıracağı, davalıya her tartımda net 20 TL ödeyeceğini kabul ettiğini belirttiği, dolayısıyla bu haliyle sulh hukuk mahkemesinin görevli olmadığı ancak ticaret mahkemesince de dava konusu hususun ticari iş olup olmadığının ve tarafların tacir sıfatının araştırılması gerektiği anlaşılmıştır.”
Bursa BAM 4. HD Kararı doğrultusunda, davacının tacir olup olmadığı konusunda BTSO, Esnaf ve Sanatkarlar Odasına ve Vergi Dairesine ayrı ayrı müzekkereler yazılmıştır.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda Bursa BAM 4. HD Kararı doğrultusunda ve yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacının davalı ile 10 yılık kantar kiralama sözleşmesini imzaladığını, ancak bunun görüşmelere aykırı olduğunu, davalının hem kantarın sahibi hem de kiracısı olarak görüldüğünü belirterek sözleşmenin iptali, bedelin iadesi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakla, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davacı vekilinin beyanı, BTSO ve vergi dairesinin yazı cevabı ile davacının tacir olmadığı anlaşılmakla açılan davanın nispi ticari dava da sayılamayacağından mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereği davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın genel görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.