Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/68 E. 2020/759 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA “Türk Milleti Adına”
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
Esas No : 2020/68 Esas
Karar No : 2020/759

Hakim :… …
Katip : … …

Davacı : … –
Vekili : Av. … –
Davalı : … – …
Dava : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Dava Tarihi : 20/02/2020
Karar Tarihi : 20/11/2020
Kararın Yazım Tarihi : 23/11/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Tarafların 01/08/2016 tarihli ” Vergi Hukuku Denetim ve Danışmanlık Sözleşmesi” imzaladığını, sözleşmeye göre müvekkil şirket vergi mevzuatı, ticaret hukuku ve uluslararası vergi anlaşmaları çerçevesinde davalının veya iştiraklerinin yaptığı ve yapacağı iş ve işlemlerin vergi hukuku yönünden değerlendirilmesi görüş ve önerilerde bulunulması, geçici vergi dönemleri itibariyle aylık mali ve vergisel denetim yapılması işini üstlendiğini, müvekkil şirketin sözleşme tarihinde limited şirket iken daha sonra tür değişikliği ile anonim şirkete dönüştüğünü, sözleşme süresi 1 yıl olup süre sonunda sözleşme 8.1 maddesi gereğince birer yıl yenilenerek sonraki yıllar devam ettiğini, sözleşmenin 4. Maddesine göre müvekkil şirkete aylık 15.000-TL + KDV ücret ödeneceğini, Müvekkil şirket davalıya aylık faturalar kesecek ve fatura bedelleri takip eden ayın 25. gününe kadar ödeneceğini, sözleşmenin 5. Maddesine göre de işin gereği yapılan her türlü harcama ve giderler ayrıca davalıya fatura edilecek ve harcamanın yapıldığı ayı takip eden ayın 25. Gününe kadar ödeneceğini, bahsedildiği şekilde sözleşme devam ederken davalıya kesilen faturaların bir kısmı ödenmediğini, ödenmeyen faturalarla ilgili alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Bursa 14. İcra Müdürlüğü 2019/4591 esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takip durdurduğunu, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevsizlik taleplerinin bulunduğunu, müvekkilin davacıya herhangi bir borcu bulunmamakla birlikte, davacı tarafından gönderilmiş olan Bursa 14. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4591E. Sayılı icra dosyasında talep edilen asıl alacağa işleyecek %19,50 faiz oranı fahiş olup kabulü mümkün olmadığını, müvekkilin dernek kayıt ve belgeleri incelendiğinde, davacının taleplerinin haksız olduğu görülecek olup, davacının icra inkar tazminatı taleplerini de kabul etmediklerini ve tüm taleplerin reddini talep ettiklerini bildirdiklerini davacı tarafından ikame edilmiş huzurdaki davanın öncelikle usulden, bu talebin kabul görmeyip davanın esasına girilmesi halinde ise esastan reddedilmesine, Davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 16/04/2019 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 30/04/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından 01/07/2019 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememizce yargılama yapılmış, Bursa 14 . İcra Müdürlüğü’nün 2019/4591 E. Sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; taraflar arasında imzalanılan ”Vergi Hukuku Denetim ve Danışmanlık Sözleşmesi”ne dayalı olarak tanzim edilen bir kısım faturaların ödenmemesinden kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesine ilişkindir.
Davalı Bursaspor Kulübü Derneği olup,Bursaspor Kulübü derneğinin kamu yararına çalışan bir derneklerden sayıldığına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı dikkate alınarak, davanın her iki tarafı tacir olmadığından ve davanın mutlak ticari davalardan da bulunmadığı tespit edildiğinden (Bursa BAM 7. Hukuk Dairesi’nin 2019/1175 Esas 2020/552 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2014/10399 Esas 2014/11385 Karar , 2016/151 Esas 2019/383 Karar sayılı ilamları da dikkate alınarak ) davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine,mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.