Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/656 E. 2021/782 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/656
KARAR NO : 2021/782

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin Ahmet Vefik Paşa Mah. Organize San. Bölg. Acar Sok. No:3 Kestel/BURSA adresinde tahin, reçel, pekmez, lokum vb. gıda ürünlerinin üretimini ve satışı yapmakta olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı borçlu şirket ile arasındaki cari ilişki gereğince dava konusu icra takibine konu fatura içeriklerinde yer alan çeşitli gıda ürünleri borçlu davalı şirkete satışı yapılarak teslim edilmiş olduğunu, ancak borçlu tarafından davaya konu icra takibinde takip dayanağı olan fatura içeriklerindeki ürünler teslim alınmasına rağmen vede fatura içeriklerine itiraz edilmediği halde müvekkil şirkete ödeme yapılmamış olduğunu, takibe konu faturaların ödenmemesi üzerine cari hesap ekstresindeki borç bakiyesi olan 5.677,31-TL alacağımızın tahsili için 14.07.2020 tarihinde Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2020/… E. Sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçilmiş olduğunu, ancak Davalı (Borçlu) 23.07.2020 tarihinde icra takibi ile talep olunan yetkiye, borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz ederek kendilerinin müvekkil şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, akabinde ilgili İcra Müdürlüğü kararı ile takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğunu, taraflarınca 08.09.2020 tarihinde dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmuş olsa da Bursa Arabuluculuk Bürosunun 2020/2168 başvuru numaralı arabuluculuk dosyası üzerinden yapılan görüşmeler neticesinde taraflar arasında herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile alacağın % 20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil firma ile davacı firma arasında ticari alım satımdan kaynaklı cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkil firma bu ticari ilişkiden doğan tüm borçlarını davacı firmaya ödemiş olduğunu, ancak davacı firma, müvekkili aleyhine fatura alacağının ödenmediği gerekçesiyle Bursa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatmış olduğunu, tarafımızca haklı olarak takibe itiraz edilmiş olduğunu, davacı taraf duran takibin devamı ve itirazın iptali için huzurdaki iş bu davayı açmış olduğunu, ancak davacı tarafın iddia ve taleplerinde haksız olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2020/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 14/07/2020 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 23/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 23/07/2020 tarihinde borca ve yetkiye itiraz etmiştir.
Davalının yetki itirazı yönünden dosya incelendiğinde, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda İİK 50. Maddesi ve TBK’nun 89. maddesi uyarınca temel ilişkinin varlığı anlaşıldığından, davacının bir para alacağı söz konusu olup bu durumda, davacının ikametgahındaki mahkeme ve icra müdürlüğü yetkili olması sebebiyle yetki itirazı yerinde değildir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari defterler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 18/04/2021 tarihli raporunda özetle: Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/656 Esas sayılı dosyasının, Bursa 3.İcra Müdürlüğü 2020/… esas sayılı dosyasının, Davacı şirkete ait 2019-2020 yıllarına ait ticari E defter (yevmiye ve kebir) defterlerinin, incelenmesi sonucu; davacı şirket 2019-2020 yıllarında ticari defterlerini (yevmiye ve defteri kebir) e defter olarak tuttuğu, Davacı şirketin e defter beratlarının (01/2019, 01/2020) ilk ayının ve 12/2020, 09/2020 son ayının kanuni sürelerde oluşturulduğu, (Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçer.) davacı şirketle, davalı şirket arasında mal alım satımına ait yazılı bir sözleşme olmadığı, tarafların açık hesap çalıştığı, taraflar arasında kısa süreli ticari bir ilişkinin olduğu, yukarıda dökümü olan faturalar dışında taraflar arasında başka ticari ilişki olmadığı, Davacı tarafından, Davalı şirkete düzenlenen faturaların bedellerinin toplamının 7.459,96 TL olduğu, Davalı şirket tarafından 27.02.2020 tarihinde 2.191,34 TL ödeme yapılmış olduğu, (7.459,96-2.191,34)= 5.268,62 TL kalan, Davacı şirketin ticari defterlerinde 7.459,96 TL alacak gözükmekte ise de davalı şirketin, davacı şirkete 27.02.2020 tarihinde yaptığı 2.191,34 TL ödeme resmi defterlere işlenmediğinden kaynaklandığı, davacı şirket tarafından, Davalı şirkete borcun ödenmesi için gönderilmiş herhangi bir ihtarın olmadığı, Takip tarihinde ticari temerrüt faizinin (yıllık %10 olduğu), davacı şirketin, Davalı şirketten icra takibine konu faturalardan 5.268,62 TL açık hesap bakiyesinin kaldığı mütalaa edilmiştir.
Davalıya ticari defterlerini sunmak üzere talimat yazıldığı, davalı vekiline defterlerin ibrazı için meşruhatlı davetiyenin tebliğ edildiği ancak davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının tarafların ticari defterlerine dayandığı anlaşılmakla ticari defterlerin delil olması yönünden bilindiği üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. (1086 sayılı HUMK’nın 326.) maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. (6762 sayılı TTK’nın 83/2.) maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın m. 220 (HUMK’nın 330.) maddesindeki genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 82.) maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. (6762 sayılı TTK’nın 69. vd.) maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince Tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. (HMK. m. 222/4, 6762 sayılı TTK’nın 84,85)
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tacirin davalı şirkete gıda ürünleri sattığı ve faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, davacının ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğundan, ticari defterin kesin delil olduğu, davalı tarafın süresi içinde ticari defterlerini sunmadığından davacının defterlerinin HMK’ nın 220 ve HMK 222/3. Maddesi gereğince kabul edilebileceği anlaşılmakla dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden hüküm kurmaya elverişli kabul edilen 18/04/2021 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek ve davalının usulune uygun tebliğ edilen bilirkişi raporuna itiraz etmediği gibi ticari defterlerin sunulması sunulmadığı takdirde davacı vekilinin HMK’ nın 220/son ve HMK 222/3. maddesi uyarınca davalının beyanlarının kabul edileceğine dair davetiyeye de cevap verilmediğinden, davacının ticari defterlerdeki kayıtlara itibar edilerek faturalardan kaynaklı 5268,62 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulu ile ,davacının icra inkar tazminat isteminin, davacının alacağının fatura alacağı olduğu, alacağın likit olduğu, icra takibine itirazda haksız olduğundan koşulları oluşmakla, icra inkar tazminatı talebinin kabulu ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bursa 3. İcra Müd.nün 2020/… esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin asıl alacak 5.268,62-TL alacak üzerinden ve bu alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek ticaret temerrüt faizi ile birlikte devamına,
2-İİK 67 maddesi uyarınca icra inkar tazminatı koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 1.053,72-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 359,90 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 61,59 TL’nin mahsubu ile bakiye 398,31 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 750,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 91,25 TL olmak üzere toplam 841,25 TL yargılama gideri ve 61,59 TL peşin harç olmak üzere toplam 902,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda dava konusu uyuşmazlığın miktarının 2021 yılı itibariyle HMK 341/2 maddesi uyarınca kesinlik sınırı olan 5.880,00-TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. Verilen açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.