Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/653 E. 2023/426 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/653 Esas
KARAR NO : 2023/426

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – 1593/1 Sokak No:65 Müzeyyen Hanım Apt. C Blok K:4 D:7 Manavkuyu Bayraklı/ İZMİR
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16219-12080-….] UETS
İHBAR OLUNAN : … –
VEKİLİ : Av. … – …
Av. … – [35024-34203-…. UETS
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/05/2012
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete ait bir adet “Weldotherm ” ısıl işlem cihazının ithal edilmesi konusunda gerekli gümrük işlemlerinin yapılması için davalı ile anlaşma yapıldığını, ithal işlemlerinin doğru ve gereği gibi yürümesi için davalıya, cihaza ilişkin tüm bilgilerin iletilerek, ihaza ait katalogun verilmesine rağmen, Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon Numarası’nın yanlış bildirilmiş olduğunu, ithale konu cihazın davalı şirketçe belirtilen GTİP numarasının 84 19 90 85 90 19.000 olduğunu, söz konusu numaranın ithal edilen cihazı kapsamadığını, cihazın bildirilmesi gereken GTİP numarasının ise, ” diğer lehim, kaynak makine ve cihazları ” kapsayan 84.68.80.00.0000.000 olduğunu, gümrük prosedürleri ile ithalat rejimini belirleyen temel kriterin GTİP numaraları olduğunu, sorunun GTİP numarasının yanlış bildirilmesinden kaynaklandığını, yanlış GTİP numarası bildirilmesi nedeni ile cihazın ithalatının gerçeklemediğini, müvekkilinin yargılanmasına kadar sürecin başlamasına neden olduğunu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Müdacele Kanunu kapsamında değerlendirilmesi ve Gümrük Müdürlüğünce cihaz üzerinde yapılan inceleme sonucunda cihaza savcılık tarafından el konulduğunu, yapılan yargılama sonucuna kadar cihazın, Sistem Lojistik Ltd. Şti.’nin antrepolarında kalması nedeniyle müvekkiline 137.937,00 TL bedel çıkarıldığını, bunun müsebbehinin davalı şirket olduğunu, antrepo şirketi tarafından antepo ücretinin bir kısmı olan 67.425,00 TL ‘yi Bakırköy 16. İcra Müdürlüğünün 2011/11938 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin icra takibi borcunu, haciz ihtimali ve baskısı nedeniyle, 76.287,20- TL ödeme yaptığını, antrepo şirket sahibi daha sonra 61.125,00 TL ek bedel tutarı belirlediğini, bu bedelin 36.450,00 TL ‘sini 05/01/2012 tarihinde nakden ödendiğini, bakiye 10.500,00 EURO ( 24.675,00 TL ) için 05/04/2012 vade tarihli senet düzenlendiğini, fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin zararına esas olan 137.937,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkete Türkmenistan’dan getirtip AHL Gümrük Müdürlüğünde özel antrepoya aldırılan kullanılmış ısıl işlem cihazının ithalini müvekili şirket tarafından yapıldığını, müvekkilinin yetkili elemanlarının 09/08/2010 tarih ve IM 288482 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesini düzenleyerek ithal işlemine başladığını, beyannamede, cihazın ısı değişikliği yoluyla çalışan kullanılmış test cihazı olduğunu dikkate 8419 tarifeden 84 19 89 98 90 19 diğerleri kapsamında GTİP numarası verilmesi gerekirken , sehven aynı bölümden aksam ve parçalar kısmından 84 19 90 85 90 19 numara ile beyanda bulunulmuş olduğunu, beyan edilmesi gereken GTİP numarasına göre ısıl işlem cihazının ithalatında Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan alınması gereken ithalat iznine ihtiyac bulunmadığını, kullanılmış veya yenileştirilmiş olarak ithal edilebilecek bazı maddelere ilişkin tebliğ ithalat ( 2010/9 ) nolu tebliğin 4.maddesine göre beyan edilen CİF kıymetinin anılan tebliğde gösterilen birim CİF kıymetinden fazla olması durumunda , bu makinenin aynı tebliğin 2.maddesine tabi olduğunun belirtildiğini, bu durumda da söz konusu kullanılmış ısıl işlem cihazının imalatında izin alınması gerekliğinin ortadan kalkmakta olduğunu, ayrıca kullanılmış aksan ve parça ithalatinin, ithalet rejim kararına göre; mümkün olmadığından Dış Ticaret Müsteşarlığından ithalat izin alınması gerektiğinin davacıya aynı gün bildirildiğini, davacının izin için başvuruda bulunduğunu ancak izin alamadığını, dava konusu ısıl işlem cihazının ithalinin geçikmesinin ve depoda uzun süre durmasının sebebinin Gümrük Müsteşarlığı tarafından istenilen ithal izni ve bu iznin davacı yanca DMT’den alınamaması olduğunu, davacı tarafından dava değerinin 137.937,00 TL olarak belirlendiğini, diğer talepleri ile ilgili bedel bildirmediğinden tüm taleplerinin reddi gerektiğini belirterek, davanın Gümrükler Genel Müdürlüğüne ihbar edilmesini talep etmiştir.
İhbar edilen Gümrükler Genel Müdürlüğü vekili, davanın kendileriyle bir ilgisinin olmadığını, idarenin, kanun ve mevzuaat çerçevesinde tüm işlemleri gerçekleştirdiğini, davanın reddini savunmuştur.
KANITLAR:
Bilirkişi raporları, Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/87 esas sayılı dosyası, gümrük belgeleri, karar ilamı vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava; vekalet görevinin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle oluşan davacı zaranının tazmini istemine ilişkin alacak davasıdır.
Dava konusu ithalat işlemiyle ilgili davacı şirket yetkilisi hakkında Bakırköy1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/87 esas sayılı dosyasında yargılama sonucunda beraat ettiği görülmüştür.
Taraflarca sunulan tüm deliller toplanmış, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere Ankara NATM’ye talimat yazılmış, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesini 2013/68 tal. sayılı dosyasında konusunda uzman SMM ve gümrükçü bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. 25/09/2013 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacı tarafından 76.287,20- TL ödeme yapıldığı, Sistem Lojistik Ltd.Şti.’ne 05/04/2012 vade tarihli 10.500,00 Euro ödendiğine dair belge bulunmadığı, davalı şirket tarafından Gümrük Müdürlüğüne verilen eşyanın ithaline dair gümrük giriş beyannamesinde eşyanın beyan edilen tarife ve istatistik pozisyonunda hata yapıldığı kabul ve beyan edildiği, işin sürüncemede kalmasına bu hatanın yol açtığından, 76.287,20- TL ‘nin davacıya ödenmesi gerektiği görüş ve kaanati bildirilmiştir.
25/09/2013 tarihli bilirkişi raporu ile Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/87 esas sayılı dosyasına sunulan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, taraf vekillerinin itirazlarının ve beyanlarının tartışılıp değerlendirilmesi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, İstanbul 27. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/34 Tal. sayılı dosyasında; gümrükçü, hukukçu ve SMMM’den oluşan bilirkişi kurulundan 10/02/2014 tarihli rapor alınmıştır. Alınan bilirkişi kurulu raporunda; davacı şirket adına Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğünce tescilli 288482/09.08.2010 sayı-günlü serbest dolaşımına giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın; 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca el konulması ve Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/87 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda sahibine iadesine karar verilmesi üzerine, kovuşturma ve yargılama sürecinde eşyanın özel bir şirkete ait genel antrepoda muhafaza edilmesi sebebiyle, davacının antrepo işletmesine ödediği 137.937,00 TL tutarındaki ardiye ücretinin mütevellit zararından; bu aşamada eşyanın gümrük beyanında bulunan davalının sorumlu olmadığı sonuç ve kaanitine varılarak, davacının eşyanın gümrük tarife tatbikatına , uygun GTİP’de ( 8468.80.00.00.00 ) beyan edilmesi hususunda davalı uyardığına dair kanıtlayıcı belgeleri sunması durumda yeniden değerlendirme yapılmasının uygun olacağının bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan belgelerin değerlendirilmesi yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor aldırılmış, alınan 16/07/2014 tarihli ek bilirkişi raporunda; kök rapordaki değerlendirme ve tespitler ile sonuç ve kaanatlerinin aynen devam ettiği bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerinin giderilmesi ve davacı vekilinin bilirkişi raporunda itirazlarının değerlendirilmesi, davalı vekili tarafından bildirilen GTİP numarası ile ithalatı yapılan ısıl işlem cihazının kodunun tutup tutmadığının açıklığa kavuşturulması ve olayın meydana gelişinde kusur ve sorumluluklarının tespiti yönünden yeniden bilirkişi incelemesi yaptıralarak, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/77 Tal. Sayılı dosyasından 16/02/2015 tarihli rapor aldırılmıştır. Alınan bilirkişi kurulu raporunda; davalının Gümrük Müşavirinin müteselsil sorumluluğu kapsamında Gümrük Kanunu’nun 181/2-192-229/2 maddeleri hükmünce idari müeyyidelerden sorumlu olduğu TBK’nın 506 ‘da düzenlenen objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranan, davalının ardiye ücretinden sorumlu tutulabileceği bildirilmiştir.
Davacı vekili beyanında; 10.500,00 EURO bedelli ödeme ilgili belge sunamadıklarını, sunulan belgeler doğrultusunda karar verilmesini talep ettiğini belirtmiştir.
Mahkememizin 2014/352 esas, 2016/1205 karar sayılı kararı, Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 08/09/2020 tarih 2017/3125 esas, 2020/2665 karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olduğundan ve süresi içerisinde tashihi karar talebinde bulunulmadığından dosyanın mahkememiz esasının 2020/653 sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce; Yargıtay bozma ilamı içeriğinde de belirtildiği üzere davaya konu ithalat izninin ne kadarlık bir sürede alınabileceği, iznin alınmasının gecikmesinde davacı tarafın ihmalinin bulunup bulunmadığı, izin alınması için gerekli belgelerin başvuru öncesinde mevcut olup olmadığı, bu belgeler mevcut değil ise ne kadarlık bir sürede tamamlanabilecekleri, ceza yargılamasına muhatap olunması üzerine alındığı anlaşılan bu iznin henüz ceza soruşturmasına ve kovuşturmasına uğramadan önceki bir tarihte alınıp alınamayacağı, bu kapsamda zararın artmasında davacı tarafın müterafi kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile ek rapor düzenlenmesi için İstanbul NATM’ye talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Alınan 08/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; kök raporda varılan genel kanaatlerini değiştirecek herhangi bir husus bulunmadığının anlaşıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; İstanbul NATM’ye talimat yazılarak Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin bozma ilamında belirtildiği üzere ithalat izninin ne kadarlık bir sürede alınabileceği, iznin alınmasının gecikmesinde davacı tarafın ihmalinin bulunup bulunmadığı, iznin alınması için gerekli belgelerin başvuru öncesinde mevcut olup olmadığı, bu belgeler mevcut değilse ne kadarlık bir sürede tamamlanabilecekleri, ceza yargılamasına muhatap olunması üzerine alındığı anlaşılan bu iznin henüz ceza soruşturmasına ve kovuşturmasına uğramadan önceki bir tarihte alınıp alınamayacağı, bu kapsamda zararın artmasında davacı tarafın müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, müterafik kusuru var ise oranı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasının istenilmesine, bilirkişi olarak 1 Gümrük ve Antrepo Uzmanı bilirkişi ile 1 Hesap Uzmanı Hukukçu bilirkişinin mahkememizce resen seçilmesine karar verilmiştir.
Alınan 11/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı tarafın, eşyanın alıcısı olarak ve eşyanın kullanılmış ve 10 yaş üzeri olması nedeniyle DTM.nin iznine bağlı olması işi gereği durumu bilmesi, bu nedenle belirtilen izin için bizzat kendisince izin başvurusunda bulunması gerektiği, izin başvurusunda bulunduğu kapasite raporunun olmaması nedeniyle başvurunun reddedildiği, bilahare tekrardan müracaatla gecikmeli de olsa ithal izni alınmasına müteakip eşyanın ithalatının gerçekleştiği, “5607 sayılı kaçakçılıkla mücadele kanununa göre el konulan eşya ve alıkonulan taşıtlara ilişkin uygulama yönetmeliği” kapsamında eşyaları 15.03.2011 tarihinde kolluk kuvveti olan Gümrük Muhafaza Kaçak İstihbarat ve Narkotik Müdürlüğünün el koyması sonucunda eşya üzerinde davalı ve davacı tarafın hükmetme yetkisinin ortadan kalktığı ve mahkeme neticesinin beklenildiği, Nihayetinde mahkemenin mevcut olayda kaçakçılık ve sahtecilik olmadığı gerekçesiyle şüphelilerin beraatına karar vererek eşyanın iadesine karar verdiği, bu durumda söz konusu yönetmeliğin 11. maddesinin 2,4,6 fikraları gereğince ardiyesinin hesaplanmasının esas olduğu, bu nedenle eşyanın depolandığı 515 günün 305 günlük ardiyesinden gümrük idaresinin sorumlu olduğu, 210 günlük ardiyesinden ise eşyanın alıcısının/davacının sorumlu olduğu, bu sürede oluşacak ardiye ücretinin ilk 6 ayda eşyanın fatura bedelinin binde biri (0/001) x 52.662-52.00TL, 52.00TL x 180 gün 39.360TL ilk 6 aylık ardiye ücreti, 6 aydan sonra 2. 6 ay İçin; fatura bedelinin binde birinin yarısı (52.662×0/001:2-26.00TL) olacak olursa; 26.00TLx125gün= 3.250-TL ardiye bedeli oluştuğu, toplamda ilk 6 aylık ve sonraki 6 ay için 9.360 TL * 3.250 TL – 12.610 TL ardiye ücreti oluştuğu, 6.fıkraya göre hesaplama yapılacak olunursa; 52.662 TL fatura bedeli x 4630 – 17.554 TL ardiye bedeli oluştuğu, idarenin toplamda 17.554 TL ardiye ücreti ödemesi gerektiği, dosya kapsamında yapılan incelemelerde; eşyaya ait ardiyenin tamamının davacı /alıcıdan tahsil edildiği, oysaki İdarenin 305 günlük ardiye bedeli 17.554 TL, davacı tarafın ise 210 günlük ardiyeyi ödemesi gerektiği tespitle, bu halde davacının 210 günlük ardiye ücretini ödemesi gerektiği; (davacı tarafın ardiye ücretleri bilinemediğinden hesaplanamamıştır) bu ardiye ücretinin belirlenmesi için davacı tarafa mahkemece sorulması neticesinde yeniden hesaplanarak belirlenmesi gerektiği, mahkemenin davalı yanı kusurlu bulması halinde 15 günlük ardiyesinden sorumlu olabileceği (davalı tarafça 15 günlük ardiyenin yeniden hesaplanması gerektiği, ardiye ücretlerinin mevcut olmadığından hesaplama yapılamadığı) bildirilmiştir.
Mahkememizce; İstanbul NATM’ye talimat yazılarak önceki bilirkişi heyetinin yanına 1 dış ticaret uzmanı bilirkişi eklenerek, özellikle Yargıtay İlamında belirtilen hususlar ile iddia ve savunmalar değerlendirilmek suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 01/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda; 13.maddede, üçüncü bilirkişi raporunun değerlendirilmesi yapılırken 13/B maddesinde açıkladığımız üzere, dış ticaret erbabının veya basiretli bir tacirin, yurt dışından yaklaşık 26.000-USD değerindeki bir eşyayı satın almadan önce, yurda sokup sokulamayacağını ve hatta gümrük vergileri ile ne kadar maliyeti olacağını hesaplamadan bu satın alışı yapmış olması, bir dış ticaret erbabı için mümkün bulunmadığı, dolayısı ile bu eşyayı satın almadan önce zaten bu araştırmayı yapmış ve konu hakkında bilgi sahibi olması gerektiği, Eşya gümrüğe gelmeden önce ithalatçı tarafından bilgi istenildiğine ilişkin bir kayıt veya yazışmaya rastlanmadığı, dolayısı ile eşya gelmeden önce eşya ile ilgili bilgisi olduğu kesin olarak anlaşılamadığı halde, neden bilgi verilmediğinin sorgulanmasının uygun olmayacağı, eşya gümrüğe geldikten sonra ise yukarıda (22. sayfanın 2, 3 ve 4. paragraflarında) yapmış olduğumuz açıklamalar çerçevesinde, gümrük müşavirlerinin mevzuata bakmış oldukları Gümrükler Genel Müdürlüğünün resmi sitesi olan EDİ portalında, bahse konu eşyalara ilişkin sadece DTM izni alınması gerektiğinin belirtildiği, DTM izni için hangi evrakların gerektiği konusunda bir bilgi bulunmadığı ve dolayısı ile gümrük müşavirinin, mesleki yükümlülük olarak, ithalatçının başvurması gerektiği izin belgesi için hangi evrakların istenildiği konusunda daha önceden bilgi sahibi olması veya bilgi vermekle yükümlü olduğunu gösteren bir durumun söz konusu olmadığı sebebi ile görevini yerine getirmediği yönünde bir kanaat oluşmadığı,
DTM izinlerinin ortalama 3 ila 10 gün arasında verildiği bilinmekte olup, eşyanın incelenmesi gereken durumlarda ise inceleme süreci neticesinde rapor düzenlenmesinin ortalam 10 gün civarında sürdüğü, müracaat yükümlülüğü bulunan ithalatçı firmanın müracaat ettikten sonra, izin belgesinin çıkması için DTM tarafından istenilen belgelerin ithalatçı tarafından sunulamaması sebebi ile süre gecikmesi yaşandığı ve bu gecikmenin, hem davacı/ithalatçı firmanın “eşyaları mahrecine gönderme” talepli dilekçesinde ve hem de DTM’nin noksan evrakların tamamlanması için yazdığı yazının muhatabının ithalatçı firma olduğundan da anlaşıldığı üzere, evrakları hazır edemeyen ithalatçı firmadan kaynaklandığı, 09.08.2010 tarihinde tescil edilen gümrük beyannamesine ilişkin gümrük muayene memuru tarafından yapılan muayene ve incelemede, eşyanın GTİP’sinin hatalı verildiğine ilişkin tespitte bulunduğu ve bunu da ilgili beyannamenin arkasına şerh düştüğünden görüldüğü, Bu şerh’de; noksan alındığı hesaplanan 259-TL gümrük vergisi ile buna isabet eden 47,-TL KDV bedelleri tahakkuk edilerek, ithalatçısından tahsil edildiği, Ayrıca bu hatadan ötürü de 4458.s.Gümrük Kan.235/2.mad. göre noksan alınan vergilerin 3 katı kadar idari para cezası uygulandığı ve bunun da ithaltçı firma tarafından ödendiği, bu işlemlerde, beyan edilen eşya da DTM iznine tabi olarak beyan edildiği ve tespit edilen GTİP de DTM iznine tabi olduğu anlaşıldığından dolayı, izne tabi eşyanın izin alınmadan yurda sokulmasına ilişkin bir muhalefet oluşmadığı sebebi ile GTİP hatası 19.08.2010 tarihinde düzeltilmiş ve hata konusu sonlandığı, fakat ithalatçı firmanın DTM izni alması için Gümrük idaresi tarafından firmaya yazı yazıldığı görüldüğü, bu aşamadan sonra gümrük müşavirinin sadece DTM izni geldikten sonra beyanname işlemlerine devam edebilme imkanı bulunmadığı, aslında DTM izinleri de genel olarak bir haftalık bir süre içerisinde verildiği düşünüldüğünde, ithalatçı firma eğer belgeleri tam olarak müracaat etmiş olsa idi, hem izin belgesi alınacaktı ve hem de beklemeye gerek kalmayacak ve ceza kovuşturmasını gerektirir bir durumla karşı karşıya kalınmayacağı, ancak ithalatçı firma DTM tarafından istenilen (ihale şartnamesi, ihale sözleşmesi, üretici belgesi ve Kapasite Raporunu) ibraz edemediği sebebi ile gecikme yaşandığı, ithalatçı/davacı firmanın kendi dilekçelerinden anlaşıldığı, dolayısı ile Gümrük İdaresi DTM izni alınamadığı sebebi ile ceza davası başlattığı, diğer bir ifade ile gümrük müşavirinin hatalı GTİP vermesinden dolayı ceza davası başlatılmadığı, üstelik de ithalatçı firma ceza davası sürerken ikinci kez müracaat etmiş ve bu defa evrakaları tam olarak ibraz etmesi sonucunda izni almaya hak kazandığı, dolayısı ile hemen akabinde de hem ceza davası sonlanmış ve hem de eşyaların ithaline izin verildiği, yani ithalatçı firmanın belgeleri sunamamasından dolayı gecikme yaşandığı ortada olduğu, Yargıtay kararında sorulan soruya cevaben; evet yargılama süreci başlamadan önce ithalatçı firma belgeleri sunabilmiş olsaydı yargılama sürecine gerek kalmayacağı, bu sebeple de eşyaların ithali için beklemeye sebebiyet verenin ithalatçı firma olduğunun ortada olduğu, ardiye hesaplamasının nasıl yapılması gerektiğine ilişkin bahsedilen 5607. sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre El Konulan Eşya ve Alıkonulan Taşıtlara İlişkin Uygulama Yönetmeliği”nin 5.maddesi incelendiğinde, yakalanan eşyaların gümrük bünyesindeki kaçak eşya depolarına ilişkin olduğu ve eşyanın idarece kaçak eşya ambarı bulunmaması nedeniyle mevcut antrepoya konulduğu, bu yönetmelik kapsamında oluşan ardiyenin 04.02.2020 tarihli kök raporda açıklandığı gibi hesaplanmasının yönetmelik gereği olup, belirlenen gün kadar davacının, diğer günler kadar da eşyaya el konulması nedeniyle gümrük idaresinin sorumlu olması gerektiği bildirilmiştir.
Yargıtay ilamında dava konusu antrepo ücretinin artmasının esas nedeni ithalat izninin alınmasının gecikmiş olmasıdır. Bu durumda, ithalat işlemlerine başlamadan önce, ithalat izni alınması için davalı … müşavirinin, davacı tarafa gerekli uyarı ve bilgilendirmeleri yapması gerektiği, bu husustaki görevini yerine getirmeyerek kusurlu bulunduğu açık olmakla birlikte, söz konusu iznin ne kadarlık bir sürede alınabileceği, iznin alınmasının gecikmesinde davacı tarafın ihmalinin bulunup bulunmadığı, izin alınması için gerekli belgelerin başvuru öncesinde mevcut olup olmadığı, bu belgeler mevcut değilse ne kadarlık bir sürede tamamlanabilecekleri, ceza yargılamasına muhatap olunması üzerine alındığı anlaşılan bu iznin, henüz ceza soruşturmasına ve kovuşturmasına uğramadan önceki bir tarihte alınıp alınamayacağı, bu kapsamda zararın artmasında, davacı tarafın müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında, bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda ” dış ticaret erbabının veya basiretli bir tacirin, yurt dışından yaklaşık 26.000-USD değerindeki bir eşyayı satın almadan önce, yurda sokup sokulamayacağını ve hatta gümrük vergileri ile ne kadar maliyeti olacağını hesaplamadan bu satın alışı yapmış olması, bir dış ticaret erbabı için mümkün bulunmamaktadır. Dolayısı ile bu eşyayı satın almadan önce zaten bu araştırmayı yapmış ve konu hakkında bilgi sahibi olması gerektiği, DTM izinlerinin ortalama 3 ila 10 gün arasında verildiği bilinmekte olup, eşyanın incelenmesi gereken durumlarda ise inceleme süreci neticesinde rapor düzenlenmesinin ortalam 10 gün civarında sürmektedir. Müracaat yükümlülüğü bulunan ithalatçı firmanın müracaat ettikten sonra, izin belgesinin çıkması için DTM tarafından istenilen belgelerin ithalatçı tarafından sunulamaması sebebi ile süre gecikmesi yaşandığı ve bu gecikmenin, hem davacı/ithalatçı firmanın “eşyaları mahrecine gönderme” talepli dilekçesinde ve hem de DTM’nin noksan evrakların tamamlanması için yazdığı yazının muhatabının ithalatçı firma olduğundan da anlaşıldığı üzere, evrakları hazır edemeyen ithalatçı firmadan kaynaklandığının anlaşıldığı bildirilmiştir.
.Davalı şirketin hatalı gümrük beyanında bulunması nedeniyle, ısıl işlem cihazının ithalinin geçikmesine ve genel antrepoda muhafaza edilmesine sebebiyet verdiği, dava dışı Sistem Lojistik Ltd.Şti. tarafından 137.937,00 TL anterepo ücreti belirlendiği, davacı tarafından talep edilen antepo ücretinin 76.287,20- TL ‘sinin icra takip dosyasına, 36.450,00 TL ‘sinin 05/01/2012 tarihinde havale yoluyla ödendiği, davacının toplamda 76.287,20-TL + 36.450,00-TL=112.727,20-TL ödeme yaptığı anlaşılmış olup, zararın artmasında, davacı tarafın müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmış, %50 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak 56.363,60 TL (kısa kararda sehven 56.368,60 TL olarak belirtilmiş) 56.368,60 TL alacağın, 38.143,60 TL ‘lik kısmının 16/12/2011, 18.225,00 TL ‘lik kısmının 05/01/2012 ödeme tarihinden itibaren yürütülecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabulü ile; 56.368,60 TL alacağın, 38.143,60 TL ‘lik kısmının 16/12/2011, 18.225,00 TL ‘lik kısmının 05/01/2012 ödeme tarihinden itibaren yürütülecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 3.850,54-TL harçtan peşin alınan 2.048,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.802,14-TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 7.810,60-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 3.191,84-TL ile peşin alınan 2.048,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 275,50-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 162,92-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderlerin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yararına ölçümlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı yararına ölçümlenen 13.050,94-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Davacı gideri ;
5.500,00 TL bilirkişi gideri,
2.310,60 TL tebligat posta gideri
7.810,60 TL toplam gider

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.