Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/639 E. 2020/891 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/639 Esas – 2020/891

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına “Karar”

ESAS NO : 2020/639 Esas
KARAR NO : 2020/891

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …. …. VE EMEKLİLİK ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili mahkememize verdiği dilekçe ile, müvekkillerinin babasının 19.03.2018 tarihinde vefat ettiğini, ölümünden sonra kalan 20.305,27 TL’lik kredi borcu miktarının 3 taksit şeklinde ödendiğini, bu borcun hayat sigortası kapsamında olmasına rağmen ödenmediğini bildirerek davacıların hayat sigortası tazminatı ve bedelinin incelenmesine, toplanacak delillere ve sunulacak sigorta poliçesi ve sözleşmesine göre tazminat hesabı yaptırılarak ölüm tarihindeki sigorta limitini aşmamak üzere dava tarihinden işletilecek faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı murisin vefatından sonra davacı mirasçılarının şirkete başvurduğu ve rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle sigorta tazminatı için talepte bulunduğunu, davacılardan tazminat istemine ve hesabına yönelik riziko değerlendirme için gerekli evrakların talep edildiğini, bu evrakların davacı tarafça ikmal edilmeden ve müvekkil şirkete iletilmeden bu davanın açıldığını, muris müteveffa murat dolça varislerine ekte sunduğumuz yazılar gönderilmiş ve özellikle veraset ve intikal vergisi açısından ilişiksiz olunduğuna dair yazı istenilmiş ve diğer evraklarla birlikte bu yazının müvekkil şirkete iletilmesi halinde gerekli ödemenin yapılacağı ifade edilmiştir. davacı yasal mirasçıların veraset ve intikal vergisi borçları mevcut ise kendilerine yapılacak ödemeden düşülmesi ve arta kalan meblağın davacılara ödenmesi kanun gereği zorunlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacılara gönderilen yazılar neticesinde müvekkil şirkete iletilen yukarıda belirttiğimiz evrakların tamamlanması ile kendilerine ödeme yapılacak iken işbu davanın açılması haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkil şirketçe davacılara ödeme yapılmayacağına dair bir herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bursa 4. Tüketici Mahkemesi 17/09/2020 tarih 2020/152 E. 2020/172 K. Sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş, mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce yargılama yapılmış, Uludağ Sınırlı Sorumlu Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’ne, davalı şirkete yazılan müzekkere cevapları mahkememiz dosyası arasına alınarak incelenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.” hükmü bulunmaktadır. Kanun’un tanım başlıklı 3. maddesinin (1) bendi, “Sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, (k) bendi, “Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, (1) bendi “Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklindedir. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde ise kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava davacıların murisi tarafından kullanılan Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifinden alınan işletme kredisi kapsamında yapılan hayat sigortasından sonra kredi ödemesi devam ederken rizikonun gerçekleşmesi sonucunda murisin vefatı nedeniyle hayat sigortasından kaynaklı tazminat bedeline ilişkindir. Her ne kadar dosya, Tüketici Mahkemesi tarafından mahkememize görevsizlik kararı ile gönderilmiş ise de davanın sigorta ilişkisi kapsamında tüketici olan davacıların, sözleşme uyarınca tazminat ödeme yükümlülüğünün ifa edilmediği iddiasına dayalı alacak davası olup,davacıların Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tanımı yapılan tüketici kapsamında olduğu(mahkememiz dosyasında davalı tarafın sadece Halk Hayat ve Emeklilik A.Ş. Olduğu dikkate alınmakla birlikte) dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2, 3 ve 73. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılarak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin görevsizliğine, Bursa 4. Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna, hükmün İstinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK’nın 21. ve 22. maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için derhal dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. (Emsal nitelikte Ankara BAM 23 HD 2018/2527 Esas 2020/751 Karar sayılı ilamı, Adana Bam 9 HD 2018/1503 Esas 2019/977 Karar sayılı ilamı, 2018/122 Esas 2018/120 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 11 HD 2016/8728 Esas 2017/6711 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 17 HD 2017/198 Esas 2017/5526 Karar sayılı ilamı ,2018/4019 Esas 2020/3394 Karar sayılı ilamı, 2016/11571 Esas 2019/9282 Karar sayılı ilamları da dikkate alınarak)
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa 4. Tüketici Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Hükmün İstinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK’nın 21. ve 22. maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için derhal dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa 4. Tüketici Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespitine ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/12/2020

Katip 136164
¸e-imzalıdır.

Hakim 194065
¸e-imzalıdır.