Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/626 E. 2021/225 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/626 Esas – 2021/225
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/626
KARAR NO : 2021/225

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….. SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – .
VEKİLİ : Av. .
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. ..

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı müvekkil şirket bünyesinde çalışmasının ardından istifa ile iş akdine son vermiş ve müvekkil şirketten ayrıldığını, davalının ihlal etmiş olduğu rekabet etmeme sözleşmesi ve taahhüdü bakımından 49.635,40 TL müvekkil şirkete borcu bulunduğunu, anılan alacağın tahsili için müvekkil şirket tarafından Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2019 / ….. Esas sayılı icra takibine başlanmış ise de davalı tarafından yapılan itiraz uyarınca icra takibi durduğunu, anılan itirazın iptali amacı ile Bursa Arabuluculuk Bürosu’nun 2020 / 236 Büro numaralı 2020 / 9094 Arabuluculuk sayılı dosyası ile yürütülen arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamaadığını ve 31.01.2020 tarihli anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, anılan doğrultuda davalı borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali için Sayın Mahkemeye başvurma zorunluluğumuz doğduğunu, müvekkil ………….Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, endüstriyel metal kaplama tesisi imalatı alanında yıllardır ticari faaliyet gösteren, dünya pazarına açılmış, sunduğu hizmet ile güven kazanmış saygın ve itibar sahibi bir şirket olduğunu, müvekkil şirket, yaptığı işin kapsamı gereği müşteri bilgileri, tekliflendirme ve gerçekleştirdiği projeleriyle alakalı bilgi ve belgelere doğrudan erişim sağlayabilen çalışanları ile iş akdinin sonlandığı durumda, zarara uğramamak adına rekabet etmeme taahhüdü imzaladığını, davalı ……, 10.08.2017 tarihinde müvekkil şirket ile belirsiz süreli iş sözleşmesi imzaladığını ve müvekkil şirket bünyesinde üretim organizasyonu ve proje yöneticisi olarak çalışmaya başladığını, davacının, şirkette çalışacağı konum itibariyle müşteri bilgilerine ve projelere ait stratejik bilgi ve belgelere rahatça erişim sağlayabildiğini, bu sebeple müvekkil şirketin, çalışanının ilerleyen dönemlerde kendisinin önemli bir zararına neden olmaması için işe başlama tarihinde davalıyla rekabet etmeme taahhüdü imzalandığını, işbu rekabet etmeme taahhüdünde; “Çalışanın üstlendiği görevleri nedeniyle müşteri çevresi edinmesi ve şirketin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı olduğundan ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, şirketin önemli bir zararına sebep olacağından şirketin yetkili yasal temsilcilerinin açık yazılı muvafakati dışında, çalışan, şirket ile imzaladığı iş sözleşmesinin her ne sekilde olursa olsun sona ermesinden itibaren 2 yıl süreyle geçerli olmak üzere; şirketin ( Şirket Ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları ve şirketin fiili faaliyet konuları çerçevesinde ) faaliyet göstermekte olduğu sektörlerde ve faaliyet konularında Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren, şirkete rakip olan veya olma potansiyeli bulunan veyahut bu konumda bulunan şirketlerle aralarında ortaklık ilişkisi bulunan ya da aynı şirketler grubu içerisinde yer alan yerli veya yabancı şirketlerde veya işletmelerde hizmet veya vekalet akdi ile çalışmayacağını, bu şirket veya işletmelere ortak olmayacağını, doğrudan veya dolaylı, bedeli mukabili veya bedelsiz olarak hizmet veya destek vermeyeceğini, danışmanik veya işbirliği yapmayacağını, bu mahiyettekl şirket veya işletmeler kurmayacağını ve işletmeyeceğini, kendi adına ve hesabına yahut kendi adına başkası hesabına yahut başkası ad ve hesabına yahut herhangi bir başka şekilde faaliyette bulunmayacağını, çalışan, şirketin yetkili yasal temsicilerinin açık bir yazılı muvafakati dışında, İş Sözleşmesi’nin her ne şeklide olursa olsun sona ermesinden itibaren 2 yıl süreyle geçerli olmak üzere; şirketin yurt içindeki ve yurt dışındaki müşterileri, bayileri, satış veya dağıtım kanallarında yer alan kişi ve kurumlar ya da tedarikçileri lle hiçbir şekilde, doğrudan veya dolaylı olarak ticari ilişki kurmamayı, müştereken iş yapmamayı, teklif veya sipariş vermemeyi, teklif veva sipariş almamayı, bu kişilere yönelik ticari girişimde bulunmamayı, bu amaçla işletmeler veva sirketler kurmamayı, bunlarla iş yapan veya bunlarca kurulmuş olan şirketlere veya işletmelere ortak olmamayı, buralarda çalışmamayı, bunlarla calışan veya bunlarca kurulmuş olan şirket veya işletmelere hizmet vermemeyi, bunlarla bayiIik temsilcilik, distributörlük, acentelik gibi ticari temsil ilişkileri içerisine girmemeyi beyan ve taahhüt edildiği, çalışanın bu anlaşmadaki taahhütlerinin aksine davranışlarının TTK uyarınca haksız rekabet ve İş Kanunu uyarınca hizmet sözleşmesinin ve sadakat borcunun ihlali mahiyetinde olacağı taraflarca kabul edilmiş ve çalışan, bu nedenden kaynaklanabilecek maddi ve manevi zararından şirkete karşı sorumlu olacağını peşinen kabul, beyan ve taahhüt etmiş olduğu, bu durumda şirket, TTK uyarınca haksız rekabet durumunda açılabilecek tüm davaları çalışan ve hısımları aleyhine açabileceği gibi, maddi tazminatın bellrlenmesinde de haksız rekabete ilişkin yasal hükümler uygulanacağı, bu zararların dışında ve bunlara ek olarak, bu rekabet yasağı taahhütlerinden herhangi birisinin ihlali halinde, çalışan, kendisine ödenen son brüt ( aylık ) ücretin 5 katı tutarında maktu cezai tazminatı, başkaca bir şarta, ihtara ve bir zararın ispatına gerek olmaksızın ödemeyi, bu cezai tazminatin tenkisini talep ve dava etmemeyi kabul ettiğini” belirtildiğini, davalı borçlunun 21.05.2018 tarihinde iş akdini istifa yolu ile sona erdirdiğini, davalı borçlu istifasının ardından müvekkil şirketle birebir aynı faaliyetlerde bulunan Bozkurt Endüstriyel Yüzey İşlem Sistemler Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nde çalışmaya başladığını, davalıya, rekabet etmeme taahhüdüne aykırı davrandığından dolayı, Bursa 24. Noterliğinin 22.02.2019 tarih ve 7429 yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderildiğini ve davalının iş sözleşmesinin sona erdirmesinden sonra herhangi bir şekilde müvekkil şirketle rekabet etmemesi gerektiği, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınması gerektiği yazılı olarak bildirildiğini, rekabet etmeme taahhüdü gereğince; davalının, rakip firmada çalışmaktan dahi imtina etmesi gerekirken, ekte sunduğumuz 6 Mart 2019 tarihinde Türkiye Tİcaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ilanda gözüktüğü üzere davalı, 250.000,00 TL tutarındaki payı iktisap ederek Bozkurt Endüstriyel Yüzey İşlem Sistemler Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ortağı olmuştur. Davalının müvekkil şirket bünyesindeki işçi pozisyonundan, rakip firma ortağı olabilecek seviyeye yükselmesinde ki temel unsur müvekkil şirketin müşteri bilgileri, tekliflendirme ve gerçekleştirdiği projeleriyle alakalı bilgi ve belgelere sahip olduğunu, davalının çalışmaya başladığı şirketin müvekkil şirket ile aynı faaliyet konularında çalışmasının yanı sıra defter incelemelerinde de açıkça görüleceği üzere müvekkil şirket tarafından teklif verilen işleri de anılan şirket adına alınabildiğini, davalının söz konusu eylemleri rekabet yasağı yükümlülüğünün ihlali niteliğinde olup taraflarca kararlaştırılan cezai şartın müvekkil şirkete ödenmesi gerekmektedir. Sözleşmeye aykırı davranan davalıya, Bursa 24. Noterliğinin 12.07.2019 tarih ve 31686 yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderilmiş, müvekkil şirketin uğramış olduğu maddi zararların tespit ettirilerek davalıdan tazmin edileceği ve rekabet yasağı sözleşmesi gereğince 49.635,40 TL cezai şart bedelinin 7 gün içerisinde şirket banka hesabına yatırılması gerektiği bildirildiğini, müvekkil şirketin bütün iyi niyetine ve ikazlarına rağmen davalı, rekabet etmeme taahhüdünde belirlenen son aylık brüt ücretin 5 katı tutarında maktu cezai tazminatı müvekkil şirket banka hesabına yatırmadığından, müvekkil şirket tarafından Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2019 / 12291 Esas sayılı dosyasıyla 01.11.2019 tarihinde icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş ve icra takibi durdurulduğunu, davalı borçlunun rekabet etmeme yükümlülüğü hilafına hareket etmesi nedeni ile doğan borcunu ödememesi nedeni ile icra takibine itiraz haksız ve yersiz olduğunu, davalı işçi iş sözleşmesini istifa ile sona erdirdikten sonra rekabet yasağı gereği kendi namına, müvekkil şirketle aynı faaliyet kolunda etkinlik gösteren bir işletmede, 2 yıl süreyle çalışması ve rakip firma ile ortak olması yasak olmasına rağmen rekabet etmeme sözleşmesini ihlal ettiğini, iş akdini sonlandırdıktan sonra rekabet etmeme yükümlülüklerine aykırı davranmış olması sebebiyle cezai şart bedelinin ve müvekkil şirketin uğradığı zararın tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirket tarafından müvekkili aleyhine iş sözleşmesine eklenen rekabet yasağına ilişkin metin, yasağın işçinin ekonomik geleceğini sarsmayacak şekilde sınırlandırılmamış olması sebebi ile hükümsüzlük yaptırımına tabi olduğunu, davacı vekilinin müvekkilimizin işe başlarken imzaladığını belirttiği 10.08.2017 tarihli rekabet etmeme taahhüdü metninde aynen; “Çalışan, şirket ile imzaladığı iş sözleşmesinin her ne şekilde olursa olsun sona ermesinden itibaren 2 yıl süre ile geçerli olmak üzere şirketin (ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları ve şirketin fiili faaliyet konuları çerçevesinde) faaliyet göstermekte olduğu sektörlerde ve faaliyet konularında Marmara Bölgesinde faaliyet gösteren, şirkete rakip olan veya olma potansiyeli bulunan veyahut bu konumda bulunan şirketlerle aralarında ortaklık ilişkisi bulunan ya da aynı şirketler grubu içerisinde yer alan yerli ve yabancı şirketlerde veya işletmelerde hizmet veya vekalet akdi ile çalışmayacağını (…)” şeklinde kaleme alınmış olup, aşağıda açıkladığımız yasal sebeplerle HÜKÜMSÜZDÜR. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 445. maddesi uyarınca iş sözleşmelerinde rekabet yasağının geçerli olabilmesi için öncelikle;(1) yer,(2) süre,(3) işin nitelik ve kapsamı yönlerinden sınırlı olması ve bu sınırların sözleşmede açıkça belirtilmiş olması gerektiğini, rekabet yasağının işverene ait işlerden hangisi ya da hangileriyle sınırlandırıldığı net biçimde belirlenmelidir. özellikle şirketlerin ticaret siciline kayıt sırasında faaliyet alanlarının geniş tutulduğu ülkemizde, işçinin bütün alanlarda çalışmasının sınırlandırılması mümkün olmayacağını, işçinin işverene ait işyerinde yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili ve işverenin asıl faaliyet alanına giren işler bakımından böyle bir sınırlama getirilmelidir.” denilmek sureti ile rekabet yasağı sözleşmelerinin geçerlilik koşulları açıklanmış ve yasa ile uyumlu olarak bu koşulların işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürmemesi gerektiği vurgulandığını, müvekkili ile akdedildiği ileri sürülen rekabet yasağına ilişkin taahhüt metninde rekabet yasağının süresi belirtilmiş olmasına karşın, yasak kapsamında olduğu ileri sürülen şirketin faaliyet konusu ve işin niteliği yönünden net bir biçimde sınırlandırma yapılmamış olduğundan, ayrıca mevcut hali ile bu metin ölçülülük ilkesine aykırı ve işçinin ekonomik geleceğini sarsacak nitelikte olduğundan, rekabet yasağına ilişkin metin bir bütün olarak hükümsüz olduğunu, rekabet yasağı sözleşmesi ile işçinin çalışma hakkı elinden alınamayacağını, müvekkilinin davacı şirket ile akdettiği belirtilen rekabet yasağı taahhüt metninde yer alan ve tüm açıklamalarımız gereği sınırlandırılmamış olması sebebi ile hükümsüz olan bir rekabet yasağı hükmünü ihlal ettiğinden bahsedilmesi olanaksız olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2019/12291 sayılı icra takip dosyası, yazılan müzekkere cevapları, feragat dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin 15/03/2021 havale tarihli feragat dilekçesinde: Davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir.
Davalı vekilinin beyan dilekçesinde özetle: Davadan feragati kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre ” Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” davacının dilekçesinin yasaya uygun olarak feragat beyanı olduğu ve tek taraflı davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğinde bulunduğundan mahkemeye ulaştığında hukuki sonuç doğurmaktadır. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden dilekçeler aşamasında beyanda bulunduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat sebebiyle reddine,
2-Harçlar Kanunun 22. Maddesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının feragatın ilk celsede vuku bulması sebebiyle 1/3′ ü olan 19,76 TL’den peşin alınan 613,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 593,76 TL fazla harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.