Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/62 E. 2021/319 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/62 Esas
KARAR NO : 2021/319

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı ile davalı arasında kumaş satımına dayalı şifahen kurulmuş bir ticari ilişkinin olduğunu, davalının 13.06.2019 tarih 053207 nolu fatura ile 08.08.2019 tarih 053236 nolu faturalardan doğan toplam 28.018,87 TL borcunu ödememesi üzerine Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının ilamsız icra takibine borcu olmadığını, icra dairesinin yetkili olmadığı iddiası ile alacağa ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını, davalı taraf ile para alacağına konu bir ilişki söz konusu olduğunu, TBK ‘nun 89. Maddesinin uygulama alanı bulacağını, dava konusu olayda Bursa icra dairelerinin yetkili olduğunu, davalıya düzenlenen 13.06.2019 tarih 053207 nolu fatura ile 08.08.2019 tarih 053236 nolu kur farkı faturalarının ihtarname aracılığı ile iade edildiğini, davacı şirket olarak aldığı siparişleri imal etmek için Amerikan Doları üzerinden mal alışı yaptığını, bu nedenle kendisinin de kur farkı ödediğini, kur farklarını müşterilerine yansıttığını, tekstil sektöründe yabancı para birimi ile çalışıldığını, takip mesnedinin ticari işten kaynaklandığını, olayda istenmesi ve uygulanması gereken faiz türünün avans faizi olduğunu, alacağın cari hesap bakiyesi fatura alacağı olduğunu, davalı borçlunun borcun miktarını bilecek olmasına rağmen kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiği İİK 67/2 maddesi uyarınca %20 icra inkar tazminatı taleplerinin olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; İtiraza konu faturayı kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davalı ile davacı arasında ödemenin güncek Dolar kuru üzerinde yapılacağına dair bir anlaşmanın yapılmadığını, davacı yanın kötü niyetli olarak dilekçe ekinde mail yazışmalarında kur farkının kabul edilmediğini belirten maillerinin sunulmadığını, davalı şirket tarafından işbu faturalar kabul edilmemiş olup ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonunda durumun ortaya çıkacağını, son dönemlerde ekonomik hareketlilikte tüm şirketlerde kur sabitlemesi yoluna başvurulurken davacının böyle bir iddia da bulunmasının abesle iştigal olduğunu, faturanın içeriğinin kabul edilmiş sayılmasına ilişkin karinenin uygulanması temel borç ilişkisi doğuran bir sözleşme varlığı halinde söz konusu olacağını, taraflar arasında ikrar edilen sözleşme kurulmasına temel oluşturan irade beyanlarının fiyatlandırma konusunda farklı olduğundan sağlıklı bir sözleşmenin kurulmuş olmasından bahsedilemeyeceğini, davacı yan tarafından ikame edilen işbu haksız ve mesnetsiz davanın ve talep edilen icra inkar tazminatının reddi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
KANITLAR:
İcra dosyası, fatura, ticari defter ve bağlı kayıtlar, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine alacağın tahsili talebi ile Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasında, 28.018,87-TL toplam alacak talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı borçlunun itirazı üzerin takip durmuştur. Takibe itirazın iptali ile devamını sağlamak amacıyla eldeki dava açılmıştır.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için İstanbul Anadolu NATM’ye talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Alınan 16/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında kumaş alım/satımına dayalı şifahi ticari bir ilişkinin olduğu, davalının 2018-2019 yılları ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda davacıya 0,85 TL borcu olduğu, davalının davacı adına düzenlediği vade farkı faturalarını ticari defter kayıtlarına almadığı, davacının dava dosyasına sunduğu cari hesap ekstresinde vadeli çeklerden 30.000,00 TL tutarlı 30.05.2019 vadeli çek ve 120.000,00 TL tutarlı 28.06.2019 vadeli çekler için vade farkı (kur farkı) hesaplayarak fatura düzenlediği, davacının düzenlediği kur farkı faturalarının, taraflarında beyanlarından anlaşıldığı üzere davalıya gönderildiği, davalının da ihtarname ekinde davacıya iade edildiği ve davalı tarafından ticari defter kayıtlarına işlenmediği, dava konusu faturaların davalıya tebliğ edildiğinin ve kabul edilmeyerek iade edildiğin çekişmesiz olduğu, bahis konusu ihtarnamenin dava dosyası içeriğine taraflarca beyan edilmediği, dava konusu faturaların ne zaman tebliğ edildiğinin belli olmadığı, davalının 14.06.2019 tarihinde kur farkı faturalarını kabul etmediğini e-posta aracığı ile davacıya bildirdiği, kendilerine tebliğe dilen faturaları ihtarname ile iade ettiği, kur farkı faturalarının davalı tarafın kabulünde olmadığı, davacının kur farkı faturaların davalıya hangi tarihte tebliğ edildiğine dair bir delilin olmaması, mevcut deliller arasında davalının faturaların USD ve/veya TL kesilmesi ile ayrıca vadeli ödemelerden dolayı kur farkı ödeyeceğine dair bir teyidinin olmadığı göz önüne alınarak TTK 21/2 maddesi uyarınca bir değerlendirme yapmanın makul olmayacağı, nihai hukuki değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğu Sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı yanca takibe konu edilen kur farkı faturalarının tahsili gerekip gerekmediği noktasındadır.
Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin Esas no : 2017/3234 -Karar No :2019/1778 Karar tarihi: 19/03/2019 sayılı kararında da belirtildiği gibi “….Dava, cari hesap ve kur farkı alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporu incelendiğinde kur farkına esas olan faturalara yönelik ödemelerin bir kısmının çek ile yapıldığı görülmektedir. Çek ile yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceği Dairemizce istikrar kazanmış uygulamalardandır….”
Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/1227 Esas 2019/1611 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “….Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken,…” denilerek temel ilkeler ortaya konulmuştur.
Cari hesap ekstresinden görüleceği üzere takibe konu kur farkı faturaları 30.000,00 TL, 120.000,00 TL ve 138.500,00 TL’lik davalı tarafından davacıya ödeme nedeniyle verilen çekler için düzenlenmiştir. Davacının cari hesap ekstresine göre ödemelerin çekle yapıldığı görülmektedir. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının icri takibini yapmada haksız ve kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından oşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan TL’den mahsubu ile artan TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Kararın niteliği gereği davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı yararına ölçümlenen 4.202,83-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
22/04/2021

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.