Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/6
KARAR NO : 2020/293
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI :… MİRASÇILARI
1-… – …
2- … – …
3- … – …
4- … – …
5- … – …
6- … – …
7- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR :1-…
VEKİLİ :Av…. –
2-… – T.C. NO:
3-… –
4-… – T.C. NO:
5-… –
6-… – T.C. NO:
VEKİLİ :Av…. –
7-… –
8-… –
DAVA :ŞİRKET HİSSESİ İPTALİ VE TESCİLİ
DAVA TARİHİ :29/12/2006
BİRLEŞEN DAVA DOSYASI
BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :2010/81
KARAR NO :2010/185
DAVACI :… – T.C. NO:
VEKİLİ :Av…. –
DAVALI :…- …
DAVA :ŞİRKET HİSSESİ İPTALİ VE TESCİLİ
DAVA TARİHİ :10/02/2010
KARAR TARİHİ : 08/07/2020
YAZIM TARİHİ : 16/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :Davacı vekili duruşmada tekrarladığı dava dilekçesinde özetle;davacı müvekkili ile davalıların murisi …’ın kardeş olduğunu,müvekkili … Almanya’da işçi olarak çalıştığı sırada,kardeşi (davalıların murisi) …’ın Bursa’da bir şirket kurulacağını,kendisinin imkanının olmadığınımüvekkilinin para vermesi halinde kendi üzerine olacak hissenin yarısının müvekkiline ait olacağını,şirkette almayı düşündüğü hissenin (72/1000) yarısı olan 36/1000 hissenin müvekkiline ait olacağını,bu şirketin geleceğinin parlak olacağını,şirkette müvekkilinin de hissedar olmasını vs. beyan ettiğini ve istediğini,davacı müvekkilin Türkiye’ye geldiğinde davalıların murisine şirket hissedarlığı için gereken bedeli verdiğini,ancak Almanya’da çalıştığı için geri dönmek zorunda kaldığını, … A.Ş’nin,davacı müvekkilinin Almanya’da olduğu sırada kurulmuş olduğunu ve davacı ile davalıların murisi …’ın anlaştıkları gibi şirketteki hisselerin tümünün … adına oluşturulmuş olduğunu ve tescil edildiğini,davacı ile davalıların murisinin,davacı müvekkiline defalarca kendi üzerine olan hissenin ½’sinin zaten davacı müvekkiline ait olduğunu,bu hisseyi kardeşine zamanı geldiğinde devredeceğini ifade ettiğini,bu durumun davalıların murisi …’ın ölümüne kadar bu şekilde sürdüğünü,ağabeyi …’ın ölümünün üzerinden uzun bir süre geçtiğini,ailesi tarafından normal karşılanacak bir süre geçtikten sonra,davacı müvekkilinin davalılardan … A.Ş’deki hissenin ½’sinin devir ve tescilini istediğini,davalıların bu haklı talebi yerine getirmediklerini,davalıların … A.Ş’deki hissedarlıklarını murislerinin …’dan miras yoluyla söz konusu olduğunu,muris …’ın yazılı mektuplarında da açık olduğu üzere bu şirketteki hissesinin ½’sinin davacıya ait olduğunu, bu nedenle hisse iptal ve tescil davası açma zorunluluğunun doğduğunu, davalıların … A.Ş’deki hisselerinin kaçırmalarının devretmelerinin söz konusu olduğunu,böyle bir halde davanın konusunun ve davanın sonucunun bir öneminin kalmayacağını,davacı müvekkilinin mağduriyetinin katlanarak artacağını,bu nedenle HMK gereği,dava konusu hisselerin üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini belirterek,fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla,öncelikle HMK gereği dava konusu hisselerin üzerine ihtiyati tedbir konulmasına,davalılara murislere …’dan miras yolluyla intikal eden … Makine Kalıp Sanayi ve Ticaret A.Ş’deki hisselerinin ½’sinin iptali ile davacı … Taşkı adına tesciline karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞTİRİLEN 2010/81 ESAS SAYILI DOSYADA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı müvekkilinin,…hissedarı …’ın mirasçılarına,…’dan miras yoluyla intikal eden şirket hisselerinin 1/2’sinin iptali ile kendi adına tescili istemli dava açtığını,mahkememizin 2006/533 esas sayılı dava dosyasının, 08/10/2009 tarihli celsesinde “davanın nitelik ve mahiyetine göre şirket hisse iptal ve tescil davasının doğrudan hisselerine ait olduğu …ile doğrudan ilgili görülmekle, bu davada davalı tarafın teşkilinin sağlanması bakımından davacı vekilinin bu şirkete aynı mahiyette dava açarak,bu dava ile birleştirilmesi hususunda kendisine gelecek celseye kadar süre verilmesi” yönünde ara karar verildiğini,mahkememizin ara kararı gereği,taraf teşkili sağlanması bakımından …ye dava açmak gerektiğini belirterek,öncelikle HMK gereği dava dosyasının,mahkememizin 2006/533 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve …hissedarı … mirasçılarına miras yolu ile intikal eden şirket hisselerinin 1/2’sinin iptali ile davacı … adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
CEVAP: Bir kısım davalılar vekili Av…. duruşmada tekrarladığı cevap dilekçesinde özetle;Davacının,müvekkillerinin murisi … ile 1970’li yıllarda kurulduğunu iddia ettiği ilişkiye istinaden bu davayı açtığını,öncelikle bu davanın TTK genel hükümlerine ve anomim şirketler ile ilgili yasa hükümlerine aykırı olarak açıldığını,davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacının, müvekkillerinin murisi …’ın ölümünden istifade ile 30 yıl öncesinde yazıldığı iddia edilen mektuplara dayanarak hak aramaya koyulduğunu,davacının 1977 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaptığını, gerçekten haklı ise geride kalan 30 yıl içinde ve … ölmeden önce neden böyle bir talep ortaya koymadığını,davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını,bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini,davacının ve tüm diğer kardeşlerinin yıllarca ortak ticaret yaptıklarını,şirket ortakları ortaklıkları kurduklarını ve bu ortaklıklardan devam eden ortaklıklar olduğunu, bu sürecin içinde davacının bir hak ve alacağı olsaydı,zaten onu kimseye bırakmayacaklarını,… A.Ş 1976 yılında kurulduğunu,birçok kez ekonomik sıkıntılar yaşadığını,konkordato ilan ettiğini,bu güne kadar 8-10 kez sermaye artırımında bulunduğunu,…’ın sermaye artırımı için defalarca ödemeler yaptıklarını,davacının iddialarının bir an için doğru olduğunu kabul edilse dahi,sermaye artırımı ile ilgili süreçteki bu durumun davacı iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu gösterdiğini, …’ın 1967 yılından itibaren Coşkunöz şirketinde kalıp formeni olarak çalıştığını, normal mesaileri dışında çalıştığı işe uygun olan türde üretim yapan atölye işletmeler kurarak veya ortak olarak müteşebbis kimliğini sergilediğini,bu sayede tüm kardeşleri ve yakınları ondan yararlandığını,her birinin elinden tuttuğunu,davacının da birkaç ortaklık yapmış olduğunu,sadece …’ın yönetim kurulu başkanı olduğu … A.Ş’deki ortaklığı başarılı olarak devam ettiğini,bütün ortakları ile şüphe ve güvensizliğe dayalı yaklaşımları nedeni ile ayrıldığını,davacı ile … arasındaki ticari ilişkinin … A.Ş dışındakileri kapsayacak şekilde 1990 yılında sona erdiğini,tasfiye niteliğindeki bu çalışmanın,davacının kardeşlerinin yaptığı inceleme ve değerlendirmelerle sonar erdiğini,bunlara ilişkin delillerini ayrıca sunacaklarını,davacının talebinin bu sebeple de mesnetsiz olduğunu,müvekkillerinin murisi …’ın … A.Ş’nin kuruluşundan uzun bir süre sonra yeni hisseler de satın aldığını, davacının bunları da kapsar şekildeki taleplerinin de mesnetsiz olduğunu,açıklanan sebeplerle,varit olmayan davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen 2010/81 esas-2010/185 karar sayılı dosyanın davalısı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin bu dava da yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını,şirket ortaklığının ancak şirket defter ve kayıtlarıyla ispat edilebiliceğini,tanık beyanları ile ispatlanamayacağını,kaldı ki şirket ortakları arasındaki davaların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup 5 yıllık zamanaşımı üresinin dolmuş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,hukuki niteliği itibariyle inanç sözleşmesine dayalı şirket hissesinin iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İnançlı işlemde zamanaşımı süresi 10 yıldır.Sözleşme davalının ölümü ile sona erdiğinden zamanaşımı süresi bu tarihten itibaren başlar.Dava tarihi ile davalıların murisinin ölüm tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalıların zamanaşımı itirazları reddedilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda mahkememizce davanın kabulüne dair verilen kararın davalı …, … , … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.HD’nin, 28/05/2014 tarih ve 2014/6175 -2014/9957 E/K sayılı ilamı ile “….davalı taraf, davacının davalı şirketteki hisseleri karşılığında davacıya bir kısım demirbaşlar yanında dava dışı şirketlerde hisse ve bazı taşınmazların da devredildiğini savunduğu halde, mahkemece bu savunma üzerinde durulmayarak eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış mümeyyiz davalılar vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir. Öte yandan kabule görede davalı taraf sermaye arttırımı sırasında hisse bedellerinin davalı gerçek kişilerin murisi tarafından karşılandığını savunduğuna göre bu savunma üzerinde durulup, gerçekten de sermaye arttırımı bedellerinin davalı gerçek kişilerin murisi tarafından karşılanıp karşılanmadığı, karşılanmış ise buna isabet eden hisse bedellerinin depo edilerek karşılığında hisselerin davacıya devrine karar vermek gerekirken bu hususun ayrı bir dava konusu olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış….” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esasa kaydı yapılarak incelemeye devam olunarak 06/06/2018 tarihli kararla davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karararında temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 18/11/2019 tarih ve 2018/5063-2019/7302 E/K sayılı kararı ile; “…Dava, birleşen davada davalı şirkette davalılar murisi adına kayıtlı olan hisselerin 1/2’sinin aralarındaki inançlı işlem gereği davacılar murisine ait olduğunun tespiti ve tescili talebinden ibaret olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı …’ın 16.07.2009 tarihli celsede alınan beyanındaki kısmi ikrarı ile 28.07.1990 ve 31.07.1990 tarihli protokol tanıklarıyla taraflarca gösterilen diğer tanıkların beyanlarından, tarafların murisleri arasında anılan protokol tarihlerine kadar inançlı işlemle tesis edilen ortaklık ilişkisi mevcut ise de ortak malların anılan protokoller doğrultusunda o tarihlerde paylaşıldığı, her ne kadar protokollerde davacılar murisinin imzası bulunmasa da taraflar arasındaki ortaklığın sona erdirilmesine dair paylaşımın diğer hükümlerinin fiilen gerçekleştiği, bu paylaşıma göre dava konusu birleşen davada davalı şirkete ait hisselerin davalılar murisi …’a bırakıldığı ve paylaşımdan sonraki sermaye artışlarına da anılan davalılar murisi ve onun vefatı sonrasında hisseler kendisine terettüp eden mirasçılar tarafından katılım gösterildiği anlaşılmaktadır. Şu halde mahkemece, tarafların murisleri arasındaki ortaklık ilişkisinin 28.07.1990 ve 31.07.1990 tarihli protokollerle sona erdiği ve davaya konu hisselerin davalıların murisine bırakıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü doğru olmamış.. .” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydı yapılmış, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı şirkete ait defter ve kayıtlar ile davalıların murisi …’ın veraset ilamı ve davacı ile davalıların murisi arasındaki mektup ve yazışmalara ilişkin tüm belgeler celp edilmiştir.
Mahkememizin 03/07/2008 tarihli oturumunda dinlenen davacı tanığı İsmail Kul beyanında; kendisinin …’ın,… İnşaat Çelik Kalıp Sanayi Ltd. Şti’nde 1985 – 1996 yılları arasında kaynakçı olarak çalıştığını,son 4-5 yıl da ustalık yaptığını.kendisinin iki taraf için de aileden birisi gibi olduğunu,…’ın,… İnşaat Çelik Kalıp Sanayi Ltd. Şti ile ortak olduğunu, bunun haricinde … A.Ş. ye de,… ve …’ın ortak olduğunu bildiğini, … A.Ş. ile ilgili bu ikiz kardeşin müzakere ettiklerini bildiği için,sadece ikisinin ortak olduklarını bildiğini….’ın kendisine anlattığına göre,1975’li yıllarda Almanya’ya gittiğini ve … A.Ş. kurulurken kendisinin …’a para gönderdiğini,şirkete ortak olduğunu,ancak resmiyette kendisinin isminin geçmediğini söylediğini,yanılmıyorsa 1991 yılında,… tarafından ortaklıkların bitirilmesi için yeğeniyle birlikte belge düzenleyip gönderdiğini,…’ın da böyle bir belgeyi imzalamaktan kaçınmış olduğunu,özellikle belirtilen belgede … A.Ş.’ye değer biçilmediğini belirterek,diğer konularda da haksızlıklar olduğunu belirterek,belgeyi imzalamaktan kaçındığını, bunları kendisinden duyduğunu,evrakı getiren yeğenini de bildiğini,çalıştığı dönemde … pres ve iki tane 60 ve 40 tonluk presler olduğunu,atölyelerin bölündüğünü,makinelerle alakalı bildiği kadarı ile …’ın itirazının olmadığını,kura usulü yapıldığını,arsa ve bina gibi şeylerin,bu bölünmenin içerisinde olmadığını,…’ın da onlara itirazlarının olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizin 03/07/2008 tarihli oturumunda dinlenen davacı tanığı … beyanında;kendisinin …’ın dükkanında 1997-2000 yılları arasında kiracı olduğunu, …’ın dükkanının yakın olduğunu,zaman zaman … ile …’ın konuşmalarına ve tartışmalarına şahit olduğunu,…’ın kendisinin … A.Ş.’deki hissesi için ya alın yada devredin diye söylediğini,…’ın da “kardeşlerimin de şahit olduğu imzalı bir mektup var,… A.Ş.’nin yarısı senindir,başkasına satmayacağım,sen rahat ol” dediğini,kiracısı olduğu dükkanın altında,…’ın işçileri olduğunu,onların çalıştıklarını,yani kendisinin alıtndaki iş yerinin …’a ait olduğunu, konuşmalardan mektuplarda kardeşlerinin de imzasının olduğunu anladığını,mektupları gözü ile görmediğini beyan etmiştir.
Mahkememizin 25/12/2008 tarihli oturumunda dinlenen davacı tanığı … beyanında;kendisinin tekstil işi ile uğraştığını,davacıya ait olan taşınmazı,ütü paket işi yapmak üzere kiraladığını,aynı binada …’ın da,üst katta yazıhane olarak kullandığı yer olduğunu,bir tarihte kendisinin …’ın yanına çıktığını ve orada bulunduğu sırada,davacının kardeşi olduğunu bildiği …’ın sinirli olarak içeriye girdiğini ve kardeşi ile konuşurken,”davacıya ne ihtar çekip duruyorsun,daha önce sana söyledim ya,hissenin yarısı senin,mektuplada bu hissenin yarısının sana ait olduğunu ve borcunun bulunmadığını bildirdim” diye söylendiğini ve davacının da “ben her şeyin resmiyete dökülmesini istiyorum,bundan dolayı ihtar çektim” diye söylediğini ve bu karşılıklı konuşmalardan sonra,…’ın davacının iş yerinden ayrıldığını,daha sonra ki tarihlerde de, birkaç kez …’ın,davacının iş yerine gelip gittiğini,tartıştıklarını ve kızdığını gördüğünü, kendisinin kiraladığı yerin,Duaçınarı Mahallesinde,caminin yanında bulunan Dalbastı Sokak No;6 sayılı yerde olduğunu,bu dediği olayın,2002 yılının yaz aylarında,tam kesin olarak tarihini hatırlamadığını beyan etmiştir.
Mahkememizin 25/12/2008 tarihli oturumunda dinlenen davalı tanığı … beyanında;1976 yılında 10 arkadaş olarak,dava konusu edilen … A.Ş şirketini kurduklarını, bu şirkette,davalıların babası olan …’ın da hissedar olduğunu,… ile …’ın hissedarı olduğu … A.Ş isimli şirketlerinin olduğunu ve daha sonra bu şirketten kendi aralarında ayrıldıklarını bildiğini,… Şirketi’ndeki …’a ait hisselerde,davacı …’ın payı olduğu konusunda bilgisinin olmadığını,kendisinin bu şirkette 32 yıldır yönetim kurulu başkanlığını yapdığını,bu şirketteki davacı ile davalıların murisi arasındaki ilişkileri bilmediğini,şirketin faaliyeti süresince,1998-1999 yıllarında bir takım güçlükler ve zorluklar geçirdiklerini,bu sırada şirketin sermayesinin artırılması gerektiğini ve daha önceki yıllarda da,sermaye artırımları olduğunu, hissedarların sermayelerini ödedilklerini,ancak kendisinin davalıların murisi olan …’ın taşınmaz satışı ile bunları yapıp yapmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını,bu sermaye artışlarının bazende, yeniden değerleme yolu ile olduğunu,hatta kendisinin tanık olarak mahkemeye gelmeden önce,2007 yılında davacı …’ın yanına gelip “bu konularda senin bilgin varmı” diye kendisine sorduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizin 25/12/2008 tarihli oturumunda dinlenen davalı tanığı … beyanında;davacının kendisinin kardeşi olduğunu,davalıların da ölen kardeşi olan …’ın mirasçıları olduğunu,kardeşleri arasında iş ilişkilerinden anlaşmazlık çıkınca,kendisini 1990 yılında hakem olarak seçtiklerini,davacının, davalıların murisi olan …’ın hissedarı olduğu … A.Ş şirketindeki hisselerinin bir kısmının hissedarı olduğunu bildiğini,ancak hisse miktarını oran olarak bilemediğini,yani …’ın bu şirkette sahibi olduğu hisselerin bir kısmının,davacı kardeşine ait olduğunu bildiğini,ancak oranı veya hisse sayısını bilemediğini,davacı ile … arasında … şirketinde de ortaklıklarının 1990 yılından beri ortaklıklarının devam ettiğini, ayrıca … abisinin … isimli bir işletmesi olduğunu,resmiyette … adına olduğunu,ancak bu işletmede …’ın da %50 ortaklığı olduğunu,kendisinin düzenlemiş olduğu tutanakta bu hususları da yazdığını,fiyat değerlendirilmesini tutanakta kendisinin yapmadığını, …’ın yaptığını,bu tutanağı,… ile …’ın imzaladığını,…’ın ise makine tezgahları konusunda “ben alacağımı aldım,bu nedenle böyle bir tutanağı imzalamama gerek yok” diyerek imzalamadığını,hatta bu tezgahları aldıktan sonra …’ın, …’dan 550,000,.-TL civarında alacağı kaldığını,…’ın bu borcunu ödemek için,…’e gittiğinde bunları almak istemediğini,hakem heyetine benden hediye yapın diye söylediğini başkalarından duyduğunu, … A.Ş’deki davacı hissesini de,kendisinin …’a bıraktığını zaten,o tutanakta da herkesin resmi kayıtlardaki haklarının,kendi üzerinde kalmasını istediğini,kendisinin bu doğrultuda bu tutanağı hazırladığını,28.07.1990 tarihli kararı kendisinin hazırladığını,kardeşinin …’ın da imzaladığını,kararı kendisinin … ve …’a gösterdiğini,…’ın itiraz ettiğini,itirazında …’e fazla mal kalıyor dediğini,kendisinin de kararında ısrar ettiğini, kardeşler arasındaki ilişkinin ancak böyle biteceğini söylediğini,…’ın da kabul ettiğini, …’ın ise bu karar üzerine kendisine bir şey söylemediğini,tutanaktaki değerlendirmelerin … tarafından yapıldığını,bu değerlendirmelerden sonra …’a da,istediği tezgahı alma hakkını tanıdığını,bu tutanağı ondan sonra düzenlediğini,tutanaktaki malzemelerin de …’a verilmiş olduğunu,hatta söylediği gibi,550.000.-TL alacağının da bu tutanaktan sonra kaldığını ve dosya arasında bulunan,altında … ve …’ın imzalarının olduğu karar başlıklı 28.07.1990 tarihli belge ile tutanak başlıklı 28.07.1990 tarihinin olduğu 2.sayfasında …,… ve … isim ve imzalarının olduğu …’ın isminin olup,imzasının bulunmadığı belgelerdeki imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizin 25/12/2008 tarihli oturumunda dinlenen davalı tanığı … beyanında;davacının,kendisinin kardeşi olduğunu,davalıların murisi olan …’ın da kardeşi olduğunu,…’ın Almanya’da çaılışırken,kendilerinin kardeşleri olarak hisse aldıkları … A.Ş şirketi ile … Kalıp isimli işletmeleri olduğunu,abisi olan …,Almanya’da çalışırken,… A.Ş şirketi kuruluşunda,…’a bir miktar para gönderdiğini bildiğini, ancak miktarını ve gönderme tarihini bilmediğini,…’ın da … A.Ş şirketinin hissedarı olduğunu, ancak bu hissenin ne kadarının … tarafından gönderilen parayla alındığı konusunda net bir bilgisi olmadığını,kendisinin 1989 yılında … şirketinden hissesini …’a satıp devrederek ayrıldığını,kendisinin bu şirketin yakınında ayrı bir iş yeri kurduğunu,devamlı kardeşleri ile de görüşüp konuşmaya devam ettiğini,kardeşlerinin de aralarında ortaklıkları olduğunu, kendisinin ayrıldıktan sonra ortak olarak kalan kardeşleri ile işleri ayırmak istediklerini,hatta yazılı olmadığı halde başka firmalarda da,kardeşlerinin ortaklıkları olduğunu,kardeşlerinin bu işleri kendi aralarında paylaştırırken,tasfiye ederken paylaştırma konusunda kardeşi … ile kendisine görev verdiklerini, bu görevi kendilerine her iki kardeşinin birlikte verdiğini,kendisinin de kardeşi ile birlikte komple bir çalışma yaptıklarını,sonra bunu kağıda döktüklerini ve her iki kardeşine sunduklarını,her iki kardeşi olan davacı … ile …’ın bu anlaşmayı kabul etmiş olduklarını söylediklerini,bunun üzerine bu anlaşmanın altına kendisinin şahit diye el yazısı ile yazdığını ve imzayı o şekilde attığını,bu anlaşmanın gereği olarak taraflar birbirlerine vermeleri gereken malzemeleri verdiklerini, kendisinin …’ın atölyesinde noksanlık olmasın diye bir pres sattığını,daha sonraki yıllarda …’ın bu anlaşmaya göre aldığı kalıpları ve daire testereyi kendisine sattığını, bu anlaşma sonucunda …’ın, …’e bugünkü parayla 550.00.TL borcu kaldığını,davacı …’in bu parayla komisyonda çalışanlara elbise yapın dediğini,4 takım elbise yaptıklarını,bu elbise yaptıkları paranın,davacının parası olduğunu ve 28.07.1990 karar yazılı olan altında … ve … isimlerinin yazılı olduğu imzalı belge sureti ile tutanak başlıklı üzerinde 28.07.1990 tarihi yazılı olan iki sayfadan ibaret fotokopi suretlerindeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak davacının genelde belge imzalamaktan kaçındığı için bu belgeleri imzalamadığını söylemiştir.
Mahkememizin 25/12/2008 tarihli oturumunda dinlenen davalı tanığı … beyanında;davanın taraflarının uzaktan akrabası olduğunu,kendisinin …’ın,… A.Ş ile ilgili toplantılara katıldığını ve hissedar olduğunu bildiğini,yakın zamana kadar …’daki …’a ait hisselerin bir kısmının …’a ait olduğunu bilmediğini,bu dava açılınca,konuyu öğrendiğini, davacının bir süre Almanya’da çalıştığını,Türkiye’ye ve akrabalarına para gönderip göndermediğini bilmediğini,kendisinin davacı … ile iş ortaklığının olduğunu, … isimli presi …’ın bu işe sermaye olarak koyduğunu,kendisinin de saç kesmek için giyotin alıp koyduğunu ve ortak iş yaptığını,…’ın ortaklığa koyduğu presin nereden geldiğini kendisine söylemediğini,… A.Ş’nin bir süre sonra ekonomik krize girdiğini,bu sırada …’ın bu krizden etkilenmediğini bildiğini,…’ın ise mal varlığının bir kısmını satışa çıkardığını ve bir kısmını sattığını,aldığı parayı ne yaptığını bilmediğini,… ile konuşmalarında,başka şirketlerdeki ortaklıklarından bahsettiği halde,… A.Ş’deki ortaklığına ilişkin bir şey söylemediğini,kendilerinin … ile iş ortaklığının 1996 ile 2001 yılları arasında olduğunu, … ile aralarında yargıya intikal eden bir husumet olmadığını,ancak işler ayrılış safhasına geldiğinde,…’ın “bende senedi vardı,ödemeyince ben icraya koydum bana ödedi, ben bu senedi zaten …’dan olan alacağım ile ilişkilendirerek,bu senedi tahsil etmiş olduk, aramızdaki ticari ilişki nedeniyle almıştım,ben yoksa senedin kendisini …’dan almadım” dediğini beyan etmiştir.
Mahkememizin 21/05/2009 tarihli oturumunda dinlenen davacı tanığı … beyanında;davacının kendisinin dayısı olduğunu,davalıların ise ölen dayısı olan …’ın çocukları olduğunu,kendisinin 1988 yılında askere gitmeden önce,her iki dayısı ile ortak iş yaptığını ve birlikte olduklarını,1990 yılında askerden döndüğünde,her ikisinin ayrı işyerleri açarak ticari faaliyettte bulunduklarını gördüğünü,kendisine her iki dayısının da birlikte çalışmayı teklif ettiğini,her iki dayısının da aralarındaki ortaklık ilişkisini bitirmiş olduklarını,ayrı çalıştıklarını,kendisinin bir yıl …’ın yanında, bir yıl da davacının yanında çalıştığını,kendisinin tasfiyenin yapıldığı sırada yanlarında olmadığını, bu yüzden ayrıntılı olarak bilmediğini,ancak kendilerinden duyduğu kadarıyla …’ın,… firmasını almış olduğunu ve davalı …’ın bu … firmasındaki hissesini davacıya devrederek,… A.Ş.’deki kardeşinin hissesini kendine aldığını,bu dava konusu edilen … A.Ş.’de,davacı dayısının hissesinin olduğunu bilmediğini,bu şirkette davalı ölen dayısının,…’ın hissesinin olduğunu bildiğini,…’ın,Coşkunöz Şirketinde çalışırken,oradan ayrılan bir grup arkadaşıyla,… Şirketini kurduğunu ve dayısının Coşkunöz’de çalışırken … A.Ş.’nin de faaliyette olduğunu bildiğini,ancak … dayısının bu şirketi kuruluştaki sermayeyi,davacı dayısından alıp almadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını,dayılarının ortaklık ilişkilerini birbirlerine devirler yaparak sonuçlandırdıklarını ve aralarında herhangi bir problem oluşturmadan yaptıklarını bildiğini,davacı dayısının bu davayı açmasına da bir anlam veremediğini, dayılarının birlikte iş yaptıkları işletmenin,… Kalıp ismiyle faaliyette bulunduğunu,bu işletmeyi feshettiklerini ve bu işletmede kullanılan makinaları aralarında paylaştıklarını,makina paylaşımında kendileri sahibi oldukları makinaları almayıp,onun yerine kendilerinde olmayan makinaları tercih ettiklerini, bu şekilde aralarında pay edildiğini,ortak makina kalmadığını,bu makinaları kendilerinin müstakil olarak açtıkları atölyelerde kullandıklarını,davalı ile davacıya hangi makinaların ayrıntılı olarak paylaşımda kaldığını bilemediğini,bu paylaşım tutanağına göre tarafların paylaşımı gerçekleştirdiğini, ayrıca bu paylaşımlara göre taşınmaz devirlerini de yaptıklarını,ancak ada parsel numarasıyla ayrıntıı olarak bilemediğini beyan etmiştir.
Mahkememizin 16/07/2009 tarihli oturumunda dinlenen davacı asil … beyanında;dosyada fotokopisi gösterilen ve davalı vekili tarafından sırasında aslı gösterilen 28.07.1990 tarihi yazılı karar başlıklı belgenin altında imzası bulunan … ve …’ın her ikisinin de kardeşi olduğunu,kendisinin bu belgeden haberi olduğunu,ancak teyit etmediğini ve red ettiğini,kendisinin Almanya’da çalıştığını ve 1972 yılında izinli geldiğini, babasının kendisine “abin … fabrikada çalışıyor,onu işten kurtaralım” diye söylediğini,kendisinin de babasının dediğini kabul ettiğini,sermaye koyduklarını,bir kısmı ile arsa ve makine aldığını,kalan parasını da babasına verdiğini,abisi …’ın da,evini satıp sermaye koyacak olduğunu,ancak evini sermaye olarak koymadığını,fiilende işin başına gelmediğini,abisinin mesai dışında pazar günleri gelip,iş yerinde ilgilendiğini, … ile 1972 yılından 1981 yılına kadar her yıl sonu,kendi aralarında hesap mutabakatı sağladıklarını, Emir Sultan Mahallesindeki evin kendisinin olduğunu,ortaklık sözleşmesi gerçekleşmediği için,1981 yılından sonra kendisinin hesap vermediğini,Duaçınarı Mahallesindeki iş yerinin kendisinin olduğunu,… ve babası …’ın üzerine olduğunu,daha sonra …’ın babasının da hissesini aldığını,kendisinin de az bir hissesinin kaldığını,onuda ödeyerek kendisini çıkardıklarını ve daha sonra da Duaçınarı Mahallesindeki işyerini de başkasına sattıklarını, kendisinin ifade verirken,davalı vekili tarafından müvekkilinin uyarmasıyla Duaçınarı Mahallesindeki Dalbastı Sokakta bulunan iş yerinden söz edildiğini,belirtilen Dalbastı sokaktaki iş yerinin kendisinin olduğunu, gösterilen sözleşmeyi 28.07.1990’da hazırlamış oldularını,Dalbastı Sokaktaki iş yerini,1990 yılı 9.ayın 10’unda aldığını,yani ortaklık bittikten sonra tamamen kendi parasıyla aldığını,… ile inşaat ortaklığı,… ile kendisinin ortaklığının içinde olduğunu,sonradan … ile inşaat ortaklığının kendisine bırakıldığını,kendisine borç olarak bırakıldığını,ifade verirken davalı vekili tarafından,… ile inşaat ortaklığı sebebiyle fomarada iki adet dükkanı alıp almadığının sorulduğunu,iki adet dükkanı kendi parası ile aldığını ve … inşaat ortaklığına borçlandığını,… ile inşaat ortaklığlından iki adet dükkan alırken,buna karşılık kendisine düşen Emirsultan Zeyniler Caddesinde Hakyemezler Apartmanında bir daire olduğunu,onu abisi …’a devrettiğini,o da bu borca,yani dükkanların borcuna ödemeler yaptığını,kısmen kendisinin kalanını ödediğini, Otosansit Kooperatif ortaklığının,kendisine bırakıldığını,kendisinin 1.000,00.-TL para verdiğini,kararın 3.maddesinde mastaştaki ortaklığın, 31 Aralık 1988 tarihinden önce muhtelif zamanlarda üzerine geçen zimmetlerin …’a bırakılmasına denilmiş ise de,kendisinin Mastaştaki ortaklığı abisi …’a bırakmadığını,kendilerinin hazırlamış olduklarını,bu nedenle kararı imzalamadığını,kararın 4.maddesinde belirtilen … adı altında,…’ın üzerinde kayıtlı bulunan demirbaş, stok,mal ve alacakların iki eşit paya bölünmesinin yazılı olduğunu, bunların değerlendirilerek bölündüğünü,kendilerinin … şirketini değerlendirerek,böldükten sonra …’ın, “benim işim var şehir dışına çıkıyorum” diye ayrıldığını,geri kalan malları bölemedikklerini,bu kararın 5,6,ve 7.maddelerini belirttiği gibi kendisinin onaylamadığını,28.07.1990 tarihinden 3-4 gün sonra bir pazar günü,sabahleyin evine yeğeni …’ın geldiğini ve kendisine “dayı bu sözleşmeyi sana imza için gönderdiler” diye söylediğini,ancak kendisinin bunu imzalamadığını,kendisinin bulunmadığı ve bölüşümün yarıda kalmış olması sebebiyle,tümünü reddettiğini, davalı vekilinin dosyaya sunduğu tutanak başlıklı iki sayfadan oluşan ve son sayfasında …, … isimleri yazılı ve altında da şahit … şahit … yazılı tutanak başlıklı belgede …, … ve … ın ikinci sayfada isimleri altında imzalarının bulunduğu … ın ismi altında imzasının bulunmadığı ilk sayfasında üç imza olduğu görülerek davacı asilden sorularak,3.maddede belirtilen atölyedeki demirbaşlar ortakların adlarının hizasına yazılı şekilde taksim edilmiş olduğunu,yazıldıktan sonra belgenin sol tarafından …’ın sağ tarafında kendisinin isminin yazılmış olduğunu,…’ın ismi altında 24 kalem,kendi ismi altında da 17 kalemden ibaret makine ve diğer araç gereçlerin taksim edildiğinin belirtildiğini, isimlerinin altında yazılı şekilde araç ve gereç taksimlerinin yapılmış olduğunu,ancak bu tutanakta yazılı diğer hiçbir şeyi kabul etmediğini,çünkü belirttiği gibi bölüşmelerinin yarım kaldığını, devam edilemediğini,değerlendirmelerinin doğru olduğunu,bunlara itiraz etmediğini,…’a bırakılan 24 kalemin,kendisine bırakılan 17 kalem ile ilgili paylaşımın doğru olduğunu,paraların cebinden çıkmış olduğunu,ancak bölüşüme girdiğini,ortaklık gerçekleşmediğinden kendi hakkının olduğunu, ortaklığın giderilmesi için zorunlu olarak böyle bir yaklaşım gösterdiğini,bunların kendi defterlerinde,gelir gider beyanları olduğunu,listesini oradan verdiğini,değerleri günün şartlarına göre belirlediklerini,makine araç ve gereç paylaşımını kendi aralarında müsvedde şeklinde elle yazarak yaptıklarını,başlangıç olarak bu işe girdiklerini,daktilo ile yazılmış hale getirmediklerini,daha sonra yukarıda belirttiği gibi anlaşamayınca,diğer paylaşımların yarım kaldığını,kendi aralarında hazırladığıkları müsvedde de araç ve gereçlerin dökümü ve paylaşımı dışında hiçbir yazı yazmadıklarını,yani tutanağın diğer bölümlerini hiçbir şekilde müsfedde halinde yazmadıklarını,…’ın tutanağın son bölümünde yazılı şekilde kendisine herhangi bir para göndermediğini,kendisinin de çalışanlara bu para yerine,elbise ya da kumaş alınsın diye herhangi bir talimat vermediğini beyan etmiştir.
Mahallinde yapılan keşifle bilirkişiler Yr.Doç.Dr….,SMMM …, Hukukçu …’ten aldırılan 27/02/2012 hakim havale tarihli bilirkişi raporunda;dava konusu uyuşmazlığın,davacı …’ın,davalıların miras bırakanı … adına olan 72/1000 … A.Ş hissesinin ½’sinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek 36/1000 miktarındaki hisselerin kendi adına tescilini talep etmesinden ve davalıların bu talebe itiraz etmelerinden kaynaklandığını,davacı tarafın iddia ettiği,”dava konusu hisselerin ½’sinin kendisine ait olduğu halde,davalıların murisi … adına kayıt ve tescil edildiği” hususunun,inançlı işlem olduğunu,dosya içerisindeki deliller arasında sunulan mektupların,özellikle tarafların kardeşi olan davalı hisselerin yarısının davacı …’a ait olduğuna ilişkin iddiasının,sermaye artışlarının yönünden değerlendirme haricinde şimdilik ispatlandığı sonucuna varıldığını,dava dosyasındaki delillerin takdirinin mahkemeye ait olduğunu,davacı ve davalıların murisleri arasında çeşitli ortaklıklar mevcut iken,bu ortaklıkların tasfiye edildiği hususu ile dava edilen inançlı işlem konusu hisselerinin idaresinin davalıların miras bırakanı, …’a bırakıldığı hususunun ispatlanmış sayılacağı kanaatine varıldığını,dava konusu hisselerin yönetilmesinin,davalıların murisi …’a ait olduğu için,…’ın sermaye artırımı nedeniyle tüm hisseler için ödediği bedellerden,davacı …’ın payına düşen kısmı davalılar tarafından,davacıdan ayrı bir dava ile müstakilen talep edilebilecek ise de,dava konusu hisselerden 36/1000’inin … adına kayıt ve tescil edilmesi gerektiği kanaatine varıldığını, dava konusu uyuşmazlığın öncelikle,inançlı işleme dayandığından,inanılan kimsenin 21/01/2005 tarihinde vefatından sonra açılan işbu davada ileri sürülen zamanaşımı taleplerinin haklı olmadığı kanaatine varılmış olduğunu,sonuç olarak,dava konusu uyuşmazlığın,davacı …’ın davalıların miras bırakanı … adına olan 72/1000 … A.Ş hissesinin ½’sinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek,36/1000 miktarlı bu hisselerin kendi adına tescilini talep etmesinden ve davalıların bu talebe itiraz etmelerinden kaynaklanmakta olduğunu,davacı tarafın iddia ettiği,”dava konusu hisselerin ½’sinin kendisine ait olduğu halde,davalıların murisi … adına kayıt ve tescil edildiğini, dava konusu hisselerin yarısının davacı …’a ait olduğu” hususunun inançlı işlem olduğunu, dosya içerisindeki deliller arasında sunulan mektupların,özellikle tarafların kardeşi olan davalı tanıklarının beyanları da dikkate alınarak,davacının bu iddialarının ispatlandığı sonucuna varıldığını, davacı ve davalıların murisleri arasında çeşitli ortaklıkların mevcut iken,bu ortaklıkların tasfiye edildiği hususu ile tasfiye sonucu dava edilen inançlı işlem konusu hisselerin davalıların miras bırakanı …’a bırakıldığı hususlarının ispatlanmış sayılamayacağı kanaatine varıldığını,dava konusu hisselerin yönetilmesinin,davalıların murisi …’a ait olduğundan,…’ın veya vefatından sonra mirasçısı olan davalıların,sermaye artırımı nedeniyle tüm hisseler için ödediği berdellerden, davacı …’ın payına düşen kısmı davalılar tarafından davacıdan ayrı bir dava ile talep edilebilecek ise de,dava konusu hisselerden 36/1000’inin … adına şirket pay defterine kayıt ve tescil edilmesi gerektiği kanaatine varıldığını,şirketin sermaye artışlarında,davalıların murisi … ve mirasçısı olan davalılar tarafından sermaye ilave edilmiş olduğu sonucuna varıldığından,işbu nakdi sermaye katkılarından davacının payına düşen miktarın,davalılar tarafından ayrı bir dava ile gerekirse denkleştirici adalet ilkeleri de dikkate alınarak suretiyle talep edilebileceği sonucuna varıldığını,davalılar aleyhinde ikame edilen dava mirasçı olmaları sıfatıyla açılmış olduğundan,hisselerin davadan önce veya dava sırasında diğer mirasçılara devredilmiş olmasının, davacının talep hakkı bakımından etkili olmayacağını,mirasçılar arasında pay devirleri dikkate alındığında, davacının talep edebileceği %3,6 oranına denk gelecek 18.720 hissenin,3.744 hissenin …’dan,3.744 hissenin …’dan, 3.744 hissenin …’tan ve 7.488 hissenin de …’dan terkin edilmek ve davacı … adına şirket pay defterine kayıt ve tescil edilmesi gerektiği sonucuna varıldığını,davalı mirasçıları arasında yapılan pay devirleri sırasında karşılık ödenmiş olabileceğinden,iptal edilen paylar nedeniyle uğranılan zarar var ise kendi aralarında rücu konusu olabileceğini,dava konusu uyuşmazlığın,öncelikle inançlı işleme dayandığından,inanılan kimsenin 21/04/2005 tarihinde vefatından sonra 29/112/2006 tarihinde 10 yıllık süre geçmeden açılan işbu davada ileri sürülen zamanaşımı iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varıldığını,taraf teşkilinin tamamlanması için davalı … Makine Kalıp Sanayi ve Tic. A.Ş aleyhinde de dava açılmış ise de, davaya sebebiyet vermeyen ve mahkememizce 2009/575 esas sayılı davasında verilecek olan hisse iptali ve tesciline ilişkin kararı kayıtlarına işleyecek olan … Makine Kalıp Sanayi ve Tic.A.Ş aleyhinde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Davalı vekilinin itirazları doğrultusunda,dosya talimat yolu ile Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönerilmiş,bilirkişiler Doç.Dr.Beşir Fatih Doğan,Doç.Dr…. ve Doç.Dr…. tarafından aldırılan 02/01/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda;şirket ortaklığı kurulduğunda,dava konusu hisselerin ½’sinin davacıya ait olduğunu,ancak paylarının tamamının davacı ile … arasındaki inançlı işlem gereğince … adına kayıt ve tescil edildiğini, davacı ile … arasındaki inançlı işlem gereğince,dava konusu payların yönetilmesinin,davalıların murisi …’a ait olduğundan,…’ın veya vefatından sonra mirasçısı olan davalıların,sermaye artırımı nedeniyle ödediği bedellerden,davacı …’ın payına düşen kısmın davalılar tarafından davacıdan ayrı bir dava ile talep edilebileceğini,bu durumun pay sahipliği hususunu etkilemeyeceğini,…’ın şirkete verdiği paraların pay sahipliği ile bir ilgisinin bulunmadığını,şirkete verilen borçların … tarafından her zaman şirketten istenebileceğini,bu hususunda da davacının durumunu etkilemeyeceğini,28/07/1990 tarihli tutanağın değerlendirilmesi sonucu iki farklı kanaate varılabileceğini,tutanağın davacı tarafından imzalanmaması sebebiyle bağlayıcı olmadığı ve hüküm ve sonuç doğurmayacağını ve … A.Ş’deki …’a ait olan payların yarısının talep edilebileceği sonucuna varılabileceği gibi,tutanak davacı tarafından imzalanmamış olsa dahi,davacının kardeşlerinin,kendileri tarafından hazırlanan tutanaktaki hükümleri davacının kabul ettiğini,ancak daha sonra imzalamadığı yönündeki ifadelerinin,davacının tutanakta hüküm altına alınan demirbaş paylaşımını kabul ettiğini ve demirbaşların fiilen paylaşıldığını,yani sözleşmenin kısmen ifa edildiği hususlarının dikkate alındığında,tutanağın imzalanmadığının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması hali teşkil edeceğini ve tutanağın 1.maddesi gereğince … A.Ş’deki …’a ait olan payların yarısının talep edilemeyeceğini,zira 1.maddeye göre taraflar arasındaki tüm ortaklıkların kendi aralarında tasfiye edilmiş sayılacağını,sayın mahkememizce,… A.Ş’deki …’a ait olan payların yarısının talep edilebileceği kabul edilirse,davacı adına kaydedilmesi gereken %3,6 oranına denk gelecek 18.720 hissenin,3.744 hissenin …’dani3.744 hissenin …’dan,3.744 hissenin …’dan ve 7.488 hissenin de …’dan alınarak, davacı …’a devredilmesinin gerektiğini bildirmişlerdir.
Yargıtay bozma ilamı ve bozmandan sonra ibraz edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda Ankara 12.Asl.Tic.Mah.2015/160 Tal. Sayılı dosyasında bilirkişi kurulundan ek rapor alınmıştır. Alınan 05/08/2016 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; Yargıtay bozma ilamından sonra dosyaya dava dışı şirketlerden bir takım hisselerin davacıya devredilmiş olabileceğine yönelik herhangi bir bilgi yada belgenin sunulmadığı ,demirbaşların teslim edilip edilmediği konusunda dosyaya yeni bir belge ibraz edilmediği, tanık beyanları ve …’ın 16/07/2009 tarihli duruşmadaki beyanları dikkate alındığında demirbaş paylaşımının tutanak hükümleri gereğince gerçekleştiği sonucuna varıldığı, davalı şirketin sermaye arttırım bedellerinden davalılar murisi … tarafından karşılanan tutarın ( 246.000,00 TL + 82.000,00-TL ) = 328.000,00 TL olduğu, sermaye taahhüdü için ödenen paraya ödendiği günden itibaren kar payı ödeneceğinden, Yargıtay bozma ilamı çerçevesinde yapılacak değerlendirme neticesinde, davacının ödemesi kararlaştırılan 328.000,00 TL’nin depo edilerek şirket hisselerinin davacıya devrine karar verilmesinden sonra kar payı hesaplamasının yapılabileceği görüş ve kaanati bildirilmiştir.
Dosyaya delil olarak sunulan 28/07/1990 tarihli “KARAR” başlıklı … ve … imzalı belgenin 2.maddesinde; Emir Sultan Mahallesindeki evin, Duaçınarı Mahallesindeki işyerinin,… ile inşaat ortaklığının, Otosansit Kooperatif ortaklığının, Köşk Yapı Kooperatif ortaklığının …’a bırakılmasına, 3.maddesinde;…’taki ortaklığın ve 31 Aralık 1989 tarihinden önce muhtelif zamanlarda üzerine geçen zimmetlerin …’a bırakılmasına,4.maddesinde;… adı altında …’ın üzerine kayıtlı bulunan demirbaş,stok mal ve alacakların iki eşit paya bölünmesine dair karar alındığı ancak bu kararda davanın taraflarının imzasının olmadığı anlaşılmıştır.
Yine delil olarak sunulan 28/07/1990 tarihli “TUTANAK” başlıklı … ve … imzalı … İnşaat Çelik Kalıp Sanayi şirketinin feshine ilişkin belgenin 1.maddesinde;31/07/1990 tarihine kadar herbir ortağın yerine resmen kayıtlı emlak,ev,araba,kooperatif ortaklıkları ve şirketlerdeki ortaklıklardan birbirlerinden pay almayacakları, 3.maddesinde ise;atölyedeki demirbaşlar ortakların adları hizasında yazılı şekilde taksim edildiği ve altında demirbaşların taksiminini yapıldığı ve bu belgede de davanın taraflarının imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı …’ın 16.07.2009 tarihli celsede alınan beyanındaki kısmi ikrarı ile 28.07.1990 ve 31.07.1990 tarihli protokol tanıklarıyla taraflarca gösterilen diğer tanıkların beyanlarından, tarafların murisleri arasında anılan protokol tarihlerine kadar inançlı işlemle tesis edilen ortaklık ilişkisi mevcut ise de ortak malların anılan protokoller doğrultusunda o tarihlerde paylaşıldığı, her ne kadar protokollerde davacılar murisinin imzası bulunmasa da taraflar arasındaki ortaklığın sona erdirilmesine dair paylaşımın diğer hükümlerinin fiilen gerçekleştiği, bu paylaşıma göre dava konusu birleşen davada davalı şirkete ait hisselerin davalılar murisi …’a bırakıldığı ve paylaşımdan sonraki sermaye artışlarına da anılan davalılar murisi ve onun vefatı sonrasında hisseler kendisine terettüp eden mirasçılar tarafından katılım gösterildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle tarafların murisleri arasındaki ortaklık ilişkisinin 28.07.1990 ve 31.07.1990 tarihli protokollerle sona erdiği ve davaya konu hisselerin davalıların murisine bırakıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Dava rededildiği için davacı tarafça depo edilen sermaye artırım bedelinin davacıya iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebep ve gerekçelerle;
1-Asıl ve birleşen davanın reddine,
2-Davacı tarafından depo edilen 164.000,00 TL ve işlemiş faizin davacılara iadesine,
3-Asıl davada ; Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 54,40- TL harcın peşin alınan 135,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 80,60-TL ‘nin istem halinde yatırına iadesine,
4-Davalılar yararına ölçümlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Birleşen davada ; Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 54,40- TL harcın peşin alınan 135,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 80,60-TL ‘nin istem halinde yatırına iadesine,
7-Davalılar yararına ölçümlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan 195,50- TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, diğer davalılar tarafından bir gider yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Davacı ve bir kısım davalılar vekillerinin yüzlerine karşı, bir kısım davalılar vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/07/2020
Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.