Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/560 E. 2021/1069 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/560
KARAR NO : 2021/1069
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – T.C.N. … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil … Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi, kooperatif üyesi esnaflara kredi imkanı sunan bir oluşum olduğunu, kredi sözleşmesinde borçlular …, … ve … işbu borca müşterek ve müteselsil olarak borçlu durumunda olduklarını, sözleşme gereğince borçlular, sözleşmede vade taksit ve bedeli yazılı müşterek ve müteselsil borçlarını alacaklı müvekkil … Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’ne yazılı günlerinde hiç aksatmadan ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, borçlular işbu kredi sözleşmesine aykırı olarak 15.07.2019 vade tarihli 8.321,36-TL’yi ödemediklerini, borcunu vadesinde ödemeyen borçlulara karşı Bursa 13. İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalı …, işbu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunmuş olduğunu, davalı … yalnızca borca kefil olan olup ipotek veren sıfatına sahip olmamasına rağmen sebepsiz bir şekilde itiraz dilekçesinde ipotek sözleşmesinin geçersizliğini iddia etmiş olduğunu, bu nedenlerle davalının icra müdürlüğü dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilerek % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın açmış olduğu dava hukuki dayanaktan yoksun, hiçbir gerçekliği olmayan bir dava olup kabul etmediklerini, işbu dava mükerrer bir dava olduğunu, Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı dosyası ile bu davanın davalısı olan müvekkil … ve … isimli müvekkil aleyhine aynı alacaktan dolayı ilamsız icra takibinde bulunulmuş olduğunu, takibe her iki borçlu süresinde itiraz ettiklerini, bunun üzerine davacı taraf Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/610 E. Sayılı dosyası ile icra dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamı istemli dava açmış olduğunu, bu davada aynı takibe yapılan itirazın iptali ve aynı miktar alacağın tahsili için işbu davayı açmış olduğunu, açılan bu dava mükerrer bir dava olup reddi gerektiğini, bu davanın konusu, tarafları, icra takibi ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/610E. Sayılı dosyasının konusu, tarafları ve icra takibi aynı olduğunu, takibe itirazdan başka müvekkil adına aynı zamanda geçersiz kefalet sözleşmesinin iptali için Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/527 E. Sayılı dosyası ile dava açılmış olduğunu, bu dava halen derdest olduğunu, Bursa 19. İcra Müd.nün 2020/… E. Sayılı dosyası ile mükerrer takip yapılmış olduğunu, ipotek sözleşmesinde yıllık %5 faiz işletileceği yazar iken takipte %20 yıllık faiz işletilmesi de doğru olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek davalarının ve %20 inkar tazminatı taleplerinin reddi ile haksız ve kötüniyetli dava açmalarından dolayı alacağın %20’inden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 13. İcra Dairesinin 2019/… sayılı icra takip dosyası, Bursa 19. İcra Müd.nün 2020/… sayılı icra takip dosyası, kredi sözleşmesi bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak 13/12/2019 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 14/01/2020 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında dosyanın kredi alacağı konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek, davacı kooperatifin icra takibine konu asıl alacak ve faiz miktarı konusunda rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişinin 13/09/2021 tarihli raporunu özetle; Davacı/ Alacaklının 19.10.2018 tarihli Kredi Sözleşmesi nedeniyle davalı/kredi kefilinden alacaklı olduğu, Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı dosyası üzerinden 11.12.2019 takip tarihi itibarıyla, 8.321,36TL asıl alacak, 154,47TL %20 işlemiz faiz olmak üzere toplam 8.471,83TL asıl alacak tutarına, takip tarihinden alacağın tamamen tahsiline kadar işleyecek %20 temerrüt faizi, avukatlık ücreti icra harç ve masraflarıyla birlikte fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ödenmesi emridir. TBK 100. Madde uyarınca kısmi ödemeler öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilecektir.” talep edilen alacağın denetlenmesi ve talep edilebilir tutarının hesaplanabilmesi için anapara ve ferilerin ayrıntılı olarak gösterildiği ödeme planına, ödeme planında yansıtılan taksit hesabındaki akdi faiz oranını gösterir kayıt ve belgelere, talep edilen ve uygulanan gecikme faizi ve temerrüt faiz oranlarını gösterir banka faiz genelgesi ve ilgi kayıtlara ihtiyaç duyulduğu, celp/ ibrazı halinde hesaplamanın yapılabileceği mütalaa edilmiştir.
Davacının alacağın kaynağı, haksız fiil ve kusur sorumluluğu olup 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49 ve devamı maddelerine dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacı Esnaf ve Kefalet kooperatifi olup, dava dışı …’ un borcuna kefil olduğu, taraflar arasında kooperatif ve üye arasında açılan dava olmadığı gibi alacak davası olup davanın 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddesi kapsamında mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde değildir. Bu durumda açılan davanın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, BURSA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/12/2021
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.