Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/558 E. 2021/540 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına ” Karar”
Karar
ESAS NO : 2020/558 Esas
KARAR NO : 2021/540

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :Av…. –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ: 28/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 01/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil … Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi, kooperatif üyesi esnaflara kredi imkanı sunan bir oluşum olduğunu, kredi sözleşmesinde de görüldüğü üzere, borçlular …, … ve … işbu borca müşterek ve müteselsil olarak borçlu durumunda olduğunu, sözleşme gereğince borçluların, sözleşmede vade taksit ve bedeli yazılı müşterek ve müteselsil borçlarını alacaklı müvekkil … Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’ne yazılı günlerinde hiç aksatmadan ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, borçlular işbu kredi sözleşmesine aykırı olarak 15.10.2019 vade tarihli 7.973,65-TL’yi ödemediklerini, müvekkil kooperatife olan borcunu vadesinde ödemeyen borçlulara karşı icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların haksız ve hukuka aykırı bir şekilde takibe itiraz ettiklerini, bu sebeplerle dava, ıslah ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davamızın kabulü ile borçlunun Bursa 19. İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, kötü niyetli takibe itiraz edildiğinden takip çıkış miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere lehimize icra inkâr tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın hakkaniyete aykırı olduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil ve icra takibinde borçlu sıfatı ile yer alan …, …’un kullandığı krediye kefil yapıldığını, düzenlenen kefalet sözleşmesi yasanın öngördüğü şartlara uygun olmadığından geçersiz olduğunu, geçersiz kefalet sözleşmesine dayalı olarak müvekkil ve … aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış bu takibe müvekkil yasal süresinde itiraz ettiğini, müvekkilin itirazı kefalet sözleşmesinin geçersizliğine ilişkin olup,geçersiz sözleşmeden dolayı borçlu almadığına ilişkin olduğunu, bu nedenlerle bu davanın konusu,icra takibi ile Bursa 1.Asliye Ticaret mahkemesinin 2020/609 E. Sayılı dosyasının konusu ve icra takibi aynı olduğundan davanın mükerrerlik ve derdestlik nederiyle reddine, bu talep kabul edilmediği takdirde Bursa 6.Asliye Hukuk mahkemesinin 2019/527 E. Sayılı dosyasının sonucu bu davanın sonucunu etkileyecek olduğundan bu dosyanın sonucunun ve kesinleşmesinin beklenmesine, Nihai olarak davacı tarafın davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddine, haksız ve kötüniyetli dava açılmasından dolayı alacağın %20’inden aşağı olmamak üzere inkar tazminatının, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılarak, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/609 E. Sayılı dosyası, Bursa 19. İcra Müdürlüğü 2020/… E. Sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
İlgili irca dosyasının incelenmesinde davacı tarafından 08/01/2020 tarihinde takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 15/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 14/01/2020 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 06/11/2020 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, davacı tarafça davalı (kefil) aleyhine kredi borcunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesine ilişkindir.Mahkememizce yapılan inceleme neticesinde dava dışı …’un davacı kooperatif aracılığıyla kredi çektiği, söz konusu krediye davalının kefil olduğu, davacının kredi borcu bedelini söz konusu sözleşmede kefil olarak imzası bulunan davalıdan talep ettiği, dava tarihi itibariyle davalının tacir ve esnaf kaydının olmadığı, kooperatif üyeliğinin bulunmadığı, davanın mutlak ve nispi ticari davalardan olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine,Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Emsal nitelikte Ankara BAM 4. Hukuk Dairesi’nin 2019/2978 Esas 2019/2349 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak)
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.30/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.