Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/524 E. 2021/52 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/524
KARAR NO : 2021/52
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : … – T.C.N…. – …
… -T.C.N… – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALILAR : 1- … – T.C.N…. – …
2- … – T.C.N…. – …
3- … – T.C.N…. – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 4- … – T.C.N…. – …
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının çiftçi olduğunu, takip dayanağı senetin davacı ve alacaklı arasında yapılan armut bahçesi bakım ve alımı teminatı olduğunu, Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı dosyasıyla takibin iptali davası açıldığını, davacı ile … ve oğlu …’in üzerine kayıtlı taşınmazda bulunan armut ağaçlarının bakım ve semeresinden yararlanma amaçlı aralarında 2018 tarihinde anlaşma yapıldığını, …’in vefat etmesiyle birlikte anlaşmanın sonlandığını, …’in söz konusu taşınmazı başkasına kiraya verdiğini, aralarındaki anlaşmayla ilgili olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kestel Tarım ilçe Müdürlüğünde kayıtları bulunduğunu, senedin düzenleme tarihinin 31/01/2018 olduğunu, armut bakım tarihinin Mart ayı armut semeresinden faydalanma ayı ise Ağustos ayı olduğunu, davacının buna göre semereden faydalanmadığının açık olduğunu, davacının borcunun bulunmadığını, senet hamili 3. kişiye durum bildirilmesine rağmen tarlayı başkasına kiraladığının açıkça belli olduğundan kötü niyetli olarak icra takibine başladığını iddia edilerek kambiyo vasfını yitirmiş senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, …, … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın cevap ve beyanları haksız ve mesnetsiz olduğundan işbu davanın reddi gerektiğini, huzurdaki dava, dava şartı olan arabulucuk kapsamında yer almakta olup, arabuluculuğa müracaat edilmemesi usulden red sebebi olduğunu, işbu davanın esasa girilmeksizin usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki menfi tespit davası dava şartı olan ticari arabuluculuk kapsamında yer aldığını, dosyada davacı tarafça sunulmuş son oturum – anlaşamama tutanağı bulunduğunu, davaya usul yönünden itiraz ettiğini, davacı tarafın takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasına hiçbir suretle itibar edilemeyeceğini, mezkur senet teminat senedi olmadığını, zira işbu senedin teminat senedi olmadığı kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğunu, davacı taraf takip dayanağı senedin teminat senedi olarak verildiğini iddia ettiğini, fakat davacı tarafından bononun arkasına konan bu tür kayıtlar konmamış sayılacağını, dolayısıyla yazılmamış sayılan kayıt bakımından senet kambiyo vasfına haiz olup keşideciye karşı kambiyo vasfını değiştirmeyeceğini, yanısıra, müvekkilimiz tarafından usulüne uygun olarak yasal süresi içerisinde davacı-borçlulara Kestel 2. Noterliği’nin 02/02/2018 tarihli 1064 yevmiye numaralı ödememe protestosu tanzim edildiğini, buna rağmen davacı-borçlular yasal süresi içerisinde borçlarını ödememiş olup haksız olarak işbu takibe itiraz ettiklerini, davacı tarafın, Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı icra takip dosyasına konu bononun teminat senedi olduğu iddiası ile ödeme emri tebliğ işlemine ve vasfa yönelik olarak ikame etmiş olduğu Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde görülen davada yerel mahkemenin 2018/… E., 2019/439 K. sayılı kararı ile “davacı tarafın takibe konu senedin vasfına yönelik yerinde görülmeyen şikayetinin reddine” karar verilmiştir. yerel mahkeme gerekçeli kararında “davacı tarafça ayrıca takibe konu bononun teminat amacıyla verildiği ve kambiyo senedi vasfının bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, takibe konu bono arkasında bulunan (armut bahçesi bakım ve alım için düzenlenmiştir.) ibare soyut olup, bu hali ile senedin teminat amacıyla verildiğini ispata yeterli değildir ve senedin kambiyo vasfını etkilemez.” şeklinde belirtildiğini, mezkur karara karşı davacı/şikayetçi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, bursa bölge adliye mahkemesi’nin 2019/1785 e., 2019/1911 k. sayılı kararı ile “istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verildiğini, İstinaf mahkemesi gerekçeli kararında da; “ancak takibe konu senet metninde senendin teminat niteliğinde olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı gibi, davacı tarafça teminat senedi iddiasını ispatlar nitelikte, iik’nun 169-a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgelerden herhangi biri ibraz edilememiş, davalı alacaklı tarafça da senedin teminat senedi niteliğinde olduğu kabul edilmemiştir…. açıklanan nedenlerle, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir.” denildiğini, davacı taraf bu kez istinaf kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurmuş ancak Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/12997 E., 2020/6082 K. sayılı 02.10.2019 tarihli kararı ile istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilerek, takip konusu senedin teminat senedi olmadığı ve işbu suretle, senet vasfına ilişkin itirazın reddi kararının hukuka uygunluğu hususları kesinlik kazandığını, davacı/borçlunun müvekkillerimiz aleyhine ikame etmiş olduğu huzurdaki dava hukuki mesnetten yoksun olup usul ve yasaya aykırıdır. öte yandan, davacı tarafın borcu bulunmakta olup, aleyhine başlatılan icra takibi haklı ve yerindedir. davacı tarafın iddiaları alacağın tahsilini geciktirme amacına matuf ve kötüniyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı icra takip dosyası, hicarlama sözleşmesi, görevsizlik kararı, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davalı tarafından bonoya dayalı olarak 20/02/2018 tarihinde kambiyo senedine özgü icra takibinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı ödenmediği ve imzaya itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından ödeme emrinin tebliğinin usulune uygun olmadığından ve bononun kambiyo senedi vasfına uygun olmadığından şikayet yoluna başvurulduğu ancak Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esas ve 2019/439 Karar sayılı Karar ile şikayetin reddine karar verilmiş ve karar istinaf ve temyiz kanun yolu incelemesinden onanarak 01/07/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından icra takibine konu keşideci ve avalin keşideciler olduğu, lehtarın davalıların murisi … olduğu 06/01/2018 keşide tarihli, 31/01/2018 vade tarihli 75.000 TL bedelli bononun teminat senedi olduğu, şarta bağlı olarak verildiği, bononu 2018 yılı itibariyle davalıların murisi … ile armut ağaçlarının bakım ve semeresinden yararlanma sözleşmesi kapsamında düzenlendiğini, murisin vefatı ile taşınmazların başka şahıslara kiralandığını ileri sürülerek bonodan kaynaklı davalılara borçlu olmadığını ileri sürmüştür.
Davacı tarafından bononun tanzim tarihi itibariyle lehtarın ölü olmasının bononun kambiyo niteliğine etkisi bulunmadığından bu iddiaya itibar edilmemiştir.( Yargıtay 12. HD 2016/18289 Esas ve 2017/409 Karar)
Davac tarafından bononun teminat senedi olup şarta bağlı olarak düzenlendiği iddiası yönünden dosya incelendiğinde:
Dava konusu bono incelendiğinde, bononun arka yüzünde “Armut bahçesi bakım ve alım için düzenlenmiştir.” şeklinde ibarenin olduğu görülmektedir
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Bir kambiyo senedi olan bono üzerine bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik niteliklerini ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konulması onun kambiyo niteliğini ortadan kaldırır. Bu çerçevede belirlilik (muayyenlik) kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında, bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. Öztan’ın da ifade ettiği gibi poliçe ve bono keşidesi “şart kabul etmeyen” bir işlemdir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2. B., Ankara 1997, s.451).
Hukuk Genel Kurulunun 11.04.2018 tarihli ve 2017/19-819 E., 2018/771 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, 6762 sayılı TTK’nın 688. Maddesinde belirtilen şekli koşulların yanında taraflar bononun ihdas nedeni (malen/nakden ya da teminat kaydı ile alındığını), uyuşmazlık durumunda aralarındaki anlaşmaya göre yetkili olacak mahkeme, faiz gibi bononun geçerliliğine etki etmeyecek ihtiyari unsurları belirleyerek senede ekleyebilirler. Sıralanan şekil şartlarından da anlaşıldığı üzere, kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Taraflar bu ibareleri ticaret hayatındaki olası bir uyuşmazlık durumunda ispat hukukunda karşılaşabilecekleri zorlukları daha kolay aşmak amacıyla ihtiyari olarak kayıt altına almaktadırlar. Yoksa elbette ki bu kayıtlar bağımsız borç ikrarı içeren senetlerin niteliğine etki etmez. Bonoda teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Sadece teminat olduğuna dair eklenen bu kayda doktrinde mücerret teminat kaydı denilmektedir.
Senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2001 tarihli ve 2001/12-233 E., 2001/257 K.; 20.06.2001 tarihli ve 2001/12-496 E., 2001/534 K.; 24.02.2010 tarihli ve 2010/19-67 E., 2010/99 K.; 28.03.2018 tarihli ve 2017/12-1140 E., 2018/563 K. sayılı ile 11.02.2020 tarihli ve 2017/12-743 E., 2020/129 K. kararlarında da benimsendiği üzere bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir.
Bu durumda yukarıdaki açıklamalardan, dava konusu bononun arka yüzündeki kayıtta açıkça hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğu yazılı olmadığı ve ayrı bir belge ile de bonoya atfedilmediğinden dava konusu bononun teminat senedi olarak kabul edilemeyeceği ( Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esas ve 2019/439 Karar sayılı Kararı inceleyen Bursa BAM 6. Hukuk Dairesi 2019/1785 Eses ve 2019/1911 Karar sayılı Kararda bu yöndedir.) kaldı ki bononun arka yüzündeki ifadenin armut bahçesi bakım ve alımından söz edildiği, kira sözleşmesi ilişkisine atıfta bulunmadığı ve davacı vekili tarafından 26/10/2020 tarihli açıklama dilekçesinde, bonoya dayanak Bursa İli Kestel İlçesi Barakfakih 1757 parsel, 1759 parsel, Serme Mah 163 parsel sayılı taşınmazlar için ileri sürülen kira sözleşmelerinin tarafları ile dava konusu bononun taraflarının aynı olmadığı, kira sözleşmelerinin lehtar … ile düzenlenmediği gibi açıkça bonoya da atıfta bulunmadığından yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davacının tanık dinletme talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış olup davacı tarafça yazılı ve kesin delillerle bononun teminat senedi olduğunun ispat edilmediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığndan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.280,82 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.221,52 TL fazla nispi karar ve ilam harcının hükmün kesinleşmesine müteakip istek halinde davacılara iadesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 10.550,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.