Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/5 E. 2020/637 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/5 Esas – 2020/637
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/5
KARAR NO : 2020/637

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ….. SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/03/2015
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 11/12/2013 günü …’in sevk ve idaresinde olan 16 … 23 plakalı araç ile yaya olan davacıya çarpması neticesinde davacının yaralandığı, kemik kırıkları oluştuğu, tedavisinin Çekirge Devlet Hastanesinde yapıldığı ancak eski sağlığına kavuşamadığı, Bursa Devlet Hastanesi tarafıdan verilen 19/08/2014 tarihli rapora göre %51 oranıda engelli kaldığının anlaşıldığını, 16 … 23 plakalı aracın ZMM Sigortasının 58313424 nolu poliçe ile davalı şirket tarafından yapıldığını belirterek, fazalay ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla iş gücü kaybı ve diğer zararlar için 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kaza yapan 16 … 23 plakalı aracın 25/06/2013-2014 dönemleri için 68313124 nolu ZMM Sigortası poliçesi ile davalı şirket tarafından yapıldığını, teminat limitinin kaza başına 250.000,00 TL olduğunu, davacının müracaatı üzerine 8223284 nolu hasar dosyasının açıldığını ancak kusur oranlarının net olmaması nedeni ile ödeme yapılmadığını, bu sebeple davacının maluliyet oranı ile sürücünün kusur oranının tespitinin gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz istenmesinin mümkün olmadığnıı, belgelerin ibrazından sonra 8.iş gününde alacağın muaccel olacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava dışı …’in sevk ve idaresinde olan 16 … 23 plakalı araç ile 11/12/2013 tarihinde yaya olarak yürümekte olan davacıya çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir.
16 … 23 plakalı aracın ZMM Sigortası 25/06/2013-2014 dönemi için 68313124 nolu poliçe ile davalı sigorta şirketi tarafından yapılmıştır.
Davacının şikayetçi olmaması nedeni ile dava dışı … hakkında takipsizlik kararı verilmiştir.
Davacının müracaatı üzerine Bursa Devlet Hastanesi tarafından 19/08/2014 tarih 4538 nolu engelli sağlık kurulu raporu verilmiştir. Bu rapora göre; davacının %51 oranında engelli olduğu belirlenmiştir.
Davacı trafik kazası nedeni ile %51 oranında malul kaldığını belirterek, malul kalması nedeni ile maluliyet tazminatı talep etmektedir.
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların tüm delilleri toplanarak davacının malul kalıp kalmadığı hususunda rapor alınmıştır.
Alınan 18/04/2016 tarihli rapora göre; davacının malul kalmadığı belirtilmiştir.
Geçici iş görmezlik süresinin ise olay tarihinden itibaren 6 ay kadar olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekili 08/06/2016 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporunu kabul ettiğini belirtmiştir.
Dava dilekçesinde; davacının trafik kazası nedeniyle %51 oranında malul kaldığı belirtilerek fazlaya ilişkin dava hakkı saklı tutulmak kaydıyla maluliyet nedeniyle meydana gelen zarardan dolayı tazminat talep edilmiştir.
Davacı vekili tarafından, 11/07/2016 tarihli duruşmadaki beyanında taleplerinin maluliyet nedeniyle tazminata yönelik olduğu belirtilmiştir.
Bu nedenle, inceleme maluliyet nedeniyle tazminatın meydana gelip gelmediği hususunda yapılmıştır.
Alınan adli tıp kurumu raporuna göre; trafik kazası nedeniyle maluliyet olmadığı belirlendiğinden, maluliyet tazminatının oluşmadığına karar verilmiştir. Her ne kadar adli tıp kurumu raporunda; davacının trafik kazası nedeniyle yaralanmasının 6 ayda iyileşebileceği belirtilmiş ise de, işten geri kalma nedeniyle tazminat talep edilmediğinden; bu husus inceleme ve dava konusu yapılmamış ve bu hususta herhangi bir karar verilmemiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. HD’nin 14/10/2019 tarih ve 2017/966 -2019/9301 E/ K sayılı kararı ile; “Davacı vekili dava dilekçesinde, 11.12.2013 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, yaya olan müvekkiline çarpması sonucu davacının yaralandığını ve Bursa Devlet Hastanesinden alınan rapora göre % 51 oranında maluliyetinin bulunduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile işgücü kaybı ve diğer maddi zararlar için 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Yargılama aşamasında, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda davacının maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin ise 6 ay olarak tespit edildiği, Mahkemece, davacının maluliyeti bulunmadığı ve geçici işgöremezlik tazminatı talep edilmediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacılar vekilinin dava dilekçesinde talep etmiş olduğu maddi tazminat talebi açık olmadığı gibi, 11/07/2016 tarihli duruşmadaki beyanından da açıkça geçici işgöremezlik talep edilmediği şeklinde bir sonuca ulaşmak da mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle Mahkemece; talep edilen maddi tazminat miktarlarının hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğu ve her zarar kalemi için ne kadar istendiği açıklattırılarak maddi tazminat talebi değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekiline maddi tazminat miktarlarının hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğu ve her bir zarar kalem için ne kadar talep ettiğinin açıklanması için 01/10/2020 tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre verildiği halde bu süre içinde beyanda bulunmadığı 26/10/2020 tarihi itibariyle beyanda bulunduğu anlaşılmakla kesin süre ile davalı lehine usuli kazanılmış hakkın doğduğundan yeniden süre verilemeyeceğinden davacının sunduğu 26/10/2020 tarihli beyan dilekçesine itibar edilmemiştir.
Bu durumda davacı tarafından talebin maluliyet sebebiyle tazminat olup açıkça verilen kesin süreye rağmen geçici iş göremezlik- işten geri kalma nedeniyle tazminat talep edilmediği, zarar kalemin açıklanmadığından ve alınan 18/04/2016 tarihli rapor ile davacının malul olduğunun sabit olmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 6,83 TL’nin mahsubu ile bakiye 47,57 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/10/2020

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.