Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/486 E. 2023/556 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/486 Esas – 2023/556
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/486 Esas
KARAR NO : 2023/556

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI : … – ……
VEKİLİ : Av. ….- [16870-78380-….] UETS
DAVALI : … TEKSTİL BOYA BASKI APRE SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – … Samanlı Mahallesi Kocaali Caddesi No:47 Yıldırım/ BURSA
VEKİLİ : Av. ….. – [16148-41587-..] UETS
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil tarafından 28.09.2019 Tari”Seri A 57301 Nolu Fatura ile 3.552,50 Kg ve 21.11.2019 tarih A57304 Nolu Fatura ile 2,503 kg Kumaş işlem için davafıya teslim edildiğini, davalıya teslimi yapılan kumaşlara ilişkin muhatap tarafından boyama işlemleri yapılarak yapmış olduğu işlemler bedelleri 02.10.2019 Tarif Seri 948049 Nolu ve 30112019 Tarih’ Seri 948159 No’lu faturalar ile fatura edilerek ürünler müvekkile teslim edildiğini, müvekkil davalıya tüm ödemelerini Banka Havalesi Teslim Ettiği Çekler ile eksiksiz yaptığını, müvekkilin davalıya teslim edilen 5.& ton kumaştan 3 Vonluk kismi gerekli işlemlerden geçirerek 4245 Adet Bebek Body. 1102 Adet Bebek Elbise, 9158 Adet Bebek Tulum ve 3919 Adet Bebek 5 li Set olmak üzere 18.424 Adet ürün imal ettirmiştir. Ürünlerin imalatı için de ürelim masralları yaptığını, ürünler yapılmadan önce davalı şirkel tarafından ükümlülüklerine uyulmadığını, müvekkilin firmasının adı Minibornbaby olduğunu, davalının kumaşların boyama işlemi sonrasında bebe ürünleri yapılacağını bilmeme ihtimalinin de olmadığını, bu bilgiler ışığında yapılan boyama işlemi sonrasında ürün haline getirilerek iç piyasaya satıldığını, ancak satış işleminden sonra ürünlerin: yapılan boyama işleminden sonta ayıplı hale gelerek ürünlerde yaklaşık meydana gelen çekmenin standartların üzerinde olması sebebiyle kullanılamaz hale veldiğine dair şikâyetler başlamış ve müvekkil ürünlerinden satılmayanların tamanını iç piyasadan çekmek zorunda kaldığını, durumun haricen yaptırılan testler sonrasında boyamadan kaynaklı olduğunun tespiti üzerine hemen davalı şirkete bildirim de bulunulmuş davalıda kendilerine süre verilmesini, bahsedilen ayıba dair ancak yapılacak testler sonrasında cevap vereceklerini beyan etmiş sonrasında kusurlarını kabul etmediklerini, yaşadığı mağdüriyet sonrası işletmesi kapanma nokta değerinin çok çok altında bedelle elinden çıkardığını, yine ortaya çıkan ayıp sonrası davalıya verilen ve düzeltilemeyen 2.5 Ton kumaş bulunmadığını, söz konusu kumaşlar için iade faturası kesilerek davalıya tesis edildiğini, İmalat konusu bebek giysi ve malzemeleri olması sebebiyle bahsedilen çekme ayıbı sonucunda yapıları düzeltme işlemleri sonrasında kumaşlar arasında renk ve tüşe farklılıkları oluşması sebebiyle söz konusu kumaşlarda kullanılamaz duruma geldiğini, malların ayıplı olması sebebiyle Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesine Tespit davası açılarak bilirkişi raporu temin edildiğini, bilirkişi raporuna göre ” Ürünlerde ve kumaşlarda GİZLİ AYIP olduğu. dikilmiş ürünlerde ayıbın giderilmesini mümkün olmadığı, kumaşlarda ayıp giderilmeye çalışıklığfında ise renk ve tuşe gibi özelliklerin zarar gördüğü değerinin 96.000 TL. iken bu durumuyla değer kaybına uğramış olduğu ve bu durumuyla Kg 10 TL. Den satilabileceği ve kumaşın satılabilir tutarının 30.000’TL. Olduğu, dikilmiş ürünlerin yaklaşık olarak 40-70 TI arasında değişen fiyatlarla satıldığı ayıplı hali ile tanesini 10 TL’den satabileceği bu sebeple toplam 11.979 Adet dikilmiş ürünün toplamda yaklaşık olarak 750.000 TL. ye satılabilecekken, 184,240 TL. civarında satışının gerçekleşebileceği” tespit edildiğini, tebliğe çıkarılan tespit raporuna davalının yasal süresinde itiraz etmediğini, eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıp sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin ondan beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı niteliklerin bulunmaması veya olmaması gereken bozuklukların bulunması olarak ifade ettiğini, eserin ayıplı yapılmış olması sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğini, ayıp açık ve gizli olabileceği maddi ve hukuki ayıp şeklinde de olabildiğini, gizli ayıplar basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıp olduğunu, davalı şirketin kusuru sebebiyle ürün ve kumaşlarda gizli ayıp ortaya çıktığının tespitine karar verilerek, luzlaya ve aize ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL Alacak miktarının temerrüt tarihinden itibaren işlemeye başlayacak olan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı ile birlikle müvekkile ödenmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket yıllardan beri faaliyette olan köklü, saygın ve ülke çapında markalaşma yolunda ilerleyen bir şirket olduğunu, kuruluşundan bu yana geçen sürede milyonlarca metre kumaş üretimi yapan müvekkil şirket, ayda yaklaşık 5.000.000 metre kumaş üretmekte olup faaliyetinden bu yana ilk kez ayıplı mal iddiasına istinaden aleyhine dava açıldığını, davacı yanın bizzat tedarik ettiği kumaşlar üzerinde baskı ve boyama işlerinin yapılması hususunda müvekkil şirket ile sözleşme akdettiğini, müvekkil şirket kendisine teslim edilen kumaş üzerinde taahhüt etmiş olduğu işlemi, davacının emir ve talimatlarına uygun biçimde, tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş ve kumaşları davacı yana 02.10.2019 ve 30.11.2019 tarihlerinde teslim ettiğini, davacı yanın aksi yöndeki iddiaları gerçek dışı olduğunu, yüklenici olan müvekkilin ayıba karşı tekeffül sorumluluğu teslim ile başladığını, ancak eserin tesliminden önce de iş sahibinin birtakım hakları bulunmadığını, somut olayda gizli ayıp bulunmadığını, müvekkilin davacıya taahhüt etmiş olduğu edimlerini; davacı yanın talimatları doğrultusunda, eksiksiz biçimde yerine getirdiğini, gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmek zorunda olup somut olayda işbu bildirim makul sürede yapılmadığını, davacı yanın söz konusu ürünlerin satışından hedeflediği satışı yapamayıp yeterli kazanç sağlayamadığından mesnetsiz iddialarla müvekkilimiz aleyhine işbu davayı ikame ederek haksız kazanç elde etme çabası içerisinde olduğunu, davacı tarafın müvekkil şirketin cirosunu ve büyüklüğünü arkasına alarak haksız tazminat kazancı elde etmek için muhtelif deliller üreterek mahkemeyi kendi lehine yönlendirme çabası içerisinde olduğunu, müvekkilin kusuru dolayısıyla kumaşlarda çekme olduğuna ilişkin iddiaların hiçbir gerçekliği bulunmadığını, zira davacı yan ile davacının boyahaneye getirdiği ham kumaşların davacı müşterinin talep ettiği en ve gramaj standartları doğrultusunda boya ve baskısının yapılması hususunda anlaşıldığını, davacı yanın, müvekkile kumaşın gramajının 200 gramı geçmemesi aksi takdirde malı satmasının mümkün olmayacağını beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkilimiz tarafından davacı yana, kumaşın gramajının 200 gram olmasını istiyorsa dokuma yapılmasını, aksi takdirde kumaşın çekeceğini beyan ettiğini, dokuma yapılmaz ise haslık ve çekmede problem yaşanacağı hususunda açıkça bilgi verilmesine rağmen, davacı bu riski kabul ettiğini ifade etmiş ve bunun üzerine belirtilen işlem uygulandığını, somut olay bağlamında irdelendiğinde basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olan davacı yan, numune kumaş üzerinde gerekli testleri yaptırıp ürün temini istemek durumunda olduğunu, ayrıca müvekkil şirket tarafından defalarca izah edilmesine rağmen davacı bunları dikkate almadığını, davacının davayı açmasında kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle karşı tarafın beyan edeceği delilerle karşı, beyanda bulunmak, gerektiğinde mukabil delil listesi ibraz etmek hakkımız saklı kalmak kaydıyla; delillerimizin ve beyanlarımızın kabulüne, açıklanan sebepler dolayısıyla haksız ve mesnetsiz açılan iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 3. Asliye Ticaret mahkemesinin 2020/66 D.İş sayılı dosyası, bilirkişi raporları yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıba dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dosyamız kimya mühendisi, Tekstil Mühendisi, Avukat ve mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişi heyet raporu temin edilmiştir.
17/05/2021 tarihli heyet bilirkişi raporunda özetle; Bilirkişi heyetince mevcut boyalı kumaşlar görülmemiş olup, 3 Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/66 D.İş dosyası ile bilirkişi heyeti boyalı kumaşların 2.500 Kg olduğunu belirtildiğini, davalıdan kesilmemiş kumaşların bedelini faturasını keserek talep edebileceği, boyalı kumaş miktarı ilk bilirkişi raporunca 2500 Kg olarak tespit edilmiş olup, bu miktar kumaş üzerinden yapılacak hesaplamanın :2.500 Kg* 35,10.TL—87.750,00 TL (kdv dahil) olduğu, neticede davacının, davalıdan alması gereken ya da borcundan düşmesi gereken miktarın bu miktar olduğu mütalaa edilmiştir.
27/11/2021 tarihli heyet ek bilirkişi raporunda özetle; Tablo 1 de detaylı yazıldığı üzere ; davacı tarafından, davalı şirkete toplam 6.055,50 Kg (30/1 Penye İnterlok Ham Kumaş) faturası düzenlenmiş olduğu, Tablo 2 de detaylı yazıldığı üzere ; davalı tarafından, davacı firmaya toplam 4.400,57 Kg (Boyalı Kumaş) toplam 1.125,70 Kg (Baskılı Polyester Kumaş) faturası düzenlenmiş olduğu, davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen faturalar
Davacı tarafından, Davalı şirkete düzenlenen faturalar (tablo 1) + 133.589,79 Davacı tarafından, Davalı şirkete yapılan ödemeler (tablo 3) + 60.390,00
193.979,79 Davalı şirket tarafından, Davacı firmaya düzenlenen faturalar (tablo 2) – 193.979,79 , davacı firmanın, davalı şirkete düzenlediği iade kumaş faturasının mevcut olmadığı, Davalı ve Davacı firmanın 2019 yılı ticari defter kayıtlarında iade kumaş faturası ile ilgili kayıt olmadığı, Davalı şirketin ticari defterlerine göre; davalı şirketin, davacı firma ile ilgili hesabının (0) olduğu, Davacı firmanın ticari defterlerine göre; Davacı firmanın, davalı şirkete 5.000 TL borçlu gözüktüğü, her ne kadar kök raporda zarar hesabı yapılırken kesilmemiş olan kumaş miktarı, dosya üzerinden gidilerek 2500 Kg olarak dikkate alınmışsa da tanık beyanlarında farklı miktarların olduğuna dair ifadeler mevcut olup Sayın mahkemeniz bu ifadeleri dikkate alacaksa, kumaşların durumunun ve miktarının tespiti için mahalinde keşif yapılması gerektiğini, bu itibarla dosya üzerinden tespit edilmiş olan 2500 Kg kesilmemiş mal var olduğu kabulüyle davacının zararının o günkü değeriyle 87.750 TL olduğu, kesilmemiş mal miktarının keşif ve mahkemeniz takdiriyle farklı belirlenmesi durumunda ise zararın da buna göre tekrar hesaplanıp tespit edilebileceği kanaatinde olduğu bildirilmiştir. Dava konusu mahalde bilirkişiler heyeti eşliğinde ayrıca keşif yapılmıştır.
Keşif sırasında dinlenen davacı tanıkları dinlenmiştir.Keşif sırasında yapılan inceleme sonucunda düzenlenen tekstil mühendisi, Nitelikli hesap uzmanı ve kimyager bilirkişi tarafından düzenlenen 21/03/2022 havale tarihli raporda özetle: Davalı tarafınca yapılan boyama sonrası bitim işleminde davaya konu ürünler olan 30/1 İnterlok Penye kumaşlarına uygulanan gerilimler sonucu ayıp meydana gelmiş olup; bu gerilimlerin sıcaklık altında fikselenemesi sonucu ilk ıslak işlem olan konfeksiyon işlemi sonrası yıkama işleminde kumaşın orijinal haline toparlanma isteği sonucu ortaya çıktığından dolayı davaya konu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu dikilmiş ürünlerde gizli ayıbın giderilmesinin mümkün olmamasının yanı sıra kumaş ürünlerde tekrar işleme alınarak düzeltilmesi mümkün ise de davalı tarafça da ayıbın giderilmesine yönelik yeniden işlem gerçekleştirilmiş ise de kumaşlarda renk, tuşe gibi özelliklerinin zarar gördüğü tespitleri kapsamında ayıplı malların iş sahibi tarafından kabulünün olanaklı olmadığı, davalı yüklenici tarafından davacı iş sahibince yapılan ihbara karşı çıkılmayıp ayıbın gönderilmesine çalışılması ayıp ihbarının yapıldığını göstermekle beraber davacı tarafından Bursa 10.Noterliğinin 13.01.2020 tarihli 1492 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunulduğu ve yine Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/66 D.İş sayılı dosyası ile de tespit talebinde bulunulduğu, bu itibarla iş sahibi tarafından ayıp ihbarının zamanında yapıldığı, davacının ihtar ile ödemenin iadesini talebi ile TBK.m.475/1 uyarınca seçimlik hakkını sözleşmeden (dönme olarak kullanmış olduğu, Davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması nedeni ile sadece menfi zararlarını talep edebileceği, müspet zararlarını talep hakkının bulunmadığı, ancak davacının bir kısım mamulleri satarak elden çıkardığını beyan ettiği, bu doğrultuda satılan ürünler hakkında dönme hakkının kullanılamayacağı, ancak bu ürünler bakımından bedel hakkının kullanılabileceği, davacının Satmış Olduğunu Beyan Ettiği Ürünler Hakkında Bedel İndirimi, Diğer Ürünler Hakkında Sözleşmeden Döndüğünün Kabulü Halinde (A Seçeneği) ve Davacının Tüm Mamul Ürünler Hakkında Yoksun Kalınan Kar, Ürün İmalat Bedeli, Ham Kumaş Değer Taleplerinin Kabulü Halinde (B Seçeneği) ihtimallerine istinaden seçenekli hesaplamalara yer verildiği, 8. Davacının ayıptan doğan zararının Bedel İndirimi ₺ 9.014,62 , Yoksun Kalınan Kar ₺ 40.993,00 ₺ 54.115,53 , 2.500,00 kg Kumaş Bedeli ₺ 70.200,00 ₺ 70.200,00 ,Üretim Maliyeti ₺ 22.963,50 ₺ 98.390,50 Yargılama Gideri Mahsup – -₺101.749,00 Toplam ₺143.171,12 ₺ 120.957,03 TL olduğu hususu bildirilmiştir.12/12/2022 tarihli ek raporda bilirkişiler kök raporumuzda yer alan tespitlerin aksi yönde bir bilgi ve delil sunulmadığı üzere kök raporda değişiklik yapılmasına gerek görülmediği hususu bildirilmiştir. Davacı vekili 17/02/2023 tarihli dilekçesi ile 120.957,03 TL olarak alacağı ıslah ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki kumaş boyama işlemine dair kurulan sözleşmenin eser sözleşmesi olup davacı tarafından ayıptan kaynaklanan zararın talep edildiği anlaşılmakla öncelikle eser sözleşmesine dair yasal hükümlerin irdelenmesi gerekmektedir. Eser sözleşmelerinde yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye teknik ve sanatsal kurallara ve amaca uygun olarak imâl edip iş sahibine teslim etmekle,davalı iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle mükelleftir. Eser, yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren emek sarfıyla gerçekleştirdiği bir sonuçtur. Eser sözleşmelerinde; yüklenici sadakat ve özen borcu gereği eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek zorundadır. Yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğü bu zorunluluktan kaynaklanır. Başka bir deyişle akdin gereği gibi ve zamanında ifasını tehlikeye sokan her hali yüklenici, iş sahibine derhal haber vermeye mecburdur (TBK 472). Yüklenici genel özen ve sadakat yükümünün gereği olarak kendisine teslim edilen malzemeyi muayene etmeli, eserin meydana gelmesine elverişli bulunmadığını öğrenir öğrenmez iş sahibine bildirmeli ve onun talimatına uygun şekilde hareket etmelidir. Sözleşmeyi imzalayan davalı yüklenici işinin ehli olup, kendisinden basiretli bir tacir gibi davranması beklenir. Gerekli ihbarı yapmayan veya ihbarı yaptığı halde iş sahibinin talimatını beklemeyen ve işe devam ederek ayıplı eser meydana getiren yüklenici iş sahibinin zararını TBK 112. madde uyarınca tazminle sorumludur. Anılan hükümler gereği yüklenicinin, iş sahiplerinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden eseri meydana getirmesi kuralı, yüklenicinin hem sadakat hem de özen borcunu kapsar. Kural olarak, yüklenicinin basiretli bir tacir gibi eseri fen ve sanat kurallarına uygun meydana getirmeyi üstlendiği kabul edilir. Çünkü yüklenici işinin ehli, iş sahibine göre konusunda uzmandır. Özen borcu, sözleşmenin her safhasında olan ve teslime kadar devam eden bir borçtur ( Y.15.HD. 2.7.2013 T, 2012/6860 – 2013/4281 sy.k). İmal sırasında yüklenicinin özen borcunun yerine getirilmemesi halin de iş sahibinin başvuracağı yollar TBK’nun 473. maddesinde gösterilmiş olup, eserin meydana getirilmesi sırasında eserin yüklenicinin kusuru yönünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirildiğinin açıkça görülmesi gerekir. Belirtilmelidir ki, eser sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir iş görme sözleşmesidir. Buradaki yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmek, iş sahibinin karşı edimi ise, kendisine teslim edilen eser sebebiyle bedel (ücret) ödemektir. Eser yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren emek sarfı ile gerçekleştirdiği sonuçtur. Kuşkusuz iş sahibi ısmarladığı eserde belli niteliklerin bulunmasını arzu eder. Meydana getirilen eserin iş sahibinin beklentisini karşılamaması halinde sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bundan dolayı, teslim edilen eserin fen ve sanat kurallarına uygun iş sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşıması gerekir. Aksi halde, eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı tekeffül sorumluluğu ortaya çıkar.
Eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıp sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin ondan beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı niteliklerin bulunmaması veya olmaması gereken bozuklukların bulunması olarak ifade edilmektedir. Eserin ayıplı yapılmış olması sözleşmeye aykırılık teşkil eder. Ayıp açık ve gizli olabileceği maddi ve hukuki ayıp şeklinde de olabilir. Açık ayıp, eserin tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır. Gizli ayıplar ise basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır. Maddi ayıplar, açık veya gizli olsun; ortaya çıkan, gözle görülen ve duyu organları ile hissedilen ayıplardır. Bunun dışında gözle görülmeyen ancak yapılmamış olması nedeni ile karşı tarafça fark edilen ayıplarda bulunmaktadır. Maddi ve hukuki ayıplar da açık ve gizli ayıplar gibi yükleniciye ihbarı gereken ayıplardır.
Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde 6098 sayılı TBK’nın 474/I. maddesi uyarınca açık ayıplarda iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek, gizli ayıplarda ise aynı Kanun’un 477/son maddesi uyarınca ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmak zorundadır. İş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmâl etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır.Eserin ayıplı olması halinde; iş sahibi, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunması şartıyla, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada bu hususu def’i olarak da ileri sürebilir. Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde; yapılan şey iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşme hükümlerine aykırı olursa iş sahibinin o şeyi kabulden kaçınabileceği ve bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, yine aynı maddenin devamında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin kıymetinin noksanı nispetinde bedelden indirim veya eğer o işin onarımı büyük bir masrafı gerektirmez ise yükleniciyi onarmaya mecbur edebileceği hüküm altına alınmıştır. Bunlar eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin haiz olduğu haklardır. Eser ayıplı olmakla birlikte, dürüstlük kuralı gereğince, iş sahibinin kabul etmesini engelleyecek nitelikte değil ise, iş sahibi eseri kabul etmek zorundadır ve bu durumda sözleşmeden dönme hakkının kullanılması iş sahibinin sözleşmeden dönme anlamına gelen bedel iadesi isteminin kabulü iyiniyet kurallarına aykırıdır. Ancak, yüklenici de bu ayıpları gidermek yükümlülüğü altındadır. Sonuç olarak, eserin, iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması ya da dürüstlük kuralına göre kendisinden kabulün beklenememesi durumunda iş sahibi sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde eser sahibine tanınan haklardan hangisini kullanabileceği, mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla eser üzerinde yaptıracağı inceleme sonucu ayıbın derecesi belirlenmek suretiyle takdir olunur (Y.15. HD’nin 16.4.2019 T, 2018/4472-2019/1813 sy k; Y.15. HD. Nin 25.5.2017 T, 2016/2206-2017/2255 sy.k; 1/11/2017 T, 2016/5082-2017/3762 sy.k.).O halde toplanan deliller ve yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, taraflar arasında davacıya ait kumaşların boyanması işlemine dair eser sözleşmesi ilişkisi kurulmuştur. Davalı yüklenici, davacı ise iş sahibidir. Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığına dair ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının yapmış olduğu işin ayıplı yapılıp yapılmadığı ve yapılmış ise ayıptan kaynaklı davacının zararının miktarı noktalarında toplanmaktadır.Tarafların sundukları deliller, dava tarihinden önce yapılan delil tespiti raporu, mahkememizce yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora itirazlar üzerine delil tespiti ve itirazları değerlendiren bilirkişi heyetinin 21/03/2022 tarihli rapor ve uyumlu ek raporunun gerekçeli denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan bu rapora itibar edilerek davalının yapmış olduğu boyama işleminin ayıplı olduğu, gizli ayıplı olduğu, süresi içinde ayıp ihbarının yapıldığı ve ürünlerin kabule olanaklı olmadığı açık olup eserin, iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması sebebiyle kendisinden ürünleri kabul etmesinin beklenemeyeceğinde davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla davacının sözleşmeden dönme sebebiyle uğradığı zararlara yönelik bilirkişi heyetinin A seçeneğinde hesaplanan ayıptan kaynaklı satılan ürünlerde bedel indirimi ve satılmayan ürünlerde ise yoksun kalınan kar, kumaş bedeli, ürün maliyeti giderleri olarak davacının zararının 143.173,12 TL olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacı tarafın davalıdan dava dilekçesi ile ayıptan kaynaklı 10.000 TL alacağı isteyebileceğinden bu miktar alacağın davacının davalıya 15/01/2020 tarihinde temerrüt ihtarında bulunduğu ve 3 günlük mehil süresinin sonu olan 19/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.Diğer yandan davacı tarafından 17/02/2023 tarihinde ıslah dilekçesi ile 110.957,03 TL talebi artırarak kısmen davayı ıslah ettiği, davalının ise usulune uygun olarak zaman aşımı def-inde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda eldeki davanın kısmi dava ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklanan yüklenicinin ayıba karşı tekeffül olup TBK 478. Maddesi uyarınca taşınmaz dışındaki eserlerde ayıplı eserler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresinin uygulandığından dava tarihi olan 08/09/2020 tarihinden ıslah tarihi olan 17/02/2023 tarihine kadar bu sürenin dolduğu sabit olduğundan ıslah edilen miktar yönünden davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
A-10.000 TL alacağın 19/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-Davacı tarafın 110.957,03 TL alacak ile ilgili ıslah edilen kısmın zaman aşımı sebebiyle reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL’nin ve ıslah harcı olarak olarak 2.066,00 TL’nin mahsubu ile artan 1.553,68 TL’nin fazla harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davanın kabul ve red oranına göre 110 TL kısmının davalıdan alınarak bakiye 1210 TL nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 5.850 TL, posta, keşif ve tebligat gideri 693,40 TL olmak üzere toplam 6.543,40 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 540,97 TL yargılama gideri ve 683,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.224,07 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan tebligat yargılama gideri olan 23,50 TL nin davanın kabul red oranına göre 21 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 17.643,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip ..
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır